Göllü Dağ
Göllüdağ, Niğde şehir merkezinin 60 km kuzeyinde, Gölcük Beldesi, Kömürcü köyünün GB yönünde kalan sönmüş yanardağdır. Yüksekliği 1272 m'dir. Volkan konisinin üst kısmında bir krater çukurluğu, bu kraterinde bir kısmında dağa adının veren Krater gölü yer alır.
Dağın üzerinde geç Hitit medeniyetine (M.Ö 8.yy) tarihlenen yerleşme kalıntıları bulunmuştur. Buradaki şehir dağdaki kayaçlardan oluşan bir surla çevrilmiş, ikinci bir surla önemli yapılar koruma altına alınmıştır. Buradaki yapı kalıntılarında bulunan aslan heykelleri Kayseri müzesinde sergilenmektedir.
1934 yılında başlayan kazılarda 1996 yılında, ilk insanların Afrika'dan Avrupa'ya geçişinde bu alanları kullandığı belirlendi. Göllü dağda bol miktarda bulunan obsidiyenin MÖ 8.000'li yıllarda Neolitik insanlar tarafından çıkarıldığı, işlendiği ve uzak alanlara (Kıbrıs, Suriye) ticaretinin yapıldığı belirlendi. Obsidiyenin işlendiği alanlar insanlığın ilk atölyeleridir.[1]
2000 yılında dağ yamacında oluşan erozyonda atların atasına ait olduğu düşünülen, bir kemik parçasına ulaşıldı[2].
Volkanizma ve Jeokimyasal Özellikleri
Nevşehir güneybatısındaki Göllüdağ ve Acıgöl volkanitleri üzerinde yaptığı çeşitli jeokimyasal araştırmalar sonucunda, hafif alkalen karakteri belirgin Kuvaterner bazaltları dışındaki volkanitlerin kalkalkalen seriye dâhil olduklarını tespit etmiştir. Bu volkanitlerin Arap - Afrika levhası ile Anadolu levhacığı arasındaki kıta/kıta çarpışması sonucunda meydana gelen volkanizmanın ürünü olduğunu ileri sürmüşlerdir. Üst Miyosen‘den başlayarak yakın jeolojik geçmişe kadar devam eden volkanizma sonucu türemiş olan Neojen - Kuvaterner volkanitlerini, oluşum zamanlarını ve jeolojik karakterlerini göz önünde bulundurarak çalışmışlardır.
Bölge ile ilgili yapılan çalışmalar; Acıgöl-Göllüdağ volkanitlerinde çalışan Batum (1978a,1978b) volkanizmanın Üst Miyosen’de andezitik lav akıntıları ve domlarla başladığını, Alt Pliyosen’de çeşitli tüfler, andezitik lavlar ve ignimbiritlerin oluştuğunu, Alt Kuvaterner de tüfler, riyolitik domlar ve lav akıntılarının yer aldığını, Üst Kuvaterner’de (Holosen) ise önce andezitler ve son olarak da bazaltların oluştuğunu belirtmiştir. İnnocenti ve diğerleri (1975), bölgedeki volkanik kayaçlarda radyometrik yaş tayinleri yaparak lavlarda 10.1±1.6 ve 5.5±0.2 milyon yıl; tüflerde 8.0 ±1.6 ve 7.8±1.6 milyon yıl gibi yaşlar saptamışlardır.[3]
Batum (1978a) tarafından Acıgöl-Göllüdağ volkanitlerinde yapılan 70 örneğin kimyasal analizleri Zanettin (1984) diyagramına taşındığında (Şek. 2), volkanitlerin bazalt, bazaltik andezit, trakiandezit, andezit, dasit ve riyolit alanlarına düştükleri görülür. Peccerillo ve Taylor (1976) diyagramı ile de kalkalkalen ve yüksek potasyumlu kalkalkalen özellikler taşıdıkları belirlenir (Şek. 3). Sadece birkaç Kuvaterner bazalt örneği hafif alkalen özelliktedir. Batum (1978a), bu bazaltların sahip oldukları alçak orandaki «demir zenginleşmesi» nedeni ile alkalen seri bazaltlarından farklılık gösterdiklerini ve bu nedenle kalkalkalen seriye dâhil edilip yüksek alüminyumlu bazalt» olarak adlandırılabileceklerini belirtmiş ve volkanizmanın, iz element kapsamları göz önüne alındığında kabuk kökenli olduklarını saptamıştır.[4]
Göllüdağ Kül Akıntısı Tüfleri
Gollü dağ volkanizma faaliyetlerine ait ürünler sahanın doğusunda ufak bir bölgeye inhisar eder. Saha sınırının hemen dışında indifai birkaç yüz metre ve üzerinde de büyük bir krater bulunan sırt, bir tüfün ve altındaki bol obsidienli ponza taşı tabakalarının üst kısmını teşkil etmektedir. Bu ponza taşları buradaki volkanik ürünlerin ilk meydana gelenleridir.
Bu tüflerin akıntı yapısı plâstiktir ve Hasan dağındakilerle mukayese edilebilirler. Dokularına ve terkiplerine gelince (riyodasitik) farklıdır. Taban (temel) kısmı karma karışık durumda, mor renkli, 10–20 cm çaplı perlit yumruları ve siyah obsidien parçalarından müteşekkil büyüklü küçüklü merceklerden, bandlardan ve topaklardan vücuda gelmekte ve banlar kuvvetli bükülme göstermektedirler. Siyah obsidien Gollü dağ volkanizmamsın tipik bir ürünü bulunmaktadır. Bu karma karışık durum yukarıya doğru gidildikçe ince taneli, camlaşmış ve gayet ince bandlı bir tüf haline girmekte, kuvvetli plâstik iltiva göstermektedir.[5]
Göllüdağ'ın Riyolasitleri
Gollü dağın riyodasitik vitrofirleri Çiftlik'in kuzeyinde ve kısa bir akıntı halinde sahaya girmektedirler. Gollü dağın yüksek kısımları, yani krater etrafı da bu kayaçlarla kaplıdır. Bunlar lekesiz beyaz kompakt bir lâv olup, tüflerin veya doğrudan doğruya Hasan dağı kül formasyonunun üzerine konmuş bir yayla (Küçük Gollü dağ) vücuda getirirler.[5]
Kaynakça
- ↑ "22. Kazı Sonuçları Toplantısı 1. Cilt". kulturvarliklari.gov.tr. 22.05.2000. ss. 33. 28 Eylül 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20130928133806/http://www.kulturvarliklari.gov.tr/sempozyum_pdf/kazilar/22_kazi_1.pdf. Erişim tarihi: 3 Mart 2014.
- ↑ "Anadolu’nun bilinen en eski yerleşim yeri Niğde Göllüdağ". hurriyet.com.tr. 2 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20150402105747/http://www.hurriyet.com.tr/seyahat/5134697.asp.
- ↑ Ercan, Tuncay, Orta Anadolu’daki Senezoyik Volkanizması, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, Jeoloji Etütleri Merkezi, Ankara.
- ↑ Solak, Burak, Farklı Piroklastik Kayaçların Petrografik Özelliklerinin Mekanik Özelliklerine Etkisi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Niğde üniversitesi, Niğde, Ağustos 2012.
- 1 2 Beekman, P., H., Hasan Dağı - Melendiz Dağı Bölgesinde Pliosen ve Kuaterner Volkanizma Faaliyetleri, Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü, Ankara.