Galata Surları
Galata Surları, Galata bölgesinin çevresinde, 14. yy'dan 19. yy'a kadar varolmuş şehir duvarı.
Ceneviz dönemi
Galata; M.S. 330'da , o zaman "Deutera Romi" (İkinci Roma) adıyla anılan Konstantinopolis'in, 13. idari bölgesi yani resmi adıyla "Regio Sycena" dır.
Cenevizliler, 1204 Latin İstilası üzerine Konstantinopolis'teki yerlerini Venediklilere kaptırmışlardı ve 13. yy'da karşı yakada, Galata bölgesine yerleşmeye başlamışlardı. Şehri Latinlerden geri alarak tekrar Bizans idaresini kuran İmparator VIII. Mihael (hükümdarlığı 1261-1282) 1260'ta imzalanan ve 1261'de tekrar onaylanan Nif (Nimfaion -bugünkü Kemalpaşa-) Antlaşması ile Cenevizlilerin Bizans'ta ticaret loncası, saray, kilise, hamam, fırın, ev, dükkan yapmalarına izin veriyor, konsolosluk hukuk tanıdıktan başka serbest ticaret yapmalarını da öngörüyordu. Ama daha sonra Cenevizliler, bir karışıklık yaratmaya hazırlandıkları öğrenilince Bizans'tan kovuldular ve 1267'de sadece Galata'da bir yerleşme izni elde edebildiler.[1] Cenevizliler, 1303-1352 yılları arasında, rakipleri Venediklilerin baskısını neden göstererek kendilerine ayrılan bölgenin etrafını hendekle çevirmek suretiyle Galata Surlarını inşa etmişlerdi.
Ceneviz dönemindeki Galata Surları, Haliç ve İstanbul Boğazı tarafından deniz ile sınırlanmıştı. Surlar Azap Kapı'daki ilk havuz gözünden itibaren Şişhane'ye çıkıyor, buradan Galata Kulesi'nin etrafını çevirerek Tophane'ye kadar uzanıyordu. Tophane'deki Kılıç Ali Paşa Camii'nin iç tarafından sahil boyunca Karaköy'e gelen sur duvarı, buradan kıyıyı takip ederek Azapkapı'da, öbür duvarlara kavuşuyordu. Kara surları ve surlar önündeki 15 metre genişliğe sahip hendeklerden oluşmaktaydı. Surlar; yaklaşık 2 metre kalınlıkta olup 2800 metrelik çevresi ile yaklaşık 37 hektarlık (0,37 km²) bir alanı çevrelemekteydi.[2] Tahkimatın son şeklini alması ile birlikte Galata sur içinde beş bölgeye ayrılmış, böylece mahalleler arasında geçişler mevcut kapılarla sağlanarak her mahalle bağımsız savunulabilmiştir. Galata Surları, bölgede bulunan mevcut antik ve Doğu Roma devri yapılarına ait taşlar kullanılarak inşa edilmiştir ve kara tarafının baş kulesi de Galata Kulesi'dir.
Osmanlı dönemi
İstanbul kuşatması sırasında Galata Cenevizlileri tarafsız kalmayı kabul ettiler. Cenevizliler, Bizans dönemindeki gibi bağımsız özerk idarelerini fetihten sonra da sürdüreceklerini umuyorlardı.
İstanbul'un Fethi sonrası Fatih Sultan Mehmet (II. Mehmet) buradaki limandan vazgeçmemekle birlikte payitahtının karşısında Batı Hıristiyan devletlerinin kontrolünde güçlü bir kalenin varlığını istemedi. Cenevizlilerin tarafsız kalma önerisine rağmen kaleyi teslim ettiklerinde II. Mehmet onların İstanbul kuşatması sırasında Bizans'a gizlice yardım ettiklerini ileri sürerek özerkliklerini tanımadı. Mehmet kara surlarını yer yer yıktırmıştır.
Galata Surları'nda II. Mehmet'ten sonra bilinen en köklü yıkım, şehremanetinin (belediye) altıncı dairesi tarafından 1864'ten sonra gerçekleştirilmiştir. Surların, 19. yy'ın ortalarından itibaren büyüyen ve gelişen Galata'da ulaşımı zorlaştırmaya başlamasıyla VI. Daire Belediyesi, 1863 tarihli bir iradeyle; surların yıkılmalarını emretmiş ve yıkımla elde edilen malzemenin ve oluşan arsaların mezat yoluyla satılmasının belediyeye önemli bir gelir getirilmesini öngörmüştür. Nitekim 1864 yılından itibaren surların yıkımına başlanmıştır. Yine 1864'deki alınan diğer bir kararla da sur çevresindeki hendeklerin doldurularak kapatılması sağlanmıştır. Bu çalışmalar 1864 yılında yoğun olarak başladıysa da surların tamamen yıkılması 19. Yüzyıl'ın sonuna kadar belli aralıklarla devam etmiştir.
Günümüze yalnızca Galata Kulesi ile mahalle aralarında çok küçük bir kısmı ulaşmıştır.
Ayrıca
Kaynakça
- ↑ Semavi Eyice, "Galata", Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, Tarih Vakfı, 1994. ISBN 975-7306-00-2.
- ↑ Akın, Nur. "Galata ve Beyoğlu Haritaları Üzerinden Bazı Değerlendirmeler". Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi. http://www.obarsiv.com/guncel_nur_akin.html. Erişim tarihi: 2 Mayıs 2014.