Mustafa Rakım Efendi

Mustafa Rakım'ın kaligrafik bir kompozisyonu, 18. - 19. yy.ın başına ait (Sakıp Sabancı Müzesi).

Mustafa Rakım Efendi (1757, Ünye – 1825, İstanbul), Osmanlı hattat, ressam.

Türk İslam yazı sanatında büyük önemi olan bir 18. yüzyıl sanatçısıdır. "Hat sanatının inkılapçısı" olarak anılan Hattat Rakım’ın getirdiği yeniliklerden sonra,[1] Türk hat sanatı tarihi “Rakım öncesi” ve “sonrası” olarak ikiye ayrılacak incelenir olmuştur.[2] Celî sülüs hattı ve padişah tuğralarında, o güne kadar yapılamayanları gerçekleştirmiş; harf kalınlığı ile kalem kalınlığı arasındaki ideal ölçüyü bulmuş; padişah tuğralarına da hat ve şekil yönünden ideal güzelliğini vermiştir. Türk Hat Sanatında bir inkılap gerçekleştirmiş kabul edilen sanatçı, Türk resim sanatında ise batılı anlamda resim yapan ilk büyük ressam kabul edilir.[2] Yaptığı kuş (papağan) resmi, Türk resim sanatının ilk realist resmi olarak kabul edilir.[2]

Yaşamı

1757 yılında Ünye’de dünyaya geldi. Babası, Ünyeli Mehmet Kaptan’dır. Ailenin üç oğlundan en küçüğü idi. Ağabeylerinden İsmail Zühdü, devrinin önemli hattatları arasına girmiş bir sanatçıdır.

Mustafa Rakım Efendi, ilköğrenimini tamamladıktan sonra babası tarafından İstanbul’a getirildi ve medrese eğitiminin yanı sıra hüsn-i hat ve resim çalıştı. Ahmet Hıfzı Efendi, Derviş Ali Efendi ve ağabeyi İsmail Zühdü Efendi]]’den ders aldı. Özellikle cel-i sülüs te ve ressamlıkta başarılı oldu. 12 yaşında iken hattatlık icazetnamesi aldı. İcazet aldığında kendisine “Râkım” mahlâsı verildi.[3] Başlangıçta ağabeyinin izinden giden Mustafa Rakım Efendi, ağabeyinin ölümünden sonra kendi üslubunda eserler verdi.

Devletin ileri gelenlerinin çocuklarına yazı dersleri vermesi nedeniyle devrin önemli kimseleri ile ilişki içinde oldu. Resimleri Reisülküttap Ratıp Efendi tarafından padişah III. Selim’e gösterilip beğenilince kendisinden padişahın portresini yapması istendi. Tablo yapmak vesilesiyle uzun süre padişahın yakınında bulundu ve takdirini kazandı. Padişahın tahta çıkışını gösteren söz konusu tablo, şu anda kayıptır.

Mustafa Rakım Efendi’ye müderrislik görevi ile madeni paraların üzerindeki yazı ve resimleri düzenleme görevi verildi. Ayrıca padişahın tuğrasını düzenlemesi istendi. Şehzadelere yazı hocası olarak atanan sanatçı, gelecekte II. Mahmut olarak tahta çıkacak olan şehzade Mahmut’un da öğretmeni oldu. Güzel sanatlara çok meraklı olan II. Mahmut, iyi bir hattat olarak yetişti.

Mustafa Rakım Efendi, saray ile olan ilişkileri nedeniyle özellikle II. Mahut devrinde çok rahat bir hayat geçirdi.[3] II. Mahmut tarafından bir saraylı olan Emine Hanım ile evlendirildi, çocuğu olmadı.[3]

Mustafa Rakım Efendi, 1805 yılında İzmir kadısı oldu. 1818 yılında İstanbul, 1820'da Anadolu kazaskeri oldu. 1823 yılında bilfiil Anadolu kazaskeri olarak göreve başladı.

Geçirdiği felç hastalığı üzerine 25 Mart 1826’da hayatını kaybetti. Fatih Karagümrük’te Atik Ali Paşa Camii civarına defnedildi. Daha sonra eşi Emine Hanım tarafından türbesi ve yanına bir de medreses inşa ettirildi.

Günümüzde, türbesinin olduğu sokağa “Hatat Rakım Sokağı”, türbenin mahallesine yakın bir ilköğretimokuluna “Hattat Rakım İlköğretimokulu” adı verilmiştir. Medresesi “Hattat Mustafa Rakım Efendi Kültür Merkezi” olarak hizmet verir.[4] Sanatçı hakkında Süleyman Berk'in "Hattat Mustafa Rakım Efendi: Hayatı, Sanatı ve Eserleri" isimli bir kitabı vardır.[5]

Öğrencileri

Hattat Rakım’ın isimleri ve eserleri günümüze ulaşmış üç önemli talebesi vardır: Sultan II. Mahmud, Mehmed Hâşim Efendi ve Mehmed Şâkir Recâi Efendi'dir.

Eserleri

Hakkında

Sanatçıya portresini yaptıran III. Selim, tablo karşısında bu dizeleri söylemiştir:[4]

Görse Behzâd-ı şehîr, mutlak düşerdi hayrete.

Ayrıca bakınız

Galeri

Kaynakça

This article is issued from Vikipedi - version of the 12/13/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.