Hrisotriklinos

Sağda Büyük Saray Kompleksini gösteren İstanbul'un törensel ve yönetimsel kalbinin haritası. Hrisotriklinos yaklaşık olarak güney tarafında, deniz kenarında Bukoleon Sarayı ile Faros Deniz Feneri arasında işaretlenmiştir.

Hrisotriklinos (Yunanca: Χρυσοτρίκλινος, "Altın Kabül Odası", cf. triclinium), (Latince: Chrysotriclinus ya da Chrysotriclinium), Konstantinopolis'te bulunan Büyük Saray'ın yapıldığı geç 6. yüzyıldan 10. yüzyıla kadar ana kabül ve tören salonu. Görünümü hakkındaki tüm bilgiler, başta özellikle 10. yüzyıla ait De Ceremoniis isimli Bizans protokol kitabı olmak üzere yazılı kaynaklardan gelenlerdir. İmparatorluk gücünün ana sembolü olarak Şarlman'ın Aachen bulunan Palatine Şapel'in inşasına ilham vermiştir.

Tarih ve fonksiyonları

Ravenna'da bulunan San Vitale Basilikası. Şekli Hrisotriklinos ile benzerdir.

Salonun işaatına, genellikle II. Justin (565–578 arası hükümdar) tarafından başlanılıp, ardılı II. Tiberius Konstantin (578–582 arası hükümdar) tarafından bitirilip ve dekarasyonun taşındığı düşünülür.[1] Ancak, Bizans kaynaklarında bu konuda ihtilaf vardır. "Suda" (ya da Souda (Yunanca: Σοῦδα)) olarak adlandırılan 10. yüzyıl Antik Akdeniz'in Bizans Ansiklopedisi'nde bina I. Justin (518–527 arası hükümdar), Konstantinopolisli Patria adlı eserde ise Markianos (450–457 arası hükümdar) tarafından yapıldığı belirtilir. Adı geçen ikinci eser genellikle güvenilir olamadığı için kabul görmez. Tarihçi Yannis Zonaras, II. Justin'in daha önce I. Justinianos (527–565 arası hükümdar) tarafından yaptırılan Heptaconch salonunu yeniden inşa ettiğini kaydeder.[2] Bizans İkonoklazmından sonra III. Mikhail (842–867 arası hükümdar) ve I. Basileios (866–886 arası hükümdar) tarafından tekrar süslenmiştir. Daha önce yapılan Büyük Saray'ın Daphne kanadı gibi tek mamaca hizmet eden bir bina değildir, tac odası olması yanında ziyafet salonu olarak da kullanılmaktaydı.[2][3] Sonra yapılan imparatorluk odaları ona eklensede, salon günlük salon özellikle 9. ve 10. yüzyılda saray törenlerinde merkezi bir yerdeydi, VII. Konstantin Porfirogennetos (945–959 arası hükümdar) salonu kısaca "saray" olarak adlandırırdı.[4] De Ceremoniis kitabına göre, Hrisotriklinos yabacı elçilerin kabülü, unvanların verilmesi törenleri, dini baylamlarda kabül yeri ve paskalya gibi özel günlerde ziyafet salonu olarak hizmet vermekteydi.[5]

Hrisotriklinos, böylece II. Nikeforos (963–969 arası hükümdar) tarafından güneyde Büyük Saray'ın deniz tarafında duvara bitişik yaptırılan yeni Bukoleon Sarayı'nın merkezi parçası olmuştur. Fakat 11. yüzyılda Bizans İmparatorları şehrin kuzeybatı köşesinde yer alan Blakernai Sarayını mesken olarak tercih etmeye başlamışlardır.[2] Latin İmparatorluğu (1204–1261) ağırlıklı olarak Blakernai'yi kullandılar. 1261 yılında VIII. Mikhail Palaiologos (1259–1282 arası hükümdar), şehri geri aldığında Blakernai'yi restore ederek kullanmaya devam etti. Sonuçta Büyük Saray, çok seyrek kullanılmaya, çürümeye bırakıldı. Bizans İmparatorluğunun sonuna kadar sarayın etkileyici kalıntıları yerinde kalmasına rağmen, Hrisotriklinos'tan en son 1308 yılında bahsedilmiştir.[2]

Tanım

Bizans metinlerinde ünlü ve adı sık geçmesine rağmen, tam tanımı verilmemiştir.[1] Parçalı lütaratür bilgilerinde yer alan kanıtlara göre, salon Konstantinopolis'te Hacı Petros ve Hacı Paulos Bazilikası ve Ravenna'da San Vitale Bazilikası gibi diğer 6. yüzyıl binalarına paralel altıgen şekilli bir kubbedir.[4] Çatı, kamarai (yarım kubbe ya da Niş) şeklinde 16 pencereli 8 kemerle desteklenmiştir.[6] Şekli ve genel özellikleri, yetki alanında bulunan Ravenna'da San Vitale Bazilikası hemen bir mimari model vermesine rağmen, Şarlman, Aachen sarayı içerisinde bulunan bulunan Palatine Şapeli'nde Hrisotriklinos'u taklit etmiştir.[7]

Hrisotriklinos'ten ilham almış Şarlman'ın Aachen'de bulunan Palatine Şapel'in altıgen içi.

Hrisotriklinos'un içinde, imparatorluk tacı, doğu yarım kubbede (bēma) bronz parmaklıkların arkasında bulunmaktaydı. Kuzeydoğu yarım kubbesi, "Hacı Theodore Oratoryası" olarak bilinir. İmparatorun tacı ile bazı kutsal emanetleri bulunur ve aynı zamanda imparatorun giyinme odası olarak hizmet verirdi.[1] Güney yarım kubbede, İmparator VII. Konstantin tarafından koyulan gümüş bir kapının ardında imparatorun yatak odası (koitōn) bulunurdu.[4] Kuzey yarım kubbesi, "Pantheon" olarak bilinir, yetkililerin bekleme odasıydı. Kuzeybatı yarım kubbesi, Diaitarikion hizmetlilerin odası olarak hizmet veriyordu. Odada ayrıca papias isimli saray görevlisinin makamının sembolü olarak elinde bulundurduğu saray anahtarları her sabah salonun törensel açılıştan sonra saklanıyordu.[2] Hrisotriklinos'un ana salonu birçok eklenti ve salonla çevrelenmişti:[2][8]

Salonun 6. yüzyıl orijinal dekarasyonu hakkında hiçbir bilgi yoktur. İkonoklazm döneminde insan formlarının yasaklanmasından sonra, 856 ile 866 yılları arasında bir zaman, abidesel mozaiklerle yeniden dekore edilmiştir.[3][9] Geç 10. yüzyıl elçisi Kremonalı Liutprand, "sarayın en güzel odası" demekten çekinmez.[1] İmparatorluk tacının üzerinde İsa'nın tac giymiş resmi bulunurdu, yanında İmparator III. Mikhail ve Konstantinopolis Patriği I. Fotios olan Bakire Meryem resmi girişin üstünde dururdu. Diğer taraflar melekler, papazlar ve şehitlerle cennetsel bir saray olarak tasvir edilmişti. Tüm dekorasyon, İsa'nın göklerdeki sarayı ile Bizans'ın yeryüzündeki sarayı arasında benzerlik üzerine kurulmuştu.[3]

Salon, İmparator Theofilos (829–842 arası hükümdar) tarafından konulan içerisinde paha biçilemez vazolar, taclar ve diğer nesneler olan yemek büfesi Pentapyrgion ("Beş Kule") gibi çok değerli mobilyalar ihtiva etmekteydi.[10] İmparatorluk ziyafetleri sırasında, 30 yüksek unvan sahibi için ana masa, sayıları iki ile dört arasında değişen her biri 18 kililik ek masalar süslenirdi. İmparator, diğerlerinden ayrı kendi masası olurdu.[6] Çok özel törenlerde, törenin ihtişamı ayrıca artırılırdı, örneğin De Ceremoniis protokol kitabına göre, Arap delegeler için verilen yemeklerde büyük kandiller ile ek ışıklandırma, imparatorluk resmi tören kostümleri, kutsal emanetler ve farklı kiliselerden getirilmiş ve yarım kubbelerde sergilenen değerli parçalar kullanılırdı. Yemeğe, Aya Sofya ve Havariyyun Kilisesi'nden gelen koro ile verandaya koyulan 2 gümüş ve 2 altın org tarafından çalınan müzik eşlik ederdi.[11]

Kaynakça

  1. 1 2 3 4 Cormack (2007), p. 304
  2. 1 2 3 4 5 6 Kostenec (2008)
  3. 1 2 3 Cormack (2007), p. 305
  4. 1 2 3 Cormack (2007), pp. 304–305
  5. Cormack (2007), pp. 305–306
  6. 1 2 Kazhdan (1991), p. 455
  7. Fichtenau (1978), p. 68
  8. Kazhdan (1991), pp. 455–456
  9. Mango (1986), p. 184
  10. Kazhdan (1991), p. 455, 1625
  11. Cormack (2007), p. 306

Kaynakça

    Dış bağlantılar

    This article is issued from Vikipedi - version of the 7/16/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.