Königsberg Kuşatması
Königsberg Kuşatması | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
Doğu Prusya Taarruzu | |||||||
Volkssturm'a bağlı Alman milisler | |||||||
| |||||||
Taraflar | |||||||
Almanya | Sovyetler Birliği | ||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||
Otto Lasch (Esir) |
Aleksandr Vasilevski Konstantin Rokossovski | ||||||
Güçler | |||||||
35.000-130.000 arası Volkssturm milisleri | 3. Beyaz Rusya Cephesi |
Doğu Cephesi |
1941
1942
1943
1944
1945
|
Königsberg Kuşatması, II. Dünya Savaşı sırasında Sovyet kuvvetlerinin giriştiği Doğu Prusya Taarruzu'nun son harekâtıdır. Sovyet kaynaklarının da dahil olduğu bazı kaynaklarda Königsberg Taarruzu olarak geçmektedir. Sovyet 3. Beyaz Rusya Cephesi kuvvetleri, kente taarruzun ardından dört gün süren sert çatışmaların ardından, bugün adı Kaliningrad olan kente kontrolü sağladılar. Kentin Sovyet birliklerince kuşatılması 1945 yılının Ocak ayı sonlarında başlamıştı. Königsberg ile Pillau limanı arasıdaki kara köprüsünü elde tutmak / ele geçirmek için şiddetli çatışmalar yapıldı. Fakat 1945 yılının Mart ayına gelindiğinde Königsberg, artık esas cephe hattının yüzlerce kilometre gerisinde kalmıştı. Sovyet birlikleri üç gün süren taarruzlarıyla Alman mevzilerini savunulamaz duruma düşürünce, 9 Nisan 1945'de Alman birlikleri teslim oldu ve bölgedeki çatışmalar sona erdi.
Harekât öncesi, Doğu Prusya Taarruzu
Sovyet Yüksek Komutanlığı (STAVKA), Doğu Prusya Taarruzu'nu, Berlin yönünde ilerleyecek olan Kızıl Ordu kuvvetlerinin kanadını örtmek için planlamıştı. Gerçekte Doğu Prusya, bu amaçla kullanılabilecek çok sayıda birliği bu bölgedeki harekâtlara bağlamıştır. Doğu Prusya Taarruzu planlanırken Stalin, Mareşal Rokossovski'ye Doğu Prusya'da tuzağa düşürülecek olan Wehrmacht kuvvetlerini imha etmesini emretmişti.
Doğu Prusya'ya taarruz eden Sovyet kuvveti, 3. Beyaz Rusya Cephesi kuvvetleridir. Cephe kuvvetleri, 11. Muhafız Ordusu, 39., 43. ve 50. Ordular, 1., 3., 4. ve 15. Hava Ordularıydı. Bu birliklerin toplam kuvveti neredeyse 1.5 milyon kişi ve birkaç bin tank ve bir o kadar da uçaktı. Wehmacht, Doğu Prusya'da çok geniş bir tahkimat ağı, savunma hatları ve mayın tarlalarından oluşan oldukça ayrıntılı bir savunma düzeni tertiplemiştir. Taarruz, 13 Ocak 1945 tarihinde başladı ve daha başlangıçta neredeyse çıkmaza girmiştir. Kızıl Ordu birlikleri, taarruzun ilk günü 1,5 km. ilerleyebildiler ve sadece üç savunma hattını aşabildiler. Taarruzun beşinci günü bittiğinde, ağır kayıplara karşın sadece 20 km. lik bir ilerleme sağlanmıştı. Fakat Alman cephesi yarılmış değildi.
Yine de başlangıçta karşılaşılan güçlüklerin aşılması ardından Sovyet birlikleri güçlerini topladılar ve 24 Ocak'ta Vistül Lagun'unda sahile ulaştılar. Kızıl Ordu'nun bu ileri hareketi bölgedeki Alman kuvvetlerinin Almanya ile ve Doğu Cephesi'ndeki diğer kuvvetlerle kara bağlantısını kesmiş oldu. Bu durumda, kuşatılan Alman birliklerinin her türlü ikmali ancak denizden sağlanabilecektir.
Kuşatma
Hitler, 25 Ocak'ta üç ordu grubunu yeniden düzenleme kararı aldı. Bu karar, gerek Doğu Prusya'daki gerekse Kurlandiya Kuşatması'ndaki Alman kuvvetlerinin kuşatıldığının, dolayısıyla cephe hattının çok ilerisinde kaldığının, üstü kapalı olarak onaylanması anlamını da taşıyordu. Hitler'in düzenlemesinde Kuzey Ordular Grubu Kurlandiya Ordular Grubu, Merkez Ordular Grubu (ki Königsberg'de kuşatılmıştı) Kuzey Ordular Grubu ve A Ordular Grubu ise Merkez Ordular Grubu olarak yapılandırıldı.
Kuzey Ordular Grubu olarak yeniden düzenlenen kuvvetler, üç ayrı bölgede Sovyet kuvvetlerince daha da baskı altına alınmış durumdaydılar. Bu üç kuşatma bölgesinden biri Königsberg civarı, diğeri Samland Yarımadası'na çok yakın bir bölgede ve diğeri ise Heiligenbeil Kuşatması altında, Vistül Lagun'undadır.
1945 yılının Ocak ayı sonlarında 3. Beyaz Rusya Cephesi, Pillau limanına giden yolu keserek Königsberg'i kara tarafından sarmış, kentte yaşayan yaklaşık 200 bin siville birlikte 3. Panzer Ordusu'nu kuşatmıştı.[1] Sivil halkın gereksinimlerini sağlamakta yaşanan güçlükler öylesine ağırdı ki kentte yaşamakta olan insanlara birbirinden çaresiz üç seçenek kalmaktadır.
- Kentte kalmak ve açlık - kuşatma süresince kişi başına günlük ekmek istihkakı 180 gr. olarak verilmiştir. Kişi başına günlük ekmek istihkakının Leningrad Kuşatması'nın 1941 Kasımı ile 1942 Şubatı aylarında sadece 125 gr. olduğu, zaman zaman bunun yarısına düştüğü, bu aşırı uç örnekle karşılaştırıldığında durumun kötülüğü açıkça görülmektedir.
- Ateş hattını geçip kendilerini Sovyet kuvvetlerinin merhametine bırakmak
- Donan Vistül Lagün'ünü yürüyerek Pillau limanına ulaşmak ve tahliye gemilerinden birinde yer bulmak.
Yüzlerce insan ateş hattını geçmeyi seçti. Fakat günde yaklaşık 2 bin kadın ve çocuk, donmuş suyun üzerinden Pillau'ya yürümüştür. Nazi Partisi Doğu Prusya temsilcisi Erich Koch Berlin yolculuğundan dönüşünde, Königsberg'e dönmek yerine Pillau'nun göreli güvenliğini tercih edip tahliye işlemlerinin düzenlemekle ilgilenmiştir.[2] Tahliye için ilk gemi, 1.800 sivil ve 1.200 yaralıyı 29 Ocak'ta tahliye etmiştir. Alman kuvvetleri Şubat ayı boyunca Königsberg'le Samland arasındaki dar kara bağlantısını elde tutabilmek için yoğun çatışmaları göze aldılar. Sovyet birlikleri bu dar kara bağlantısını bir süre için ele geçirerek kentin dış bağlantısını tümüyle kestiler.
Ancak19 Şubat'ta 3. Panzer Ordusu ve Alman 4. Ordu'su, Pillau üzerinden taarruz ederek Königsberg - Pillau kara bağlantısını yeniden açmayı başardı.[3] Ele geçirilmiş bir T-34 tankı öne alarak Alman 1. Piyade Tümeni tarafından Königsberg'den başlatılan bir karşı taarruz, 28. Kolordu ile bağlantı kurmayı amaçlamıştır. General Hans Gollnick komutasındaki bu kolordu, Samland Yarımadası'nın Pillau'nun da içinde bulunduğu bir bölümünü kontrolünde tutmaktaydı. Königsberg'in birkaç kilometre dışındaki Metgethen kasabasını ele geçiren Alman birliği, General Gollnick'in kuvvetleriyle ertesi gün temas sağlayacak olan 5. Panzer Tümeni'ne bir geçiş sağlamış oldu. Bu muharebeler bölgedeki Alman savunmasını Königsberg - Pillau kara bağlantısı yeniden sağlanıncaya kadar sağlam durumda tutmayı sağladı. Bu sayede yeniden denizyoluyla kentin ve savunmanın ikmali sağlandı ve yine aynı yolla sivillerin ve yaralıların bölgeden tahliyesine olanak bulundu. Bu bir ay boyunca süren muharebeler, bazı kaynaklarda 1. Königsberg Kuşatması olarak da geçer.[4]
Mart ayında bölgedeki cephe hattı sabitlendi. Esas cephe hattı yüzlerce kilometre batıya kaymıştı ve kenti ele geçirmek STAVKA için artık öncelikli bir hedef olmaktan çıkmıştı. Yine de kenti savunan Alman garnizonu dağılmamıştı ve teslim olma yönünde herhangi bir belirti de görünmemekteydi. Sonunda Sovyet komutanlığı, kuşatmayı sürdürmektense bir taarruzla kentin alınması kararını vermiştir.
Sovyet taarruz hazırlıkları
Bununla birlikte Königsberg'in bir taarruzla alınmasının kolay olmayacağı biliniyordu. Kenti savunan Alman garnizonu, tam kadrolu beş tümenden oluşuyordu ve savaşçı mevcudu 130 bin dolayındaydı. Savunma, 1888 yılında inşa edilmiş olan etkileyici bir savunma sistemine dayanmaktadır. Bu müstahkem mevki, birbirine tünellerle bağlı onbeş kaleden oluşmakta ve birliklerin kalacağı tesisleri de içermektedir. Savunma düzeni, Fransa-Prusya Savaşı sırasında gerçekleştirilen Paris Kuşatması ardından gelen dönemde, bu kuşatma deneyimlerinden de yararlanarak inşa edilmişti. Dolayısıyla çok güçlü topların bombardımanına dahi karşı koyabilecek durumdaydı. Alman kuvvetleri halen kuşatma altındaki kente yakın bölgeden Samland Yarımadası'na ulaşan dar kara bağlantısını elde tutmaktaydılar. Sovyet kuvvetleri açısından kentin alınması, bu kara bağlantısının kesilmesini gerektirmektedir. Ayrıca Samland Grubu olarak bilinen bu Yarımada'daki Alman kuvvetlerinin (28. Kolordu), bu kara bağlantısını korumak için karşı taarruzlara girişebileceği de hesaba katılıyordu.
Winston Chuchill'e göre Königsberg, "modernize edilmiş ağır savunma tahkimatı" idi. Kent, iç içe geçmiş üç dairesel istihkamla çevrelenmişti. Dış istihkam, 12 kaleyle güçlendirilmişti. Ortadaki istihkam kentin hemen dışındaydı ve iç istihkam mayın tarlalarını, tank engellerini içeren büyük, tek anti-tank istihkamıdır.
Böylesi güçlü bir savunma karşısında başarılı olabilmek için Sovyet Cephe komutanlığı, yoğun bir hava ve topçu desteğine dayanmayı planladı. Topçu yoğunluğunda ulaşılması planlanan sıklık, kilometre başına bazı bölgelerde 250 namlu olarak belirlendi. Ayrıca Alman birlikleri yoğun bir propagandaya maruz bırakıldı. Bu propagandada, direnmenin boşuna olduğu, cephe hattının çok gerilerinde kaldığı, bütünüyle kuşatılmış bulundukları ve en iyisinin silah bırakmak olacağı işlendi. Yine de bu propaganda çok az etkili oldu.
Taarruz, dört gün süren hazırlık bombardımandan sonra 6 Nisan 1945 tarihinde başladı. Taarruzun "yıldız tarzı" olması planlanmıştı. Buna göre Sovyet birlikleri çevrenin birçok noktasından, kent merkezine yönelen eksenlerde taarruz edecekler, savunmayı birbirini destekleyemeyen, birbirinden kopuk parçalar halinde böleceklerdi. Taarruz kuvvetleri, kuzey ve güney olmak üzere iki gruba ayrıldı. Kuzey grubu 39. ve 43. Ordulardan oluştu. Güney grubu ise 11. Muhafız Ordusu idi. 50. Ordu, taarruz cephesinin kuzeydoğu kesiminde yer aldı fakat sadece sınırlı bir şekilde harekâta katıldı.
Taarruz
Birinci gün: 6 Nisan
Taarruz cephesinin güney kesiminde taarruz yoğun bir topçu bombardımanıyla şafakta başladı. Üç saat süren bombardımanın ardından birinci hücum dalgası harekete geçti. Savunmanın birinci hattı, dört gündür süren yoğun bombardımanın sonucunda büyük ölçüde hırpalanmış ve demoralize olmuştu. Sonuç olarak Kızıl Ordu taarruzuna katılan piyade tümenleri, kısa sürede Alman siperlerine girdiler. Öğlen sularında Sovyet ileri alayları ikinci savunma kuşağına taarruza geçtiler. Fakat güçlü bir direnme bu taarruzu durdurmayı başardı. Bunun üzerine Cephe komutanlığı, ihtiyat birliklerini savaşa sürmeye karar verdi. Üç saat sonra Alman ikinci savunma kuşağı da birkaç noktada alınmıştı.
Özellikle sekiz numaralı kale bölgesinde şiddetli çatışmalar yaşandı. 19. yüzyıl sonlarında inşa edilmiş ve daha sonraları modernize edilmiş olan kalın surların, hatırı sayılır bir ateş gücü ve derin hendeklerle desteklenmiş bu mevzilerin, bir cephe taarruzuyla alınmasın neredeyse olanaksızdı. Ağır topçu ateşine karşın savunma, surlara yönelen her ileri hareketi durdurmayı başardı. Kızıl Ordu birlikleri, ancak karanlık çöktükten sonra surlara yaklaşabildi ve patlayıcılar kullanarak gedikler açmaya çalıştılar.
Kuzey kesiminde de taarruz güneydekiyle aynı sıralarda başladı. Burada da öğlen sıralarında birinci savunma hattını aşan Kızıl Ordu birlikleri, ikinci savunma kuşağına taarruz ettiler. İkinci savunma kuşağındaki Alman savunması kötü biçimde sarsıldı ve birkaç noktada yarıldı. Ancak öğleden sonraki saatlerde Sovyet ilerlemesi giderek yavaşladı. Özellikle sağ kanatlarında, kentin batı banliyölerinde konuşlanmış olan Samland Grubu'na bağlı Alman birlikleri birkaç kanat taarruzu geliştirdi.
Beş no'lu kale olarak bilinen istihkamlar, tüm Königsberg mevzileri içinde en güçlü istihkamlar olarak görülüyordu ve doğal olarak güçlü bir direnme gösterdi. Cephenin bu durumunda Sovyet komutanlar, bölgeyi kuşatma altında tutarak cephe gerisinde bırakmaya, yeniden taarruz etme hazırlıkları için zaman kazanmaya karar verdiler.
Karanlık çöktüğünde çatışmalar durdu. Her iki taraf da kendi cephe hatlarını toparladı, kuvvetlerini yeniden teşkilledi ve ihtiyatlarını cephe hattına getirdi. Muharebenin ilk gününün sonucu net olmaktan uzaktır. Sovyet taarruzu, plandaki kadar iyi gelişme göstermemişti. Ancak kent savunması da, savunmadaki birliklerin moralleri belirgin biçimde sarsılmıştı. Subaylar da dahil olmak üzere birliklerde teslim olmalar baş göstermeye başladı.
Taarruzun ilk gününde kötü hava şartları, Sovyet topçu ve hava unsurlarının, yapmak istedikleri kadar etkili nokta bombardımanı yapabilmesini engellemiştir. Ayrıca muharebenin ilk günü Sovyet birliklerince ele geçirilen arazi de, müstahkem bölgeler de, kent merkezinde olduğu gibi sokak çatışmalarının karmaşık sorunlarını hafifleten tarzda yoğun nüfus barındıran bölgeler değildi.
İkinci gün: 7 Nisan
Gece boyunca Alman birlikleri, ateş hattına getirdikleri ihtiyatlarla birkaç karşı taarruz girişiminde bulundu. Şiddetli çatışmalara ve iki taraf açısından da ağır kayıplara yol açan bu girişimiler savunma tarafından geri atılmıştır. Sovyet cephesinin en sorunlu kesimi halen Samland Grubu karşısındaydı ve bu kesimde Alman kuvvetleri bir düzine kadar karşı taarruz girişimi geliştirmiştir.
Ertesi gün, gün ışığı Sovyet hava unsurları ve topçusunun daha başarılı nokta bombardımanları yapmasına olanak verdi. Baltık Filosu'nun hava unsurları ve 1., 3. ve 15. Hava Ordu'larının birkaç yüz bombardıman uçağı, Samland Grubu ileri hatlarını ve kent merkezini bombaladı.
Bu arada 8 No'lu kale Kızıl Ordu birliklerince sarıldı. Fakat yine de güçlü bir direniş göstermeye devam etti. Birkaç başarısız saldırıdan sonra daha kurnazca bir plan uygulamaya kondu. Birkaç yüz kişilik bir Sovyet birliği, sağlanan duman perdelemesinden yararlanarak, savunmayı zayıflatmak için de alev makineleri kullanarak hendeği aşıp kaleye girmeyi başardı ve kale içinde şiddetli çatışmalar başladı. Dış savunma zayıflar zayıflamaz kitlesel cephe taarruzu başladı. Sonuçta taarruz başarı sağladı ve kaledeki Alman garnizonu teslim oldu.
Gün boyunca 11. Muhafız Ordusu, güney kesimdeki tüm direnmeyi kırarak Pregel Nehri'ne ulaşmaya çalıştı. Ancak taarruz kentin merkez kesiminde yavaş gelişti. Her bina için ayrı ayrı çatışmalar yaşandı ve her bina bağımsız bir savunma birimi olarak direnme gösterdi. Özellikle kentin tren istasyonu binası ve civarı şiddetli çatışmalara sahne oldu. Her vagon ayrı bir ateş noktası haline getirilmişti. Kızıl Ordu birlikleri zırhlı araçların ve topçunun desteğinden yararlanmak zorunda kaldılar. Ancak karanlık çökünce bölge etkisiz hale getirildi. Bu durum, Kızıl Ordu birliklerinin kent merkezine girişi savunan iç savunma kuşağına taarruz edebilmelerine olanak sağladı.
Kuzey kesimde beş no'lu kale, inatçı bir direnç göstermeyi sürdürdü. Sovyet istihkamcılar sonunda duvarların temellerine patlayıcılar yerleştirmeyi, böylece gedikler açmayı başardılar. Bu gedikler, sonuç alıcı bir taarruza olanak sağladı. Kızıl Ordu birliklerinin sekiz No'lu kaleye başlattıkları taarruz, tüm gece sürecek şiddetli yakın çatışmaları başlattı. Bu çatışmalar, kalan Alman birliklerinin sabahın ilk saatlerinde teslim olmalarına dek sürdü.
Günün sonunda daha fazla direnmenin anlamsız olduğunu gören General Otto Lasch, Hitler'in karargahıyla telsiz bağlantısı kurarak teslim olmak için izin istedi. Hitler'in yanıtı, "Son adama kadar savaşılması" şeklinde olmuştur.
Üçüncü gün: 8 Nisan
Pregel Nehri, 11. Muhafız Ordusu tarafından gece saatlerinde geçildi ve karşı tarafta, Alman ateşi altında sağlam bir köprübaşı oluşturuldu. Kuzey yönünde ilerlemeyi sürdürmeleri, kuzey kesimdeki Sovyet birlikleriyle temas kurmalarını, böylelikle kuşatmayı tamamlamalarını ve Alman Samland Grubu'nun kent savunması ile bağlantısını kesmelerini sağladı.
Öğleden sonra Mareşal Aleksandr Vasilevski, savunmadaki Alman komutanlığına teslim olmaları çağrısında bulundu. Bu öneri reddedildi ve Alman kuvvetleri hem kent merkezinden hem de Samland köprübaşından, kuşatmayı yarmak için taarruz girişiminde bulundular. Bu girişimler birkaç kilometrelik ilerlemeler sağladıktan sonra durduruldu. Bir başka taarruz daha hazırlandı. Fakat Sovyet hava kuvvetleri, hava savunması yetersiz olan Alman birliklerine ciddi kayıplar verdirmiştir. Tüm harekât boyunca Sovyet hava kuvvetleri genellikle başarılı bir şekilde kullanılmıştır.
Gün sonunda, Samland Grubu'nun kuşatmayı yarmak için yapacağı herhangi bir girişimin yararsız olacağı açıkça ortadaydı. Diğer yandan kent merkezindeki Alman kuvvetleri için de durum daha iyi sayılmazdı, yaklaşık 40 bin kişiden oluşan bu kuvvetler, düzenli bir şekilde sürdürülen şiddetli topçu ateşi altındaydılar.
Dördüncü gün: 9 Nisan
Savaşın son gününde Alman savunması bastırıldı ve savunmanın düzeni de bozuldu. İçinde bulundukları koşullar çerçevesinde direnmenin boşuna olduğunu düşünen General Otto Lasch, kendi inisiyatifiyle teslim olmaya karar verdi. Saat 18:00'da teslim olma kararını Sovyet hatlarına iletti ve bir Sovyet delegasyonu General Lasch'ın sığınağına geldi. Gece yarısından kısa bir süre önce teslim koşulları iki tarafça da kabul edildi.
Sonuç
Kentin yaklaşık olarak yüzde sekseni tahrip oldu. Bu yıkımda ilk darbe, 1944 yılının Ağustos ayındaki Kraliyet Hava Kuvvetleri tarafından yapılan bir hava akınıydı. İkincisi ise Nisan 1945'deki bu çatışmalar sırasındaki Sovyet bombardımanı ve hava akınları. Kentte, savaş öncesinde 316 bin Alman sivil yaşamaktaydı. Savaş sonrasında kentte kalan 200 bin sivilin tümü kentten tahliye edilmiştir. Doğu Cephesi'nde kuşatma altına alınan hemen her şehirde olduğu gibi burada da kuşatmanın son aşamalarında açlıktan pek çok sivil öldü. Pek çok insan da, bahçelerinde patates yetiştirmeye çalışarak bu kaderden kaçınmaya çalıştı. Savaştan sonra bu bölge Sovyet yönetimine geçti ve Kaliningrad Eyaleti oldu.
Dipnotlar
- ↑ Beevor, Sh: 25
- ↑ Beevor, Sh: 49
- ↑ Beevor, Sh: 88-92
- ↑ Christopher Duffy Red Storm on the Reich: The Soviet March on Germany, 1945
Kaynakça
İngilizce Wikipedia maddesinden yararlanılmıştır. Battle of Königsberg
- Berlin: The Downfall 1945 - Antony Beevor