Mimarlık tarihi

Mimarlık tarihi farklı uygarlıklar, ülkeler ve zamanlardaki mimarlık tarihininin gelişimini inceler.[1]

İlk mimari eserler Cilalı Taş Devri ile başlar. Güneybatı Asya’daki bu döneme ait kalıntıların geçmişi MÖ 10000’e kadar gitmektedir. Bu döneme ait kalıntılar Toros Dağları' nın güneyindeki Orta Doğu'da geniş bir alanı ifade eden Levant’ta da rastlanmaktadır. Buralardan yerleşim bölgeleri yavaş yavaş doğuya ve batıya yayılmıştır. Cilalı Taş Devri’nin ilk dönemlerine ait MÖ 8000'li yıllarda Güneydoğu Anadolu, Suriye ve Irak’ta kalıntılara rastlanmaktadır. Yemek pişirilmenin yapıldığı ilk yapılar Avrupa kıtasında ise MÖ 5500'den itibaren rastlanmaktadır. Ufak tefek istisnaları olsa da Kuzey ve Güney Amerika’da yaşayan insanlar, Avrupa’dan gelen ilk temaslara kadar Taş Devri dönemine ait yerleşim birimlerinde yaşıyorlardı.

Antik Mısır Mimarisi

Antik Mısır mimarisinin en önemli ve günümüzde en tanınmış yapıları firavunlar için inşa edilmiş olan piramitlerdir. Antik Mısır piramitleri , dünyanın yedi harikası arasında ayakta kalan tek eser olması bağlamında da önemlidirler.

Antik Yunan Mimarisi

Antik Yunanistan’da yapılan eserlerden ayakta kalanlarının en önemlileri Atina'da Korint'te, bugün Türkiye sınırları içinde kalan Efes ve Bergama'da görülebilir. Bugüne dek kurulmuş en görkemli Yunan şehri, Dünyanın Yedi Harikası'ndan biri sayılan İskenderiye Feneri'nin inşa edilmiş olduğu, Mısır'daki İskenderiye şehri olarak kabul edilir. Fakat yağmalar ve âfetler sonucu bugün İskenderiye Feneri de dahil olmak üzere neredeyse hiçbir eser ayakta değildir. Eski Yunanlarda mimarînin oldukça gelişmiş bir başka kolu da anıtmezarlardır. Yunanlar yaptıkları evlerin ya da diğer yapıların zeminlerini geleneksel bir nedenden dolayı aşınmış çakıl taşları ile döşerlerdi. Ana fon siyah olup desenler beyaz varsa renkli çakıl taşlarından yapılırdı. Ayrıca Yunanların en sık görülen yapıları ise tiyatrolardır. Bulgulara göre ilk tiyatrolar Dionysos adına yapılan dinî şenliklerde tapınakların önünde bulunan, aslen bir sunak olan ve halkın etrafındaki tepelere çıkarak seyrettiği, ilâhi söylenen yükseltilerdir. Tiyatrolar zamanla gelişerek ilk amfitiyatro örnekleri oluşmuştur.

İslami mimari

İslami mimari, İslam'ın kuruluşundan bugüne kadar, İslam kültürü içersinde bina ve yapıların tasarım ve yapımlarını etkileyen geni bir yelpazedeki hem seküler hem de dini yaklaşımları kapsayan bir ifadedir. İslami mimarinin temel eser seçenekleri; Camiler, Mezarlar, Saraylar ve Kale'lerdir. Ayrıca hamamlar, çeşmeler ve diğer mimari seçeneklere ait örnekler de verilmiştir.[2]

Avrupa Mimarisi

Rönesans Mimarisi

Rönesans mimarları Eski Yunan ve Roma sanatından esinlenerek eserlerini tasarlamışlardır. Kubbeler, zarif sütunlar, dış yüzeyi süsleyen yuvarlak pencereler, üçgen alınlıklar ve iç yüzey süslemeleri klasik öğelerin yoğun biçimde kullanılması Rönesans dönemi mimarlık tarzıdır. Rönesans'ın önemli mimarları arasında Michelangelo, Filippo Brunelleschi, Donato Bramante ve Andrea Palladio yer almaktadır.

Barok Mimarisi

16. ile 18. yüzyıllarda gelişen ve müzik, resim ve edebiyat alanından sonra mimarlık alanında da kendine önemli ölçüde yer edinen akımdır. Ağırlıklı olarak kilise ve saraylarda tanrı ve mitoloji taslaklarına dayalı ve işlemeli duvarlar, görkemli bahçelerle donatılmış mimari anlayıştır.

Modern Mimarlık

Modern mimarlık, 19. yüzyılın Eklektisist mimarlığına karşı çıkan özgün yaratma yanlısı tüm mimari akımların genel adıdır.

Ekspresyonist Mimari

Ekspresyonist mimarlık (Dışavurumcu Mimarlık), modern mimarlık akımlarından biridir. Almanya'da I. Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan Ekspresyonist mimarlık, 1930'a kadar varlığını sürdürmüştür. Çok kesin ve çizgileri belirlenmiş bir üsluba sahip değildir. Ekspresyonist mimarlık, genelde tarihten biçim aktarmaları yapmayı yadsımış olmasına rağmen ortaya çıkan bazı ürünlerde geçmişi yorumlama çabası görülmektedir. Yine de Ekspresyonistlerin ana özelliği hiçbir biçimsel ön yargı taşımamaları ve daima yaratma sorunsalını ön plana çıkarmalarıdır.

Postmodern Mimari

Postmodern mimari ilk örneklerinin 1950'lerde başladığı varsayılan ve günümüz mimarisinde de de etkisini sürdüren uluslar arası bir üsluptur. Mimarlıkla postmodernitenin habercisi, genellikle modernizmin sahip olduğu uluslar arası üslubun biçimciliğine bir yanıt olarak "nüktenin, süslemenin ve göndermenin" geri dönüşüdür.

Kaynakça

  1. Sir Banister Fletcher's a History of Architecture Fletcher, Banister; Cruickshank, Dan, Architectural Press, 20th edition, 1996. ISBN 0750622679
  2. Copplestone, p.149

Basılı yayınlar

Modernizm

Dış bağlantılar

This article is issued from Vikipedi - version of the 2/5/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.