Türk Ocakları

Bu maddenin sonunda bir kaynak listesi olmasına rağmen, metin içi dipnotlar yeterince veya hiç kullanılmadığı için, bazı bilgilerin kaynağı belirsizdir.
Maddeye uygun biçimde kaynaklar ekleyerek Vikipedi'ye katkıda bulunabilirsiniz.
Türk Ocakları Adana Şubesi'nin hatıra defterinde Atatürk'ün kendi el yazısıyla notu

Türk Ocakları, 1912 yılında İstanbul’da bir kültür derneği olarak kurulmuş ve Cumhuriyet döneminde Türkiye’de millî devletin oluşumuna katkıda bulunmuş milliyetçi örgüttür. 1931’de 260’ı geçen şubesi, 30.000‘i aşkın üyesiyle ülkenin en güçlü sivil kuruluşu durumuna gelen dernek cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa’nın emri doğrultusunda Cumhuriyet Halk Partisi ile birleştirilmiş; 1949 yılında yeniden canlandırılmıştır. Faaliyetlerini günümüzde 77 şubede[1] sürdürmektedir, genel merkezi Ankara’dadır.

Amacı “Türk milliyetçiliği” olan derneğin amblemi 1912’de kabul edilen cepheden görülen “Bozkurt” başıdır[2].

Tarihçe

Türk Ocakları Derneği, II. Meşrutiyet sonrasında Osmanlı Devleti sınırları içinde yaşayan azınlıkların Osmanlı Devleti’nden ayrılmak için kurdukları milliyetçi derneklere karşılık aynı sınırlar içinde yaşayan Türklerin haklarını korumak üzere kuruldu. Daha önce aynı amaçla kurulmuş ancak uzun süreli olmamış Türk Derneği (1908) ve Türk Yurdu Cemiyeti (1911)’nin devamı niteliğinde bir kuruluştu.

Türklerin sosyal, ekonomik, kültürel seviyelerini yükseltmek amacı için politikaya girmeden hizmet edecek bir dernek kurulması fikri, o devirde sayıları gittikçe artan Türkçü yayınlarda ortaya atılmış ve Askeri Tıbbiye öğrencileri tarafından benimsenmişti[3]. Başlangıçta tıbbiye öğrencilerinin daha sonra mülkiye ve diğer sivil okul öğrencilerinin katıldıkları gizli toplantılarda, bir dernek kurma fikri olgunlaştırıldı. 11 Mayıs 1911’de “190 Tıbbiyeli Türk Evladı” adına bir program hazırlandı ve dönemin tanınmış aydınları ile paylaşıldı. Görüşlerine başvurulan kişilerden alınan destekle, 20 Haziran 1911 tarihli ikinci toplantıda milliyet fikrine dayalı bir dernek kurulmasına karar verildi. Dr. Fuat Sabit (Ağacık) Bey’in teklifi ile derneğe Türk Ocağı adı verildi.

20 Haziran 1911 tarihli toplantıda Türk Ocağı Kurucu Heyeti üyeleri şu şekilde tespit edildi: Mehmet Emin, Ahmet Ferit, Ahmet Ağaoğlu, Fuat Sabit.

Aynı toplantıda belirlenen Geçici İdare Heyeti Üyeleri ise şu kişilerdi: Mehmet Emin (Başkan), Yusuf Akçura (İkinci Başkan), M. Ali Tevfik (Kâtip), Dr. Fuat Sabit (Veznedar)

20 Haziran 1911’deki fiili kuruluşun ardından derneğin resmen kuruluşu 25 Mart 1912’de gerçekleşti. İlk yönetim kurulu üyeleri şu kişilerden oluştu: Ahmet Ferit (Başkan), Yusuf Akçura (İkinci Başkan), Mehmet Ali Tevfik (Yükselen) (Umumî Katip), Dr. Fuat Sabit (Veznedar).

Resmi kuruluştan önce derneğin ilk toplantıları Türk Yurdu Cemiyeti’nin yayın organı olarak Yusuf Akçura’nın sorumluluğunda çıkan Türk Yurdu Dergisi'nin idarehanesinde gerçekleşmişti[3]; bazı İttihat ve Terakki Fırkası mensupları ve kimi Osmanlı Hanedan mensupların sağladığı destekle maddi olanaklar elde edilince Beyazıt’ta Soğanağa Sokağı’nda bir müstakil bina Türk Ocakları Derneği’nin oldu.

I. Dünya Savaşı Öncesi

Dernek Başkanı Ahmet Ferit’in Balkan Savaşı sonrasında Millî Meşrutiyet Fırkası adlı siyasi partiyi kurmak üzere başkanlıktan ayrılması üzerine 18 Mayıs 1913’te toplanan kurultayda Hamdullah Suphi (Tanrıöver) Bey büyük bir çoğunluğun oyuyla başkan seçildi. Yeni idare heyeti şu kişilerden oluştu: Yusuf Akçura (İkinci Başkan), Halis Turgut (Umumî Katip), Dr. Akil Muhtar, Dr. Hüseyin Ertuğrul.

Türk Ocakları Balkan Savaşı’nın ardından Osmanlı Devleti’nin farklı unsurları arasına ayrılık sokmakla suçlanmış, maddi sıkıntılar yaşamış ve başkanın istifası ile kapanma noktasına gelmişti. Dernek, Hamdullah Suphi’nin başkanlığı üstlenmesi ile yeniden canlandı, maddi sorunlarına çözüm buldu ve milliyetçilik bilincinin yükselmesi için yoğun bir şekilde çalıştı.

I. Dünya Savaşı Yılları

İttihad ve Terakki Fırkası’nın tek parti iktidarı döneminde (1913-1918) diğer derneklerin kapatılmasına rağmen Türk Ocakları kapatılmayan üç dernekten birisi olarak (diğerleri Müdafaa-i Millîye Cemiyeti ve Donanma Cemiyeti) çalışmalarını sürdürdü. İstanbul dışında şubeler (ocak) açıldı.1913 kongresinde 1200 olan üye sayısı 1918 kongresi yapıldığı sırada 2550’ye ulaştı; açılan ocak sayısı ise 35’i buldu[4].

Dernek, 1913’ten itibaren devrin Türk aydınlarının çoğunu bünyesinde topladı. Yusuf Akçura’nın yönetiminde 32 sayfalık bir forma hâlinde 15 günde bir çıkarılan “Türk Yurdu” dergisinin yayımı, Türk Ocakları derneğinin yayın organı olarak devam etti, 1918’de derginin abone sayısı bine ulaştı. Selanik’te Genç Kalemler Dergisi’ni çıkaran ve aralarında Ziya Gökalp’in da bulunduğu kadro, şehrin Yunanlar tarafından işgali (1912) üzerine İstanbul’a gelerek Türk Ocakları’na katıldı, Türk Yurdu dergisinde yazmaya başladı[4].

Halka Doğru” (1913) ve “Türk Sözü” (1914) adlı haftalık dergiler ve 1917’de çıkarılan “Yeni Mecmua”, Manastır’da çıkan “Yeni Fikir”, Üsküp’te yayınlanan “Yeni Mektep” gibi vilayet gazeteleri derneğin diğer yayın organları oldu. Türkçülük fikri doğrudan dernekle ilgili olmayan “Millî Tetebbular”, “Büyük Duygu”, “İktisadiyat Mecmuası”, “Yeni Mecmua”, “Büyük Mecmua” gibi dergiler yoluyla da desteklendi.

“Islah-ı Huruf Cemiyeti” ile Türkçenin sadeleşmesi için çalışıldı; 1250 kitaptan meydana gelen bir kütüphane kuruldu; 500 kadar konferans düzenlendi; Yunan baskısı nedeniyle Selanik’ten kaçan öğrencilerin korunması için bir yardım sandığı kuruldu; İzmir’de Türkçe hakimiyetinin kurulması için kampanyalar düzenlendi; İzmir’deki spor hareketleri İzmir Türk Ocağı tarafından yönlendirildi.

Derneğin 1918 Kongresinde kadınların Türk Ocakları’na üye olarak kabul edilmesine karar verildi. Kadınlarla erkeklerin aynı salonda bir araya gelebildikleri toplantılar gerçekleşti.

Devletin savaş politikasına destek verildi. Kurulan bir Türk-Tatar Heyeti, Kafkasya, Kırım ve Kazan havalisindeki Türk ve Müslümanların hukukunu savunmak için Avrupa’da yetkililerle görüşmelerde bulundu.

Milli Mücadele Dönemi

Türk Ocağı, Milli Mücadele döneminde (1918-1922) varlığını evrak üzerinde aralıksız sürdürdüyse de İstanbul’un işgali sırasında Ocak binasının da İngiliz askerleri tarafından basıp işgal edilmesi (12 Mart 1920) üzerine çalışmalarına fiilen ara verdi. Ocaklılar Anadolu’ya geçerek Kurtuluş Savaşı’da destek verdiler ve TBMM hükümeti kurulduğunda ocağın Merkezi Ankara’ya yerleşti.

İngilizlerce fiilen kapatılmasından önce dernek, İzmir'in işgali’ni protesto etmek ve ulusal direnişi örgütlemek için çalıştı. İzmir’in işgalinden bir gün önce Redd-i İlhak Beyannamesi İzmir Türk Ocağı’nda kaleme alınmış ve Ocak’ta toplanan direnme taraftarlarınca Anadolu’ya duyurulmuştu. Mustafa Kemal’in önerisiyle İzmir’in işgalini protesto için İstanbul’da düzenlenen ünlü Fatih ve Sultanahmet mitinglerine Türk Ocakları öncülük etti. Son Osmanlı Mebusan Meclisi için gerçekleşen seçimlere Türk Ocakları Başkanı Hamdullah Suphi de katıldı ve Antalya mebusu olarak mecliste yer aldı; Misak-ı Milli’nin mecliste kabul edilmesinde etkili oldu.

12 Mart 1920’de Türk Ocakları binasını basan İngiliz kuvvetleri derneğin kütüphane ve koleksiyonlarını dağıttı, birçok üyeyi Malta’ya sürdü. Başkan Hamdullah Suphi ve tutuklanmaktan kurtulabilen pek çok Ocaklı Anadolu’ya geçerek Milli Mücadeleye katıldı. Fiilen savaşan Ocak gönüllülerinden oluşturulan “Sakarya İzci Oymağı” adlı birliğin tamamına yakını Sakarya Savaşı’nda şehit düştü.

Zaferin kazanılmasının ardından üye sayısı hızla artan Türk Ocakları’nın şube sayısı 9 Eylül 1922’de İzmir’in işgalden kurtuluşundan sonra kısa süre içinde 54’e çıktı[4].

Cumhuriyet Dönemi

12 Mart 1920’de faaliyetlerine ara vermiş olan Türk Ocakları Derneği Cumhuriyetin İlanından sonra yeniden Ankara’da açıldı. Hükümet konağının arkasındaki bir kahvehane Ankara’daki ilk ocak binası oldu[3]. Dernek, başlatılan inkılâpların başlıca destekçisi ve yayıcısı olarak faaliyet gösterdi.

Yeniden teşkilatlanan ve şube sayısı 71’e ulaşan dernek, 22-26 Nisan 1924 tarihlerinde -42’si aynı zamanda milletvekili olan- 64 delegenin katılımı ile “Türk Ocakları Birinci Umumî Kongresi”’ni düzenledi. Aynı yıl, Bakanlar Kurulu kararı ile Türk Ocakları’na kamu yararına çalışır dernek statütüsü verildi.

İkinci kongrenin toplandığı 1925 yılında Ocakların, Cumhuriyet Halk Fırkası ile birleştirilmesi” düşüncesi belirmeye başladı. Milli devletin kurulması ile Ocakların işlevini tamamladığına dair yazılar yayımlandı. Diğer taraftan devlet ve Cumhuriyet Halk Fırkası’nın desteği ile Ocaklar bina ve mal varlığı edilmeye başladı. Üye sayısı 30bine ulaşt[4]. Tüm şubelerde kütüphane kurulması için çalışmalar yapıldı; Türkiye’deki ilk çocuk kütüphanesi Akhisar Türk Ocağı’nda açıldı[3]. Türk kültürünü yaymak için konserler, gösteriler düzenlendi.

1926’da Ziya Gökalp’in mezarı yaptırıldı; Türk Yurdu Dergisi İstanbul’a nakledildi, yönetümü Köprülüzade Fuat’da verildi. O yıl gerçekleşen üçüncü kongreden sonra ilk defa Türkçe konuşmayan azınlıklar konusu gündeme geldi ve ertesi yılki kongrede de devam eden tartışmalar sonucunda 1928’de devletçe desteklenen “Vatandaş Türkçe Konuş!” Kampanyası başlatıldı. 1927’de 266’ya çıkan şube sayısındaki artış 1928’den itibaren yavaşladı.

Türk Ocakları 10 Ağustos 1928’de açıklanan Harf İnkılabı’na sahip çıktı; açtığı kurslar ile harf seferberliğine katıldı. Türk Yurdu Dergisi, Harf İnkılabı'nı benimseyip uygulayan ilk yayın organlarından birisi oldu. Yapımına 1927de mimar Arif Hikmet Bey tarafından başlanan "Türk Ocağı Merkez Heyeti Binası” (günümüzdeki Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi) 23 Nisan 1930’da görkemli bir törenle hizmete açıldı. 1930’larda ocaklarda musiki kolu ve spor teşkilatları tarafından spor faaliyetleri ve müzik dersleri gerçekleştirildi. 1930 Kurultayında ocak bünyesinde bir Türk Tarih Heyeti kurulmasına karar verildi. Heyet, bir yıllık çalışması sonucu Türk Tarih Tezini oluşturdu; “Türk Tarihinin Ana Hatları” adlı bir eser hazırladı.

Derneğin Kapatılması

24 Mart 1931 günü Cumhurbaşkanı Atatürk, Türk Ocaklarını dönemin şartları gereği Cumhuriyet Halk Fırkası (CHF) ile birleştirme kararı aldı. Türk Yurdu Dergisi 233. sayı ile yayına ara verdi. 10 Nisan 1931’de Ankara’da Türk Ocaklarının son ve olağanüstü kongresi toplandı, Türk Ocaklarının CHF’ye katılması ve bütün mallarının CHF’ye devredilmesi kararını tespit eden metin oy birligi ile kabul edildi.

Kapatılan ocakların yerini, CHF’ye bağlı bir gençlik ve kültür yan kuruluşu olan “Halkevleri (1932) aldı.

Ocakların Yeniden Açılışı

Türkiye’de çok partili demokratik yaşama getirdikten sonra Hamdullah Suphi Tanrıöver tarafından Türk Ocakları’nı yeniden açma çalışması başladı. İstanbul Türk Ocağı 10 Mayıs 1949’da Hamdullah Suphi’nin babasından kalma Abdülatif Suphi Paşa Konağı’nda açıldı. İlk yönetim kurulunda şu isimler yer aldı : Dr. Hasan Ferit Cansever, Burhanettin Develioğlu,Ahmet Mazhar Âkifoğlu, Dr.Fethi Erden, Ragıp Nurettin Ege,Tevfik Noyan, Cevat Mustafa Emecan,Cemil Behçet.

Açılışta, beş maddelik “Türk Ocağı Beyannamesi” yayınlandı. 7 Ağustos 1949’da gerçekleşen ilk kongrede Hamdullah Suphi Bey genel başkan oldu.

8 Ocak 1951’da Ankara Türk Ocağı şubesi açıldı. Halk evlerine verilen bina ve mal varlıklarının ocaklara geri verilmesi için çalışmalar yapıldı. 1954’te dernek yeniden kamu yararına çalışır dernek statüsü kazandı. Aynı yıl Türk Yurdu Dergisi yeniden Ankara’da yayın hayatına başladı; 5. sayıdan itibaren İstanbul’da yayımlandı. 1959’daki kurultayda Ocaklarının Genel Merkezi’nin İstanbul’dan Ankara’ya nakli de kararlaştırıldı. Hamdullah Suphi’nin rahatsızlığı nedeniyle ocak genel başkanlığına Osman Turan seçildi.

Askeri Darbeler

1960 darbesinden sonra Milli Birlik Komitesi’nin kapatmak istediği Türk Ocakları’nın genel başkanlığına yeniden getirilen Hamdullah Suphi, kapatılmanın önüne geçti; 1966’daki ölümüne kadar genel başkanlığı sürdürdü.

Türk Ocakları, 1966’da ikinci kez genel başkanlığa gelen Osman Turan yönetiminde1971 muhtırasına kadar çalışmalarına devam etti. Bütün dernek çalışmalarının askıya alındığı askeri idare dönemi sona erdikten sonra Türk Ocakları 1975’te çalışmalarına devam etti. Genel başkanlığa Orhan Düzgüneş seçildi.

1980 askeri darbesi ile kapatılan Türk Ocakları, 1984’te yeniden faaliyete geçti. Orhan Düzgüneş yeniden başkanlığa seçildi.

1986 Sonrası Dönem

1984-1986 arasında önemli bir faaliyetti olmayan Türk Ocakları, 1986’da bir hamle yaparak yeniden faaliyetlerine başladı[4]. 23 Nisan’daki kurultayın ardından 29 Mayıs 1986’da Ankara Şubesi açıldı. Bunu pek çok yeni şubenin açılışı takip etti. Ocaklar, çalışmalarına dergi ve kitap yayınları, konferanslar, sempozyumlar, anma günleri ile devam etmektedir.

Kardeş Kuruluşlar

TDEAV faaliyetleri Amerika Birleşik Devletleri merkezli olarak Türk Dünyası'nın geniş bir bölgesinde devam ettirmektedir. TDEAV Türk Dünyası'ndan Avrupa ve Amerika Birleşik Devletlerine lisans ve yüksek lisans eğitimi için gelen öğrencilere burs sağlamakta ve Newyork Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (NASA) isimli lobi merkezini fonlamaktadır. TDEAV'nin 5 yıllık master planında Newyork ve Boston'da 2 yeni Türk evi kurulması öngörülmüştür. TDEAV politika ve eğitim merkezi olarak iki ana kolda örgütlenmiştir. Politika ve strateji dairesi Türk Dünyası'nda siyasi parti, dergi ve basın yayın kuruluşlarının kurulması ve yönetilmesi, eğitim ve arge dairesi ise Türk Dünyasından ABD'ye gelen doktora öğrencileri ile ilişkiler ve burs konularında faaliyet göstermektedir

Genel başkanlar

Kaynakça

  1. Türk Ocakları Web Sitesi, Şubeler Sayfası, Erişim tarihi:03.03.2011
  2. Türk Ocakları Derneği Tüzüğü, Ankara, 2008
  3. 1 2 3 4 Nermin Kılıç, Atatürk’ün Türk Ocaklarındaki Konuşmaları, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitütüsü Tarih Ana Bilim Dalı Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Bolu 2006
  4. 1 2 3 4 5 İsmail Acar, Türk Ocakları, Balıkesir, 2004
This article is issued from Vikipedi - version of the 1/2/2017. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.