Antlaşma Limanları
Antlaşma Limanları, Asya ülkelerinin, özellikle de Çin, Japonya ve Kore'nin Britanya, Fransa, Almanya ve ABD gibi Batılı ülkelerden gelen baskılar sonucunda 19. yüzyıl ortalarında dış ticarete ve yabancıların yerleşmesine açtığı limanlar. Çin'daki antlaşma limanlarının kurulmasında Japonya'nın baskıları da etkili olmuştur.
Çin
Çin'deki ilk limanlar, I. Afyon Savaşı (1839-42) olarak bilinen Çin-İngiliz çatışmasında Çin'in yenilgiye uğramasının ardından, 1842'de imzalanan Nanking Anlaşması ile İngiliz tüccarlara açıldı. O döneme kadar yalnızca Kanton limanını Batı ile kısıtlı bir biçimde ticarete açmış olan Çin, Kanton dışındaki bazı önemli limanlarını da Batı ticaretine açmak durumunda kaldı.[1] 19. yüzyıl sonlarına doğru Batılı ülkelerin Çin'den giderek daha çok ödün koparmaları ile, 1842'de beş olan antlaşma limanlarının sayısı 1911'de ellinin üzerine çıktı. Şanghay ve Kanton (Guangzhou) gibi, antlaşma limanları olan kentler, 19. ve 20. yüzyıl boyunca Çin'de sanayileşmenin başlıca alanları oldu.
Çin'deki Başlıca Antlaşma Limanları
Japonya
Japonya'da ise antlaşma limanı sistemi, ABD'li Komodor Matthew C. Perry'nin, 1854'te bir savaş filosuyla Edo (bugün Tokyo) Körfezine girerek, Japonları ülkeye ABD tüccarlarının girmesine izin vermeye zorlaması ile başladı. Ticari bakımdan Çin'den daha az çekici, askeri bakımdan da daha güçlü olan Japonya, baskılara daha kolay karşı koyabildi; bu ülkede yalnızca altı liman dış ticarete ve yabancıların yerleşmesine açıldı. Japonya'daki antlaşma limanları ülkenin hızla sanayileşmesi ve askeri gücünün artması sonucunda 1899'da kapatıldı.
Diğer Ülkeler
Öteki Batılı ülkeler çok geçmeden Britanya ve ABD örneğini izlediler; Çin ve Japonya'nın yanı sıra Vietnam, Kore ve Siyam'da da kendi yurttaşları için antlaşma limanı ayrıcalıkları elde ettiler. Daha küçük ülkelerde açılan liman sayısı ise iki ya da üçü geçmedi.
Batılı ülkelerin uyrukları, antlaşma limanları içinde oturdukları ülkelerin yasalarına değil, kendi konsolosluklarının denetimine bağlıydılar. Limanların bulunduğu kentler, kağıt üzerinde bulundukları ülkenin parçası sayılmakla birlikte, giderek bu limanların hepsinde bağımsız yasalar, yargı kurumları, polis ve vergi sistemleri gelişti. Batılı yerel yönetim kurumlarıyla birlikte Batı yaşam biçimi de bu kentlere geldi ve birçok Asyalı, Batı düşüncesi ve teknolojisi ile antlaşma limanlarında tanıştı.
Emperyalist güçlerin çoğu, II. Dünya Savaşı'nın sonuna değin Çin ve öbür Asya ülkelerindeki antlaşma limanlarını terk etmeye yanaşmadı.
Kaynakça
- ↑ Oral Sander, Siyasi Tarih İlkçağlardan 1918'e, İmge Kitabevi, 16. Baskı: Eylül 2007. ISBN 978-975-533-043-3.