Esenkale, Ünye
Vikipedi'nin kalite standartlarına ulaşabilmesi için, bu maddenin veya bir bölümünün temizlenmesi gerekmektedir. Görüşlerinizi lütfen tartışma sayfasında belirtiniz. |
Esenkale | |
— Mahalle — | |
Ordu | |
Ülke | Türkiye |
---|---|
İl | Ordu |
İlçe | Ünye |
Coğrafi bölge | Karadeniz Bölgesi |
Nüfus (2000) | |
- Toplam | 164 |
Zaman dilimi | UDAZD (+3) |
İl alan kodu | 0452 |
İl plaka kodu | |
Posta kodu | 52300 |
İnternet sitesi: |
Esenkale, Ordu ilinin Ünye ilçesine bağlı bir mahalledir.
Tarihçe
1994 yılında Kaledibi mahallesinden ayrılarak köy olarak kurulan Esenkale, 2014 yılında Ordu büyük şehir olunca -büyük şehir yasası gereği- Ünye'ye bağlı mahalle olmuştur. Esenkale, adını muhtarlığımız içinde bulunan doğal kaleden almaktadır. Esenkale Mahallesinde "Güneş", "Sobi", "Toprak", "Demiral", "Aldemir", "Çayırezmez", "Fındık", "Yıldız", "Ese", "Şişman", "Duman" soyadlı sülaleler yaşamaktadır.
Kültür
Yemekler
Köyümüzde sebze ve yabani ot ağırlıklı yemek kültürü hakimdir:
Pancar (kara lahana) çorbası Pancar sarması Bölceli (barbunyalı)pancar Kepirli (mısır çekintili) pancar Mendek (madımak) kavurması Bölceli (barbunyalı) höngül (şalgam) Pancar çorbası Kabuklu bölce (fırın fasulyesi) Üzüm yaprağı sarması Fasülye yaprağı sarması Turşu dingili (fasulye turşusu, haşlanmış barbunya ve mısır unuyla yapılır) Hoşran boranası (boranisi) ve kavurması Nivik kavurması Kaldirik kavurması, kızartması ve turşusu Sakarca (köklüce) çorbası ve kızartması Tirmit (mantar) kavurması ve kızartması Bezelye kızartması Münferit turşu kavurmaları
Sebze ve ot yemeklerine ek olarak; keşkek, gürcü kavurması (baharatlı etyemeği), mısır çorbası gibi yemekleri vardır.
Düğün gelenekleri
Mahallede 10-15 yıl öncesine kadar düğünler; genel olarak şeker ile okunulurken (davet edilirken) son yıllarda şeker geleneği ortadan kaldırılıp, davetiye ile okunmaktadır. Ayrıca yakın akrabalar düğünlere gömlek, etek vb. kıyafetlerle davet edilir. Düğünler ailelerin dinî yaşam tarzına göre içkili ya da içkisiz, saz ya da müzik seti eşliğinde oynananarak düzenlenmektedir.
Halkın ekonomik gelirinin yükselmesi ile düğünler daha görkemli düzenlenirken; düğün tören süresi eskine göre daha kısadır. 10-15 yıl öncesine kadar düğünlerden sonra Pazartesi günleri damat evinde "duvak"; onun iki ya da üç gün sonrasında kız evinde "yumurta yeme"; birkaç gün sonrasında damat evinde "ana kavumu" gelenekleri varken bugün bu geleneklere son verilmiştir.
Ağustos ayı mahallenin en canlı ve hareketli geçtiği aydır. Ağustos ayında fındık toplamak için mahallede bulanan halk her akşam başka bir komşu evinde toplanarak, dostluk ve akrabalık ilişkilerini canlı tutmaya/tazelemeye çalışır.
Batıl inançlar
Halk, köy sınırları içerisinde bulunan iki kaynak suyunun şifalı olduğuna inanır. "Gelin Suyu" adını verdikleri suyun beden ağrılarını; "Köpek Kayası" adını verdikleri kayadan çıkan suyun da sakatları iyileştirdiğine inanmaktadırlar. 20 Mayıs tarihinde civar köylerden kadınlar "Gelin Suyu"na gelip banyo yaparak şifa bulmayı ummaktadırlar.
Eğitim
Köyümüz sınırları içerisinde okul yoktur. öğrenciler taşımalı sistemle Ünye'ye gitmektedirler. Son on/on beş yıl içerisinde mahallesimüz halkının eğitim seviyesi çok yükselmiş, gelir düzeyi artmıştır. 1996 yılında mahallesimüzde o güne kadar üniversite eğitimi alan kişi sayısı 10'u geçmezken bu sayı bugün 50'yi bulmuştur.
Esenkale ve Civar köylere özel kelime, deyim ve ifadeler
- Abrul: nisan
- Abrul beşi: köylü hesabıyla (13 gün sonra) nisan ayının beşi (şu anki Nisan’ın on sekizine) rastlayan fırtına günü
- Abu: abla
- Aceske: diz altına kadar uzanan çizme
- Acımuk: acı tada çalan; yabani bir ot
- Acuk: azıcık
- Adref: etraf
- Aga: erkek kardeş
- Aha: işte orada
- Ahrinda: en sonunda, nihayet
- Aksi: yaramaz
- Alaf: kurumuş mısır sapı
- Alarmak: kızarmak, meyvenin kızarması
- Algun: lağım çukuru
- Ânalamak: eşek ve benzeri hayvanların sırtlarını kaşımak için yerde yuvarlanmaları ve bağırmaları
- Andır: kötü değersiz eşya ya da yaramaz Zaralı kişi anlamında söylenmektedir
- Andır kalasıca: kahrolasıca
- Andır kalmak: ölmek, kahrolmak
- Anov: bir kişiyi kızdırmak için söylenen söz. Örnek: Anov saa ne dedi. Ben o lafı yemezdim.
- Aşlu Hurma (Aşılı Hurma): Literatürde “Trabzon Hurması” olarak adlandırılan çekirdeksiz, tatlı ve iri meyve
- Avkum: iki elle bir avuç miktarı
- Avkuru: yatay
- Avu: zehir; yaprakları kış aylarında da dökülmeyen, nisan ayında pembe ve güzel kokulu çiçek açan bir tür bitki
- Ayikma/ayikmak: bir durumu sonradan fark etmek, gafletten kurtulmak
Bacı: kız kardeş Badal: merdiven Bahça: bahçe (Fındık) bahçalama: fındık ağaçlarının kökleri etrafında büyüyen ışkın (yöresel dilde şıfka)ların bıçkı (dişli bıçak) ile temizlenmesi Bakraç: bakırdan yapılmış su, yoğurt ve ayran ve yemek taşımaya yarayan kova Balcan: patlıcan Başak: fındık bahçelerini sahibi topladıktan sonra arta kalan fındıklar Becene/bezene: bezelye Bıçkı: dişli bıçak Bıldır: geçen yıl Bitlenme: pörsüme, eprime Bostan: salatalık Boyna: sürekli Böcük: böcek Böğürmek: hayvanların özellikle sığırların inlemesi Bölce: fasulye Böön: bugün Buymak: çok üşümek
- Cember: yemeni
- Cıppan: alkış
- Cıscıbıl(dak): Çırılçıplak
- Cızık: çizgi
- Cilim (toprak): Çok yapışkan toprak
- Cücük: civciv
Çangal: Fasulyelerin sarması için toprağa çakılan ağaç Çekiş(me/mek): Sözlü ve çetin kavga Çenesi kilitlenesice: ölesice Çımuk: çamurlu Çimmek: banyo yapmak, yüzmek Çotanak: Birkaç fındıktan oluşan fındık demeti Çökelik: lor peynir Çul: Çuvalların dikilmesiyle yapılan örtü, tente Çumak: dal parçası,değnek Çürük ayı: Temmuz ve Ağustos ayları için kullanılır; bu aylarda yılan, kertenkele gibi hayvanların toprakta duramayıp ağaçlarda yaşadıklarına inanılır. Ağaca çıkanlar bu hususta uyarılır.
Darı: Mısır Darlanmak/daralmak: sıkılmak bunalmak Davun ye: Zıkkım ye, öl anlamlarına gelen bir tür beddua Davun çıkasıca: devası bulunmaz bir hastalığa yakalanasıca anlamına gelen beddua Dekmük: Tekme. Demi: Değimli Dene: tane Depük: kurumuş olan Depüklük: odun, kabuk saklanan yer Deydaha: işte orada Deynek: el sopası Dırdır etmek: gevezelik yapmak Diğmen: değirmen Dingil: lahana ve piriçnten yapılan keşkek kıvamında bir yemek çesidi Divan: karyola Dipek: mısır tanelerini dövüp çorba yapmaya, elmaları dövüp pekmez yapmaya yarayan taştan oyulmuş eşya Dolama: parmağın iltihaplanıp şişmesi Don: Kilot Döşşek: Yer yatağı Düve: Yetişkin dişi sığır
Eğcek: yün bükmede kullanılan ağaçtan alet Elleme/elemline: sanırım, tahminimce Ellik: Eldiven Emice/emmi: amca Endelek (yılan): engerek (yılan) Entere: elbise Erinsek: üşengeç Esahtan/esastan: gerçekten. Eteklik: etek Evmek: acele etmek Eylenmek: oyalanmak
Fasile:fasülye Ferik: büyükçe civciv Fıraktı/fıraktu: tel yerine tahta ve odunlar kullanılarak yapılan bahçe bölmeleri, çit Fırınkurusu: fırındaki ateşte uğdurulup güneşte kurutulan fasulye Fiske: şamar Folluk: tavuk yatağı Fosul/hosul: fırına atılmış meyve
Gaş: kaş, yamaç Galdirik: kavurması ya da turşusu yapılan yabani bir bitki Gapcuk: kapçık (fındık şeffaf kabuğu) Garer: karar Gazal: ağacın kuru yaprağı Geçek: geçilen yer (özellikle fırkatı ya da tellerle yapılan bahçe bölmelerinin önüne yapılır) Gelberi: tahta tırmık Gero: fındık dallarını çekmeye yarayan ucu eğri ağaçtan yapılma nesne Gıdık: küçük sepet Gıran: kır, güneşe dönük alanlar, tarlalar Gırkmak: kırpmak kesmek Gıymık: odundan çıkan küçük parça Girebi: küçük balta Gocuk: palto Golan: genelde elde dokunan yük taşımaya yarayan ip Gopca: düğme Goruk: içi fındık kurdu tarafından yenmiş fındık Gozak: olgunlaşmamış meyve Göden: kurbağa Göğ: ham, olgunlaşmamış Gökgöcemeni: yeşilkertenkele Göynümek: meyvenin içinin yumuşaması Guşlastiği: sapan Guşluk vakti: öğleye öncesi Guzine: ekmek pişirmek için gözü (fırını) de olan bir tür soba Gübür: toz Gücük ayı: şubat ayı Gülk: civcivli tavuk Günnükçü/günlükçü: yevmiyeci Gürcü kavurması: kuşbaşı etlerle, kavrulmuş mısır unuyla ve bol baharatla yapılan yemek. Esenkale ve civar köylerin düğünlerinin vazgeçilmez yemeğidir
Hambar: ambar, kiler Havuz: ineğin doğumdan sonraki ilk sütü Haşimdi: şimdi şu anda. Habura: burası Haçan: ne çabuk Haset: kıskanç, fesat Hark: ark Hemi: öylemi Hemşüre: hemşire, kız kardeş Hey: yük taşımaya yarayan küfe Hoşuran: mısırların arasında büyüyen boranisi ve kavurması yapılan bir bitki Hors: hava, caka, kibir Horslanmak: havalanmak, kibirlenmek Hoşuran: Mısırların arasında biten, kavurması ve borana (borani)sı yapılan ot Höngül: bazı köylerde şalgam olarak da adlandırılan, yemeği ve turşusu yapılan bir bitki
- Ikbala: ikbale, şansa
- Irgalamak: sallamak
- Işkın: ağaç kökünden çıkan filiz
İbrik: bakır ve alüminyumdan yapılan su kabı Îce: büyük anne İlenme: lanet okuma İlistir: bakır elek İmeci: İmece, yardımlaşma İmık: ılık İskele: tahta merdiven
Keşik: imece usulsü sıra Kelek: eskimiş Kelem pancar: beyaz lahana Kemre: hayvan gübresi Kesmük: elma, armut ve mısırın yenildikten sonra kalan kısmı Kesük: çökelek, lor peynir Kevük: kuru pancar (karalâhana) ya da mısır sapları Kıymık: ince odun parçası Kirman: ip Eğirme aracı Kiraz ayı: haziran ayı Kirmit: yabani mantar Kozak: olgunlaşmamış meyve ve kuru yemiş Kösele (taşı): yuvarlak, demirle döndürülüp su ile ıslatılan kesici alet bileme taşı Köz: ateşin koru Kürüz: genellikle kırsal alanlarda bahçe ve tarla kıyılarında bulunan dikenli yabani ot topluluğu Kütmek/tekiç: küçük tahta tabure
- Löş: çok ıslak
Mal: büyük baş hayvan; aptal, salak Mada: iştah Mahna: bahane, mazeret, neden Maksusdan: yalancıktan Melücan: taze diken ucu (kavurması yapılır) Mıkır: cimri Mızmızlanmak: nazlanmak Mil: tığ Mudara: zayıfça tutturulmuş sağlam olmayan Mudara etmemek: eyvallahı olmamak, yalvarmamak Mudarram mı var: eyvallahım yok Mükkem: sağlam
- Nalcı/Sepetçi: Alevi kökenli halk nalcılık ve sepet örme işleri yaptığı için Sünni halk onlardan bu adlarla söz eder
- Nezük: taze
- Nivik: Bazı köylerde “nivrik” olarak da telaffuz edilen kavurması yapılan yabani ot
- Okarı: yukarı
- Öğsek: sığır, eşek ya da atların cinsel ilişki ihtiyacı hissetmesi
- Öylen: Öğlen
Palaz: yuvarlak bir fındık türü Pancar: Karalâhana Patoz: fındıkları çotanaklarından ayrıma işlemini yapan motorlu alet Pers düşmek: çok yorulmak Peşkir: havlu Perzü: pazı bitki Pıtık: misket Puar: su gözü, pınar Pinek: kümes Pıtık: misket Pürçek: mısırın saça benzer kısmı Pontul: pantolon
Sağan: bakır tabak Sakarca: Bazı köylerde “köklüce” olarak da bilinen sarımsaksı kökleri olan, bahar mevsiminin ilk aylarında çiçek açan bitki. Çorbası ve yumurtalı kızartması yapılır. Sallancak: salıncak Sap: mısırın gövde kısmı Savruk: savurgan Seğirtmek: zıplayıp koşmak Siğitmek: koşmak Sele: içine çamaşır konulan sepet Sıçan: büyük fare Sıfat: yüz, çehre Sırgan: ısırgan Sırtarmak: sırıtmak Soyka koyduğum, soykası batasıca: öfke anında söylenen bir söz Sülük: salyangoz Süzme: Suyu alınmış yoğurt Sini: bakır sofra
- Şalak: içi geçmiş salatalık
- Şer: yaramaz
- Şıfka: ışkın (küçük bitkiler)
Tam: ahır Tekiç/kütmek: küçük tahta tabure Teneşüre giresice: ölesice Terek: mutfak dolabı ya da rafları Tevek: fasulye ve kabağın büyüyen yeşil uzantısı Teyin: çok hızlı hareket edebilen bir hayvan türü Tıfıl: ufak, minik Toprağa gelesice: ölesice, toprak olasıca Tosun: Yetişkin erkek sığır Töngel: bir muşmula türü Turşu dingili: fasulye turşusu, haşlanmış barbunyalı ve mısır unlu yemek Tutak: sıcak nesneleri tutmaya yarayan bez
- Ula: bir hayret sesleniş nidası
- Usulca: yavaşça
- Üvez: büyük sinek
- Variyet: varlık
- Veran kalasıca: viran olasıca
- Yal: inek yemeği
- Yallık: hayvan yiyeceği
- Yama: yokuş, sarp
- Yantiri: yan yürüyen
- Yarmalık: mısırın ince kırılması
- Yavan: sade veya tuzsuz
- Yayuk: İçine yoğurt koyulup ayranın yapıldığı tahtadan ya da elektrikli alet
- Yeğnik: hafif
- Yelmendürük: tatsız, yavan (yemekler için kullanılır)
- Yeygi: yaz mevsiminde özellikle mısırların arasından sökülen yeşil otlar, hayvan yiyeceği
- Yeykin: kızılağaç
- Yiti: ekşi
- Yitme: kaybolma
- Yonga: odun parçası
- Yunmak: temizlenmek
- Zabatçak: sabahleyin
- Zahra: değirmene götürülen mısır çuvalı
- Zati beri: zaten eskiden itibaren
- Zıkkımın kökü: beddua
- Zıllıyasıca: acı çekecesice
- Zorunan: zoraki
Coğrafya
Köyümüz Ordu iline 60 km, Ünye ilçesine 15 km uzaklıktadır. Karadeniz'den 8 km içeride olan mahallemizin rakımı da -engebeli arazisi dolayısıyla- 75-350 arasında değişmektedir. Merkez mahalledeki yerleşim biriminin rakımı yaklaşık 250, Gıraan Tepesi 350, dere kenarları 75'tir. Köyümüzün coğrafi olarak en belirgin özelliği, doğal kaleye sahip oluşudur. Karadeniz iklimi yaşanan mahallemizde yeşilin bin bir tonuna, birçok bitki ve hayvan çeşidine rastlanır. Daha çok büyük baş hayvancılığın yapıldığı mahallemizde çok az da olsa küçük baş hayvancılık, kümes hayvancılığı ve arıcılık da yapılmaktadır. Köy arazisinin yaklaşık yüzde on beşi ormanlık alanlardan oluşmakta, yüzde yetmişi fındık tarlası, yüzde on beşi de mısır ve sebze bahçesi olarak kullanılmaktadır. Ormanlık alanlarda çoğunlukla kestane, meşe, gürgen (kayın), yeykin (kızıl ağaç), pelit (meşe) ağaçları bulunmaktadır. Köyümüzde incir, üzüm, hurma, elma, töngel, armut, ayva ve ceviz; fasülye, bezelye, ıspanak, kara lahana, domates, salatalık, biber ve patlıcan yetiştirilmektedir. Engebeli yapıya sahip olan mahallemizde dört tane derecik ve bir dere bulunmaktadır. Köyümüzün komşu köyleri; Şenyurt, Kaledibi ve Gölcüğez'dir. Gölceğiz mahallesi ile aramızdaki sınır, dereyle ayrılırken; Kaledibi mahallesi ile sınırımız ise dereciklerden biriyle çizilir, bir derecik de Şenyurt mahallesi ile sınırımızın üçte birini belirlemektedir. Köyümüzün nüfusu civar köylere göre azdır. Aşırı göç de nüfusun azalmasında en büyük etkendir. Köyümüzden yurt dışına ilk göç Almanya ve Hollanda'ya yapılmıştır. Son on yıldır Japonya'ya da işçi olarak çalışmaya gidenler vardır. Köyümüz halkından Ünye ve Fatsa şehir merkezinde ikamet edenler, zaman zaman hafta sonları ve ürün yetiştirme dönemlerinde köye gelip gitmektedirler. İstanbul'a göç edenlerin büyük çoğunluğu da Ağustos ayında fındık toplamak ve tatil yapmak amacıyla mahallede ikamet etmektedirler.
İklim
Mahallenin iklimi, Karadeniz iklimi etki alanı içerisindedir.
Nüfus
Yıllara göre mahalle nüfus verileri | |
---|---|
2007 | |
2000 | 164 |
1997 | 237 |
Ekonomi
Mahallenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Uzun yıllar mahallesimüzün ticarî ürünü fındık ve mısır iken, son zamanlarda ticari ürün olarak kivi yetiştiştirilmeye de başlanmıştır.
Altyapı bilgileri
Mahallede, ilköğretim okulu olmadığı için öğrenciler taşımalı eğitimden yararlanmaktadır. Mahallenin içme suyu şebekesi ve kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi olmayıp PTT acentesi vardır. Sağlık ocağı ve sağlık evi de yoktur. Mahallede elektrik ve sabit telefon vardır, ancak köy yolunun tamamı asfalt değildir. Köyümüzüm tarihi kalesi vardır, ancak kalenin etrafı bakımsız olup kale hala turizme kazandırılmamıştır. Bu durumu mahallesimüz yetkililerine de iletiyoruz. Ayrıca mahallesimüzün elektirik direkleri de agaçtan, eğri büğrü ve her an insanların üzerine düşecek biçimdedir. Kalemizin tanıtılarak turzime kazandırılması, mahallesimüzün eşsiz güzelliğinin yurt ve yurtdışında tanıtımının yapılmasına katkıda bulunalım.
Dış bağlantılar
|