I. Boemondo

I. Boemondo
Taranto Prensliği Prensi
Hüküm süresi 1085 – 1111
Önce gelen Robert Guiscard,
Apulya ve Kalabriya Kontu
Sonra gelen II. Boemondo,
Antakya Prensi
Antakya Prensliği Prensi
Hüküm süresi 1098 – 1111
Önce gelen Yağı-Sayan, Antakya Emiri
Sonra gelen Tancred, Antakya Prenslik naibi
Veliaht(lar) II. Boemondo
Eş(leri) Constans de France
Çocukları II. Boemondo
Hanedan Hauteville ailesi
Babası Robert Guiscard
Annesi Aubrée Buonalbergoli
Doğum yak. 1054
Ölüm 3 Mart 1111 (57 yaşında)
Bari, modern İtalya
Dini Katolik
Babasının Apulya dükü oluşu
Bizans imparatoru I. Aleksios
Boemondo savaş meydanında
Antakya kuşatması sırasında
I. Haçlı seferi komutanları
I. Haçlı Seferi'nde izlenen yol
Antakya kuşatmasını gösteren minyatür, 1474
Antakya kuşatmasını gösteren tablı, 1850
Antakya Haçlı Prensliği
Boemondo ve yeğeni Tacred
Evlilik töreni
İtalya’dan dönüşü
Itslya Puglia'da Canosa di Puglia'da Beomondo'nun anit mezari

I. Boemondo (yahut Bohemund veya Boamund) (1054?– 3 Mart 1111, Bari) Norman asilzade, Taranto ve Antakya prensi.

İtalya’ya yerleşen Normanlar’ın soylularındı. Kendine doğuda bir ülke fethedip orada hükümdarlık yapabileceği düşüncesiyle Birinci Haçlı seferi'ne katılmış; Antakya'nın Haçlılar tarafından kuşatılıp fethine kadar tüm Haçlı ordusunun Anadolu'yu geçişinde komutanlığını yapmıştır.

Ocak 1099'da Haçlılar Antakya Prensliği’ni kurunca Antakya Prensi oldu. Doğu Haçlılar Prensliği tasarısı Harran Muharebesi’nde aldığı yenilgi ile suya düşünce Avrupa’ya dönen Boemond, Fransa Kralı I. Filip'in kızı Konstans ile evlenerek yeni bir statü kazandı. Tekrar Akdeniz’e dönüp Bizans’la mücadele etmeyi denese de başarısız olup Bizans vassalı olmayı kabul etti ve ömrünü İtalya’da tamamladı.

Erken yaşamı

1058'de İtalya'da Calabria yöresinde dünyaya geldi. Bir Norman derebeyi hanedanı olan Hauteville ailesi’ne mensuptur. Babası Norman topraklarında (İskandinavya) olukça şöhret yapmış bir şövalye olan Tancred de Huateville’in oğullarından Robert Guiscard; annesi ise Robert Guiscard’ın ilk karısı olan Norman asıllı Buonalbergo'lu Alberada’dır.[1] Kendine konulan vaftiz adi Mark idi; fakat çocukken çok iri cüsseli olduğu için masallardaki Buamundus gigas adlı bir deve atıfla babası tarafından Boemondo olarak lakaplandırılmış ve bu lakabı isim olarak kullanmıştır.

Amcaları ve babası Güney İtalya’ya giderek Lombard-Bizans çekişmelerinde rol oynayan ve kendi kontluklarını kuran Norman paralı askerlerin liderlerindendi. Babası Robert Guiscard güney İtalya'da idareyi eline geçirerek Apulya Kontu (1057-1059) ve sonra Apulya Dükü (1059-1085) olmuştu. Babası, Salerno prensinin kızkardeşi ve Lombard soylusu olan Sikelgaita ile evlenince bu evlilikten olan kardeşleri soyluluk bakımından Boemondo’nun önüne geçti. Ancak o babasının yanından ayrılmayıp ve tüm savaşlarında yanında bulundu.[1]

Bizansla savaşlar

Boemondo, Sicilya ve güney İtalya hükümdarlığı ile yetinmeyip Bizans İmparatorluğu'nu da eline geçirmek isteyen babasının 1080-1085 arasında giriştiği büyük askerî seferlere katılmıştı. Babası Bizans’a karşı seferini yarıda bırakıp Germen tehlikesi nedeniyle ülkesine geri dönmek zorunda kaldığında bu büyük Norman ordusunun komutanlığını Beomondo’ya bırakmıştır. Babasının kendine verdiği emirlere göre Konstantinopolis'e kadar ilerlemek Boemondo’nun hedefi olmuştu. Bu nedenle 1082 baharında Norman ordusunun üssü olan Kesriye'den hareketle Yanya'ya kuşatıp aldı. Bu ilerlemede bu yörede yerleştirilmiş olan Vlah'larin desteğini sağlamıştı. Bizans İmparatoru I. Aleksios Komnenos ile Yanya yakınlarında yaptığı savaşta ve daha sonra Arta şehri civarındaki savaşta galip geldi ve Bulgar Ortodoks Kilisesinin önemli merkezi olan Ohri'yi eline geçirdi. Boemondo sonra Teselya'ya ilerliyerek kışlak olarak kalmak istediği Larisa kentini kuşattı. Fakat 6 ay süren kuşatmanın sonunda 1083 baharında Normanlar geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Boemondo'nun geri çekildiği Kesriye kalesi Bizans İmparatoru I. Aleksios tarafından kuşatıldı ve sonbaharda kale Bizanslılara düştü. Boemondo'nun bu genç yaşta I. Aleksios ile yaptığı mücadelenin onun hayatının yönünü çizdiği iddia edilir.

O kış Boemondo hasta düştü ve İtalya'ya döndü. Babası Robert Guiscard ise İtalya’da Germen tehlikesini savuşturduktan sonra yeni bir ordu ile ve diğer iki oğlu olan Roger Borsa ve Amalfi Dükü Guy ile Makedonya'ya tekrar döndü ancak 17 Temmuz 1085 tarihinde aniden burada hayatını kaybetti.

Apulya devletinde taht krizi

Robert Guiscard’ın ölümünden sonra yerine geçen kişi ise annesi Sichelgaita'nın girişimiyle ve anne tarafından soydaşları olan Lombardların da desteğini alan küçük oğlu Roger Borsa oldu.

Babalarının ölümünden önce Boemondo, İtalya'da Salerno'da bulunmaktaydı; baba-bir üvey kardeşi Roger Birsa ise Balkanlar’da idi. Roger, babasının ölümünden sonra hakkında kocasını öldürdüğü söylentileri çıkan annesi ile hemen İtalya'ya dönmüştür. Sicilya Kontu olan amcası I. Roger ile ittifak yapmış ve amcasının yardımı ile Apulya Dükü olduğu ilan edilmiştir. Boemondo ise ya üvey annesinin kendini de zehirleyeceğinden korkarak, ya da Kapua Prensi I. Jordan'i mütteffik yapmak niyetiyle Kapua'ya çekilmiştir.

Babası, İtalya'da Apulya'daki arazilerinin idaresini Boemondo'nun baba-bir küçük üvey kardeşi Roger Birsa'ya bırakmıştı. Adriyatik kıyılarında Balkanlar’daki arazi ise Boemondo'ya kalmıştı ama bu araziler çok geçmeden tekrar Bizanslılar eline geçti.

Kardeşinin dük ilan edilmesini kabul edemeyen Boemondo isyan etti, Apulya’daki topraklar için onunla mücadele etti. Kapua desteği ile Oria, Otranto ve Taranto şehirlerini eline geçirdi. Mart 1086'da iki kardeş anlaşıp ortak hükümdar olarak kabul edilmeleri üzerine anlaştılar. Fakat 1087 yazında Boemondo tekrar isyana başlamış; Roger'a Fragento'da yaptığı bir baskın savaşta yenik düşürmüş ve Taranto'yu yine eline geçirmiştir.

Bu kardeş savaşı en sonunda Papa II. Urban'in arabuluculuğu ile sona erdi. Boemondo'un Tranto ve eline geçirdiği diğer araziler kendine verilmiş ve bir asil unvanı olarak da küçük yöreli Taranto Prensliği verilmiştir. Ancak Apulya Düklüğü üzerinde olan bütün haklarından vazgeçmiştir.

Birinci Haçlı seferi

Boemondo, 1096 yılında Sicilya grandkontu olan amcası Sicilyalı I. Rugerro ile birlikte amcasına isyan etmiş olan Amalfi şehrinin isyanın bastırmakla uğraşıyordu. Bu sıralarda İtalya'dan geçerek Konstantinopolis'e doğru yol almaya başlamış Avrupalı Haçlı grupları görülmeye başlandı. Boemondo bir Haçlı olma şevkini hemen kazandı. Ama büyük olasılıkla bu bir dini hedefle değil Birinci Haçlı Seferi sonucunda kendine doğuda bir ülke fethedip orada hükümdarlık yapabileceği düşüncesiyleydi. Deoffrey Malaterra, Boemondo'nun haçlı olmasının bir nedeni de Bizans topraklarını ele geçirip talan edip oralardan çok zengin ganimet elde etme hevesi olduğunu açıkça belirtir.

Boemondo, derhal kuşatmayı bırakıp kendi ordusunun nerdeyse tamamını ve amcası ile kardeşinin de ordusundan mühim bir kuvveti de ikna ederek Normanlardan oluşan bir haçlı ordusu topladı.[1] Boemondo’nun elbisesinin üzerinde bulunan haç işareti Boemondo’nun bu sefere katılmasıyla birlikte Haçlıların sembolü haline gelmiştir.[1] Boemondo, topladığı ordunun önünde kendisine bağlı birliklerin komutanlarının elbiselerine haçlar yapılsın diye üzerindeki erguvan renkli mantosunu çıkarıp parçalara ayırdı. Böylelikle Haçlı askerlerinin elbiselerinin üzerindeki haç sembolünü ilk defa Boemondo kullanmış oldu ve onun vasıtasıyla haçlıların arasında yayıldı.[1] kendi ailesinden ve Normanlardan birçok kişi onunla beraber bu maceraya atılmak için bir araya geliyordu. Fransız Normanları’nın da katılmasıyla oldukça kalabalıklaşan Boemondo’nun ordusu iyi teçhiz edilmiş ve eğitimli bir ordu idi. Bu ordunun I. Haçlı Seferi'ne katılan Haçlı ordularının en iyilerindendir.

Boemondo, bu Norman Haçlı ordusunun başında Adriyatik Denizi'ni geçti ve daha önce 1082-1084 arasında fetih için geçmis olduğu Konstantinopolis yolunda, tekrar ilerlemeye koyuldu. Bizans İmparatoru I. Aleksios Komnenos'un Haclı ordularını idare için koyduğu kaidelere uymaya büyük bir dikkat göstermekteydi. Nisan 1097'de Konstantinopolis'e geldiği zaman İmparator Aleksios'a vassalığını kabul etmede hiç gecikme veya sorun yaratmadı. Aleksios ile Antakya (Antioch) merkezli bir vasal devlet kurma planlarını konuşmuş ve daha fazla müzakereler yapmak istediğini açıklamış olduğu kabul edilebilir. Fakat eğer bu konuyu açıklamışsa da imparatordan hiç destek almadığı muhakkaktır.

Konstantinopolis'den ta Antakya'ya kadar Birinci Haçlı Seferi'nin ana ordusunun Anadolu'yu geçişlerinde Beomondo bu ordunun gerçek komutanlığını yapmıştır. Bu Haçlı Seferi ordularının Anadolu'yu geçmede başarılarını 1011'deki Birinci Haçlı Seferi, 1147'deki İkinci Haçlı Seferi ve 1189'daki Üçüncü Haçlı Seferi ordularının bu çabada başarısızlıkları ile karşılaştırılınca, bu başarının Beomondo'nun yeterli ve dirayetli komutanlığına bağlamak mümkündür.

İmparator'un kızı Anna Komnena yazdığı Aleksiad adlı tarih kitabında Beomondo'nun çok ayrıntılı bir tasvirini yapmaktadır. Anna onu daha ondört yaşında iken Bizans sarayına geldiği zaman görmüş ve ondan sanki büyülenmiştir. Boemondo hakkında şunları yazmıştır:

Kısa bir şekilde söylemek gerekirse, ne bildiğimiz barbarlardan olsa veya ne de Bizanslı olsa, Boemonda Romalılara (Bizans) ülkesinde benzeri o zamana kadar hiç görülmemiş bir kişi idi. Kendine bakan kişiler için bir harika olarak görünmekte ve şöhreti ise kokutucu idi. Bu barbarın görünüşünü daha ayrıntılı tarif edeyim. Boyu o kadar uzundu ki gördüklerim kişilerden en aşağı yarım metre daha fazla idi; beli dardı; omuzları geniş olup çok geniş bir gövdesi ve güçlü kolları vardı. Tümüyle bakılınca vücüdunun yapısı ne çok ince ne de fazla etle kaplıydı. Vücudunun boyutları kusursuz olup Polycleitus'in ortaya attığı güzellik prensiplerine tam uygunluk göstermekteydi. Vücudunun her tarafındaki teni cok beyazdı ama yüzünün beyazlığı biraz kırmızı karıştırılmış gibiydi. Saçları sarımsıydı ama diğer barbarlar gibi ta beline kadar uzun bırakılmamıştı. Kendisinin saçıyla çok övünmeyi sevmeyen bir kişi gibi saçları kulaklarına kadar uzanıp kısa olarak kesilmişti. Sakalının kırmızımsı mı olduğunu yoksa diğer bir renkte mi olduğunu söyleyemeyeceğim çünkü ustura ile çok yakından kesilmişti ve yüzünün sathı sanki iyice tebeşirle cilalanmış gibiydi. Gözleri maviydi ve hem ciddiyet hem de ateşli bir ruhu olduğunu ifade etmekteydi. Burnu ve burun deliklerinden havayı cok rahatlıkla teneffüs etmekteydi ve geniş göğsünün iniş kalkışı da bu burun deliklerinden havayı teneffüs etmesiyle uyuşmaktaydı. Sanki burun deliklerinden serbestçe havanın girip çıkması, kalbinden fokurdayıp çıkan ateşli ruhuna tabiatın gösterdiği bir yol gibiydi. Bu kişinin etrafında bir çeşit sihir bulunmaktaydı ama bu kısmen biraz korkutucu görünüşlü olmasıyla bozulmaktaydı. Sanki fiziksel vücudu ve düşünceleri ile öyle yaratılmıştı ki hem cesaret hem hırs içinde yüksek tepeler gibi görünmekteydi ve her ikisi de savaş üzerine odaklanmaktaydı. Anlayışı kurnazdı ve çok yönlüydü ve herhangi bir acil durumdan kendini kurtarması mümkün görünmekteydi. Konuşmalarında her konuda bilgisinin çok olduğunu göstermekte ve verdiği cevapların hatalı veya yanlış olarak gösterilmesi imkânsız görünmekteydi. O kadar uygun vücudu ve karakteri olan bu kişinin, tabiatın kendine armağan ettiği belagat, şans ve servet bakımından tek üstü İmparator'un kendisiydi.

Anadolu beyleriyle mücadelesi

Anadolu içlerine doğru ilerleyen Haçlı ordusu yol boyunca Anadolu Selçuklu Sultanı I. Kılıçarslan ve beyleri ile mücadele etmek zorunda kaldı. Bohemond, kendi isteği ile bu ordunun öncü kuvveti olarak daha hızlı bir şekilde ilerledi. Eskişehir ovasına geldiğinde Sultan Kılıçarslan ile beraberindeki Danişmend Gazi ve Kapadokya Emiri Hasan Bey’in saldırısına uğradı. Haçlılar başlangıçta büyük kayıplar verse de gerideki büyük ordunun yetişmesi ve Bohemund’un orduyu iyi komuta etmesi nedeniyle Selçuklu ordusu dağıldı. Böylece Haçlılar 1 Temmuz 1097 tarihinde galibiyet elde etmiş oldular. Artık Haçlıların karşısına çıkıp bir meydan savaşı yapmanın pek de mümkün olmadığı Selçuklular tarafından da anlaşıldı.[1] Haçlı ordusu Konya, Kayseri ve Maraş üzerinden Antakya’ya doğru yoluna devam etti.

Antakya’nın Fethi

Diğer Haçlı liderleri gibi Boemondo da yola kendi kişisel hırsları ve amaçları peşinde devam etmekte idi. Anadolu'da ilerlerken gelecekte Antakya'yı eline geçirip orada kendi hükmünde bir devlet kurma planları yaptığı, Haçlı Ordusu Toroslara geldiği zaman gösterdiği tutumundan iyice anlaşılmaktadır. Haçlı orduları, Toroslara geldikleri zaman, Boemondo ve yeğeni Tancred ile birlikte bu dağları geçmek için ana Haçlı ordusundan ayrı bir yol seçmişlerdir. Ana Haçlı ordusu pusu için çok tehlikeli gördüğü dar Gülek Boğazı'ndan geçmemeyi tercih edip Kayseri ve Maraş üzerinden daha doğuda bir geçiti tercih etmiştir. Buna karşılık Beomondo ve yeğeni Tancred Norman haçlı ordusuyla Gülek Boğazı üzerinden geçen ana ordudan Kilikya'da Çukurova'ya daha önce gelmeyi başardılar. Böylece Beomondo ve Norman Haçlı ordusu Antakya kalesi önünde Ekim 1097'de diğer ordudan daha önce yer alıp kuşatmaya başladı.

Haçlılar Antakya Kuşatması sırasında Hıristiyan ordularına Avrupa'dan Cenevizliler tarafından denizden takviyesini sağlamak için St.Simeon (modern Samandağı) limanını hemen eline geçirdi. Antakya'da kuşatma altında Müslüman direniş komutanı olarak bulunan Antakya Emiri Yağı-Sayan'a Aralık 1097 sonunda Suriye Selçuklu Şam Meliği Dukak'nun askeri yardımını ve Ocak 1098 ortasında Suriye Selçuklu Halep Meliği Rıdvan'dan askeri desteği Antakya'ya erişmesini kendi komutasındaki askeri müdahalelerle önlemeyi başardı. Antakya'nın Haziran 1098 başında Haçlılar eline geçmesini, kale içindeki ihanetçi Firuz ile görüşüp onun kale kapısını açmasını şahsen sağlayan Boemondo oldu. Sonradan Antakya'ya erişip Haçlıların eline geçmiş Antakya'yı kuşatmaya alan Kerboga'ya karşı mukavemet gösterip, sonunda onu püskürtüp kuşatmanın kaldırılmasının sağlanmasında Boemondo'nun büyük katkıları olmuştur.

Antakya Prensliği’nin kurulması

Haçlı ordusunun diğer komutanları olan Toulouselu Raymond de Saint-Gilles ile Antakya'nın geleceği için tartışmaya girdi. Raymond şehrin Konstantinopolis'te verilen yeminlere göre Bizanslılara teslim edilmesi tezini savunmaktaydı. Beomondo kendi hükümdarlığı altında yeni bir Antakya Prensliği'nin kurulmasını istemekteydi ve kendi fikrini diğer Haçlı komutanlarını inandırdı. Papa’nın Doğu temsilcisi Daimbert’in Kudüs’te yaptığı bir törende 5 Ocak 1100 tarihinde I. Boemondo’yu Antakya Haçlı Prensliği’nin yöneticisi olarak görevlendirmesiyle Doğu’da Antakya Latin Haçlı Krallığı resmen kuruldu.[2]

Mayıs 1098'da Antakya şehrinde sahipliğini güvence alana kadar şehir sorunlarıyla uğraştı. İç kalede Yağı-Sayan'in oğlu Şems-ül Devle komutasında hala direnişte devam etmesi; Musul Atabeyi Kerboğa'nın şehri geri almak için büyük bir ordu ile gelmesi ve Bizans İmparatoru Aleksios'un haçlılara yardım karşılığı aldığı sözlerin yerine getirilmesi istekleri de bu sorunlar arasında idi. Ancak Haçlı orduları güneye Kudüs'ü ele geçirmek için ilerlerken, Boemondo tüm bu sorunları hallederek Ocak 1099'da Antakya ve çevresinin tam hakimiyetini eline almıştır.

İyi stratejik durumuna ve güçlü ordusuna rağmen, iki önemli güçle yüzleşmek zorunda kaldı. Birincisi, Toulouselu Raymond de Saint-Gilles tarafından desteklenen tüm toprakları üzerinde Bizans'ın hak iddiası diğeri ise Suriye'nin kuzey-doğusunda yer alan Müslüman emirlik ve melikliklerdi. Her ikisi ana sorunu çözmede de başarısız kaldı.

Anadolu Türklerine esir düşmesi

Toros Dağları'nda bulunan Klikya'ya inen geçitlerin koruyucusu olarak da hizmet eden Malatya şehri Birinci Haçlı seferi sırasında 1100 yılında Ermeniler tarafından ele geçirilmişti. Danişmend Beyi Danişmend Gazi ve Sivaslı Gazi Gümüştekin'in Malatya'yı ele geçirmek için sefer hazırlıkları içinde olduklarına dair bilgiler geliyordu, bu yüzden Ermeniler Boemondo'dan yardım istediler.

Antakya'da kuvvetinin azalacağından korkmasına rağmen, topraklarını kuzeye doğru genişletmekte şansını da kaçırmak istemeyen Boemondo, Ağustos 1100'de 300 şövalye ve az bir piyade ile kuzeye yürüdü. Türkler tarafından tuzağa düşürüldü ve Malatya'da ceryan eden savaşta etrafı sarıldı. Kudüs Kralı I. Baudouin'den gelen askeri yardım zamanında yetişemedi. Haçlılar Antakya Prensi I. Boemondo esir edilip zincire vuruldu ve 1103 yılına kadar Niksar'da hapiste tutulmuştur.

Esaretten dönüşü

Boemondo'nun esir alındığı duyulunca, Konstantinopolis'teki gizli yemini bozduğu için kızgın olan ve Antakya'yı kendisine isteyen I. Aleksios Komnenos, Boemondo'nun kendisine teslim edilmesi şartı ile Gazi Gümüştekin'e 260,000 dinar fidye önerdi. Bunu duyan Selçuklu sultanı I. Kılıç Arslan, fidyenin yarısını kendisine istedi, yoksa saldırmakla tehdit etti. Boemondo, bunun yerine sadece Emir'e 130,000 dinar ödemeyi teklif etti. Pazarlık sonuçlandı ve Gazi ile Boemondo arkadaşlık yemini ettiler. Fidye, Edessa Kontu Baudouin Bourglu tarafından ödendi ve Boemondo Ağustos 1103 tarihinde Antakya'ya zafer ile döndü.

Yeğeni Tancred, Boemondo'nun olmadığı 3 yıl boyunca amcasının yerine naip unvani ile Antakya Prensligi Haçlı devletinin yönetimini kendi eline almıştı. Bu naiplik döneminde Bizans'a saldırıp, Klikya'da Tarsus, Adana ve Massissa'yı Prenslik topraklarına katmıştı. Ancak Boemondo'nun Avrupa'dan dönüşü ile prensliği Beomondo'ya devretti.

Harran Muharebesi

Boemondo'nun dönüş heyecanıyla, Haclılar devletlerinin kuzey Frankları 1103 yılının yazında levazım temin etmek ve haraç almak için Halep Meliği Rıdvan'a saldırdılar. Bu arada Raymond de Saint-Gilles, Bizans İmparatoru Aleksios'un da desteği ile Trablusşam'ı kuşatma altında tutmakta idi ve böylece Antakya'nın güneye genişlemesini kontrol edebiliyordu. 1104 yılının başlarında Kudüs Kralı I. Baudouin ve Antakya Prensi Boemondo doğuya hareket edip Halep kalesinin kenarından geçip Harran'a saldırdılar.

Fakat Harran'a saldırırken, Fırat üzerinde bulunan Rakka yakınında Balak'ta yapılan Harran Muharebesinde az bulunur bir yenilgi aldılar. Bozgun çok açıktı; böylece Boemondo'nun tasarladığı büyük doğu Haçlılar prensliği imkansız hale geldi. Bunu Klikya'dan Bizans saldırıları izledi. Kendi kaynakları üzerinde umutsuzluğa düşünce, geç 1104 yılında Boemondo pozisyonunu güçlendirmek için Avrupa'ya döndü. Fransa Kralı I. Filip'in kızı Konstans ile evlenerek yeni bir statü kazandı.

Bizans’la mücadelesi

Avrupa'da başarısı ile gözleri kamaşan Boemondo doğu Akdeniz'e geri dönünce Antakya'yı Bizans'a karşı savunmak yerine 34.000 askerlik bir ordu ile Bizans İmparatoru Aleksios'a saldırdı. Ama Bizans İmparatorluğu gayet güçlü idi ve saldırı başarısız kaldı.[3] Sonunda Venediklilerin aracılığı ile, 1108 yılında Beomondo imparator Aleksios ile Devol Anlaşması adlı kendini küçük düşürücü bir anlaşma imzalamaya zorunda kaldı. Antakya Prensi olan Beomondo bu anlaşma ile imparator Aleksios'un vassallığını kabul etti. Kendine imparator tarafından verilen sebastos serefunvani ile İmparatorluk yüksek memuru olup Bizans'dan maaş almaya başladı. İki ülke arasında anlaşmazlık yaratan arazileri Bizanslılara geri verdi. Antakya'da Ortodoks patriğinin bulunmasını kabul etti.

Ölümü

Deviol Anlaşmasi ile Boemondo'nun bütün hayalleri suya düşmüştü. Boemondo bundan sonra tüm umudunu yitirmiş bir kişi idi. Anlaşmadan hemen sonra Doğu Akdeniz'e gitmeyip Güney İtalya'ya altı ay daha yaşadıktan sonra Bari'de öldü. 1111'de Canosa di Puglia kasabasında (modern Puglia bölgesinde) bulunan antik katedralin bitişiğinde bulunan anıtmezara gömülmüştür.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

Dış bağlantılar

I. Beomondo
Doğumu: yak. 1054 1111
Resmî unvanlar
Önce gelen
(Yeni unvan)
     Taranto Prensliği Prensi
717–741
Sonra gelen
II. Beomondo
Önce gelen
(Yeni devlet)
    Antakya Prensliği Prensi
1098 – 1111
Sonra gelen
II. Boemondo


This article is issued from Vikipedi - version of the 12/22/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.