Torun, Andırın
Torun | |
— Mahalle — | |
Kahramanmaraş | |
Ülke | Türkiye |
---|---|
İl | Kahramanmaraş |
İlçe | Andırın |
Coğrafi bölge | Akdeniz Bölgesi |
Nüfus (2000) | |
- Toplam | 556 |
Zaman dilimi | UDAZD (+3) |
İl alan kodu | 0344 |
İl plaka kodu | |
Posta kodu | 46400 |
İnternet sitesi: |
Torun, Kahramanmaraş ilinin Andırın ilçesine bağlı bir mahalledir.
Tarihçe
Köy Andırına yerleşen Oğuzların kayı boyunun KARAKEÇİLİ TÜRKMEN Aşiretinin "TORUN"Kolundan insanlarca kurulmuşturEski adı "KASTAL"Olan bir Türkmen mahallesidirKöyü kuranlar ELAZIĞ tarafından gelerek yerleşen karakeçililerdirOsmanlı iskan Tahrir ve Tapu kayıtlarına göre köye yerleşen aileler ERZURUM Aşkaleden gelen Oğuzların Kayı boyundan Osmanlıyı kuran ve Türkiyenin en büyük aşiretlerinden olan Karakeçili aşiretidirMahallede Türkmen Kültürü devam etmektedirBunun yanı sıra mahallede okula ve eğitime karşı her ne kadar ciddi bir iştah olsa da eğitimli insanlar da mahallenin geçmiş ve tarihçesine pek ilgi duymamışlardır Mahallenin bilinen en yaşlısı ve canlı tarihi Sıpa Hasan yaklaşık olarak 120 küsur yıl yaşamış bir savaş gazisiydi ve rahmetliden mahallenin geçmişi ve yakın tarihi hakkında son derece somut ve doğru bilgiler alınabilirdi Madalayalarını sürekli gögsünde taşıyan bu gaziyi kaybetmiş olmamız bir anlamada tarihi de öğrenememiş olmamız anlamına gelmektedir ama eminim çocukları ve torunları buraya yazacak bir takım bilgilere sahiptirlerKarakeçili aşireti Malazgirt Savaşı (1071)’ndan önce, Ertuğrul Gazi’nin önderliğinde Orta Asya’nın Merv ve Mahan bölgelerinden Anadolu’ya girmişler, bir süre Iğdır ve çevresinde konakladıktan sonra güneye doğru akarak Ahlat, Şanlıurfa ve Suriye bölgesine geçmişlerdir Aşiretin bir bölümü Urfa, Suruç, Siverek bölgesinde, bir kısmı da Ankara, Karacadağ ve Söğüt bölgesinde yerleşmişlerdirOsmanlı Devleti kuruluş tarihinden itibaren, göçebe Türk boylarını, Anadolu'nun çeşitli yörelerinde yerleşik hayata geçirmek için değişik uygulamalara girişmiştir XVI Yüzyılın ilk çeyreğinde Anadolu'daki iskan hareketi hızlanmıştır Elazığ ve ilçeleri,Erzurum ve ilçeleri,Malatya Elbistan yöresi, antep, adıyaman yöreleri,Maraş, kelkit vadisi ve Batı Anadoluda Eskişehir,Bursa,Bilecik, söğüt, domaniç çevresi,Manisa,Uşak,Afyon,Küta hya,Toroslar,Konya,A nkara,Kırıkkale,Çorum havzalarında Osmanlı döneminde iskanlar yapımıştırMusul,Erbil,Kerkük, Halep,Rakka,Münbiç çevrelerine Anadoludan önce Kayı Boyu ve KARAKEÇİLİLER yerleşmişlerdirTürkiyede Karakeçililer bilinen 68 koldan oluşurElazığ çevresinde 5 oymak ve isimle anılan Karakeçili kolları vardırBunlar:"Çarsancaklı","T orun","Ceraplı","Gök çe","Antarlı"URFA'DA Antarlı kolu (Andari)olarak ifade edilmiştir"Kadılı"kolu'da Kadıyan olarak ifade edilirBulkasım ya da Kasımoğlu koluda(Arapça'nın etkisi ile Binkasım olarak ifade edilmiştir)Musuldan son 200 yılda Urfa Elazığ çevresine göç eden Karakeçililere(musiki)denilmiş tir Gaziantep havalisine yerleşen Karakeçililer ise, "Albayramlar" adıyla anılırlarBilindiği gibi, Anadolu'daki Karakeçililerin önemli bir bölümü Urfa havalisinde yaşamaktadır Burada yaşayan Karakeçililer Türk oldukları hâlde, Türkçeden farklı bir dil konuşmaktadırlar Ancak konuşulan bu dilin "Gürmanç" ağzı olduğu ve Tuncer Gülensoy'un tesbitlerine göre, "Doğu Anadolu Osmanlıcası" olduğunu söylemek mümkündür Aynı Hoca'nın burada yaşayan Karakeçililerle ilgili tesbitleri şöyledir: "Urfa-Suruç yöresinde yaşayan Karakeçililerin büyük bir kısmı "Gürmanç" ağzını konuşmakladırlar Ancak bunun yüzde seksenbeşi Türkçe kelimelerden oluşmaktadır"l4Karakeçililer üzerinde sosyolojik araştırmalar yapan Ziya Gökalp ve Mehmet Eröz'ün görüşleri de bu düşüncelerle beraber değerlendirildiğinde, olayın realitesi açığa çıkmaktadır Ziya Gökalp, Viranşehir'deki Millilere komşu olarak nitelendirdiği Karakeçililerin -ki aslında bu boyun içinde addedilmektedirler-Bursa'daki Karakeçililerin bir bölümünü oluşturduklarını ve zamanla Türkçeyi unuttuklarını ifade ederek, bunların köy isimlerinden hareketle Türk olduklarının anlaşıldığını söylemektedir Nitekim, Salur ve Kangılı köylerinin Karacadağ'da yer aldığını, bunların da eski Türk boy adları olduğunu söylemektedir Ziya Gökalp, buradaki Türkan aşiretinin de aynı akıbete uğradığına işaret etmektedirKarakeçililer, geçmişte Ertuğrul Gazi Türbesi'ni her yıl Nevruz gününde ziyaret ederlerdi Burada bir tür anma toplantısı niteliğinde buluşur ve şenlik düzenlerlerdi Ancak sonraları bu geleneği Eylül ayının ikinci haftasında yapmaya başlamışlardır Bu ziyaret ve şenlik Karakeçililerin bayramıdır Atlarla buraya gelen ve kurbanlar kesen Karakeçililer görkemli törenler yaparlardı Bu esnada cirit oyunları ve güreş müsabakaları da yapılırdı15 Bu ziyaret ve şenlikler II Abdülhamid zamanında resmileştirilmiştirOsmanlı yönetimine sadakatla bağlı kalan Karakeçililer, genel olarak herhangi bir disiplinsizlik hareketine girmemişlerdir Sultan II Abdülhamid sarayın muhafazası için Karakeçilileri görevlendirmiştir Hem Yavuz Sultan Selim, hem de II Abdülhamid tarafından Karakeçililere sancak verildiği ve kendilerine çok güvenildiği rivâyeti de yaygındır Bilindiği gibi, II Abdülhamid, Alman İmparatoru'na Karakeçili aşiretinin mensuplarını tanıtırken, kendi akrabaları olarak takdim etmiştir Ayrıca aynı padişah Karakeçililerin bulunduğu bir alay meydana getirerek, bu alaya "Ertuğrul Alayı" adını vermiştir, ki bu da çok manidardır Yine kendi adıyla oluşturduğu "Hamidiye Alayları"nda, ki bunlar da Çanakkale ve Doğu Cephesi'nde Ruslar, İran ve Ermenilerle olan çarpışmalarda önemli hizmetler ifa etmiştir, Karakeçililer yer almıştırCumhuriyet döneminde de Karakeçililer devlete sadakatla bağlı kalmışlardır Millî Mücadele'de Urfa ve havalisindeki millî faaliyetlerde ve özellikle yörenin Fransız işgalinden kurtarılması ile bazı iç isyanların bastırılmasında, Siverek kuvvetleri içinde yer alan Karakeçililer, diğer Türkmen (Oğuz) kuvvetleri olan İzoli, Beğdili (Badıllı), Karahanlı aşiretleri gibi üzerlerine düşeni yapmışlardır16Yine Millî Mücadele'de Güneydoğu Anadolu'daki Milli aşiretinin neden olduğu ayaklanma teşebbüsüne katılmayan Karakeçililer, Viranşehir ve çevresinde İngiliz ve Fransız kuvvetleriyle mücadeleye giriştikleri gibi, isyancılarla da mücadele etmişlerdir Ancak bu isyan sırasında Karakeçililerin ileri gelenleri hayatlarım kaybetmişlerdir Mardin'de bulunan Beşinci Tümen'in çabaları ve millî kuvvetlerin yardımıyla bu isyan hareketi bastırılmış ve asiler Suriye'ye kaçmak zorunda kalmışlardır17 Güneydoğu Anadolu'da olduğu gibi Orta ve Batı Anadolu bölgelerindeki Karakeçililer de Millî Mücadele'ye destek vermişler ve önemli vazifeler ifa etmişlerdir Batı cephesinde Yunanlara karşı ve bazı iç isyanların bastırılmasında önemli hizmetlerde bulunmuşlardır Mustafa Kemal Paşa'nın yakın silâh arkadaşlarından Yarbay Mehmet Arif Bey oluşturduğu özel bir "Karakeçili Müfrezesi" ile Millî Mücadele'ye katkıda bulunmuştur18Sonuç olarak, Karakeçililerin Hocamız Faruk Sümer'in "Türkmenler" dediği Oğuzların Bozok kolunun Kayı boyuna mensup oldukları ve yüzyıllara dayanan bir mazilerinin olduğu açıktır Anadolu'yu ebedî vatan yapan Türkiye Selçukluları ve Osmanlı Devleti zamanında varolan ve Anadolu birliği içinde çok uzak olmasa da farklı yörelerde yaşayan bu insanlar, âdeta Anadolu insanın kardeşlik ve birliğinin simgesini oluşturmaktadırlar, denilebilir Kısacası, millî birlik ve beraberliğe, kardeşliğe güzel bir örnektir Karakeçililer Devlete ve millete hizmet yolunda Cumhuriyet döneminde de sadakada bağlı kalan bu aşiretin "Yörük Bayramı" kutlu olsunSözlerimi Büyük Atatürk'ün şu cümlesiyle bitirmek istiyorum; "Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı hep bir ırkın evlâtları, hep aynı cevherin damarlarıdır "19
Kültür
KARAKEÇİLİ TÜRKMENLERİ kültür gelenek ve görenekleri yaşanmaktadır.
Mahallenin en meşhur yemeği tirşiktir ve çorba türü olan bu yemek yabani olarak yetişen pancarların toplanıp, doğranması ve akşamdan sabaha mayalanarak fermante edilmesi ve daha sonra meşe odununda pişirilip içine un katılarak terbiye edilmesi ile elde edilir. Çiğ halde yenildiginde insana son derece zararlı olan bu bitki pişirildiğinde muhteşem bir yemeğe dönüşür ve grip ve soğuk alğınlığına son derece iyi geldiğinden dolayı bu bitki "Andırın Doktoru" olarak ta anılır.
Coğrafya
Kahramanmaraş iline 95 km, Andırın ilçesine 10 km Osmaniye ili Kadirli İlçesine 45 km uzaklıktadır. İki bölümden oluşmaktadır. Haştırın Bölgesi ve Kastal Bölgesi. il ana yolu ve ilçeyi Adana'ya bağlayan yol üzerinde kurulmuş olup Bakü-ceyhan petrol boru hattı da mahallenin içinden geçmektedir. Tarihinden bu yana köy Çukurovayı klikya'ya bağlayan ana kervan ve ticaret yolu üzerinde varolmuş olup eski dönemlerde kervan ticaretinin bu dağlık alanda korunmasında önemli bir rol oynamıştır.
İklim
Kışları soğuk, yazları ise sıcak geçen Akdeniz yayla iklimi hakim olmakla beraber aldığı ortalama yağışın yüksek olması nedeniyle son derece yeşil bir bitki örtüsüne sahiptir. K.Maraş'ın yazları en yeşil kalan alanlarından biridir. Kışları genelde kar yağar am son yıllarda etrafta yapılan barajlar nedeniyle iklimde ciddi bir değişiklik olgusu yaşanmaktadır.
Nüfus
Yıllara göre mahalle nüfus verileri | |
---|---|
2007 | |
2000 | 556 |
1997 | - |
Ekonomi
Köylünün genel uğraşı tarım ve hayvancılık olmakla birlikte tarım hala verimsiz ve günümüz koşullarında ilkel denebilecek anlamda yapılmaktadır ve sanayi tarımı veya verimli tarım anlayışı hakim değildir. Hayvancılık ise yine aynı şekilde icra edilmekte olup ahır ya da çiftilik hayvancılığı yapılmamaktadır.