Çorum Olayları

Bu maddenin veya maddenin bir bölümünün gelişebilmesi için konuda uzman kişilere gereksinim duyulmaktadır.
Ayrıntılar için maddenin tartışma sayfasına lütfen bakınız.
Konu hakkında uzman birini bulmaya yardımcı olarak ya da maddeye gerekli bilgileri ekleyerek Vikipedi'ye katkıda bulunabilirsiniz.
Çorum Olaylar
Bölge Çorum
Tarih Mayıs-Temmuz 1980
Saldırı türü silahlı çatışma
Ölü 57
Yaralı 100+

Çorum Olayları[1] veya Çorum Katliamı[2][3] Çorum'da 1980 Mayıs-Temmuz aylarında meydana gelen, siyasi ve dini temelli olarak ortaya çıkan kanlı olaylar. Ülkücülerin, Alevi mahallesi olarak bilinen Milönü Mahallesi'ne saldırması üzerine, çoğu Alevi olmak üzere resmî kaynaklarca 57 sol görüşlü yurttaşın ölümü ve yüzlercesinin yaralanmasıyla sonuçlanan olaylar.[4]

Olaylar öncesi ortam

Olaylardan hemen önce Çorum Emniyet Müdürü Hasan Uyar görevinden alınarak yerine Tunceli'de görev yapmış olan Nail Bozkurt atandı. Milli Eğitim Müdürlüğü'ne MHP'li Fethi Katar getirildi. Çorum valiliğine Rafet Üçelli atandı. 40'a yakın polis memuru başka illere nakledildi. Birçok okul yöneticisi, öğretmen ve memurun yer değişimi yapıldı. Buna karşın ataması olan birçok polis memuru ilişiği kesilmeden görev yapmaya devam etti.[5]

ABD’nin Türkiye Büyükelçiliğinde görevli Robert Alexander Peck Çorum’da MHP’li il yöneticileriyle, vali ve CHP’li Belediye Başkanı Turhan Kılıçoğlu’yla görüşür. Çorum’dan sonra Amasya ve Tokat’a gider.

1980 yılındaki 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı kutlama hazırlıkları sırasında kızların kıyafetleri bahane edilerek şu bildiri dağıtıldı:

"Müslüman namusuna sahip çık

19 Mayıs gösterileri adı altında yine namus bacılarımızın iffet ve hayasına kahpece ve haince saldıracak bir gün geliyor. Yüreklerimizi parçalıyor, içimize kan akıtılıyor. Yine müslüman evladı kan ağlamaya kafir düzen tarafından soyularak, en müstehcen ve kepaze kılıkta teşhir edilecektir. Bin yıllık mübarek tarihimize bundan büyük bir leke sürülebilir mi? Kurtuluş Savaşında namusunu Yunan eli kirletmektense, ölmeyi tercih eden mübarek ninelerimizin kemikleri sızlamaz mı? Ey müslüman, düşün, süngüyle ama karnında çocuk çıkarken zihniyetle bu zihniyetin farkı ne? Namazını kıl, orucunu tut yeter; karışan mı var diyen gafil müslüman sen de düşün... Düşün ki, haddini bilmeyenlere bildirelim hadlerini. Şu hadis-i Şerifi asla unutma, haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır. Ne mutlu canı ile, kanı ile, malı ile CİHAD edenlere..."

İslâmcı Gençlik

[6]

Gün Sazak'ın öldürülmesi ve protestolar

Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) önde gelen isimlerinden gümrük ve tekel eski bakanı Gün Sazak'ın 27 Mayıs 1980'de Ankara'da Devrimci Sol (Dev Sol) tarafından öldürülmesi üzerine Çorum'da da gerginlik arttı.[7]

Olayların başlaması

28 Mayıs Çarşamba günü, Çorum’un en işlek caddesinde ve çoğunluğu çocuk ve gençlerden oluşan gruplar, “Kanımız aksa da zafer İslamın", "Kana kan, intikam” sloganlarıyla yürüyüşe geçmişlerdir. Yürüyüş korteji, kısa süre sonra saldırıya dönüşür. Cadde üzerinde bulunan solculara ait iş yerleri tahrip edilmeye, yakılmaya başlanır. 29 Mayıs günü cadde ve sokaklarda yürüyüşler “Kana kan, intikam” sloganlarıyla sürmüştür. İş yerlerinin yağmalanmasına, tahrip edilmesine ve yakılmasına devam edilmiştir.

Çorum’la komşu il, ilçe ve köylerle bağlantılı tüm yollar belirsiz gruplarca işgal edilmiştir. Yine saldırgan başka gruplar Çorum gazetesine ve Bahar Kitabevi'ne saldırmıştır. Alevi ve Sünni mahalleleri arasında barikatlar kuruldu ve çatışmalar başladı.Mayıs ayında yaşanan bu gerginlik askerî müdahaleye karşın devam etti.

Sokağa Çıkma Yasağı ve Çatışmalar

Çorum Valisi Rafet Üçelli, sokağa çıkma yasağı koyar ve halkın savunma amacıyla oluşturduğu barikatların kaldırılmasını ister.

Çorum Kalesi yakınındaki semtlerde oturan halkın kurduğu bir savunma barikatına saldırganlar silahla ateş eder ancak barikatı aşamazlar. Vali Rafet Üçelli barikatın kaldırılması için Jandarma Komutanı Yarbay Vural Güride’ye emir verir. Halk ise can güvenliklerini korumak için kurdukları barikatı kaldırmamakta direnir. Vali ve Jandarma Yarbay Vural Güride arasında geçen konuşma şöyledir:

Vali: Lütfen Ankara-Samsun Kara yolu trafiğe açılsın.
Yarbay Güride: Sayın Valim yolu açmak için silah kullanmak zorunda kalacağız. Kan akar, bu da olayları tırmandırır.
Vali: Her şeye karşın yol trafiğe açılmalıdır.
Yarbay Güride: Kan dökülür, ben açamam sayın valim. Buyurun siz açın.

CHP’nin milletvekillerinden Şükrü Bütün, Etem Eken; senatör Abdullah Ercan olayları yerinde incelemek üzere Çorum'a geldiklerinde belediye başkanı ile görüşürlerken saldırıya uğrarlar.

Halk barikatını kaldırmaz. Bu sırada başka bir semtteki zayıf bir barikatı aşan 19 AN 709 plakalı, kırmızı renkli Reno marka bir otomobil Milönü semtini silahla boydan boya tarar. Semt halkı panik içinde evlerine koşuşurlar. Yaralananlar olur. Mahalleyi silahla tarayan otomobilin plakasının bir traktöre ait olduğu, otomobilin içinde polislerin olduğu kanaati oluşur.

Olayların sonlanması yetkililerce genellikle alevi kesimin yaşadığı Milönü'deki barikatların kaldırılmasına bağlanmıştır. Çorum olaylarına müdahale etmekle görevlendirilen dönemin Amasya 15. Tugay komutanı Şahabettin Esengül'ün iddiası; "Bir sağ partiye mensup milletvekili bana barikatları yararsınız, bertaraf edersiniz, bu iş de burada biter." İçişleri Bakanı Vekili Orhan Eren, Jandarma Genel Komutanı Org. Sedat Celasun'la birlikte Çorum'a gelirler. Çorum’da teşkilatı bulunan siyasi parti il yöneticileri, Çorum milletvekillerinin katılımıyla bir toplantı düzenlenir. Saldırı olayı değerlendirilir. Çorum Valisi Rafet Üçelli'nin sunumu üzerine Jandarma Genel Komutanı Sedat Celasun: “Biz gerekli yerlerden emir aldık. Milönü’ne tanklarla girip olaylara son vereceğiz” dediğinde; Çorum CHP Milletvekili Etem Eken, “nasıl olur paşam? Milönü’ne tanklarla girmek neyi çözer? Bu daha çok kan dökülmesine neden olur. Belki bir Milönü hiçbir şey değil ama, Türkiye’de 14 milyona yakın Alevi vatandaş yaşamaktadır. Milönü’ne tanklarla girip kan döküldüğünde tüm ülkede büyük olaylar çıkar” yanıtını verir. Sonuçta oluşturulan bir komite Milönü’ne giderek halkla görüşürler. Can güvenliği garantisi sonucu barikatlar kaldırılır.

Vali Rafet Üçelli ve Emniyet Müdürü Nail Bozkurt görevden alınır. Çorum Valiliğine Yüksel Çavuşoğlu, Çorum İl Emniyet Müdürlüğüne Erdem Yurtsever atanır. General Şahabettin Esengül Jandarma İl Komutanı Vural Güride'nin değiştirilmesi için kendisine yapılan baskıyı şöyle anlatmaktadır: “İsimlerini dahi hatırlamak istemiyorum. Bu milletvekilleri devamlı suretle yaranın kabuklanması değil, kanamasını istiyorlardı. İşleri güçleri Ankara’da belirli odakları tahrik etmek ve almış olduğu yetkilerle Çorum’a gelip karma karışım etmekti. Bu iki milletvekili olayların tarafımdan bastırılmasını memnuniyetle karşılamadılar. Yani ne istiyorlardı? Bir taraf korunsun, diğer taraf öldürülsün. Yani katalizör rol oynamayacaksınız. Güvenlik tedbirleri tam olarak almayacaksınız. Bir kesim ki ona Sünni kesim diyebilirsiniz, Alevileri esasen sıkışmış bir bölgede çevirmiş, onların üzerine saldırıp imha etmek istiyorlardı. Fevkalade küstah bir tavır içindelerdi.”

28 Mayıs 1980’de başlatılan saldırı ve katliam, askeri birliklerin müdahalesiyle biçimsel olarak denetim altına alınmıştır. Jandarma İl Komutanı Yarbay Vural Güride görevden alınmış, olayların ilk dalgası kontrol altına alınmıştır.

Olaylarda İkinci Dalga

AP Çorum İl Başkanı Yardımcısı Erol Şahin, CHP İl Başkanı Cemal Solmaz’la birlikte vali ve emniyet müdürüyle görüşürler. MHP'nin saldırı hazırlıklarını ileterek önlem alınmasını isterler.

Çorum AP milletvekili adayı Ali Ayhan Çetin "Olayların başlangıcı MHP'nin ve Ülkü Ocaklarının Çorum'u kurtarılmış bölge haline getirmeyi amaçlamaları, bunun için Gün Sazak'ın ölümü onlar için başlangıç noktası oldu." demiştir.

TRT'nin tahriki

TRT’de “Çorum’da Alaaddin Camii’ne patlayıcı madde atılması ve dışarıdan ateş açılması ile olaylar başladı.” haberini aralıklarla sık sık verilmektedir. Alaaddin Camii'ne bomba atıldığı iddiası camilerin hoparlörlerinden kente duyuruldu, cihat çağrısı yapıldı, suların zehirlendiği iddiası yayıldı. Böyle bir haberi askeri yetkililer vermemiş, Vali de haberi doğrulayıcı veya yalanlayıcı açıklamada bulunmamıştır. TRT’ nin Çorum muhabiri, böyle bir haber vermediğini söylemektedir. Haberi yayan polis de ortaya çıkarılmamıştır. Bir anda ortaya çıkan eli silahlı gruplar Alevi mahallelerine uzun namlulu silahlarla saldırmaya başlamıştır.[6]

Polis Panzeri ve Milönü Saldırısı

Alevi mahallesine barikatları yıkarak giren panzerin ateşiyle hamile bir kadın ve bir öğretmen hayatını kaybederken yaşlı bir kadın panzerin altında kalır. Süleyman Ateş isimli tıp öğrencisi panzerin ateşiyle yaralanarak götürüldüğü SSK hastanesinde işkence görür ve öldürülür.

İçişleri Bakanı Mustafa Gülcügil: “Çorum olayları solun bir tertibidir ve devleti yıkma eylemlerinden biridir. Devlete destek düşüncesiyle hareket eden sağ bir grup, bunların karşısına çıkmıştır. Aslında siyasî gayeli ve siyasî hedefli olan sol gruptur..(Cumhuriyet gazetesi, 14.07.1980)

Süleyman Demirel: “Eğer bu fitne CHP’den destek görmezse devlet bu fitneyi çok kısa bir zamanda söndürür. CHP neyi söylemeye çalışıyor? Günlerdir bu meseleyle uğraşıyoruz. Bu hadiselerin arkasında CHP var. (Cumhuriyet gazetesi, 11.07.1980)

Bülent Ecevit: “....olayı sağ militanların başlattığı bilindiği hâlde iktidar bunu saklayıp bir komünistlik tehlikesi varmış görüntüsünü vermeye çalışmaktadır. Hükûmetin Çorum’daki olaylarda da taraf olduğu, taraflardan biriyle birlik olduğu ve onların suçlarını örtbas etmeye çalıştığı ortadadır.” (Milliyet gazetesi, 11.07.1980)

Diğer kaynaklar

Ayrıca bakınız

Kaynakça

This article is issued from Vikipedi - version of the 1/5/2017. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.