Asbest

Asbest lifleri. Tarayıcı elektron mikroskobunda (SEM) elde edilmiş görüntü

Asbest ya da amyant, ısıya, aşınmaya ve kimyasal maddelere çok dayanıklı lifli yapıda kanserojen bir mineral. Halk arasında ak toprak, çorak toprak, gök toprak, çelpek, höllük veya ceren toprağı gibi isimlerle de bilinir.

Tarihçe

Bir doğal silikat minerali olan asbest maddesinin, ısıyı iletmemesi yani iyi bir izolasyon maddesi olması nedeniyle kullanımı çok eski çağlarda başlamıştır. Arkeolojik çalışmalardan elde edilen bilgiler doğrultusunda asbest kullanımının 2500 yıl öncesine dayandığı bilinmektedir.

On dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından sonra ısıyı ve elektriği yalıtması, sürtünmeye ve asit gibi maddelere dayanıklı olması nedeniyle sihirli mineral olarak tanınmaya başlanmıştır. Fakat yirminci yüzyılın ikinci yarısından sonra insan sağlığına önemli zararlar veren kanserojen bir madde olduğunun tespit edilmesi ile asbest maddesi için öldürücü toz tanımlaması yapılmıştır.

Mineralin adı antik Yunancada "suya doymaz" anlamına gelen “asbestos” kelimesinden gelir.[1] Bazı Avrupa ülkeleri asbestos yerine Latince “lekesis” anlamındaki “Amiantos” kelimesini kullanırlar. Romalılar ölen insanların yakıldıktan sonra küllerini toplayabilmek için amiantos dedikleri lifsel maddeden yapılmış bir örtü içinde yakarlarmış. Bu şekilde, hem ölenin külü kolay toplanır ve hem de kullandıkları örtü yanmamış olarak kalırmış. Finlerin 4.000 yıl önce ülkelerinde bulunan antofillit asbest karışımı killerden çanak, çömlek gibi kaplar yapmak için kullanırlarmış. Çinliler de 3.000 yıl önce uzun lifli beyaz asbestten giysileri ve tapınaklardaki kandillerin fitillerini de aynı malzemeden yaptığı tarih kitaplarına geçmiştir. Savaşlarda kalelerin savunulmasında düşman askerlerine atılan sıcak su ve yağlardan korunmak için asbestten yapılmış savaş giysileri kullanılmıştır. Asbest yüzyıllar boyu ve yaygın bir şekilde kullanıldığı halde, meydana getirdiği sağlık sorunları yirminci yüzyılın başında anlaşılmaya başlamıştır. Bunun sebebi, solunduktan sonra yaptığı hastalığın ortaya çıkması için 40 yılı aşan bir enkübasyon süresine gerek olması ve eski dönemlerde insanların şimdikinden çok kısa yaşamalarıdır.[2]

Kullanım alanları

3.000' den fazla kullanım alanı olan asbestten, özellikle gemi, uçak, otomobil sanayiinde, makine konstrüksiyonlarında yağlayıcı madde ve sızdırmazlık elemanı olarak, inşaat sektöründe, ısı ve ses izolasyonunda yaygın olarak yararlanılmıştır.

Asbest türleri

Doğada rastlanılan haliyle bir asbest bloğu
Doğada rastlanılan haliyle bir asbest bloğu

Beyaz asbest

Beyaz asbest olarak bilinen krisotil, yılantaşından elde edilir. Birçok ülkede kullanımı tamamen yasaklanmıştır. ABD'de ve bazı Avrupa ülkelerinde çok kısıtlı kullanımına izin verilir. Oldukça esnek olduğu için kumaş yapımında da kullanılabilir. CAS no'su 12001-29-5'tir evlerin çatılarında ve oluklu çimentolu cati malzemelerinde kullanılmaktadır.

Kahverengi asbest

Kahverengi asbest olarak bilinen amosit daha çok Afrika'da çıkarılır. Kimyasal formülü Fe7Si8O22(OH)2 olan amosit de diğer asbest türleri gibi çok tehlikelidir. CAS no'su 12172-73-5'tir.

Mavi asbest

CAS no'su 12001-28-4 olan krosidolit başlıca Afrika ve Avustralya'da çıkarılır. Kimyasal formüllerinden biri Na2Fe2+3Fe3+2Si8O22(OH)2 olan krosidolit en tehlikeli asbest türü olarak bilinir.

Beyaz, kahverengi ve mavi asbest dışında başka birçok asbest türü de doğada bol miktarda bulunmaktadır. Bu asbest türlerinin kayıt edilmesi ve sınıflandırılması çalışmaları halen devam etmektedir.

Asbestin insan sağlığına zararları

Akciğerlere yerleşmiş asbest parçacıkları.

Asbest son derece kanserojen bir maddedir. Solunum ya da içme suyu yoluyla vücuda girdiğinde başta kanser olmak üzere çeşitli hastalıklara yol açar. Uzmanlar cilde nüfuz etmesinin de mümkün olduğunu düşünmektedirler. Asbestin neden olduğu hastalıkların bazıları, akciğer zarları arasında sıvı toplanması, kireçlenme, akciğer zarı kalınlaşması ve akciğer dokusunda bağ dokusu oluşumu gibi selim hastalıklardır. Ayrıca ciltte yaralara neden olabilir.

Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC), her yıl dünyada kanser yapıcı maddeleri düzenli olarak özelliklerine göre gruplara ayırmaktadır. Ajansın kanserojen maddeler listesinde asbest maddesi, "kesin kanserojen" tanımlanması ile 1. grupta sınıflandırılmıştır.

Fransa'da asbeste bağlı hastalıklardan her yıl 4000 kişi ölmektedir ve sayı giderek artmaktadır. Uzmanlar Birleşik Krallık'ta 1960 ve 70'lerde asbeste maruz kalmış kişilerden 120.000'den fazlasının akciğer kanseri nedeniyle yakın gelecekte öleceğini öngörmektedirler [3]. Belçika ve Hollanda gibi ülkelerde 90'lı yılların başında asbest üretim ve kullanımı tamamen yasaklanmıştır. Avrupa Birliği'de 2005 yılından itibaren AB'ye üye ülkelerde asbest üretimi ve kullanımını yasaklamıştır.

Geçmişte tersane işçisi olan babasının iş elbiselerinden bulaşan asbest nedeniyle kansere yakalanan genç bir kadın, 2007 yılında İngiliz Savunma Bakanlığı'ndan tazminat almaya hak kazanmıştır.[3].

Asbeste bağlı oluşan hastalıklar

Asbestin çevreye verdiği zararlar

Düşük oranlarda asbest soluduğumuz havada ve doğal kaynaklar da dahil olmak üzere içme suyunda bulunmaktadır. Araştırmalara göre genel olarak asbeste maruz kalanlarda (meslek dışında) akciğer zarında gram başına on bin ila yüz bin asbest parçacığı bulunmaktadır ki bu da her insanın akciğerlerinde milyonlarca parçacık bulunması demektir.

EPA, içme suyunda yoğunluk sınırı olarak uzun lifler için (uzunlugu 5 µm'yi geçen lifler) litre başına 7 milyon lif olarak alınmasını önermiştir.

Solunan havadaki asbest liflerinin boyu 3.0-20.0 µm ve kalınlığı 0.01 µm olduğu için çıplak gözle görülememektedir...

Türkiye'de asbest kullanımı

Asbest Anadolu'nun birçok yöresinde bulunmakta ve halk tarafından bilinçsizce kullanılmaktadır. Köylüler, asbesti evlerinin damlarına sermek, evlerini badana yapmak için ve küçük çocuklarda pudra yerine kullanırlar. Amasya bölgesinde ve Kayılar yörüklerinde ise bebekler, höllük toprağı olarak bilinen ısıtılmış asbestle sarılmaktadır. Bu uygulamalar sırasında havaya karışan asbest lifleri yoğun şekilde solunur. Asbest, onu topraktan çıkaran ve kullanan köylülerden başka, asbestin kullanıldığı endüstri alanlarında çalışan işçiler için de çok zararlıdır.

Diyarbakır'ın Çermik ve Çüngüş, Eskişehir'in Mihalıççık, Kaymaz ve Çifteler, Denizli'nin Tavas, Kütahya'nın Aslanapa ve Gediz, Konya'nın Ereğli,Halkapınar, Karaman'nın Ayrancı, Sivas'ın Yıldızeli, Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesine bağlı Büyüktatlı ve Şarkışla, Şanlıurfa'nın Siverek Elazığ'ın Maden ve Palu ilçeleri asbeste bağlı hastalıkların sık görüldüğü yerlerdir.

Çevre ve Orman Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü, kansere neden olan asbestin, Türkiye'de üretim, kullanım, piyasa arzı ile asbest içeren eşyaların piyasaya arzını 31 Aralık 2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yasakladı.[4]

Alınması gereken önlemler

Kaynakça

  1. "asbestos." Oxford Dictionary of English 2e, Oxford University Press, 2003.
  2. Barış, Y.İ., Akay H. ve Emri S., 2007. Türkiye'de asbest ve erionit ile ilgili hastalıklar, Toraks Dergisi, Cilt:8, Ek 1.
  3. 1 2 Jenny Hope, (London) Daily Mail, February 20, 2007
  4. Radikal.com.tr Erişim: 30 Aralık 2010
This article is issued from Vikipedi - version of the 11/30/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.