Dukak

Dukak bin Tutuş
Suriye Selçuklu Şam Meliki
Hüküm süresi 1095-1104
Önce gelen I. Tutuş
Sonra gelen II. Tutuş
Tam ismi
Ebu Nasır Şemsulmülk Dukak bin Tutuş bin Alp Arslan bin Davud bin Mikail bin Selçuk
Hanedan Selçuklu Hanedanı
Babası I. Tutuş
Annesi Safvet el-Mülk Hatun
Ölüm 8 Haziran 1104
Şam
Dini Sünni İslam

Dukak veya Ebu Nasır Şemsulmülk Dukak (ö. 8 Haziran 1104) 1095-1104 yılları arasında Suriye Selçuklu Devleti Şam Meliki.

Hayatı

Dukak'ın babası Büyük Selçuklu Devleti'ne tabi bir alt-hükümdarlık olan Suriye Selçuklu Devleti hükümdarı Tutuş idi ve annesinin adı "Safvet el-Mülk Hatun"du. Kardeşi sonradan Halep Meliki olan Fahrülmülk Rıdvan idi.

Babası Tutuş Büyük Selçuklu Devleti Sultanı olan Berkyaruk'a isyan edip 1095'de İran'a yürümüş; Rey'de yapılan savaşta yenik düşmüş ve bu savaşta ölmüştü. Kardeşi olan Rıdvan önce kendini Suriye Selçuklu Devleti'nin tümü için Sultan ilan etti. Dukak'a önce ailenin El Cezire'deki arazileri miras kalmıştı. Ama Dukak kardeşi Rıdvan ile Halep'de yaşamaya başladı. Fakat çok geçmeden kardeşine karşı bir ayaklama tertip etti. Şam'ı kontrolü altına alıp kardeşi Rıdvan'ı tahttan uzaklaştırdı. Bu ayaklanma Suriye'de bir anarşi yarattı ve bir iç savaş ortaya çıkarttı. Dukak Antakya Emiri olan Yağısıyan'ın desteğini sağlamıştı. Yağısıyan'ın Rıdvan ile şahsen anlaşmazlığı bulunmuyordu ama Rıdvan'ın atabeyi olan Cenâhüddevle ile arası açıktı. Dukak ve Yağısıyan'ı destekleyen diğer bir kişi de Kudüs Emiri olan Artukoğlu İlgazi Bey idi. İlgazi Bey'in kardeşi olan Artukoğlu Sökmen Bey ise Rıdvan'ı desteklemekteydi.

Rıdvan Antakya Emiri olan Yağısıyan'a hücum etti. Dukak ve İlgazi Bey Yağısıyan'a yardım sağlamak için harekete geçince Rıdvan Şam şehrini de kuşatma altına aldı. Fakat çok geçmeden Rıdvan'ın, müttefiki ve eski atabeyi olan Cenâhüddevle ile arası açıldı. Cenâhüddevle, Rıdvan'a bağlı olan Humus şehrini eline geçirdi. Cenâhüddevle ile anlaşmazlığı bulunan Yağısıyan ise daha önce Cenâhüddevle nedeni ile Rıdvan'a karşı iken Rıdvan'ın eski atabeyi ile arasının açılması Rıdvan'la Yağısıyan birbirine yaklaştırdı. Bu yeni yakınlığı askeri müttefikliğe dönüştürmek için Rıdvan ile Yağısıyan'ın kızı evlendirildi. Bu iki yeni müttefik orduları ile birlikte Şayzar şehrine hücuma karar verdiler.

Fakat tam bu sırada Birinci Haçlı Seferi Frank Haçlı ordularının Anadolu'da ilerlemekte oldukları ve hedeflerinin batı Suriye, Filistin ve Kudüs oldukları öğrenildi. Bunun üzerine kurulmuş olan bütün müttefiklikler kenara bırakıldı ve o zamana kadar birbirleriyle mücadele veya ittifak eden emirler ayrı ayrı kendi şehirlerine çekildiler. Birçok tarihçi bu ayrı ayrı olma eğilimini büyük bir tarihsel hata olarak kabul etmektedirler; bu tarihçilere göre Müslüman emirler eğer bütün iç düşmanlıklarını ortadan kaldırıp büyük bir dış düşman olan Haçlılara karşı birleşip birlikte savaşlardı, Birinci Haçlı Seferi'nin sonucu çok daha değişik olabilecekti.[1]

1097-1098 kış döneminde Birinci Haçlı Seferi Haçlı orduları Antakya'yı kuşatma altına aldılar. Antakya emiri olan Yağısıyan ve oğlu Şems-i Devle Haçlılara karşı büyük direnme gösterdiler. Yağısıyan, Şam Meliki olan Dukak'dan askeri destek istedi. Dukak'ın Şam'dan gönderdiği takviye kuvveti Haçlıların en önemli komutanlarından olan Bohemund tarafından etraftan talan iaşe toplama sırasında çözümlendi ve Bohemund büyükçe bir Haçlı gücü ile bu takviye gücüne bir baskın yapıp onları yenik düşürüp geri püskürttü. Dukak acele yeni bir askeri birlik kurup Haçlılara hücum edeceğine Şam'dan Humus'a çekildi ve gayet yavaş bir şekilde yeni birlikler kurmaya başladı. Yağısıyan diğer Müslümanlardan destek istemek zorunda kaldı. Bu destek Musul Atabeyi Gürboğa tarafından organize edilmekteydi. Gürboğa bu işi çok yavaşa almıştı. Ama etrafında bir büyük Müslüman ordusu kurmayı başardı ve bu orduya Şam Meliki Dukak da katıldı. Fakat Gürboğa'nın yavaş hareketi dolayısıyla ve kale içinden Firuz adlı bir kişinin ihaneti ile Antakya kalesi Şubat 1098'de Haçlılar eline düştü. Gürboğa'nın destek gücü şehir önüne ancak 5 Haziran yetişti. Gürboğa güçleri Antakya kalesinde bulunan Haçlılar ordularını kuşatmaya aldı. Fakat Haçlılar, güya bir mucize ile İsa'nın mızrağını Antakya Katedrali mihrabı altında buldular. Bundan aldıkları büyük dinsel ve moral güçle 28 Haziran'da bir huruç hareketine geçtiler. Bu muharebe sırasında Dukak ve Şam güçleri savaş alanını bırakıp geri kaçtılar. Böylece Gürboğa'nın Müslüman ordusu Haçlılar tarafından büyük bir yenilgiye uğratıldı. Bu arada Kudüs şehri Dukak'ın Şam Melikine tabi olarak Artuklu Sökmen Bey tarafından idare edilmekteyken 1098 yazında Fatimiler'in hücumuna uğradı. Fatimiler Mısır'dan Başvezir El-Afdal komutasında büyük bir ordu göndererek Kudüs'ü zaptettiler. Fatimi başveziri Kudüs'te Fatimi Kudüs Emiri İftiharüddevle komutasında nispeten küçük bir ordu bırakıp Mısır'a geri döndü. Temmuz 1098'de Kudüs'ün Haçlılara karşı savunmasını bu küçük ordu yaptı.

Dukak Suriye'de çeşitli müttefikler ile birlikte çeşitli düşmanlara karşı savaş yapmakta iken Dukak'a miras kalan Güney Anadolu ve El Cezire toprakları buralarda bulunan tabi emirler tarafından işgal edilmişti. Dukak Haçlılarla uğraşmayı bir kenara bırakıp bu arazilerin geri alınması derdine düştü. Bu nedenle 1099'da Diyarbakır üzerine yürüyüp bu şehri tekrar eline geçirdi. Bu sıralara Haçlılar Kudüs'ü kuşatıp ele geçirdiler ve Doğu Akdeniz kıyılarında bir seri Haçlı devleti, özellikle Kutsal Kudüs Krallığı kurmakla uğraşmaktaydılar.

1100 yılı içinde Şam Meliki Dukak'a tabi olan çeşitli yerel Müslüman emirler Kudüs Krallığı'na karşı birçok hucum ve akın düzenlemeye başladılar. Bunların başında Golan'da yaşayan Bedevi aşiretinin reisi Emir Savad gelmekteydi. Bu emir Haçlı devletinin en ileri gelenlerin, Kudüs Kralı Godfrey de Bouillon ile Antakya Prensi I. Bohemund'nun yeğeni ve varisi olan Tancred'e bile hücumda bulunmaktan çekinmemiştir. Bu Haçlı Frankları çok kızdırmıştı ve Tancred buna karşılık olarak Şam'ın varoş köylerine kadar uzanan bir karşı talan akını organize etti. Ayrıca Tancred bir politik jest olarak Şam'a Dukak'a altı kişilik bir elçi heyeti gönderdi ve Dukak'tan ya Hristiyanlığa dönmesini ya da Şam'ı bırakmasını istedi. Fakat Dukak bu jesti Tancred'e karşı bir jestle karşıladı. Kendisine gelen 6 kişilik Hristiyan elçi heyetini Müslümanlığa dönme teklifi yaptı. Bunlardan biri Müslüman oldu diğer beşinin kelleri kesilerek idam edildiler. Diğer taraftan Kudüs Kralı Godfrey de Bouilon Tancred'ın talan akınlarına katıldı ve Şam'dan 5 günlük mesafede kadar olan köylere bile hücumlar yaptı. Bu Tancred akınlarının sonucunda Golan tepelerinde yaşan bedevilerin reisi Emir Savad, Şam Melikliği tabiliğinden ayrılıp kendine daha emniyetli yaşam sağlayan Kudüs Krallığı tabiliğine geçtiğini ilan etti.

Nehr el-Kalb Muharebesi

Temmuz 1100'de ilk Haçlı Kutsal Kudüs Krallığı Kralı seçilen Aşağı Lorraine Dükü Godfrey de Bouillon ölmüştü ve yerine kardeşi ve Urfa'da Edessa Kontu olan I. Baudouin seçilmişti. Ekim 1100'de I. Baudouin Kudüs'e gelmekte iken Beyrut yakınlarında dar bir nehir vadisi olan "Nahr el-Kalb" vadisinden geçmek zorunda idi. Şam Meliki olan Dukak bu dar nehir vadisinde I. Baudouin'e bir pusu hazırladı. Fakat Haçlılar Dukak'ın ordusunun ilerlemesini önleyip onun yenik olarak geri çekilmesini sağladılar. I. Baudouin Kudüs'e Kasım ayında ulaşabildi.

1103'de Dukak'ın eski atabeyi olan ve Humus Emiri olan Cenâhüddevle bir suikasta kurban giderek öldürüldü. Bunun üzerine Şam Meliki olan Dukak bu şehri almak üzere harekete geçti ve Humus'a girerek bu şehri Şam Melikliği arazisine kattı.

1104'de Dukak hastalanıp yatağa düştü. Kendini takip edecek hükümdarı düşünmeye başladı. Küçük yaşta olan oğlunun, II. Tutuş adıyla kendinden sonra Şam Meliki olmasını vasiyet etti. Oğlunun yetişkinliğe erişmesine kadar bir naip ve atabey aradı ve annesi olan Safvet el-Mülk Hatun Emir Tuğtekin'in atabey olmasını tavsiye etti ve Dukak bunu kabul etti. Dukak 8 Haziran 1104'de vefat etti.

Önce Dukak'ın oğlu II. Tutuş olarak Şam Melikliği tahtına geçirildi. Ama gerçek iktidar gücü Şam Atabeyi olan Tuğtekin elinde idi. Tuğtekin bundan sonra Dukak'ın annesi Safvet el-Mülk Hatun ile evlendi ve II. Tutuş'u da fazla tahtta kalmadan meliklikten hal etti. Onu tahttan indirdikten Şam'da yerel Böriler egemen oldular ve bundan sonra 1154'e kadar Şam'da Böriler hanedanından atabey oldular.[2]

Kaynakça

  1. Kenneth Setton (ed.), A History of the Crusades, vol. I, University of Pennsylvania Press, 1958. (İngilizce)
  2. H.A.R. Gibb, (1932) The Damascus Chronicle of the Crusades: Extracted and Translated from the Chronicle of Ibn al-Qalanisi, Londra (İngilizce)

Dış kaynaklar

Resmî unvanlar
Önce gelen:
I. Tutuş
Suriye Selçuklu Şam Meliki
1095-1104
Sonra gelen:
II. Tutuş
This article is issued from Vikipedi - version of the 1/8/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.