Humus, Suriye

Koordinatlar: 34°43′N, 36°42′E

Humus
حمص
  Şehir  
Takma ad: Halid bin Velid'in şehri
Humus

Humus'un Suriye'deki konumu.

Koordinatlar: 34°43′K 36°42′D / 34.717°K 36.7°D / 34.717; 36.7
Ülke Suriye
İl Humus
İlçe Humus
Nahiye Humus
Kuruluş MÖ 2000
Yönetim
 - Vali Ghassan Mustafa Abdul-Aal[1]
 - Belediye Meclisi Başkanı Nadia Kseibi
Yüzölçümü
 - Şehir 48 km2 (19 sq mi)
 - Kentsel 76 km2 (29 sq mi)
Rakım 509 m (1.673 ft)
Nüfus (2012)
 - Toplam 900.492[2]
Zaman dilimi DAZD (+2)
 - Yaz (YSU) DAYZD (+3)
Alan kodu +31
Kardeş şehir(ler)
 - Belo Horizonte Brezilya Brezilya
 - Kayseri Türkiye Türkiye
 - Yezd İran İran
 - Hama Suriye Suriye
İnternet sitesi: homscitycouncil.org.sy

Humus, (Arapça: حمص, Ḥimṣ, Ḥomṣ), eski adıyla Emesa (Yunanca:Ἔμεσα, Emesa)[3], batı Suriye'de bulunan, aynı zamanda, Humus İli'nin ve Humus İlçesi'nin, başkenti olan şehir. Kendi oluşturduğu nahiyenin (bucak) de merkezi olup, Suriye'nin idari yapılanmasına göre, nahiye olarak içerisinde birçok köy ve kasaba barındırır. 509 metrelik (1673 ft.) bir rakıma sahiptir ve ülkenin başkenti Şam'ın 162 kilometre (101 mi.) kuzeyinde yer alır.[4] Asi Nehri üzerine kurulmuştur. Ayrıca Humus, ülkenin iç yerleşkeleri ile Akdeniz kıyısı yerleşkelerini birbirine bağlayan merkezi bir bağlantı şehri olarak da görev yapar.

Humus, büyük bir sanayi merkezi olmakla beraber, 2012 hesaplamalarına göre, 900,492 kişilik nüfusuyla[2], kuzeyinde bulunan Halep'ten ve güneyinde yer alan başkent Şam'dan sonra Suriye'nin en büyük üçüncü şehridir.[5] Kalabalık nüfusu, Suriye'nin, genellikle Arapça konuşan, Sünni Müslümanlar, Aleviler ve Hıristiyan azınlıklardan oluşan, dinsel çeşitliliğini fark edilir ölçüde etkiler. Şehir, birçok tarihi cami ve kiliseye sahip olmasının yanında, bir Dünya mirası olan, Krak des Chevaliers'i de, geniş sınırları içerisinde barındırır.

Humus, ilk olarak, Selevkos İmparatorluğu'nun hüküm sürdüğü MÖ 1. yüzyılda tarihi kayıtlarda ortaya çıkmıştır. Daha sonra, şehre ismini veren, Emesa Kraliyet Ailesi tarafından yönetilen bir krallığın başkenti olmuştur. Aslen, Suriye-Roman güneş tanrısı El-Gebal'e bir ibadet merkezi olan kent, Bizans Dönemi'nde, Hıristiyanlık açısından da önem kazanmıştır. Humus, Müslümanlar tarafından, ilk olarak 7. yüzyılda fethedilmiş ve kendisiyle aynı adı taşıyan bir bölgenin başkenti yapılmıştır. İslam Dönemi boyunca, Suriye'nin kontrolü için yarışan Müslüman hanedanları, şehrin bölgedeki stratejik önemi yüzünden, Humus'un kontrolünü ele geçirmeye çalışmıştır. Şehir, Osmanlı kontrolü altında, genel anlamda gerilemeye başlamış ve sadece 19. yüzyılda, şehrin pamuk endüstrisinin patlamasıyla, eski ekonomik önemini geri kazanmıştır. Fransa Suriye Mandası Dönemi'ndeyse Humus, bir ayaklanma merkezi halini almıştır. 1946 yılında, Suriye'nin bağımsızlığını kazanmasından sonra kent, ilk Suriye hükümetleri için, Baas Partisi direnişinin merkezi olmuştur.

Humus, Mart 2011'den bu yana devam etmekte olan, Esed hükümeti, Suriye Ordusu ve Baas Partisi ile yanlıları, karşıt muhaliflerin Özgür Suriye Ordusu ve El-Kaide'ye bağlı El Nusra gibi aşırı dinci örgütler ve 2013 yılında kuzeyde ayaklanan Kürt gruplar arasında yapılan Suriye İç Savaşı'nda önemli ve merkezi bir rol oynamaktadır. 6 Mayıs 2011'de Suriye Ordusu tarafından başlatılan ve bu tarihten beri devam eden Humus Kuşatması hala sürmektedir ve son olarak muhaliflerin güçlü bir merkezi olan Halidiye (Khalidiya)'yi de kontrol altına almasıyla[6], kontrolün çoğu (Eski Humus ve çevre bölgesi hariç), Suriye Ordusu'nda olup, ordu daha baskın duruma gelmiştir ve ilerleyişini sürdürmektedir.[7]

Etimoloji

Humus'un eski adı, "Emesa", "Ham" ve "Es" hecelerinden oluşan bir kelimedir ve "Es" hecesi, antik zamanlarda ilk olarak bölgede ibadet edilen ve sonrasında Roma İmparatorluğu geneline yayılan, Suriyeli-Roman güneş tanrısı, Elagabalus'u temsil eder.[8] "Emesa" ya da "Hemesa" isminin yanında kent aynı zamanda, şehri ve çevresini Roma Kontrolü'nden önce yöneten Arap kabilesi "Emesenoi"'ye atfen bu isimle de anılmıştır.[9] Kabile, adını şehirle bağdaştırdığında, bu ismin ayırt edilemez olduğu ancak genel olarak Roma Dönemi'nde kullanıldığı sanılmaktadır.[10]

"Emesa" ismi daha sonra, Suriye'nin Halid bin Velid önderliğinde Müslümanlar tarafından fethedilmesinden önce bölgeye yerleşen Arap Müslümanlar tarafından kısaltılarak, "Homs" ya da "Hims" halinde kullanılmaya başlanmıştır.[10][11] Bu isimler İslam yönetimi'nden, günümüze kadar korunmuştur ve şu anda kullanılan yaygın isimler haline gelmişlerdir.

Şehrin kontrolünü hiç eline geçirmeselerde, Humus, Haçlılar tarafından, Fransızca kökenli olan "la Chamelle" ismiyle bilinmiş ve kullanılmıştır.[12][13]

Humus'un günümüzdeki modern adının etimolojisiyle ilgili ikinci bir olasılıksa, şehrin eski Yunanca adları olan "Emesa" ve "Emesos"'tan türeyen, Latince "Emesus" isminin, daha sonra yönetimi ele geçiren Müslümanlar tarafından, Arapçalaştırılarak şu anki hali olan "Homs" veya "Hims" adını almasıdır.[14]

"Homs" ve "Hims" isimleri Osmanlı'yla birlikte, Türkçe'ye, "Humus" olarak geçmiştir.[15]

Tarih

Yaklaşık 2,000 yıl boyunca, Humus, çevresindeki köyler ve Suriye'nin kuzeyindeki yerleşkeler için anahtar bir tarım pazarı, üretim bölgesi ve ticaret merkezi olarak hizmet vermiştir. Ayrıca, stratejik konumundan dolayı, tarih boyunca işgal ordularına karşı, Şam, Dera gibi önemli iç şehirleri içinde barındıran, Suriye'nin hinterlandı için güvenlik ve koruma sağlamıştır.[10] Humus Kalesi'nde yapılan kazılar ve arkeolojik çalışmalar sonucu, kentteki ilk yerleşimin, MÖ 2300'e kadar dayandığı ortaya çıkmıştır. İncil bilginleri, şehrin, İncil'de bahsedilen bir Arami bölgesi başkenti olan Zobah ile benzer özellikler gösterdiğini belirtmişlerdir.[10][16]

MÖ 1274 yılında[17], II. Ramses kontrolündeki, Mısır Krallığı ve II. Muvatalli kontrolündeki Hitit İmparatorluğu orduları, Humus'a oldukça yakın, başka bir Asi Nehri şehri olan antik Kadeş Şehri yakınlarında, şiddetli bir şekilde Kadeş Savaşı'nda savaşmışlardır.[18] Bu savaşta yaklaşık 5,000 ila 6,000 chariot (Roma İmparatorluğu'nda atların çektiği savaşçı arabası.) yer almıştır ve tarihin en büyük chariot savaşı olduğu tahmin edilmektedir.[19][20] Savaş, tarihe ilk yazılı antlaşma olarak geçen, Kadeş Antlaşması ile sonuçlanmıştır.[21]

Emesani Hanedanı ve Roma Kontrolü

Elagabalus'a adanan, Emesa Tapınağı'nın ve El-Gebal'e ibadet edilmesini sağlayan içerisindeki kutsal taşın resmedildiği bir Roman parası. Bu taş Hacerü'l-Esved'e de benzetilir. Paranın öbür yüzünde ise hile ile tahta geçen Uranius Antoninus görülmektedir

Humus'un, Büyük İskender'in ölümü üzerine, Selevkos İmparatorluğu'nu kuran, I. Selevkos Nikator tarafından bizzat kurulduğu sanılmaktadır. Ancak kent, MÖ 1. yüzyıl'a kadar tarih kayıtlarında yer almamıştır. Yunan filozof Strabon, bu zamanlarda bölgede, Asi Nehri çevresinde ve Apamea Bölgesi'nin güneyinde, çadırlarda yaşayan, "Emesanoi" ("Emesani") adında bir kabileden bahsetmiştir.[10] Emesanoi Kabilesi, bölgede yaşayan Suriyeli bir kabile olup, Emesa'da yerleşerek hayatlarını sürdürmüşlerdir. Bu sebeple Humus ilk ismi olan Emesa'yı bu kabilenin etkisiyle de kazanmıştır.

Gnaeus Pompeius Magnus'un, Selevkos İmparatorluğu'nun son bölgesi Suriye'yi de Roma İmparatorluğu topraklarına katmasıyla, Humus ve çevresindeki bölgenin kontrolü, birçok çeşitli savaşta, Roma askerlerine yardım eden, Emesani Hanedanı'na verilmiştir. Böylece, Emesani Hanedanı, Roma İmparatorluğu'na bağlı bir vasal krallık haline gelmiştir. Hanedanın başkentinin günümüzdeki adı El Rastan olan ve Humus'un kuzeyinde, yine Asi Nehri üzerinde bulunan, Arethusa adlı piskoposluk olarak belirlenmesine rağmen, hanedanın o zamanki yöneticisi I. Sampsiceramus, Emesa Kralı ünvanını kazanmıştır. En geniş sınırlarında, Emesa Krallığı toprakları, batıda Bekaa Vadisi, doğuda Palmira sınırları, güneyde Yabrut ve kuzeyde El Rastan'a (Arethusa) kadar uzanmıştır. I. Sampsiceramus'un krallığı, Roma'nın, çöl topraklarındaki ilk Arap vasal krallığı olmuştur.[9]

Humus'un yaklaşık 40 kilometre batısında bulunup, ünlü bir UNESCO Dünya Mirası olan Krak des Chevaliers.

Emesa Şehri, yeni kurulan I. Sampsiceramus yönetimindeki, Emesani Krallığı'nın ikinci yöneticisi I. Iamblichus tarafından krallığın başkenti yapılınca üne ve öneme kavuştu. Emesani Hanedanı, Roma İmparatorluğu'na sadıklığını, MÖ 48 yılında, Gaius Julius Sezar'ın, İskenderiye Kuşatması'nda askeri dekolmanlar göndererek kanıtlamıştır. Daha sonra hanedanlık, Roma İç Savaşı sırasında, isyan eden Marcus Antonius ile Sezar yanlısı Caesar Divi Filius Augustus'tan (Octavian) hangisini destekleyeceği konusunda kafa karışıklığı yaşamış ve ardından I. Iamblichus, Octavian'ın tarafını seçmiştir. Bunun sonrasında Marcus Antonius'tan cesaret alan, Iamblichus'un kardeşi, I. Alexio, MÖ 31 yılında kardeşini öldürerek Emesa Krallığı tahtını ele geçirmiştir. İç savaşta kazanan taraf Octavian olmuştur ve bunun üzerine I. Alexio hainlik sebebiyle idam edilmiş, hanedanın tahtı I. Iamblichus'un oğlu, II. Iamblichus'a geçmiştir. II. Iamblichus'un kararlı yönetiminde, MÖ 20'den, MÖ 14 yılına kadar savaşsız bir barış süreci yaşanmıştır ve bu süreç Emesa Krallığı'nın altınçağı olmuştur. II. Iamblichus sırasında, Bekaa Vadisi'nin tamamı ve Heliopolis (Baalbek) krallığın kontrolü altına alınmıştır.[9]

Kral Sohaemus, krallığı miras aldığında, Roma hükümetiyle ilişkiler olumlu yönde daha da gelişmiştir. Hükümdarlığı altında, Roma ordusunun 70 yılında yaptığı büyük Kudüs Kuşatması'nda, onlara düzenli okçu birlikleri göndererek yardım etmiştir. Sohaemus 73 yaşında ölmüş ve yerini oğlu II. Alexio'ya bırakmıştır. Emesani Hanedanı'nın, Roma hükümetine sadık olduğunun herkesçe bilinmesine rağmen, belirlenemeyen sebeplerle, Roma İmparatorluğu, II. Alexio döneminde, Emesani Hanedanı'nın (Emesa Krallığı) Roma hükümeti altındaki, otonom yetkilerini azaltmıştır. Alınan bu karardan sonra II. Alexio ve ardından gelen rahip-kral varisleri, sadece seremonik ve dinsel yetkiye sahip olmuşlardır. Bunun Emesani Hanedanı'na neden yapıldığıyla ilgili çeşitli teoriler olmasına rağmen, asıl sebep hala belirsizdir. II. Alexio 78 yaşında ölmüş ve tahtını oğlu III. Sampsiceramus'a bırakmıştır. III. Sampsiceramus'tan sonraki yönetici nesiller sırasında Emesani Hanedanı önemini kaybettiği ve bu nesiller hakkındaki bilgiler yetersiz olduğu için doğru bir soyağacı yapılamamaktadır.[22]

Tarihi, 6. yüzyıl'a kadar dayanan, Aziz Elian Kilisesi'nde bulunan bazı freskler.

Roma kontrolü altında Emesa, Yunan bir şehir devletinin özelliklerini göstermeye başlamıştır ve Roma şehir planlamasının kalıntıları hala durmaktadır. Emesa büyük ve önemli bir şehire dönüşümünü, İmparator Antoninus Pius döneminde (138-161), kent adına sikkeler basılmaya başlandığında tamamlamıştır.[10] 3. yüzyıl ile beraber, Emesa, refah seviyesi yüksek bir şehir haline gelmiş ve Roma kültürüyle bağdaşlaşmıştır. Bunun büyük bir sebebi de, İmparator Lucius Septimius Severus'un, Emesa'nın ileri gelen ailelerinden bir kadınla evlenmesi olmuştur. Severus, Emesa'yı, bir Roman şehrinin en yüksek statüsü olan colonia ilan etmiştir ve Severuslar Hanedanı'ndan iki ayrı imparator da Emesa'da doğup, yetişmiştir. Bu iki yöneticiden birisi, imparator olmadan önce Emesa ve çevresinde ibadet edilen yerel güneş tanrısı Elagabalus'un şehirdeki tapınağının başrahibi olan ve ismini bu tanrıdan alan Elagabalus ya da Latince adıyla Marcus Aurelius Antoninus Augustus olmuştur. İmparator Elagabalus, tanrı Elagabalus'a ibadet etmesi sebebiyle, Roma'da ona ithafen inşa ettirdiği Elagabalium'a, Emesa'dan, tanrı Elagabalus'a ibadet edilmesini sağlayan ve Hacerü'l-Esved'e benzetilen, siyah konik kutsal taşı getirmiştir.[23][24]

Ayrıca Emesa, Palmira aracılığıyla, doğuda bir ticaret bağlantısı kurduğu için, oldukça zenginleşmiştir. Ancak bu bağlantı, 4. yüzyıl'da, Palmira önemini kaybettiğinde, Emesa'nın ekonomik açıdan çöküşüne de sebep olmuştur. Bunlara rağmen, Emesa kısa sürede toparlanarak, zamanın büyük şehirleri, Sur (Tyre), Beyrut, Sidon ve Şam gibi merkezlerin refah ve gelişmişlik seviyesine ulaşmıştır. Ayrıca şehir, bölgedeki yerleşkelerin ticaret merkezi olduğu için, yerel önemini de kaybetmemiştir. Şehir bu dönemde de, El-Gebal'in şehirdeki tapınağı sebebiyle paganlığın önemli bir merkezi olarak kalmıştır. İmparator Elagabalus'tan sonra, El-Gebal'e ibadet, imparatorluk genelinde, geniş bir coğrafyaya yayılmıştır. İmparator Aurelian, Roma İmparatorluğu'nun, Üçüncü Yüzyıl Krizi sonucu bağımsızlığını ilan eden Palmira İmparatorluğu kraliçesi Zenobia'ya karşı yaptığı savaşlardan birini kazandığında, tanrı Elagabalus'a şükranlarını sunmak için Emesa'daki El-Gebal Tapınağı'nı ziyaret etmiştir.[23]

Pagan güneş tanrısının Emesa'daki kültünün büyük gücünden dolayı, Hıristiyanlar ilk başlarda şehire yerleşmemişlerdir. Kayseryalı Eusebius, şehrin ilk piskoposu Silvanus'un çevredeki köylerde olmasına rağmen, şehir üzerinde pagan kültünün güçlülüğünden dolayı neredeyse hiç yargılama yetkisinin olmadığını yazmıştır. Silvanus, İmparator Julianus tarafından idam edilmiş ve yerine, Emesa'ya uyum sağlayabilen ilk Hıristiyan din adamı olan Piskopos Antonius getirilmiştir.[25] Ancak, 5. yüzyıl itibariyle, Bizans kontrolü altında, Hıristiyanlık şehirde yayılmış ve pekiştirilmiştir, ancak günümüzde Humus'ta birkaç antik çağdan kalma Hıristiyan yazıtı da bulunmaktadır.[23] Bizans yönetimi geliştikten sonra Emesa, Doğu Hıristiyanlığı'nın önemli bir merkezi haline gelmiştir.[26] Ayrıca, 452 yılında, Yahya Peygamber'in kafasının, Humus'un hemen yakınında bulunmasıyla, başlangıçta sadece piskoposluk ünvanına sahip olan şehre, kilise il ünvanı da verilmiştir.[23]

İslam Halifeliği

Suriye'nin müslümanlar tarafından fethinden önce, bölgeye, başta Banu Kalb olmak üzere çeşitli Arap kabileleri yerleşmiştir. Yemen kökenli, daha sonra halifeliğe karşı çıkacak olan Banu Kalb Kabilesi, Emesa'nın Yemenlilerce önemli bir merkez olmasını sağlamıştır. Bizans İmparatoru Heraclius, ordusunun güney Suriye'de, Yarmuk Muharebesi'nde, Halife Ömer bin Hattab kontrolündeki müslümanlara yenilmesi sonucu, karargahı olarak kullandığı, Emesa'yı terketmiştir.[27] Bunun ardından, 637 yılında, Halid bin Velid önderliğindeki, Raşidun (Dört Halife) Ordusu, Heraclius tarafından terkedilen Emesa'daki Bizans yönetiminin, 71,000 ila 170,000 dinar civarında bir fidye ödemesi karşılığında, Bizanslıları serbest bırakarak şehri savaşsız bir şekilde ele geçirmiştir.[23][28][29] Bu fetihten sonra halife Ömer, Hims adını verdiği Humus'u, kıyıda Tartus, Lazkiye, Cebele'yi, Suriye Çölü'nde Palmira'yı, arada kalan bölgedeyse Hama ve Humus'u birbirine bağlayan, Bilad ash-Sham Bölgesi'nde oluşturduğu, Humus Cündü'nün başkenti yapmıştır.[30] Humus'un, Suriye'de dayanıklı ve kalıcı müslüman nüfusa sahip olan ilk şehir olduğu sanılmaktadır.[31]

Müslümanlar, Bizanslılardan kalma, eski Aziz John Kilisesi'nin önce yarısını camileştirerek Cuma namazı için ibadet merkezi haline getirmiş, daha sonra tamamını camiye dönüştürerek, bugünkü Büyük El Nuri Camii'nin ortaya çıkmasını sağlamışlardır. Kısa bir süre sonra, 500 Muhammed sahabesinin, fetihin ardından Humus'a yerleşmesiyle, kent dindarlaşmış ve bir İslam merkezi haline gelmiştir.[23] Bugün, İbn El Velid ve oğlu Abd ür-Rahman'ın mezarlarının yanında, İslam halifesi Ömer'in oğlu, Abdullah'ın mezarı da Humus'ta yer almaktadır.[32] Emeviler ve halife Ali arasında yaşanan İlk Fitne ismi verilen iç savaş sırasında, Humus sakinleri Ali'nin tarafını tutmuşlardır ve Emevilerin lideri I. Muaviye iç savaşın kazananı olunca, Humus sakinlerine ceza amaçlı olarak, Humus Cündü'nü ikiye bölmüş ve kuzey kısmından Kınnesrin Cündü adında yeni bir cünd kurmuştur.[23] Şehirde, Ali'ye ait küçük bir türbe (mash-had 'Ali) bulunmaktadır ve yöresel halk türbenin üzerinde halifeye ait parmak izleri bulunduğunu iddia etmektedir.[29] Yoğun Emevi baskısına rağmen, Humus, bir süre boyunca daha, bir Şii merkezi olarak kalmaya devam etmiştir. Bir Banu Kalb kalesi olan şehir, kabilenin başka bir Arap kabilesi olan Qais'le olan çatışmalarına da ev sahipliği yapmıştır. Son Emevi Halifesi II. Mervan bu çatışmalar sırasında Qais Kabilesi desteğinden yararlanmış ve bunun sonrasında, Banu Kalb tarafından başlatılan bir ayaklanmaya cevap olarak, şehrin duvarlarını ağır biçimde yağmalamıştır. 750 yılında, Abbasiler Suriye'nın kontrolünü ve İslam halifeliğini ellerine almışlardır, ancak bu değişime rağmen, yerel Arap kabileleri halifeliğe karşı isyan etmeye devam etmişlerdir.[23]

Müslüman fethiyle beraber, camiye çevrilen, Büyük El Nuri Camii'nin içerisinden bir kesit.

796 ila 809 yılları arasında, yöneticilik yapan Harun Reşid ve sonraki Abbasi halifeleri, Humus'a sayısız cezalandırıcı seferler düzenlemişlerdir. Abbasi döneminde, şehrin refah seviyesi her zamankinden yüksek olmasına rağmen, Abbasi halifelerine fazlasıyla karşı çıkılmıştır.[23] Ekim 855'te, Mütevekkil önderliği sırasında, Hırıstiyanlara uygulanma kararı alınan cizyenin, uygulanmaya başlaması sonrası, Humus gayrimüslimleri ayaklanmıştır. Halihazırda faşist bir politika izleyen Abbasi yönetimi halifesi Mütevekkil, şehirdeki Hırıstiyanları bölgeden sürerek, var olan kiliseleri yakarak ve bölgedeki Hırıstiyan rejimin liderlerini idam ederek, ayaklanmayı bastırmıştır.[33] 9. yüzyıl ortalarında, Halifelik üzerinde Abbasi kontrolünün geçici bir süreliğine (yaklaşık 150 yıl) zayıflamasıyla, Humus, stratejik konumunun sâyesinde, Suriye'nin kontrolü için yarışan, asi hanedanlıklar tarafından aranan ve kontrolü kazanılmaya çalışılan bir yer haline gelmiştir.[23]

Bu zayıflama döneminde, şehrin kontrolünü, başlangıçta Mısır kökenli Tolunoğulları ele geçirmiştir. Tolunoğulları'nı şehirden, Halep merkezli Hamdaniler çıkartmış ve şehri fethetmişlerdir.[23] Hamdaniler'in ardındansa, şehir, asi Türk general Aftakin'in kuzey Suriye'yi işgal ederek, Humus'u karargahı yapması sayesinde, Karmatîler'in yönetimine geçmiştir.[34] Aftakin ile Karmatîler'in ittifak yapmış olması düşünülmektedir ancak kesin bir yargıda bulunulamamaktadır.[34] Bu dönemin bilim adamlarından, Arap coğrafyacı El Yakubi, 891 yılında, Humus'un, sakinlerinin su içtiği geniş bir nehir üzerinde bulunduğunu yazarak Asi Nehri ve Humus ilişkisine değinmiştir.[35] Ayrıca, Suriye'nin en büyük şehirlerinden biri olduğunu ve etrafını çevreleyen birçok küçük yerleşke olduğunu da belirtmiştir. 944 yılında, Hamdaniler şehrin kontrolünü Karmatîler'in elinden, geri alarak, 1016'ya kadar Humus'un kesin hakimi olmuşlardır.[23] Arap gezgin El-Mesûdî, 10. yüzyıl başlarında yazdığı yazılarda, "Humus insanlarının kişisel güzelliğiyle tanındığından" bahsetmiştir.[35] 985 yılındaysa, başka bir Arap coğrafyacı olan Al-Makdisi, Humus'un bundan önce Suriye'nin en büyük ve gelişmiş şehri olduğunu, ancak, "büyük talihsizlikler" yaşadığını ve "harabe olma tehditi altında kaldığını" yazmıştır. Ayrıca, şehrin Müslümanlar tarafından fethedilmesiyle, kentin kilisesinin (Aziz John Kilisesi), camiye çevrildiğini (Büyük El Nuri Camii) o da doğrulamıştır.[36]

10. yüzyıl'da sırasında, Hamdani kontrolü hala hakimken, yaklaşık 30 yıl boyunca, Humus, Bizans akınlarına maruz kalmış, şehir sakinleri yağma ve katliama tabi tutulmuşlardır. Ayrıca, Bizanslılar, bu akınlar süresince, Büyük El Nuri Camii'nde küçük yenilemeler yaparak kısa bir süreliğine tekrar kilise olarak kullanmışlardır. 11. yüzyıl'ın geniş bir kesiminde, Bizans akınları büyük ölçüde gerilemiştir ve şehrin kontrolünü, Hamdaniler'in yerine, Banu Kalb Kabilesi'nden gelme Mirdasoğulları almıştır.[37][38] Şii Müslümanlığı'na daha eğilimli olan şehir halkı, bu yönetici hanedanlardan sonra, o sırada Suriye ve Irak'a doğru kontrol alanını genişletmeyi amaçlayan ve Humus'un yönetimini böylece ele geçiren, Mısır kökenli, Şii Fatımî Halifeliği'ne karşı çıkmamışlardır. Bu durum, 1090 yılında, Sultan Melikşah dönemindeki, Halep Selçuklu emiri, Aksunkur el-Hacib'in (Aq Sunqur al-Hajib)[39], Humus'u işgal etmesiyle sona ermiş ve Sünnilik tekrar, asıl mezhep olmuştur. Bunun sonucundaysa, genel açıdan Sünni faaliyetlerinde artış görülmüştür.[23]

Haçlı Seferleri, Selçuklu, Eyyubi ve Memlük Yönetimi

Louis-François Cassas tarafından çizilen, Humus'un romantik bir illüstrasyonu. Yerdeki sanatçı, kendi korumaları tarafından ve meraklı yerel halk tarafından sarılmış bir şekilde, Ortaçağ Humus Kalesi'ni çizmektedir. Bir Gezgin ve ressam olan Cassas, bu sanatçıda kendisini ifade etmiştir.

1096 yılında, Birinci Haçlı Seferi'nin başlamasından sonra Haçlılar, 1098'de Humus'un kuzeybatısındaki Antakya'yı ele geçirmiş, Maarat el-Numan'ı ağır şekilde yağmalamış ve bunların hemen sonrasında Humus'u kuşatmışlardır. Haçlılar kentin ana limanı Tartus'la olan tüm bağlantılarını kesmelerine rağmen yine de Humus'u ele geçirememişlerdir. Kuşatmadan hemen sonra, Humus'u ele geçirerek, Büyük Selçuklu'ya bağlı, Suriye Selçuklu Devleti kontrolüne alan Selçuklu Şam Atabeyi, şehri, Haçlıların, Müslüman topraklarının derinlerine doğru ilerlemesini engelleyen, takviyeli, büyük bir ordugâha ve önemli bir kale haline getirmiştir. Saldırı ve savaştan uzak bir kent haline gelen Humus, Müslümanların birliklerini düzenleyerek topladığı ve Akdeniz kıyısı boyunca uzanan Haçlı yerleşkelerine saldırı ve yağmalar düzenlediği önemli bir merkez olmuştur.[23] 12. yüzyıl başlarında, iç savaş ile meşgul olan Selçuklular için, Humus'u ele geçirmek bir ödül değeri taşımıştır. 1117'de Suriye Selçuklu Devleti'nin son bulmasının ardından, Humus, 1149'da, Zengi Halep Beyi, Nureddin Mahmud Zengi tarafından ele geçirilerek, Zengi Hanedanı topraklarına katılmıştır.[40] Bundan kısa süre sonra, 1157'de, Büyük Selçuklu Devleti yıkılmış ve Humus'taki, yaklaşık 30 yıl sürecek Zengi yönetimi kesinlik kazanmıştır.[40]

Müslüman coğrafyacı El İdrisi, 1154'te yazdığı yazıda, Humus'ta kalabalık bir nüfus yaşadığını, şehrin taş döşeli cadde ve sokaklara sahip olup, Suriye'nin en büyük camilerinden birini elinde bulundurduğunu (Büyük El Nuri Camii), açık hava pazarları içerdiğini ve şehirde "ender bulunan ürün çeşitlerinin yanında kentte üretilenlerle de" ilgilenen gezgin, seyyah ve tüccarlar tarafından tam bir uğrak noktası olduğunu belirtmiştir. Humus sakinleri hakkındaysa, "tatlı, birlikte yaşaması kolay ve makbul tavırlara sahip insanlar" demiştir. Kadınlar ile ilgili olarak da "güzelliklerinin yanında, zarif ve bakımlı ciltlere" sahip olduklarını belirtmiştir.[41] 1157'de meydana gelen depremler, Humus'a ve Humus Kalesi'ne ağır hasar vermiştir. Ardından 1170'te meydana gelen daha küçük bir depremse ilkini izlemiştir. Ancak, stratejik konumunun ve Haçlı Trablus Kontluğu'na karşı olmasının da etkisiyle, hasar kısa sürede, Müslümanlar tarafından onarılmıştır. 1164'te İmadeddin Zengi, şehrin kontrolünü bir fief olarak Esedüddin Şirkuh'a vermiştir. Ancak beş yıl sonra 1169'da, Şirkuh'un ölümünden sonra, kontrolü tekrar kendisi almıştır. 1175'teyse, Şirkuh'un yeğeni Selahaddin Eyyubi şehrin kontrolünü almış, 1179'daysa kuzey Suriye'de kazandığı toprakları düzenleyerek şehri ve fiefi kendi yönettiği Eyyubiler Devleti'ne bağlamıştır. Şirkuh'un yönetimi alışı olan 1164'ten veya yeğeni Selaheddin Eyyubi'nin kontrolü aldığı tarih olan 1175'ten, El-Eşref Muzaffereddin Musa'nın ölüm tarihi olan 1263'e kadar, neredeyse bir yüzyıl boyunca Şirkuh'un nesli, Humus'un yönetimini elinde bulundurmuştur.[42] Arap coğrafyacı Yakut al-Hamavi, 1225'te, Humus hakkında, "büyük, ünlü, surlarla kaplı bir şehir olup, içerisindeki güney tepede, iyi takviye edilmiş bir kale" bulundurduğundan bahsetmiştir.[29]

Eyyubi yönetiminin sonlarına doğru, Humus, Eyyubiler ile Haçlılar arasındaki savaşların yaşandığı önemli bir merkez olmaya devam etmiştir. Ayrıca, bu sırada şehir, Moğol İmparatorluğu'nun, İlhanlılar kolu ile Memlük Sultanlığı arasında ki kanlı savaşlarada ev sahipliği yapmıştır.[40] Memlükler ve Moğollar arasındaki ilk savaş olan, 10 Aralık 1260'taki, Birinci Humus Savaşı ve ikincisi olan, 29 Ekim 1281 tarihli, İkinci Humus Savaşı kesin Memlük zaferi ile sonuçlanmıştır. Ancak, Moğollar sonunda Üçüncü Humus Savaşı ya da diğer adıyla, Vadi El Hazandar Savaşı olarak da bilinen, 22 Aralık-23 Aralık 1299 tarihi boyunca süren, muharebede galip gelmeyi başarmışlardır.[40][43] Bunlara rağmen daha sonraki Suriye savaşlarında, Memlüklere karşı galip gelemeyen Moğollar, Suriye'yi ele geçirmeyi başaramamışlardır.[40][44][45]

Humus, Baybars yönetimindeki Memlüklerin kontrolüne geçtikten sonra, politik açıdan gerilemiştir, çünkü Memlük seferleri Haçlı ve Moğolların İlhanlılar kolunu, Suriye'nin tamamından çıkartmıştır. 14. yüzyıl'ın başında, şehir sadece, Memlükler'in, Suriye'deki en küçük ilinin başkenti olarak kalmış, hatta bazen Şam ilinde bile sayılmıştır.[40] 1335'te, Humus'u ziyaret eden ünlü Mağribli gezgin İbn Battuta, şehrin güzel ve bakımlı sokak ve caddelere, kaliteli pazarlara ve iyi bir Cuma camiine sahip olduğunu, bunların dışında neredeyse tüm sakinlerinin Arap olduğunu yazmıştır.[46] 1400 yılında Timur, şehri ele geçirerek Timur İmparatorluğu'na bağlamış ve bir süre elinde tutmuştur. Daha sonra, 15. yüzyıl'ın ileri dönemlerinde, Memlüklerin, Orta Doğu'da iyice zayıflaması, şehre ve çevresindeki kırsal bölgelere güvensizlik ve korku getirmiştir. Bu zayıflama sırasında şehir ve yöresi, Bedevi kabileler tarafından yağmalanmış ve tahrip edilmiştir. 1510 yılında, dönemin Şam valisi, Humus'un valisi, kendi hizmetlerinin karşılığı olan maddi bedeli ödemediği için, şehirdeki, pazar ve marketleri yağmalaması amacıyla, bölgeye, El Fedil bin Nuayr (al-Fadl bin Nu'ayr) komutasında, güçlü bir Bedevi birliği göndermiştir.[40]

Osmanlı Kontrolü

Humus'taki, Osmanlı mimarisi'nin önemli ve büyük bir örneği olan, hala aktif konumdaki, Halid bin Velid Camii.

1516 yılında, Humus, uzun süre içerisinde kalıcağı, Osmanlı İmparatorluğu topraklarına dahil olmuştur. Bu ani yönetim değişimlerinden dolayı Memlük dönemindeki gerileminin üstüne, yeni ve geçici bir politik düşüş daha eklenmiştir. Ancak, çevre bölgelerden gelen çok sayıda, tarımsal ve pastoral ürünü işleyerek, ekonomik bir merkez olarak gelişmeye devam etmiştir.[47] Humus, bu dönemde, bilhassa ipek ve yün dokumacılığıyla ünlenmiştir. Özellikle de, alaca (alaja) isimli, kadın giyiminde kullanılan, altın ipliklerle süslenmiş, benekli muslinden yapılma şık kıyafetin dokumacılığıyla tanınmıştır.[40] Şehirde dokunan ipek, Osmanlı başkenti İstanbul ve civarına kadar ihrac edilmiştir. Dokuma endüstrisine ek olarak, şehirde, buğday ve susam yapmak için değirmenler (su değirmeni ve normal değirmen), zeytinyağı elde edilen zeytin mengeneleri (kompresör) bulunmaktaydı. Ayrıca bunların yanında, 16. yüzyıl'da şehrin hemen dışındaki bataklık ve benzeri topraklarda yetişen pirinç, yeşil ve siyah üzümler, şehrin pazarlarında bollukla yer almaktaydı.[47] Dahası, çiftlik hayvanları alanında da Humus, Halep'ten gelen koyun, kuzu ve keçi sürüleri ile, Şam ve daha güneyden gelen, deve ve sığırların birleşerek, satıldığı, pazarlandığı ya da sergilendiği bir ticaret merkezi olmuştur.[40]

Osmanlı'nın gelişi Humus'a idari değişiklikler de getirmiştir. Kent, eyalet sistemi döneminde, Haçlı Seferleri dönemindeki, eski rakibi ve düşmanı Trablus Kontluğu bölgesinde yer alan, Trablusşam Eyaleti'ne bağlı, kendi adını taşıyan Humus Sancağı'nın başkenti (başkazâsı) olmuştur.[48][49] Bu zamanlarda şehri ziyaret eden Fransız bir gezgin, şehir surlarının ve kalenin büyük bir onarım ve tadilat altında olduğunu ancak içindeki birçok şeyin çürümekte olduğunu, yalnızca şehrin yıllardır korunan, ünlü, kapalı çarşılarının ve pazarlarının güzelliğini koruduğunu yazmıştır.

Tahrir defterlerine göre, 1524 ila 1594 yıllarında ve arasındaki dönemde şehir nüfusunun büyük bir kısmını Sünni, Şii ve Alevi Müslümanlar oluştururken, bunlar yanında, şehirde ikamet eden Hırıstiyan ve Yahudi azınlıklarda bulunmuştur.[50]

1785'te, başka bir Fransız gezgin, Constantin François de Chasseboeuf ya da kısaca Volney, Humus'u ziyaret etmiş ve şehir hakkında, daha önceki önemini ve şöhretini büyük ölçüde kaybettiğini ve sefil bir durumda olduğunu belirtmiştir. Kenti, idari olarak Şam'a bağlı, büyük ve bozulmuş bir köy olarak nitelendirmiştir. Osmanlı yöneticileri, Humus'u yeniden canlandırmak ve Bedevi baskınlarına karşı güvenini tekrar sağlamak için büyük adımlar atmamışlardır. Bunlar sonucu, 17. ve 18. yüzyıl'da bölgede ortaya çıkan, kabile huzursuzlukları, şehrin iyi konumdaki pazarlarının yağmalanması ve birçok mahalinin asi kabileler tarafından, tahrip edilmesiyle sonuçlanmıştır. 18. yüzyıl'ın ortalarında güvenlik daha da aksamıştır. Humus sakinlerinin canlarının tehlikeye girmesi sonucu, Osmanlı yönetimi, şehir surlarından, kapıları sökerek, girişi tamamiyle engellemişlerdir.[40]

19. yüzyıl'ın ilk yarısında, Humus ve çevresindeki kırsal bölgedeki Bedevi isyan ve yağmaları daha da artmıştır. Ancak, 1832 ila 1840 arasında, Osmanlı'ya karşı isyan eden, Kavalalı İbrahim Paşa yönetimindeki, Kavalalılar Hanedanı, Mısır ve Suriye'yi, dolayısıyla Humus ve çevresini de ele geçirerek bu Bedevi başkaldırılarına bir son vermiştir.[47][51] Bedevi başkaldırıları son bulsada, Humus sakinleri, Mısır kökenli Kavalalılar yönetimine karşı çıkarak ayaklanmışlardır. Ancak, Kavalalılar bu ayaklanmayı bastırmış ve sonuç olarak şehrin, halihazırda dayanıksız halde olan kalesi yıkılmıştır. Kısa süre içerisinde Osmanlı hakimiyeti tekrar onarılmıştır ve 1860'lara doğru, Humus, ayrık ticari ekonomik birimini kurup, çevre köylerden ve bölgedeki komşu Bedevi kabilelerden gelen tarımsal ve pastoral ürünleri işleyerek, ticaretini yapacak kadar gelişmiştir.[40]

Osmanlı İmparatorluğu yönetiminin Humus ve çevresindeki güvenliği arttırmasıyla, o dönemlerde yükselişte olan şehir ekonomisi daha da canlanmış, bunun sonucunda, kent çevresinde yeni köyler kurulup, eski köylere tekrar yerleşilmesiyle beraber, bölgede nüfus artışı yaşanmıştır. Ancak, çevresinde Osmanlı hakimiyetinin onarılmasıyla ekonomik yönden gelişen Humus, kendisini büyük Avrupa merkezleriyle ekonomik ve ticari bir yarış içerisinde bulmuştur, bu da şehri zor duruma sokmuştur. Buna rağmen, Humus, 1870'lerdeki, Avrupa'daki ekonomik daralma sırasında, Avrupa Tekstil Üretimi'nin büyük ölçüde gerilemesi sonucu, şehrin pamuk ve pamuk ürünleri endüstrisinin patlamasıyla, her zamankinden daha çok ekonomik önem ve ticari değer kazanmıştır.[40] Humus'ta üretilen pamuk mahsüllerinin kalitesi, hem Osmanlı'daki, hem de yabancı marketlerdeki, üst ve alt halk sınıflarının hepsini memnun etmiştir. Bu dönemdeki kayıtlara göre, Humus'ta, çevresinde ve Hama yakınlarında toplam 5,000 civarında dokuma atölyesi ve tezgahı, çalışır vaziyette bulunmuştur.[23] Şehri ziyaret eden bir İngiliz konsolos, kentin endüstriyel alandaki bu gelişiminin ve verimliliğinin sonucu olarak, Humus'u Manchester, Britanya'ya benzetmiş ve şehirden, "Suriye'nin Manchester'ı" şeklinde bahsetmiştir.[40]

Yakın Tarihi

1920'den, 1924'e, Fransız Halep Devleti ve Fransız Şam Devleti'nin birleştirilerek, Fransız Suriye Devleti'nin (Fransız Suriye Bölgesi) kurulmasına kadar, Humus'un idari olarak bağlı kaldığı, Fransız Şam Devleti bayrağı.

20. yüzyıl boyunca, Osmanlı kontrolünün sonlarında ve sonrasında, Suriye'de büyük bir politik önem taşımış, birçok devlet başkanına ve diğer yüksek rütbeli hükümet yetkililerine ev sahipliği yapmıştır.[40] Fransız Suriye Mandası döneminde Humus, mandanın 6 yönetim bölümünden, Fransız Şam Devleti[52] (Fransız Şam Bölgesi[53]) sınırları içerisinde yer almıştır. 1925 sonbaharında şehir, Şam ve güneydeki Dürzi çete reislerinin başlattığı, tam tekmül bir başkaldırı olan Büyük Suriye Devrimi'ne katılarak, önemli bir stratejik rol oynamıştır.[54] 1932'de, Fransız yönetimi, Şam'da bulunan askeri okulunu (Harp Okulu), Humus'a taşımıştır ve bu okul, 1967'ye kadar, Suriye'deki tek askeri okul olarak kalmıştır.[55] Bu dönemde, Fransız yetkililer, Suriye'de Özel Birlikler kurarak, Alevilere ayrıcalıklı pozisyonlar vermişlerdir. Humus'a taşınan askeri okul bu Özel Birlikler'e, bir kale olarak hizmet etmiştir.[56] Humus Harp Okulu, Suriye'nin bağımsızlığını Fransa'dan kazandığı ve ilk Suriye Cumhuriyeti'nin kurulduğu 1930'da ve sonrasında önemli rol oynamıştır. Mezunları, bu dönemde ve sonrasında yapılacak olan askerî darbelerde, başta Suriye Kara Kuvvetleri olmak üzere, Suriye Silahlı Kuvvetleri'nin birçok branşında yüksek rütbeli mevkiilere sahip olarak, büyük ve önemli roller almışlardır. Humus Harp Okulu'ndan mezun olanlara ise örnek olarak, 1963 ve 1966'da yapılan askeri darbelerde kumandan olarak büyük rol alan ve 1970'teki Islahçı Devrim sonrası yönetime geçerek, 2000'deki ölümüne kadar görev alan Hafız Esed verilebilir.[57] 2000'deki ölümünün ardından koltuğunu 1 aylığına müvekkil olarak Abdülhalim Haddam'dan sonra Hafız Esed'in yerini oğlu, Beşar Esed almıştır ve isyana rağmen hala elinde bulundurmaktadır.[58]

1930'ların başında, Trablusşam ve Kerkük arasına, Humus merkezli bir petrol boru hattı kurulmuş ve bunun sayesinde, şehrin ekonomik önemi oldukça yükselmiştir. Bu petrol boru hattı, Trablusşam, Humus ve Kerkük arasındaki yolda, geçmişte Palmira'yı Akdeniz'e bağlayan antik bir kervan yolunu izlemiştir. 1959'da şehre, boru hattından geçen bu petrolün, bir kısmını işleyerek, yerli tüketim sağlayacak bir petrol rafinerisi kurulmuştur.[40] Ancak, bu rafineri, 1973 yılında, Arap-İsrail savaşları'nın bir parçası olan, Yom Kippur Savaşı sırasında, İsrail Savunma Kuvvetleri'ne bağlı, İsrail Hava Kuvvetleri'nce (İHK, IAF) bombalanarak büyük ölçüde hasar görmüş ve kullanılamaz hale gelmiştir.[57]

Suriye İç Savaşı

Gece yapılıcak, oturma eyleminden hemen önce Kuvvetli Meydanı yakınlarında, Kuvvetli Caddesi'nde (Kuvatlı Caddesi, Quwatli Street), Beşar Esed yönetimi ve yanlılarına karşı, gösteri yapan onbinlerce Humus sakini.

Humus, 2011-2012 Suriye Ayaklanması sırasında, Esed rejimi karşıtı birçok büyük protesto ve gösterinin yapıldığı şehirlerden biri olmuştur. Şehir hakkında "Devrimin başkenti" benzetilmesi de yapılmıştır.[59] 17-18 Nisan 2011 tarihlerinde, onbinlerce Suriyeli, şehrin ana meydanı olan Kuvvetli Meydanı'nda (Kuvatlı Meydanı, Quwatli Square), oturma eyleminde ve hükümet karşı sloganlarda bulunarak, şu anki başkan Beşar Esed ve yanlılarını protesto etmişlerdir. Raporlara göre, protestonun şiddetlenmesi ve hükümet güvenlik güçlerinin, Esed karşıtı eylemcilere ve yerel milislere ateş açması sonucu, en az 62 kişi hayatını kaybetmiştir.[60]

Harici videolar
YouTube'da 18 Nisan 2011, Özgürlük Meydanı, Humus, Oturma Eylemi ve diğer gösteriler.
Protestolar tüm gün ve gece boyunca sürmüştür.

6 Mayıs 2011'den bu yana şehir, Suriye Ordusu ve güvenlik güçleri tarafından Humus Kuşatması adıyla, kuşatma altında tutulmaktadır. Suriye hükümeti kendilerini savunmak için kuşatmanın, şehir ve çevresindeki, "silahlı çeteleri" ve "teröristleri" hedef aldığını iddia etmektedir.[59] Suriye muhalefetine göre Humus, kuşatmanın başladığı andan günümüze geçen süre içerisinde, hükümet yetkilileri tarafından, sıklıkla, ilaç, gıda ve yakıt gibi ana gereksinimlerin teslimatlarının engellendiği, "çürük bir şehir" haline gelmiştir.[59]

Haziran 2011'den itibaren, şehirde neredeyse her gün, protestocu Humus sakinleri ile, Suriye Silahlı Kuvvetleri arasında yüzleşme ve çatışmalar olmuştur. Bu durumun bir sonucu olarak, Humus ve çevresindeki bölgede, Suriye'nin geri kalanına göre daha fazla can ve mal kayıpları olmuştur. Raporlara göre, Humus, Beşar Esed ve ailesinin resimlerinin indirildiği ve tahrif edildiği ilk yer olmasının yanında, aynı zamanda, ayaklanma başından beri, Suriye Ordusu'nun ağır silahlar kullandığı ilk merkez olmuştur. Suriye'deki "İhlalleri Belgeleme Merkezi"'nin 15 Aralık ila 21 Aralık arasında yaptığı açıklamasına göre, 2011-2012 Suriye Ayaklanması başladığından beri, Humus'ta, en az 1,770 sivil kişi hayatını kaybetmiştir.[59]

Şubat 2012'deyse, hükümet yanlısı Suriye güvenlik güçleri, Suriye muhalefeti savaşçılarından ve Suriye Ordusu'ndan ayrılan ilticacıların oluşturduğu Özgür Suriye Ordusu'nun, hükümet kontrolündeki yerleşkelere yaptığı birçok saldırının kontrol ve komuta merkezi haline gelen Humus'u, tekrar Esed yönetimi kontrolü altına almak için büyük kapsamlı bir operasyon başlatarak, şehre saldırmıştır. Yerel Düzen ve Koordinasyon Komiteleri'nin, 14 Şubat 2012'de aktarılan raporuna göre, operasyon kapsamında 10 gün boyunca süren saldırılar, toplamda 700'den fazla kişinin ölümüyle sonuçlanmıştır.[61] 1 Mart 2012'de, Esed güçleri, şehrin "Baba Emir Bölgesi'nin (Baba Amr District)"'nin kontrolünü ele geçirmiştir, bu sıradaysa diğer semt ve mahallelerde daha az sayıda çatışmalar yaşanmıştır.[62] 18 Mart 2012'de ise, Suriye Ortodoks Kilisesi, yaptığı açıklamada, Humus'un, Hıristiyan nüfusunun neredeyse %90'ının, şehirdeki Esed Hükümeti karşıtı silahlı muhaliflerce, Humus'tan kovulduğunu ve ilerleyen günlerde, başta "Hamidiye (Hamidiya, al-Hamidiyah)" mahallesi ve "Bustan ed-Divan (Bustan ad-Diwan)" semti olmak üzere, şehirde, Hıristiyanların elinde bulundurduğu binalara, Suriye muhalefeti'nin, Özgür Suriye Ordusu'na bağlı, Humus kökenli ve şehir ile çevresinde faaliyet gösteren, El Faruk Taburu'nun silahlı üyeleri tarafından, zorunlu tahliye yapılmasını beklediklerini belirtmiştir.[63]

Ayrıca, 21 Temmuz 2012'de, Humus Cezaevi'nde görevli muhafızlardan bazıları Özgür Suriye Ordusu safına geçerek, Esed yanlısı cezaevi görevlileriyle çatışmışlardır. Bu çatışmada 4 kişi ölmüştür. Sonrasında bu çatışmadan istifade eden mahkûmlar ayaklanmış ve yapının çeşitli yerlerini ateşe vermişlerdir.[64] Muhalif muhafızlarda mahkûmlara katılmıştır.[65][66] Bu olayın hemen ardından aynı gün, Özgür Suriye Ordusu, cezaevini kuşatmış ve kısa sürede kontrolü eline alarak, öğle vaktinde, cezaevindeki yaklaşık 6000 muhalif mahkûmu salarak, muhalif cezaevi muhafızlarını tarafına katmıştır.[67][68]

Humus, bu olaydan kısa süre önce Haziran 2012'nin baş kesiminde başlamak üzere, 3 ayı aşkın süredir Beşar Esed güçleri tarafından kuşatma altında tutulmaktadır ve şehir halkı yiyecek ve giyecek bulmakta oldukça zorlanmaktadır.[69]

2011'den bu yana süren Humus Kuşatması, 2013 yazının sona ermesiyle Suriye Ordusu lehine seyretmiştir. Suriye Ordusu'nun, muhaliflerin güçlü şekilde elinde bulundurduğu şehir merkezlerinden biri olan Halidiye (Khalidiya)'yi almasıyla, Suriye Ordusu, şehir ve çevresinde muhaliflere karşı üstünlüğü ele geçirerek, daha baskın hale gelmiştir.[6] Homs is calm for now –but the fear remains]</ref> Humus, şu sıralarda (2013 Sonbaharı), Eski Humus bölgesi ve yakın çevresi dışında Suriye Ordusu kontrolündedir.[7]

Coğrafya

Humus, Suriye'nin illeri'nden en büyüğü olan Humus İli'nin ve aynı zamanda ilin, 6 ilçesinden Humus İlçesi'nin başkenti ve en büyük şehridir. Şehir, iç batı Suriye'de, Asi Nehri'nin doğu yakası boyunca uzanır ve nehir şehrin ortasından geçerek ikiye böler. Nehir sayesinde Humus ve çevresi, oldukça özel, tarıma uygun ve verimli topraklara sahiptir. Humus, batısında bulunan El Nuseyriye Dağları'nın güney etekleri ve Lübnan Dağı'nın arasında, Humus Geçiti'ne bakar halde bulunur. Bu coğrafi geçitten dolayı kolaylaşan bulut oluşumu sayesinde Humus, kuzey ve güneyindeki diğer iç Suriye şehirleriyle kıyaslandığında çok daha fazla sağanak ve normal yağış alır.[55] Şehrin doğusunda Orta Doğu'nun en büyük çöllerinden, Suriye Çölü yer alır. Şehirden ve yakınlarından geçen, Asi Nehri üzerine ise Roma İmparatorluğu kontrolünde, MÖ 284'te kurulan ve 1938'de genel bakımdan geliştirilerek, hala faaliyette olan, Humus Gölü Barajı kurulmuştur ve bu baraj sayesinde yapay bir baraj gölü olan, Humus Gölü ("Kattina Gölü", "Hattina Gölü") oluşturulmuştur. Bu iki yer, Humus'un güneybatısında yer alır. Bu noktalara en yakın şehir Humus olmasına rağmen, göl ve üzerindeki baraj, Halep'in 125 km. (78 mi.) güneydoğusunda ve Hama'nın 34 km. (21 mi.) güneyinde, Şam ve Halep'i birbirine bağlayan, ulusal otoyolun, yarı yolunda, ortalarda uzanmaktadır.[10] Asi Nehri, Humus'u iki ana parçaya ayırır, doğu parçada, düz bir arazi üzerinde, şehir merkezi ile ana semt ve mahalleler yer alır. Batı parçadaysa, daha yeni ve modern olan, yine şehre bağlı, El-Waer (al-Waer) ile bazı diğer küçük semt ve mahalleler yer alır. Humus, "şehir açıklığıyla", yüzölçümü olarak 4,800 hektar (19 sq mi.) bir alanı kapsar.[70]

Humus, başkent ve en büyük kent Şam'ın 162 kilometre (101 mil) kuzeyinde, ikinci büyük şehir Halep'in 193 kilometre (120 mil) güneyinde, kendisinden sonra Suriye'nin dördüncü büyük şehir olan Hama'nın 47 kilometre (29 mil) güneyinde ve Akdeniz kıyısında yer alan beşinci büyük şehir Lazkiye'nin 186 kilometre (116 mil) güneydoğusunda yer almaktadır ve Suriye'de önemli ve merkezi bir konuma sahiptir.[4] Humus'un şehir açıklığıyla kapsadığı alanda ve çevresinde yer alan köy, kasaba ve beldeler, güneybatısında El Kuseyr, güneydoğusunda Feyruze, doğusunda Zaydal (Zaidal), batısında Şin (Shin), Marmarita ve Zueytina (Zweitina), kuzeydoğusunda Katna modern adıyla Maşrafa, kuzeyinde El-Ganto, Telbise ve El Rastan ve kuzeybatısında da Hula (Hule)'dır.

Eski Humus ve Şehrin altbölümleri

Eski Humus ya da Eski Şehir olarak adlandırılan bölge, Humus'un en yoğun bölgesidir ve başta Bâb Tadmur (Tedmur), Bâb el-Dreib ve Bâb Hud (Hûd) mahalleleriyle beraber, Humus Kalesi ve etrafını da içerisine alarak, 1.2 kilometrekarelik (0.46 milkare) bir alanı kapsar.[70] Eski Humus'tan geriye kalan az sayıdaki yapılar olan, Eski Şehir'in duvarları ve kapıları da, Osmanlı kontrolü sırasında yıkılmıştır. Ancak, bir bölüm, takviye edilmiş duvarların ve bunların izlediği dairesel köşeleri olan bir kule hala ayaktadır. Buradan yaklaşık yarım kilometre güneyde ise, üzerinde bazı kalıntı ve harabeler bulunan, yüksek, tümsek şeklindeki toprak yığını, bir zamanlar şehrin kalesinin, durduğu alanı gösterir.[71] Kalenin kuzeyine doğru ise, şehrin "Hıristiyan Mahallesi" olarak da bilinen, 2011-2012 Suriye Ayaklanması'nda da büyük rol oynayarak, şiddetli çatışmalara ev sahipliği yapmış, tarihi, "Hamidiye (Hamidiya, al-Hamidiyah)" mahallesi yer alır.[72] Bu tarihi mahalle, Humus'un, eski ve tarihi görünüşünü kaybetmeyen sayılı bölgelerindendir ve mahallenin çoğu, Memlük kontrolü zamanlarından kalma, siyah-beyaz taş kalıntılar ve binalarla kaplıdır. Bu binalar hala, dükkan ve konut olarak kullanılmaktadır ve son zamanlarda, şehir yönetimi tarafından, bazı bakım, onarım ve yenileme çalışmaları yanında tamirat ve tadilat çalışmaları da olmuştur (renovasyon).[73]

Abbasiler'in yönetimi altında Humus Şehri'nin 7 büyük kapıya sahip olduğu bilinmekteydi. Bu kapılar; Bab al-Souq (Market/Pazar Kapısı), Bab Tadmor (ya da Bab Tadmour) (Palmira Kapısı), Bab al-Dreib (ya da Bab al-Deir) (Manastır Kapısı), Bab al-Sebaa (Aslanların Kapısı), Bab al-Turkman (Türkmen Kapısı), Bab al-Masdoud (Kapalı Kapı) ve Bab Hud (Peygamber Hûd Kapısı) adlarındaydı.[40] Günümüzde, sadece Bab Tadmor ve Bab al-Dreib kapıları ayakta kalmıştır.[74] Humus'un en eski cami, kilise ve yapıları bu kapıların çevrelediği Eski Humus 'ta (Eski Şehir'de) bulunmaktadır.[71]

Humus, bunlar haricinde, Eski Şehir (Eski Humus) dışında da birçok altbölümden oluşmaktadır. Büyük Kaldiye semti (Khaldiyah) şehrin kuzey sınırı boyunca uzanır. Daha modern El-Sâbil (al-Sabeel), El-Zahra (al-Zahra) ve Jub El-Candâli (Jub al-Jandali) semtleriyse, Eski Şehir'in doğusuna doğru yer alır. Eski Şehir'in güneyindeyse Bab al-Sebaa (Bab El-Sebâ, Aslanların Kapısı), El-Mireyce (al-Mreijeh), El-Nezhâ (al-Nezha) ve Akrama semtleri bulunur. Bu semtlerin yine güneye doğru daha ilerisindeyse Karm El-Zaytun (Karm al-Zaytoun) ve Karm El-Luz (Karm al-Loz) semtleri yer alır.[72] Modern ticari merkez ve onu çevreleyen ticaret bölgesi ise şehrin batısına doğru lüks Cüret El-Şâayya (Jouret al-Shayyah) semti içerisinde bulunur ve bu semtin daha batısında ise, yine lüks olarak nitelendirilen Kusor (Qusoor), El-Mahatta (al-Mahatta) ve El-Gûta (al-Ghouta) semtleri yer almaktadır.[72] Şehrin banliyösü, zaman zaman varoş olarak da nitelendirilen El-Waer (al-Waer) semtiyse diğer bu semtlerin daha da batısında bulunur ve şehirden, El-Basâtin (al-Basateen) adı verilen tarım arazileri bölgesiyle ve Asi Nehri'nin oluşturduğu ve üzerine herhangi bir inşa yapmanın yasak olduğu, imar yasağı olan yeşil kemer ile ayrılmıştır.[72] El Baas Üniversitesi kampüsü, fakülteleri ve yurtları ise Humus'un, batı ve güney sınırlarında, Akrama semtinin hemen yakınlarında geniş bir arazide bulunur.[72]

İklim

Humus, konumu sebebiyle, iklim bakımından, Akdeniz'den gelen yumuşatıcı etkilere ve meltemlere mâruz kalır. Bunun sonucu olaraksa şehir, ortalama 360 mm (14 inç) yağış miktarı yerine, 460 mm (18 inç) yağış miktarıyla, hemen yakınındaki Hama'dan, daha hafif, yağışlı ve ılıman bir iklime sahiptir. Ancak şehir, ayrıca, zaman zaman daha kuvvetli rüzgarlarla da karşılaşır.[10]

 Humus (2012-2013) iklimi 
Aylar Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Yıl
Ortalama en yüksek sıcaklık, °C 11,1 13,0 16,6 21,6 27,0 30,8 32,3 32,8 31,3 26,9 19,1 12,5 22,92
Ortalama sıcaklık, °C 6,95 8,15 11,1 15,4 20 23,95 26,05 26,45 24,4 19,8 13,05 8,15 16,955
Ortalama en düşük sıcaklık, °C 2,8 3,3 5,6 9,2 13,0 17,1 19,8 20,1 17,5 12,7 7,0 3,8 10,99
Ortalama yağış, mm 95,1 76,5 56,4 33,3 13,0 2,6 0,2 0,0 2,4 21,1 48,1 80,7 429,4
Kaynak: WMO.int ("World Meteorological Organization" - Dünya Meteoroloji Örgütü)[75]

Demografi

Yıl Nüfus
12. yüzyıl
~7,000[76]
1785
~2,000[40]
1860'lar (tahmîni)
15,000–20,000[40]
1907 (tahmîni)
~65,000[16]
1932
65,000[77]
1960
136,000[77]
1978
306,000[77]
1981
346,871[78]
1994
540,133[79]
2004
652,609[80]
2005 (tahmîni)
750,000[10]
2008 (tahmîni)
823,000[26]
2012 (geçerli sayım)
900,492[2]
2013 (tahmîni)
Suriye İç Savaşı sebebiyle düşüş beklenmektedir.

Humus, 7,000 üzerinde ki nüfusuyla, 12. yüzyıl, İslam kontrolü altındaki Suriye döneminde, ülkedeki en büyük şehirlerden biri olmuştur.[76] 1785 yılında ise, şehrin nüfusu 2,000 üzerine kadar azalmıştır, bu sayı ise neredeyse tamamen Müslüman ve Yunan Ortodoks inançları arasında ayrılmıştır. 1860'lı yıllarda nüfusta bir sıçrama görüldü ve toplam nüfüs 15,000 ila 20,000 kişiyi bulmuştur.[40] 1907 yılında, Humus'un nüfusu, üçte ikisini Müslümanların ve geriye kalan Hıristiyanların oluşturduğu, kabaca 65,000 kişi civarında seyretmiştir.[16] 1981 yılının nüfus sayımında şehir nüfusu 346,871 de kalmış[78], 1994 yılında 540,133'e yükselmiştir.[79] Suriye Merkez İstatistik Bürosu'nun, 2004 yılı sayımına göre Humus, %51.5'ini erkeklerin, %48.5'ini isi kadınların oluşturduğu, toplam 652,609 kişilik bir nüfusa sahip bulunmuştur.[80] Bağımsız bir 2005 yılı sayımında şehir 750,000[10], 2008 Suriye sayımına göre ise Humus'un nüfusu 823,000 olarak sayılmıştır.[26] Özel 2012 yılı sayımlarına göre ise Humus'un nüfusu, 900,492 olarak belirlenmiştir.[2] 2013 yılı ve sonrasındaysa resmi veya özel bir sayım yapılmasa da, son zamanlarda şiddeti iyice artan Suriye İç Savaşı sebebiyle, birçok Suriyelinin, çeşitli ülkelere mülteci olarak gitmesi sebebiyle, ülke genelinin ve dolayısıyla Humus'un da nüfusunda büyük bir düşüş beklenmektedir.

Günümüzde, Humus nüfusu, Suriye'nin genel din çeşitliliğini yansıtır (Savaş harici geniş zaman). Ve çoğunlukla Sünni Müslümanlardan oluşurken, Alevi Müslüman, Yunan Ortodoks ve Süryani Ortodoks azınlıklarda bulunur.[81][82] 1880lerde, "Batı Filistin Araştırması", Humus bölgesi ve yakın çevresinde yaşayan 5,500 civarı Yunan Ortodoks Hıristiyan ve 1,500 civarı Süryani Ortodoks Hırıstiyan olduğunu gözler önüne sermiştir. Tarihte uzun yıllar boyunca Antakya (Hatay)'da yer alan ve Süryani Ortodoksluğunun merkezi olan, Süryani Ortodoks Patrikhanesi, 13. yüzyıl'da Mardin'e taşındıktan sonra, 1933'te olumsuz bir politik durum sebebiyle Humus'a taşınmış ve Humus manastırı ve şehri, 1933'ten, 1959'a kadar, 26 yıl boyunca Süryani Ortodoks Kilisesi ve mezhep mensuplarının dini merkezi olmuştur. Sonrasında daha uygun görülmesi sebebiyle merkez Şam'a taşınmıştır.[83]

1948 Filistinli Göçü'nden sonra, Orta Doğu'da çeşitli ülkelerde kurulan Filistin Mülteci Kampları'ndan birisi de Humus'ta, Humus Kampı adı altında yer almaktadır ve 14,000 üzerinde Filistinli mülteci yaşamaktadır. Kampın çoğu sakini, eskiden Kuzey Filistin olarak geçen ve şu anda, diğer Filistin bölgeleri (Batı Şeria, Gazze Şeridi) aksine, tamamiyle İsrail kontrolünde olan bölgeden, Akka ve Hayfa şehirlerinden gelmektedir.[84]

20. yüzyıl başlarında, günümüzde hala tartışma konusu olan, Ermeni Kırımı sırasında, Osmanlı Devleti'nin, Zorunlu Göç Yasası ile çeşitli yerlere taşıdığı Ermenilerden, 20,000 kadarı, Osmanlı kontrolü altında, o zamanlar Osmanlı Devleti sınırları içerisinde ve Orta Doğu topraklarının ortalarında yer alan Humus'a ve çevre köylere göç etmiş/ettirilmiştir.[85]

Şehirde, küçük bir Yunan azınlık toplulukta yaşamaktadır ve şehrin çeşitli bölgelerinde toplanmışlardır.[86]

Kaynakça ve Referanslar

  1. H. Zain/ H.Said / Al-Ibrahim (21 Nisan 2011). "President al-Assad Swears in Homs New Governor". Suriye Arap Haber Ajansı (Syrian Arab News Agency). http://www.sana.sy/eng/21/2011/04/21/342677.htm. Erişim tarihi: 4 Haziran 2012.
  2. 1 2 3 4 "Population Data of Homs, Syria". World-Gazetteer. Ocak 2012. http://www.world-gazetteer.com/wg.php?x=&men=gpro&lng=en&des=wg&geo=-202&srt=pnan&col=abcdefghinoq&msz=1500&pt=c&va=&geo=449049672.;
    2012 hesaplamalarına göre, Humus'a ait Demografik ve Coğrafi bilgiler.
  3. Vailhé, Siméon (1909). "Emesa". Katolik Ansiklopedisi (Catholic Encyclopedia). Robert Appleton Şirketi (Robert Appleton Company). 10 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20150410123905/http://www.newadvent.org:80/cathen/05402a.htm. Erişim tarihi: 4 Haziran 2012.
  4. 1 2 "Distance Between Main Syrian Cities". HomsOnline. 16 Mayıs 2008. 15 Ağustos 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20150815041426/http://homsonline.com/EN/Syria/Distance.htm. Erişim tarihi: 4 Haziran 2012.
  5. "Syria: largest cities and towns and statistics of their population". World-Gazetteer. Ocak 2012. http://www.world-gazetteer.com/wg.php?x=&men=gcis&lng=en&des=wg&geo=-202&srt=pnan&col=abcdefghinoq&msz=1500.;
    2012 hesaplamalarına göre, Suriye'nin şehir merkezi nüfusu bakımından kalabalıklık sıralaması.
  6. 1 2 "Homs is calm for now but the fear remains". Independent. 11.12.2012. http://www.independent.co.uk/hei-fi/news/homs-is-calm-for-now-but-the-fear-remains-8405423.html. Erişim tarihi: 05.10.2013.
  7. 1 2 Hezbollan set to retake key Homs Rebel Area|date=28.08.2013|accessdate=05.10.2013
  8. Bryant, Jacob (1807). A New System; or, an Analysis of Antient Mythology. Volume I. W. Marchant.
  9. 1 2 3 Ball, 2000, Sayfalar: 34–35.
  10. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 Dumper, 2007, syf. 171.
  11. Gibbon and Ockley, 1870, syf. 177.
  12. Grousset, René. Histoire des Croisades III. s. 18.
  13. Jackson, Peter (2007). The Seventh Crusade, 1244–1254: Sources and Documents. Ashgate Yayımcılık (Ashgate Publishing). s. 83 ve 256. ISBN 978-0-7546-5722-4.
  14. Room, 2006, syf. 167.
  15. Barkan, Ömer Lütfi (1953-54). H. 933-934 (M. 1527-1528) Malî Yılına Ait Bir Bütçe Örneği. s. sf. 303.
  16. 1 2 3 Cook, 1907, syf. 362.
  17. around "II. Ramses saltanatının 5. yılı (BAR III, syf. 317<) tam tarihiyle: MÖ Mayıs 12, 1274 (II.Ramses'in yaygınca, tahta çıkış tarihi olarak kabul edilen MÖ 1279 baz alınarak.)
  18. Kitchen, K.A, "Ramesside Inscriptions", Cilt 2, Blackwell Yayımcılık Ltd., 1996, Sayfalar: 16–17
  19. Healy, 1993, syf. 22
  20. Healy, 1993, syf. 39
  21. Başvuru Kitapları Dünya Tarihi. İstanbul, Türkiye: NTV Yayınları. 2010. ISBN 978-605-5813-13-0.
  22. Cleopatra's Children and Descendants (09.04.2010), Karl Leon Ciccone, Suite101.com tarafından yayınlanmıştır. 7 Haziran 2012 tarihinde erişildi.
    suite101.com Vikipedi spam kara-listesinde olduğu için url verilememktedir.
  23. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 Dumper, 2007, syf. 172.
  24. Herodian (M.S. 218 Yazı). "Herodian's Roman History - 5.3: Soldiers proclaim Heliogabalus emperor". 4 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20151104155215/http://www.livius.org/he-hg/herodian/hre503.html. Erişim tarihi: 7 Haziran 2012.
  25. Herbermann, 1913, syf. 403.
  26. 1 2 3 Carter, 2008, syf. 155.
  27. Kennedy, 2007, syf. 74
  28. Mannheim, 2001, syf. 205.
  29. 1 2 3 Yakut al-Hamavi, le Strange'de aktarmıştır, 1890, syf. 356.
  30. le Strange, 1890, syf. 25.
  31. Kennedy, 2007, syf. 86.
  32. İbn-i Cübeyr, le Strange'de aktarmıştır, 1890, syf. 355.
  33. Gil, 1997, Sayfalar:  296–297.
  34. 1 2 Gil, 1997, syf. 343.
  35. 1 2 le Strange, 1890, syf. 353.
  36. Al-Makdisi, le Strange'de aktarmıştır, 1890, syf. 354.
  37. "Selçuklular Kronoloji Cetveli - Ekim 1080". Selcukluluar.com. 2012. 22 Şubat 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20150222024041/http://selcuklular.com/?act=show&code=page&id=18. Erişim tarihi: 10 Haziran 2012.
  38. Kerim Kısataş (11 Aralik, 2011, Pazar, 16:02 (UTC +3)). "Şam ve Çevresi Rehberi". Rehber İhya. http://rehber.ihya.org/yenirehber/sam.html. Erişim tarihi: 10 Haziran 2012.;
  39. "Aq Sunqur al-Hajib". WN.com. 2010-2011. 27 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20151227182633/http://wn.com/aq_sunqur_al_hajib. Erişim tarihi: 10 Haziran 2012.
  40. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 Dumper, 2007, syf. 173.
  41. El İdrisi, le Strange'de aktarmıştır, 1890, syf. 354.
  42. Önder Kaya (Türkçe). Eyyubi Devleti Meliki, I. El-Eşref Muzafereddin Musa Dönemi ve Siyasi Tarihi - İndirilebilir PDF. Tarih Bilinci.com. ss. 255. http://www.tarihbilinci.com/forum/turk-islam-tarihi-55/eyyubi-devleti-meliklerinden-i-el-esref-muzafereddin-musa-doneminin-siyasi-tarihi-onder-kaya-pdf-255-sayfa-34776/. Erişim tarihi: 12 Haziran 2012.
  43. "Mahmud Gazan". Sensagent-Vikipedi. 27 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20151227182641/http://dictionnaire.sensagent.com/mahmud+gazan/tr-tr/. Erişim tarihi: 13 Haziran 2012.
  44. Demurger, syf.146
  45. Demurger, syf.146-147, Fransızca
  46. İbn Battuta, le Strange'de aktarmıştır, 1890, syf. 357.
  47. 1 2 3 Collelo, Thomas (1987). "Suriye ve Osmanlı İmparatorluğu (Syria – Ottoman Empire)". Suriye: Bir Ülke Araştırması (Syria: A Country Study). ABD Kongre Kütüphanesi - GPO (GPO for the US Library of Congress). 5 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20151105005145/http://countrystudies.us/syria/7.htm. Erişim tarihi: 15 Haziran 2012.
  48. Talhami, 2001, p. 2
  49. Çakar, Enver (2003). "Tahrir Defterlerine Göre 16. Yüzyıl'da Humus Şehri". Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi (Fırat Üniversitesi): 376. http://web.firat.edu.tr/sosyalbil/dergi/arsiv/cilt13/sayi2/375-392.pdf. Erişim tarihi: 15 Haziran 2012.
  50. Çakar, Enver (2003). "Tahrir Defterlerine Göre 16. Yüzyıl'da Humus Şehri". Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi (Fırat Üniversitesi): 389. http://web.firat.edu.tr/sosyalbil/dergi/arsiv/cilt13/sayi2/375-392.pdf. Erişim tarihi: 15 Haziran 2012.
  51. Shaw, 1977, syf. 33
  52. Okur, Mehmet Akif (2009). Emperyalizmin Ortadoğu Tecrübesinden Bir Kesit: Suriye’de Fransız Mandası. Yesevi Yayınları. ss. 142. http://yayinlar.yesevi.edu.tr/files/article/214.pdf. Erişim tarihi: 17 Haziran 2012.
  53. Duran, Yusuf (2007). "İskenderun Sancağı`nda Fransız mandası (1920-1936)". Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü - Yüksek Lisans Tezi (Ankara Üniversitesi): 43. http://www.belgeler.com/blg/t53/iskenderun-sancaginda-fransiz-mandasi-1920-1936-french-mandate-in-the-sanjak-of-alexandretta-1920-1936. Erişim tarihi: 17 Haziran 2012.
  54. Cleveland, 2000, syf. 215.
  55. 1 2 Commins, 2004, syf. 130.
  56. Fisk, Robert (4 Mart 2012). "The fearful realities keeping the Assad regime in power". The Independent UK. s. Sayfalar: 35-36. http://www.independent.co.uk/opinion/commentators/fisk/robert-fisk-the-fearful-realities-keeping-the-assad-regime-in-power-7534769.html. Erişim tarihi: 17 Haziran 2012.
  57. 1 2 Seale, 2007, syf. 210.
  58. Seale, 2007, syf. 211.
  59. 1 2 3 4 "Capital of the Revolution". El-Ahram (Haftalık Versiyonu). 15 Aralık 2011. http://weekly.ahram.org.eg/2011/1076/re4.htm. Erişim tarihi: 21 Haziran 2012.
  60. "Protesters in Syrian city hold sit-in". Al-Jazeera English. 18 Nisan 2012. http://english.aljazeera.net/news/middleeast/2011/04/201141817736498882.html. Erişim tarihi: 19-20 Haziran 2012.
  61. CNN Kontrol ve İdare Personeli (14 Şubat 2012). "Syrian residents say they're bracing for full-blown war". CNN. 30 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20151030025650/http://www.cnn.com/2012/02/14/world/meast/syria-unrest/index.html. Erişim tarihi: 2 Temmuz 2012.
  62. "Syrian Army controls over Baba Amr" (Arapça). Emaratalyoum. http://www.emaratalyoum.com/politics/issues/syria-latest/2012-03-01-1.465083. Erişim tarihi: 4 Temmuz 2012.
  63. "Church fears 'ethnic cleansing' of Christians in Homs, Syria". Los Angeles Times. 23.03.2012. http://latimesblogs.latimes.com/world_now/2012/03/church-fears-ethnic-cleansing-of-christians-in-homs-syria.html. Erişim tarihi: 4 Temmuz 2012.
  64. "Humus'ta Cezaevinde İsyan". TRT Haber. 21.07.2012, 22:00. http://www.trthaber.com/haber/dunya/humusta-cezaevinde-isyan-49285.html. Erişim tarihi: 11 Eylül 2012.
  65. "Humus'ta Cezaevi'nde İsyan". Aktif Haber. 21.07.2012, 22:24. http://www.aktifhaber.com/humusta-cezaevinde-isyan-636100h.htm. Erişim tarihi: 11 Eylül 2012.
  66. "Humus Cezaevi'nde İsyan". İlke Haber Ajansı. 22.07.2012, 03:04.
  67. "Humus cezaevi ele geçirildi, 6000 kişi serbest". SutunHaber.com. 21.07.2012, 13:10. http://www.sutunhaber.com/104183_Humus-cezaevi-ele-gecirildi,-6000-kisi-serbest.html. Erişim tarihi: 12 Eylül 2012.
  68. Posta Gazetesi, 22 Temmuz 2012 Gazetesi Haberi, Humus Cezaevi'nde 6000 kişi serbest, 22 Temmuz 2012 tarihinde erişildi.
  69. "Kuşatma altındaki Humus'ta halk yiyecek bulamıyor". Zaman Haber. 14.08.2012. http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1332909. Erişim tarihi: 12 Eylül 2012.
  70. 1 2 "Overview" (Arapça (Suriye-Genel)). Humus Belediyesi ve Belediye Meclisi Resmi Sitesi. 2008. 14 Eylül 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20090914092540/http://www.homscitycouncil.org.sy:80/modules/0/3.php. Erişim tarihi: 6 Temmuz 2012.
  71. 1 2 Carter, 2004, syf. 157.
  72. 1 2 3 4 5 "Humus Şehri'nin bölge (bölüm), semt ve mahallelerinin (altbölüm) bir haritası. ("A Map of the divisions of Homs City")" (Arapça ve Suriye Arapçası). Humus Şehir Meclisi (Homs City Council). 27 Eylül 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20090927032838/http://www.homscitycouncil.org.sy:80/modules/0/2.php. Erişim tarihi: 18 Kasım 2012.
  73. Carter, 2008, Sayfalar:  157-158.
  74. "Homs (Humus)". HomsOnline. 2008. 16 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20150516002653/http://www.homsonline.com:80/EN/Citeis/Homs.htm. Erişim tarihi: 27 Ocak 2013, Pazartesi.
  75. "World Meteorological Organization" - Dünya Meteoroloji Örgütü - Homs (Humus), Suriye verileri (Güncel; 2012-2013).
  76. 1 2 Shatzmiller, 1994, syf. 59.
  77. 1 2 3 Winckler, 1998, syf. 72.
  78. 1 2 Population Census Report (1981), Central Bureau of Statistics
  79. 1 2 PUN Demographic Yearbook (1999)
  80. 1 2 Genel Nüfus ve İkametgâh Sayımı - 2004. Suriye Merkez İstatistik Bürosu (CBS). Humus İli. (Arapça)
  81. Baylson, 1987, syf. 27.
  82. "Ḥimṣ (Humus)". Encyclopædia Britannica Online. Encyclopædia Britannica. 2009. 11 Mart 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20120311224534/http://www.britannica.com/EBchecked/topic/266142/Hims. Erişim tarihi: 5 Ekim 2013.
  83. Fahlbusch and(ve) Bromiley, 2008, syf. 282.
  84. "Homs refugee camp (Humus Mültecî Kampı)". United Nations Relief and Works Agency - Birleşmiş Milletler Mağduriyet Giderim ve İşleri Acentası. 8 Eylül 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20130908150441/http://www.unrwa.org/etemplate.php?id=148. Erişim tarihi: 5 Ekim 2013. "The camp was established in 1949 on an area of 015 km2 (5.8 mi2), adjacent to al-Baath University. Most of the original refugees fled from the villages surrounding Haifa, Tiberias and Acre in northern Palestine. (İngilizce) ."
  85. Toynbee, 1916, syf. 550.
  86. "Relations with Syria: The Greek community - Suriye ile İlişkiler: Yunan Toplulukları". Greek Ministry of Foreign Affairs - Yunanistan Dışişleri Bakanlığı. 2008. http://web.archive.org/web/20110521061521/http://www.mfa.gr/www.mfa.gr/en-US/Policy/Geographic+Regions/Mediterranean+-+Middle+East/Bilateral+Relations/Syria/. Erişim tarihi: 5 Ekim 2013.

Dış bağlantılar

This article is issued from Vikipedi - version of the 12/16/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.