Hilye
Hâfız Osman'ın 1690 yılına tarihlendirilen hilyesi.
Kazasker Mustafa İzzet Efendi'nin 1848 yılında yazıldığı belirlenen hilyesi.
Hilye, hilye-i şerîf, hilye-i saâdet ya da hilye-i nebî, Osmanlı hattatlarca 17. yüzyılda geliştirilen bir süsleme sanatı.[1] Kelime anlamı olarak süs, ziynet, güzellik gibi anlamlara gelen hilye bunların yanında suret, sıfat, hilkat gibi anlamlar da taşımaktadır.[2] Evlere hilye asılmasının ev halkını hastalıktan ve kötülükten koruyacağına dair bir inanış olmasına rağmen bu doğru değildir.[3]
Gelişimi
Hilye aslen Muhammed bin Abdullah'ı görenlerin göremeyenlere onu anlatımlarıdır. Bu anlatımlar içerisinde Ali ve Enes bin Mâlik gibi ilk müslümanların anlatımları önemli bir yer tutar. İslam adetleri Muhammed'in resminin çizilmesini hoşgörmediğinden[4] dolayı onu sözle tasvir etme yöntemi tercih edilmiş ve hilye geniş bir kullanım alanı bulmuştur. Osmanlı'da hattatlar bu anlatımları süslü bir biçimde levhalara işleyerek hilyeyi sanat haline getirmişlerdir.
Bilindiği kadarıyla tarihteki levha halindeki ilk hilyenin hattatının Hâfız Osman olduğu görüşü kabul görmektedir.[4] En çok yazılan hilye ise Tirmizi'ye ait olan Şemail'de geçen Ali bin Ebu Talib tasviridir.[4] Büyük ebatlarda ilk büyük hilye yazarının ise Kazasker Mustafa İzzet Efendi olduğu bilinmektedir.[5] Türkiye'de şimdiye dek satılan en yüksek bedelli hilyenin yazarıysa 1.150.000 TL ile yine Kazasker Mustafa İzzet Efendi'dir.[6]
Bölümleri
Toplamda sekiz bölümün bulunduğu hilye dört ana bölümden oluşur. Bunlar "başmakam", "göbek", "kuşak" ve "etek"tir. Diğer dört bölüm ise ana bölümleri tamamlayıcı olarak işlev görürler.[7]
Başmakam
Hilyenin en üst kısmında yer alan bu bölümde besmele yer alır.
Kuşak
Bu bölümde Muhammed ile ilgili kısa bir ayet bulunur. Bu ayet genellikle Enbiya Suresi'nin 107. ayeti yani "biz alemlere ancak rahmet olarak gönderdik" kısmı bulunur. Ancak bazı hilyelerde bu kısma "ey habibim sen olmasaydın kâinatı yaratmazdım" manasına gelen "levlâke levlâk lema halakatu'l-eflâk" hadisi de yazılırdı.
Göbek
Hilye metninin en uzun bölümünün yerleştirildiği bu bölüm yuvarlak veya ovaldir. Muhammed ile ilgili anlatımların yer aldığı bölümde şu bilgiler bulunur:
“ | Hz. Peygamber ne çok uzun ne de çok kısa idi. Kavminin orta boylusuydu. Saçları ne kıvırcık ne de düz uzun idi, dalgalıydı. Yüzü ne aşırı dolgun ne de yuvarlak idi, hafif değirmi bir çehresi vardı. Pembe beyaz tenli, iri siyah gözlü ve uzun kirpikliydi. Mafsalları iri ve omuzları geniş idi. Göğsünde tüy olarak göbeğine inen ince bir hat vardı. El ve ayak parmakları kalınca idi. Yürüdüğü zaman hafif yokuş iner gibi rahat ve kuvvetli adımlarla ilerlerdi. Birine baktığında ona bütün vücuduyla dönerdi. İki omuzu arasında nübüvvet mührü vardı ve kendisi peygamberlerin sonuncusuydu. İnsanların en cömert gönüllüsü, en doğru sözlüsü, en yumuşak huylusu ve en arkadaş canlısıydı. Onu ansızın görenler heybetine kapılır fakat şahsıyla yakınlık kuranlarda bu hâl sevgiye dönüşürdü. Kendisini tanıyan kimse 'ne ondan önce ne de ondan sonra bir benzerini gördüm' derdi. Allah'ın salât ve selamı onun üzerine olsun. | „ |
Etek
Göbek kısmına sığmayan hilye metninin devamı bu bölüme yazılır. Metnin son satırında ise hilye yazarının adı ve hilyenin yazılış tarihi yer alır.
Diğer bölümler
Ana bölümlerin dışında kalan bu dört bölüm göbeğin etrafında yer alan dört daire şeklindedir. Çoğunlukla dört halifenin yazıldığı bu dört bölümde kimi zaman Muhammed'in dört ismi yer alır.
Ayrıca bazı hattatlar hilyelerinde dört yerine altı daireye yer verir. Bu fazladan iki daireye ise Muhammed'in torunları olan Hasan ile Hüseyin'in ismi yazılır.
Değerlendirmeler
Hilye içeriğinin birkaç yüzyıl sözlü olarak devam eden hadis ve rivayet kültürüne dayalı olması anlatımlardaki içeriğin özgünlüğü ve gerçekliği konusunda hadis ve siyerin içeriği ile aynı sakıncaları taşımaları sonucunu doğurmaktadır.
Kaynakça
- Özel
- ↑ Taşkale, Faruk. "HAT SANATINDA HİLYE-İ ŞERÎFE" (Türkçe). faruktaskale.com. 27 Aralık 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20141227151834/http://www.faruktaskale.com:80/hilye-i-serife. Erişim tarihi: 9 Ağustos 2011.
- ↑ "Hilye-i Nebevî" (Türkçe). diyanet.gov.tr. http://www.diyanet.gov.tr/turkish/dy/DiniBilgilerDetay.aspx?ID=1803. Erişim tarihi: 9 Ağustos 2011.
- ↑ "Hilye nedi? Üzerimizde taşımak sevap mıdır?" (Türkçe). fetva.net. 8 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20150508190633/http://www.fetva.net:80/yazili-fetvalar/hilye-i-serif-nedir-bunu-uzerimizde-tasimak-sevap-midir.html. Erişim tarihi: 9 Ağustos 2011.
- 1 2 3 Öksüz, Hüseyin. "Hilye Levhaları" (Türkçe). tefekkurdergisi.com. 26 Ekim 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20141026194926/http://www.tefekkurdergisi.com/icerik.asp?dergi=46&konu=1230. Erişim tarihi: 9 Ağustos 2011.
- ↑ Kaymaz, Rıfkı. "Hilye" (Türkçe). bormuftulugu.gov.tr. http://www.bormuftulugu.gov.tr/news.php?readmore=14. Erişim tarihi: 9 Ağustos 2011.
- ↑ "En değerli hilye Nezih Barut'ta" (Türkçe). sabah.com.tr. 17 Nisan 2011. 23 Nisan 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20110423223700/http://www.sabah.com.tr:80/Ekonomi/2011/04/17/en-degerli-hilye-nezih-barutta. Erişim tarihi: 9 Ağustos 2011.
- ↑ Kaymaz, Rıfkı. "Hat sanatının en güzel örneklerinden: Hilye" (Türkçe). diyanetdergisi.com. 14 Ağustos 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20150814090402/http://www.diyanetdergisi.com/diyanet-dergisi-134/konu-921.html. Erişim tarihi: 9 Ağustos 2011.
- Genel
- Özçay, Mehmet (Ağustos 2011). "Türk hattatların peygamber tablosu" (Basılı yayım). NTV Tarih: 100, 101 syf. ISSN 1308-7878.
|
|