Marduk
Bereketli Hilal mit dizisi | |
---|---|
Mezopotamya mitolojisi | |
Levanten | |
Arap mitolojisi | |
Yezidilik | |
Mezopotamya | |
Enlil - 7 Tanrı | |
Annuna ve Diğerleri | |
Kahramanlar | |
İblisler&Canavarlar | |
Babil mitolojisi | |
ekle |
Marduk (Akadça'daki Sümerce yazılışı AMAR.UTU (güneşsel dana)), antik Mezopotamya'daki geç dönem tanrılarından birinin adıdır. Hammurabi zamanında Babil, Fırat vadisinin politik merkezi olduğunda, Babil panteonunun başı olarak Marduk'a tapınılmaya başlanmıştır. Babil yaratılış destanı olan Enûma Eliş'te tanrıların en büyüğü ilan edilmiştir. O aynı zamanda babil'in koruyucu tanrısıdır.
Lakabı “Büyük Efendi, dünyanın ve cennetin efendisi” idi. Gücünün, her zaman fakir insanlara yardım etme ve kötüleri cezalandırmada kullandığı bilgeliğinde saklı olduğuna inanılırdı.
Mardok olarak da okunabilir. Bereket tanrısıdır ve (sembolu mer-doğ, bağ beli) ileriki tarihlerde bu Mazda olarak değişecektir.
Sümerlilerin Enuma Eliş[1] (Gökyüzünde) sözcükleriyle başlayan ve bundan ötürü bu adla anılan uzun yaratılış şiiri, Marduk'un baştanrılığını şöyle anlatır (Kimi incelemeciler Marduk'un bu şiire sonradan sokulduğunu ileri sürmüşlerdir): İlk kaosun canavarı Tiamat'ı (tuzlu suların kişileşmesi) yendikten sonra "yeryüzünün ve göğün tanrılarının efendisi" olur. İnsanlarla birlikte bütün doğa, varlığını ona borçludur.
Babil'deki en önemli Marduk tapınakları, Esagila ve tepesinde bir Marduk tapınağı bulunan Etemenanki adlı ziggurattı. Esagila'da her yeni yıl şenliğinde Enuma Eliş şiiri okunurdu. Marduk'un karısı olarak en sık anılan tanrıça Zarpanit ya da Zarbanit'ti (Zarpan Kentinin Kadını). Marduk'un yıldızı Jüpiter, kutsal hayvanları ise at, köpek ve özellikle çatal dilli canavardı.
Marduk en eski anıtlarda, elinde üçgen bir kürek çapayla betimlenir; bunun bereketi ve birlikteliği simgelediği düşünülür. Yürürken ya da savaş arabasına binmiş durumda da betimlenir. Giysisi yıldızlarla süslüdür. Elinde bir asa vardır; ayrıca yay, mızrak, ağ ya da yıldırım taşır. Asur ve Pers kralları da yazıtlarda Marduk ve Zarpanit'i saygıyla anmışlar, ikisinin birçok tapınağını yeniden yaptırmışlardır.
Kültürel kaymalar ve değişimler; Marduk, Baal, Tammuz
Baal; Tanrılar zamanla nitelikleri bakımından az çok değişiklikler gösterdiğinden, bu tanrılar farklı adlarla devam ettiğinde bunların farklı tanrılar olduğu zannedilebilir. Marduk kendisini Baal ve Tammuz adlarıyla devam ettirmiştir. Baal ile Tammuz arasındaki önemli bir fark, Baal'ın simgesinin Hilal, Tammuz'un simgesinin ise Güneş olmasıdır. Baal uğruna küçük çocukların kurban edildiği bir tanrıdır. Fırtına ve yağmur tanrısı olan Baal verimlilik tanrısı olarak görülerek, Ortadoğu bölgesinde yaygın bir biçimde tapınılan bir tanrı olmuştur. Aslında Babil'de tapınılan üçlü tanrılardan Sin, İştar ve Şamaş tek bir tanrıda, Marduk'ta birleşerek üçlük inancını oluştururlar. Buna göre Marduk bütün ışık veren gök cisimleriyle simgelenmiş olur.
Nimrod; Hem Nimrod, hem de Nimrod'un tanrılaştırılmış şekli olan Marduk, içeriğinde isyan etme anlamını taşıyan birer sıfat olarak ta kullanılmışlardır. Nimrod zamanının ilk isyancısı olma özelliğiyle Şeytan'ı simgeler. Nimrod ve Marduk sözcüklerinin Maradh sözcüğünden türemiş sözcükler olduğu da düşünülür. Bu sözcüklerin içeriğindeki isyan etme ve muhalif olma anlamı Şeytan sözcüğünde de bulunduğundan, Marduk ilk başta Şeytan'ı simgelemektedir. Bu nedenle satanizmde Marduk özel bir yere sahiptir.
Marduk adının Babil kentini kuran Nimrod'dan geldiği düşünülür. Merodak-Baladan adı Babil'in bir kralının adı idi. Buna göre Baal ilk olarak Babil'in baş tanrısı olan Marduk olarak ortaya çıkmıştır. Babil kralları aynı zamanda kendileri de bir tanrı olarak görülürler ve tanrılarının adlarını taşırlardı. Anlatımlara göre Nimrod insanların dağılmayıp kendi yönetimi altında bir arada bulunmalarını istemiştir. Bu amaçla Babil Kulesi'ni inşa etmeye yeltenerek bir isyanı başlatır. Nimrod hayvanları avlayan ve insanları benzer şekilde öldüren savaşçı bir kişiliğe sahiptir. Marduk ve Nimrod sözcüklerinin içeriğinde isyan etme anlamları bulunur.
Tammuz'la ilgili anlatımlarda, kadınların ölen Tammuz'un ardından yas tutup ağladıkları gösterilir. Bunun nedeninin, insanlara şiddet uygulayan Nimrod'un da benzer bir şiddet sonucu öldürülmüş olmasından kaynaklandığı düşünülür. Bununla birlikte Babil inancında ölüm gerçek ölüm olmayan bir süreçtir ve yeniden doğuşa (reenkarnasyon) inanıldığından, aslı Nimrod olan Tammuz'da her yıl yeniden dünyaya doğmaktadır.
Marduk reenkarnasyon ile yeniden dünyaya geldiğinde annesiyle evlenerek, bu kez oğlu olmak yerine, kocası (Baal: koca) olur. Annesinin adı da değişir ve İştar adını alır. Bundan böyle Marduk (Nimrod), Baal ve Tammuz olarak varlığını sürdürür.
Tektanrıcılığa gidiş: Günümüz dinlerinde yeri
Tektanrıcılık'a gidiş; Marduk sonunda Bel'le özdeşleştirilmiştir. Eskiçağ çok tanrılıcığında Marduk özel yeri olan en büyük tanrılardan biridir. İlkin tarım tanrısıydı, sonra MÖ 20. yüzyılda kral Hamurabi tarafından en yüce tanrı derecesine yükseltildi, daha sonra MÖ 16. yüzyılda kral Nebukadnezar (Arapça; Buhtunnasr ) tarafından tektanrı sayıldı. Sümerlerin 50 kadar tanrısının ismi Marduk'a verilmiş ve tektanrıcılık yönünde adımlar atılmıştır.[2] İnançsal tarihi MÖ 4. binyıla kadar iner. Eski Mezopotamya inançlarında o, özdeğe biçim veren ve detayı yaratan tanrı sayılmaktadır. Balçıktan insanı yaratan odur. Tarım tanrısı olduğundan ötürü de marru (bel küreği)'yla simgelenmiştir. Sümerler Amoritlere yenilince Marduk tanrı Enlil'in de yerini almış ve bütün tanrıların en büyüğü sayılmıştır.
Marduk Mısır'lı IV. Amenotep'in tektanrısı Aton (MÖ 12. yüzyıl)'la birlikte tektanrıcılığın ilklerindendir. Ne var ki Buhtunnasr, Marduk'un tektanrı olduğu inancını sadece kendi taşımış, ulusuna yaymak gücünü gösterememiştir.
Üç büyük din; Tevrat'ta Merodach olarak geçmektedir. Sümer Tanrısı Marduk’un büyük önemi, üç büyük tektanrıcı dine kaynaklık etmiş olmasıdır.[3]
Yahudiliğe etkisi; Krallıkların ve uyruklarının yazgısı onun elindedir. Yeryüzünü de Kingu'nun kanıyla yoğurup elde ettiği balçıktan ilk insanı meydana getirmiş. Babil Kralı Hammurabi ünlü yasalarını kendisine dikte ettirenin Marduk olduğunu söyler. Marduk burada adalet tanrısı Şamaş kişiliğindedir. İncelemeci Samuel Reinach, Hammurabi Kanunlarıyla Yahudi yasaları arasındaki benzerliğe işaret ederek, Marduk'u Yehova'yla aynılaştırır;"Eğer Musevi kanunlarının Musa’ya Tanrı tarafından yazdırıldığı doğruysa, Tanrı, Hamurabi’nin yapıtını aşırmış demektir.[3]
Hırıstiyanlığa etki; Tanrılaştırılmış Nimrod olan Marduk Semiramis'in oğludur. Semiramis gök kraliçesi ve kutsal anne olarak görülen bir tanrıçadır. Kutsal Anne Semiramis ve oğlu Nimrod (Marduk) inancı bu şekliyle Babil'den gelir. Hıristiyanlık bu eski putperest inanç biçimini İsa'nın annesi Meryem'le çocuk İsa'ya uygulamıştır. Hıristiyanlığın ilk zamanlarında olmayan, Kutsal anne Meryem ve bebek İsa inancı buradan doğar. Gerçekte Meryem'den "Kutsal Anne" diye sözedilen bir pasaj bulunmaz. Marduk güneş tanrısı olduğundan, kundaktaki ve beşikteki çocuğun başucunda bir güneş çemberi (Halo, Nimbus) resmi bulunur. Çocuğun bulunduğu kundak beş köşeli İştar Yıldızı (Pentagram) olarak resmedilir ve İştar Yıldızı'na benzeyen Helleborus Niger çiçeğiyle simgelenir.
İslamda; Marduk ayrıca islam mitolojisindeki Harut ve Marut efsanesinin Marut'u ile ilişkilendirilir.
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- Dünya İnançları Sözlüğü / Orhan Hançerlioğlu / Remzi Kitabevi
Kaynaklar
- ↑ Ankara Üniversitesi, Ders Bilgileri
- ↑ https://books.google.com.tr/books?id=pYmxBgAAQBAJ&pg=PA23&lpg=PA23&dq=marduk+50+kadar+muazzez+ilmiye&source=bl&ots=n7hIa4VmlY&sig=6AdKjS09YUKvrWDZwWonQMwMuns&hl=tr&sa=X&ei=JoYBVd_oAsG6UZrWgrgE&ved=0CD8Q6AEwBjgK#v=onepage&q=marduk%2050%20kadar%20muazzez%20ilmiye&f=false
- 1 2 http://web.itu.edu.tr/~bulu/favorite_books_files/dusunce_tarihi_v01.pdf