Tayvan'ın siyasi durumu
Tayvan'ın siyasal durumu, Çin İç Savaşı’nın sonucu olarak Çin Halk Cumhuriyeti ile Çin Cumhuriyeti arasında ortaya çıkan çatışma ile ilgilidir. Bu çatışma Tayvan adası, Tayvan’a ait olan adalar (ör. Penghu Adaları, Yeşil Ada, Orkide Adası) ve tarihi olarak Fujian (Kinmen, Matsu Adaları), Guangdong (Pratas Adaları) ve Hainan (Taiping Adası) eyaletlerine ait olan adaların statüsü hakkındadır.
Çin Halk Cumhuriyeti Tayvan’ı anakaradan ayrılmış bir il olarak görürken, Tayvan’ı de facto olarak yöneten Çin Cumhuriyeti, Çin Halk Cumhuriyeti’nin 1949’daki kuruluşuyla anakara Çin’i kendisinden “ayrıldığı”nı varsayar ve kendini egemen devlet olarak görmektedir.
Her iki devlet, tüm Çin’in uluslararası alandaki tek temsilcilik hakkının talebinde bulunmaktadır (bkz: Tek Çin politikası). 1950 yıllarında her iki taraf birbiriyle askeri çatışmada bulunurken, 1980 yıllarından beri başlıca olarak ekonomik çıkarlara dayalı kademeli bir yakınlaşma süreci yer almıştır. 2008’de Tayvan devlet başkanı Ma Ying-jeou’nun göreve girmesinden beri her iki taraf arasındaki ilişkiler, özellikle 2010’da Ekonomik İşbirliği Çerçeve Anlaşması (EFCA)’nın imzalanmasıyla daha fazla iyileşmiştir. Ancak 2016’da Tayvan’ın kendi bağımsızlığını resmi olarak ilan etme fikrini savunan Tsai Ing-wen’in devlet başkanı olarak seçilip göreve girmesi, her iki taraf arasındaki ilişkilerin iyileşme potansiyeline şüphe ettirmiştir.
Çin Cumhuriyeti’nin uluslararası alandaki izolasyonu
1970’li yıllarının başına kadar Çin, uluslararası alanda Çin Cumhuriyeti tarafından temsil edildi. Ancak ABD’nin Çin Halk Cumhuriyeti ile yakınlaşması çerçevesinde Tayvan, uluslararası konumunu gittikçe kaybediyordu. 25 Ekim 1971 tarihinde, Çin’in Birleşmiş Milletler’deki temsil edilmesi hakkındaki 2758 nolu Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Kararı, Pekin’in müttefiği olan Arnavutluk tarafından Birleşmiş Milletler’de oya sunuldu. Bu kararın sonucu Çin’in Çin Halk Cumhuriyeti tarafından temsil edilmesi ve böylece Çin Cumhuriyeti'nin BM’den “hariç” edilmesiydi. Bu karar diplomatik bir depreme sebep oldu, zira bu Çin Halk Cumhuriyeti’nin tek temsilcilik hakkı üzerindeki talebini meşrulaştı ve neticede Çin Halk Cumhuriyeti’yle diplomatik ilişkilerin kurulması, Çin Cumhuriyeti’yle ilişkilerin kesilmesine anlamına geldi. Buna rağmen Tayvan yine büyük ekonomik başarılar ve gittikçe artan ihracatlar kayda geçirebilmiştir, zira Tayvan diğer ülkelerle sahip olduğu ikiyönlü bağlantıları muhafaza etti ve bunları devlet tanıması olmadan ekonomik, konsolosluk, kültürel ve bilimsel/teknik alanlarda daha fazla genişletebilmiştir.
Günümüzde Tayvan’la hala resmi diplomatik ilişkide bulunan sadece 22 devlet vardır:
|
|
Arasında ABD, Kanada, Rusya, Türkiye ve çoğu Avrupa Birliği devletinin olduğu 56 diğer devlette Tayvan “yarı resmi” olarak kültür bürolarıyla temsil edilmektedir.
Buna karşın 1999’da Çin Halk Cumhuriyeti, 161 devletle diplomatik ilişkide bulundu; bunların arasında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi veto güçleri olan ABD, Birleşik Krallık, Fransa ve Rusya var. Çin Cumhuriyeti, karşılık olarak Tayvan’ın diplomatik seviyede tanınması amacıyla fakir ülkelere gelişme yardımı bağışında bulunarak (sözde “dolar diplomasisi”) kendi dış politik konumunu güçlendirmeye çalışmaktadır. Bu teşebbüsler sürekli Çin Halk Cumhuriyeti’yle tartışmalara sebep olmuş ve bu yolla kazanılan partnerler, Tayvan’ın çıkarlarının uluslararası alanda temsil etme gücüne sahip değildir.