Yakup

Bu maddenin veya sayfanın tarafsızlığı konusunda kuşkular bulunmaktadır.
Ayrıntılar için lütfen ilgili tartışma sayfasına bakınız.
Şablonu çıkarmadan önce lütfen şablonun yardım sayfasını inceleyiniz. (Mart 2012‎)
Bu maddenin veya maddenin bir bölümünün gelişebilmesi için konuda uzman kişilere gereksinim duyulmaktadır.
Ayrıntılar için maddenin tartışma sayfasına lütfen bakınız.
Konu hakkında uzman birini bulmaya yardımcı olarak ya da maddeye gerekli bilgileri ekleyerek Vikipedi'ye katkıda bulunabilirsiniz.
Yakup'un Tanrı'nın meleği ile güreşi, Gustave Doré'nin eseri, 1855.

Yakub/Yakup/Yâkūb (Arapça: يعقوب, İbranice: יעקב), İbrani din büyüğü ve atası.[1] İslamiyet'e göre peygamberdir. Babası İshak, amcası İsmail, büyükbabası İbrahim'dir. Yusuf'un babasıdır. Kur'an'da bazi yerlerde İsrail ismi Yakup yerine kullanılmıştır (Al-i İmran, 93). Bu nedenle Yakup'un on iki oğlunun soyundan gelenlere "İsrailoğulları" denir.

Yakup (İbranice: Yakubo) "sonra gelen, yerine geçen" anlamına[1] gelir. "Topuk" kökünden gelmektedir. Doğumu esnasında ikiz kardeşinin topuğunu tuttuğuna inanılır.[2] İsrail kelimesi "Tanrı'nın yolunda, doğru yolda"[3] anlamına veya "Tanrı'yla güreşen" anlamına gelir. İsra (İbranice: güreşmek) ve el (Semitik dillerde tanrı) kelimelerinin birleşiminden oluşmuştur.

Yahudi ve Hristiyan kaynaklarına göre [4]

Yakup'tan Yahudi kutsal kitabı Tanah'ın (Hristiyanlıkta Eski Ahit) Yaratılış kısmında bahsedilir. İshak ve Rebeka'nın ikiz oğullarından küçük olanıdır. Doğum sırasına göre kendinden büyük olan ikizinin adı Esav'dır.

Büyüdüklerinde kardeşi Esav usta bir avcı oldu. Yakup ise sürekli çadırda oturuyordu. Esav babaları İshak'ın favorisi idi çünkü eve bol bol av eti getiriyordu. Yakup ise anneleri Rebeka'nın favorisi idi. Bir gün Esav eve aç geldiğinde Yakup mercimek çorbası karşılığında "ilk oğulluk" hakkını kendisine vermesini istedi. Esav karnı aç olduğu için kabul etti. Yakup ona sözünden dönmeyeceğine dair yemin ettirdi.

Yakup'un İshak tarafından kutsanması

İshak yaşlandığında gözleri görmez oldu. Ölmeden önce sevgili oğlu Esav'ı kutsamak istedi. Esav'dan kendisine güzel bir av eti yemeği hazırlamasını istedi. Esav avlanmaya gittiğinde Rebeka Yakup'a Esav'ın kıyafetlerini giydirdi. Oğlak etinden güzel bir yemek yaptı ve Yakup'u Esav kılığında gönderdi. Yakup bedeni kardeşine nazaran kılsız olduğu için yakalanmaktan korkuyordu ancak İshak farketmedi. Giysilerini kokladı ve şöyle dedi:

"İşte oğlumun kokusu, sanki Rabbin kutsadığı kırların kokusu. Tanrı sana göklerin çiyinden ve yerin verimli topraklarından bol buğday ve şarap versin. Halklar sana kulluk etsin, uluslar boyun eğsin. Kardeşlerine egemen ol, kardeşlerin sana boyun eğsinler. Sana lanet edenlere lanet olsun, seni kutsayanlar kutsansın."

Esav gelip de gerçek ortaya çıkınca İshak kandırıldığını anladı ancak sözünden dönmedi. Esav babasından kendisini de kutsamasını istedi. İshak, Yakub'u ona (Esav'a) egemen kıldığını belirtip şöyle dedi:

"Göklerin çiyinden, zengin topraklardan uzak yaşayacaksın. Kılıcınla yaşayacak, kardeşine hizmet edeceksin. Ama özgür olmak isteyince, onun boyunduruğunu kırıp atacaksın."

Esav babası ölene kadar bekleyip, daha sonra Yakup'u öldürmeye niyetlendi. Rebeka bunu öğrenince Yakup'u evden uzaklaştırmaya karar verdi. Zamanla Esav'ın onu affedeceğini düşünüyordu. İshak'a giderek Hitit kızlarını kötüledi ve Yakub'un Hititli bir kızla evlenmesini istemediğini söyledi. Yakup'u Harran'da yaşayan kardeşi Lavan'ın yanına göndermelerini önerdi. İshak bunu makul bulup Yakup'a Kenan kızları ile evlenmesini istemediğini söyledi ve onu dedesi Betüel ve dayısı Lavan'ın yanına gönderdi. Lavan'ın kızlarından biri ile evlenmesini istiyordu. Uğurlarken, Yakup'u tekrar kutsadı ve "üzerinde yabancı olarak yaşadığı bu toprakları tanrının ona bahşetmesini" diledi.

Esav, ebeveynlerinin Kenan kızlarından hoşnut olmadığını öğrenince amcası İsmail'in kızı Mahalat'ı karılarının üzerine kuma getirdi.

Yakup'un düşü

Bu konunun ana maddesi Yakup'un Merdiveni'dir.
Yakub'un rüyası

Yakup Beerşeba'dan ayrıldı. Yolda bir taşa başını yaslayıp uykuya daldı. Rüyasında yerden göğe uzanan bir merdiven gördü. Merdivenden melekler inip-çıkıyorlardı. Rabbi Yakup'a göründü ve şöyle dedi:

"Üzerinde yattığın toprakları sana ve soyuna vereceğim. Yeryüzünün tozu kadar sayısız bir soya sahip olacaksın. Doğuya, batıya, kuzeye, güneye doğru yayılacaksınız. Yeryüzündeki bütün halklar sen ve soyun aracılığıyla kutsanacak. Seninle birlikteyim. Gideceğin her yerde seni koruyacak ve bu topraklara geri getireceğim. Verdiğim sözü yerine getirinceye kadar senden ayrılmayacağım."

Yakup uyanınca başını koyduğu taşı zeytinyağı dökerek kutsadı ve anıt olarak dikti. Bulunduğu yerin Luz olan adını Beytelfü olarak değiştirdi ve oraya "göklerin kapısı" dedi. Daha sonra şöyle bir adak adadı:

"Tanrı benimle olur, gittiğim yolda beni korur, bana yiyecek, giyecek sağlarsa, babamın evine esenlik içinde dönersem, RAB benim Tanrım olacak. Anıt olarak diktiğim bu taş Tanrı'nın evi olacak. Bana vereceğin her şeyin onda birini sana vereceğim."

Yakup'un Evlenmesi

Yakup Harran'a ulaştı. Dayısı Lavan'ın yanında çoban olarak çalışmaya başladı. Dayısının Lea ve Rahel adında iki kızı vardı. Yakup Rahel'e aşık oldu. Lavan bir gün ne kadar ücret istediğini sorduğunda para yerine kızı Rahel'i istedi. Lavan, Rahel karşılığında yedi yıl çalışması gerektiğini söyledi. Yakup yedi yıl karın tokluğuna çalıştı. Lavan büyük bir şölen verdi ve aynı gece kızı Lea'yı Yakup'a eş olarak gönderdi. Yakup Lea ile yattı ve kızın Rahel olmadığının farkına ancak sabah vardı. Dayısına neden böyle yaptığını sorduğunda, ablası varken küçük kızla evlenemeyeceği cevabını aldı. Anlaşmanın böyle olmadığını söyleyince Lavan yedi yıl daha çalışması koşuluyla diğer kızını da Yakup'a verdi.

Yakup'un çocukları

Yakup'un Rahel'i daha çok sevmesi Lea'yı çok üzüyordu. Tanrı onun bu üzüntüsünü gördü ve Yakup'a art arda dört oğul doğurmasını sağladı. İsimlerini Ruben, Şimon, Levi ve Yahuda koydu. Artık Yakup'un kendisine daha çok bağlanacağını düşünüyordu.

Rahel kısırdı. Bu durum onu çok üzüyordu. Bir aile kurabilmek ümidiyle cariyesi Bilha'yı Yakup'a verdi. Yakup Bilha'dan Dan ve Naftali isimlerinde iki oğul sahibi oldu. Rahel bu duruma çok seviniyordu. Lea'da cariyesi Zilpa'yı Yakup'a verdi. Yakup'un Zilpa'dan Gad ve Aşer isimlerinde iki oğul sahibi oldu. Lea, İssakar ve Zevulun adında iki oğul daha doğurdu ve toplamda Yakup'a altı oğul verdi. Lea'nın bir de kızı oldu ve ona da Dina adını verdi.

Rabbi Rahel'in dualarını kabul etti ve kısır olduğu halde ona bir oğul verdi. Rahel oğlunun adını Yusuf koydu. (Yakup ileride Kenan ülkesine dönünce Rahel'den Bünyamin adında bir oğlu daha olacaktır.)

Soyağacı

 
 
 
 
 
Lavan
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Yakup
 
Lea
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Rahel
 
 
 
Zilpa
 
 
Bila
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Reuven
 
 
Levi
 
 
İssakar
 
 
Dina
 
Yusuf
 
Benyamin
 
 
 
Dan
 
Naftali
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Şimon
 
Yehuda
 
Zevulun
 
 
 
 
 
 
 
Gad
 
Aşer
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Yakup'un Paddan-Aram'dan kaçışı

Yakup 20 yıl hizmet ettikten sonra dayısı Lavan'ın yanından ayrılmak istedi. Yakup Lavan'ın malına mal kattığı için Yakup'u göndermek hiç işine gelmedi. Yakup bir şartla kalacağını söyledi. Benekli ve kara koyunlarını kendisine verirse, Yakup'ta mal mülk sahibi olabilecekti. Lavan teklifi kabul etti ancak koyunların bir kısmını saklayarak Yakup'u kandırmaya çalıştı. Yakup da hayvanları güderken sadece güçlü hayvanları kendininkilerle çiftleştirdi ve kısa zamanda büyük bir sürü ve servet sahibi oldu. Lavan'ın serveti ise küçüldü.

Lavan'ın oğulları bu durumun farkına vararak Yakup'a diş bilemeye başladılar. Lavan'ın tutumu da değişti. Bunun üzerine Rabbi Yakup'a ülkesine dönmesini emretti. Yakup karılarını da kaçmaya ikna etti. Rahel ve Lea babaları kendilerini sattığı için kaçmakta bir mahsur görmediler. Rahel babasının putlarını çaldı ancak bundan Yakup'un haberi yoktu. Lavan ve oğulları evden uzakta iken tüm malları ve köleleri ile yola çıktılar. Fırat Irmağı'nı geçip Gilat dağlık bölgesine geldiler. Lavan ve oğulları peşlerine düştü. Yakup'un tanrısı Lavan'ın düşüne girerek Yakup'a kötülük yapmamasını söyledi. Bunun üzerine Lavan yetiştiği halde Yakup'a kötülük yapmadı. Putlarını neden çaldıklarını sorduğunda Yakup böyle bir şey yapmadığını, yapanın derhal öldürüleceğini söyledi. Çadırları didik didik aradıkları halde Rahel putların yüklü olduğu devenin üzerinde oturduğu için putları bulamadılar. Rahel adet döneminde olduğu bahanesiyle babası geldiğinde dahi oturmaya devam etti.

Lavan ile Yakup yere taştan anıtlar diktiler ve bu anıtların şahitliğinde birbirlerine kötülük etmeyeceklerine yemin ettiler. Yakup ayrıca Lavan'ın isteğiyle başka kadınlarla evlenmeyeceğine ve Lavan'ın kızlarına iyi davranacağına da yemin etti. Lavan kendi taşlarına Yegar-Sahaduta, Yakup ise Galet veya Mispa adını verdi. Galet, "tanıklık yığını" anlamına gelir. Beraber yemek yedikten sonra Lavan kızları ve torunları ile vedalaştı ve evine geri döndü.

Kenan Ülkesi'ne ulaşır

Yakup Kenan Ülkesi'ne yaklaştığında ağabeyine haberciler gönderdi ve döndüğünü haber verdi. Esav'ın kendisini öldürmesinden korkuyordu. Esav'ın dört yüz adamla yola çıktığını öğrendi ve daha da çok korktu. Mallarını, kölelerini ve adamlarını iki kervan halinde ayırdı. Bu sayede en azından birini kurtaracağını düşünüyordu. Esav'a önden hediye kervanları gönderdi. Bunların Esav'ı yumuşatacağını düşünüyordu.

Tanrı'yla güreşi ve İsrail ismini alışı

Kervanları gönderdikten sonra bulunduğu yerde ailesi ile bir gece konakladı. Sabah Yabbuk Irmağı'nın sığ bir yerinden ailesini karşıya geçirdi. Kendisi arkada kalmış iken bir adamla karşılaştı. Adamla güreşe tutuştu ve gün ağarıncaya kadar güreşmelerine rağmen yenişemediler. Adam yenemeyeceğini anlayınca Yakup'un uyluk kemiğini yerinden çıkarttı [5]. Yakup buna rağmen güreşi bırakmadı. Adam, "Bırak beni, bak gün ağarıyor" dedi. Yakup kendisini kutsamadığı sürece bırakmayacağını söyledi. Bunun üzerine adam, "Senin adın "İsrail" olsun, çünkü Tanrı'yla ve insanlarla güreşip yendin" dedi. Yakup Rabbi ile güreştiğini anladı ve canı bağışlandığı için bulunduğu yere Paniel adını verdi.

Ağabeyi Esav ile karşılaşması

Yakup Esav gelmeden önce cariyelerle çocuklarını en öne, Lea'yla çocuklarını arkaya, Rahel'le Yusuf'u da en arkaya dizdi. Karşılaştıklarında Yakup kendini yere atıp yedi kez yere kapandı. Esav onu kucakladı ve öpüştüler. Esav Yakup'u affetmişti. Hediyelerini de geri vermek için çok uğraştı ancak Yakup zorla kabul ettirdi. Esav'ın yola beraber devam etme teklifini hayvanların çok yorgun olduğunu söyleyerek kibarca reddetti. "Efendim, lütfen sen kulunun önünden git. Ben hayvanlarla çocuklara ayak uydurarak yavaş yavaş geleceğim. Seir'de efendime yetişirim." dedi. Bunun üzerine Esav ayrıldı. Yakup Şekem Kenti'ne geldi ve yerleştiği araziyi yüz gümüşe satın aldı. Orada El-Elohe-İsrail adında bir sunak kurdu.

Şekem Kenti'nde yaşananlar

Şekem Beyi Hivli Hamor'un oğlu Şekem, bir gün kırda gezerken Yakup'un kızı Dina'nın ırzına geçti. Yakup ve oğlu buna çok öfkelendiler ancak Hamor, oğlunun Dina'ya aşık olduğunu, başlık olarak ne isterse vereceğini söyledi. Yakup'un oğulları tüm kentin erkekleri sünnet olmadıkça kızkardeşlerini vermeyeceklerini söylediler. Hamor, Yakup ve ailesinin çok zengin olduklarını, onları aralarına almanın Şekem Kenti için bir kazanç olduğunu söyleyerek halkını ikna etti. Kentin tüm erkekleri toplu halde sünnet oldular. Bunu fırsat bilen Şimon ve Levi Hamor ve Şekem dahil, tüm erkekleri kılıçtan geçirdiler. Tüm kenti yağmalayıp kadınlara el koydular. Yakup oğullarına çok kızdı ve "Kenanlılarla Perizlileri bize düşman ettiniz", dedi.

Yakup'un Tanrı tarafından "İsrail" adını alıp kutsanışı

Tanrı Yakup'a Beytel'e gitmesini ve orada ağabeyinden kaçarken gördüğü tanrıya bir sunak yapmasını emretti. Yakup beraberindekilere, "Yabancı ilahlarınızı atın" dedi, "Kendinizi arındırıp giysilerinizi değiştirin. Beytel'e gidelim. Sıkıntı çektiğim günlerde yakarışımı duyan, gittiğim her yerde benimle birlikte olan Tanrı'ya orada bir sunak yapacağım." Herkesten putlarını ve küpelerini toplayıp Şekem yakınlarında bir fıstık ağacının altına gömdü. Yakup ailesi ve beraberindekilerle birlikte Luz-Beytel kentine geldi. Peşlerinden kimse gelmedi çünkü civar şehirlerde yaşayan halkı tanrı korkusu sarmıştı.

El-Beytel isminde bir sunak yaptı. Tanrı Yakup'a tekrar görünerek onu kutsadı; "Sana Yakup diyorlar, ama bundan böyle adın Yakup değil, İsrail olacak" diyerek onun adını İsrail koydu. "Ben her şeye gücü yeten Tanrı'yım" dedi. "Verimli ol, çoğal. Senden bir ulus ve uluslar topluluğu doğacak. Kralların atası olacaksın. İbrahim'e, İshak'a verdiğim toprakları sana verecek, senden sonra da soyuna bağışlayacağım." Sonra tanrı Yakup'tan ayrılarak onunla konuştuğu yerden yukarı çekildi. Yakup Tanrı'nın kendisiyle konuştuğu yere taş bir anıt dikti. Üzerine dökmelik sunu ve zeytinyağı döktü.

Rahel ve İshak'ın ölümü

Beytel'den Efrat'a göçtüler. Hamile olan Rahel yolda sancılandı. Çocuğu doğurduktan sonra vefat etti. Rahel son nefesinde oğluna Ben-Oni adını verdi. Yakup çocuğun adını Benyaminfü (Bünyamin) koydu. Böylece 12 oğlu olmuş oldu. Oğullarından Ruben, Yakup'un cariyesi Bilha ile beraber oldu. Yakup (İsrail) buna çok sinirlendi. Daha sonra Mamre'ye babası İshak'ın yanına gitti. İshak, 180 yaşında vefat etti. Esav ve İsrail onu toprağa verdiler.

Esav, çok zengin oldu. Bir yabancı olarak yaşadığı bu yer davarlarına yetmeyince o diyarı terkederek Edom'a yerleşti. O bölgenin hakimi oldu. Ölümünden sonra da Edom'u onun soyundan gelenler yönettiler.

Yusuf'un başına gelenler

Bu başlığın ana maddesi Yusuf'tur.

Yakup Kenan Ülkesi'nde yaşamaya başladı. En küçük oğulları Rahel'den olan Yusuf ve Bünyamin'di. Yusuf Yakup'un en sevdiği oğluydu. Kıskanç ağabeyleri tarafından önce ıssız bir kuyuya atıldı, sonra Midyanlı İsmaili tüccarlarına satıldı. Mısır'a götürüldü. Efendisinin hanımı tarafından ırzına geçmeye çalıştığı iftirasına uğradı ve zindana atıldı. Rüya yorumculuğu sayesinde zindandan kurtuldu, firavunun rüyasını yorumlayıp Mısır'a hükümdar oldu. Yıllar sonra, kıtlık esnasında kendisinden buğday satın almaya gelen kardeşleri ile tekrar bir araya geldi ve babasını yanına getirmeleri için araba ve hayvanlar gönderdi.

İsrailoğulları'nın Mısır'a yerleşmesi

Köle olarak geldiği Mısır'da yıllarca zindanlarda yatan, en sonunda da firavunun gözüne girip Mısır'a hükümdar olan Yusuf, kardeşlerinden babasını da alıp yanına yerleşmelerini istedi. Onları Mısır'ın en iyi bölgesine yerleştireceğini, Mısır'ın kaymağını yiyeceklerini söyledi. Kenan ülkesindeki kıtlık çok şiddetlenmişti. Yakup (İsrail), Tanrı kendisine, "Mısır'a gitmekten çekinme. Soyunu orada büyük bir ulus yapacağım. Seninle birlikte Mısır'a gelecek, soyunu bu ülkeye geri getireceğim. Senin gözlerini Yusuf'un elleri kapayacak", deyince Mısır'a göçme konusunda ikna oldu. İsrail ve İsrailoğulları, toplam 67 kişi (İsrail'in gelinleri hariç) tüm malları ile birlikte Mısır'a göçtüler. Yusuf'un Mısır'daki iki oğlu Manaşşe ve Efrayim'le beraber Mısır'daki İsrailoğulları nüfusu (İsrail dahil) tam yetmiş kişiydi. Yakup yaklaşık 130 yaşında idi.

İsrail'in oğullarına son sözleri

Yakup'un on iki oğlu yatağının başucunda toplandı. Yakup'un onlara son sözleri şunlardır:

‹‹Ruben, sen benim ilk oğlum, gücümsün, Kudretimin ilk ürünüsün, Saygı ve güç bakımından en üstünsün. Ama su gibi oynaksın, Üstün olmayacaksın artık. Çünkü babanın yatağına girip Onu kirlettin. Döşeğimi rezil ettin. Şimon'la Levi kardeştir, kılıçları şiddet kusar. Gizli tasarılarına ortak olmam, toplantılarına katılmam. Çünkü öfkelenince adam öldürdüler, canları istedikçe sığırları sakatladılar. Lanet olsun öfkelerine, çünkü şiddetlidir. Lanet olsun gazaplarına, çünkü zalimcedir. Onları Yakup'ta bölecek Ve İsrail'de dağıtacağım. Yahuda, kardeşlerin seni övecek, Düşmanlarının ensesinde olacak elin. Kardeşlerin önünde eğilecek. Yahuda bir aslan yavrusudur. Avından dönüp yere çömelir, aslan gibi, dişi bir aslan gibi yatarsın. Kim onu uyandırmaya cesaret edebilir? Sahibi gelene kadar Krallık asası Yahuda'nın elinden çıkmayacak, Yönetim hep onun soyunda kalacak, uluslar onun sözünü dinleyecek. Eşeğini bir asmaya, sıpasını seçme bir dala bağlayacak; Giysilerini şarapta, Kaftanını üzümün kızıl kanında yıkayacak. Gözleri şaraptan kızıl, dişleri sütten beyaz olacak. Zevulun deniz kıyısında yaşayacak, liman olacak gemilere, sınırı Sayda'ya dek uzanacak. İssakar semerler arasında yatan güçlü eşek gibidir; Ne zaman dinlenecek iyi bir yer, hoşuna giden bir ülke görse, yüklenmek için sırtını eğer, angaryaya katlanır. Dan kendi halkını yönetecek, bir İsrail oymağı gibi. Yol kenarında bir yılan, toprak yolda bir engerek olacak; Atın topuklarını ısırıp atlıyı sırtüstü düşüren bir engerek. Gad akıncıların saldırısına uğrayacak, ama onların topuklarına saldıracak. Zengin yemekler olacak Aşer'de, krallara yaraşır lezzetli yiyecekler yetiştirecek Aşer. Naftali salıverilmiş geyiğe benzer, Sevimli yavrular doğurur. Yusuf meyveli bir dal gibidir, kaynak kıyısında verimli bir dal gibi, filizleri duvarların üzerinden aşar. Okçular acımadan saldırdı ona. Düşmanca savurdular oklarını üzerine. Ama onun yayı sağlam, kolları esnek çıktı; Yakup'un güçlü Tanrısı, İsrail'in Kayası, Çobanı olan Tanrı sayesinde. Sana yardım eden babanın Tanrısı'dır, Her Şeye Gücü Yeten Tanrı'dır seni kutsayan. Yukarıdaki göklerin ve aşağıdaki denizlerin bereketiyle, memelerin, rahimlerin bereketiyle O'dur seni kutsayan. Babanın kutsamaları ebedi dağların nimetlerinden, ebedi tepelerin bolluğundan daha yücedir; Yusuf'un başı üzerinde, kardeşleri arasında önder olanın üstünde olacak. Bünyamin aç kurda benzer; sabah avını yer, akşam ganimeti paylaşır.››

Ölümü

İsrail on iki oğlunu uygun biçimde kutsadı. Kendisini Kenan Ülkesi'ndeki Makpela Tarlası'ndaki mağaraya gömmelerini istedi. İbrahim o mağarayı mezar yapmak üzere Hititlilerden satın almıştı. Yakup oğullarına verdiği buyrukları bitirince, ayaklarını yatağın içine çekti, son soluğunu vererek 147 yaşında vefat etti.

Yakup'un mumyalanması kırk gün sürdü. Yusuf Firavun'dan Kenan Ülkesi'ne gidip babasını toprağa vermek için izin aldı. Saray halkı ve Mısır'ın bütün ileri gelenleri cenazeye katıldılar. Şeria Nehri doğusunda ağıt yaktılar. Bu yere Mısırlıların Çayırı anlamında Misrayim adı verildi. Yakup arzusu üzerine Makpela Tarlası'ndaki mağaraya defnedildi.

Ayrıca bakınız

Soyağaçları

Kaynaklar ve notlar

  1. 1 2 Oxford İngilizce Sözlük, Jacob
  2. İngilizce Vikipedi, Jacob
  3. İngilizce Vikipedi, Israelite (29.01.07)
  4. Yahudi kutsal kitabı Tanah ile Hristiyan kutsal kitabının ilk bölümü Eski Ahit aynıdır. Bu nedenle Yakup bahsi her iki dinde de aynıdır.
  5. Bu olaya atfen Musevilik inancına göre uyluk kemiğinin üzerindeki sinir yenmez.
This article is issued from Vikipedi - version of the 12/18/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.