Gürcistan tarihi


Gürcistan tarihi

İlkdönem Gürcistan
Kolhis
Lazika
İberya
Ortaçağ tarihi
Tao-Klarceti
Abhaz-Laz krallığı
Rus yönetimi
Rus imparatorluğu yönetimi
Eski bağımsızlık
Gürcistan Demokratik Cumhuriyeti
Sovyet Gürcistan
Gürcistan SSC
March 9 Tragedy
April 9 Tragedy
Modern Gürcistan
Gürcistan Cumhuriyeti
Gürcistan Savaşı
Gül devrimi
Shevardnadze'den sonra
Özerk Cumhuriyetleri ile Tarihi
Abhazya tarihi
Acara tarihi

On Binlerin Dönüşü”nde Ksenefon, yol boyunca yaşadıkları tüm serüvenleri ve karşılaştıkları değişik halkları anlatır... Karadeniz kıyıları çoktan İyonya Grekleri tarafından kolonileştirilmiştir ama, buralarda çok farklı değişik halk gurupları yaşamaktadır aynı zamanda. Söz konusu halklardan birinin Ksenefon tarafından tarifedilen dansları günümüzün doğu Karadeniz horonunu yakından çağrıştırmaktadır. Ksenefon'un anlattıkları arasında konumuz açısından burada önemli olanı, Karduk olarak adlandırılan ve kendilerine uzaktan boyları büyüklüğünde yaylarla ok atıp kaçan bir halktan sözetmesidir.

Bazı kişiler, sadece adın benzerliğine dayanarak ve başka herhangi somut bir veri ortaya koyamadan bu Kardu(hi)ların Kürtlerin ataları oldukları spekülasyonunu yapmaktadırlar. Buna karşın, Kürt adının Kyrti ve Mard adlı iki Med aşiretinin adlarının birlikte söylenmelerinden türediği bellidir. Bu bağlamda, Rus dil bilimcisi Profesör Nikolay J. Mar (1865 - 1934), Ksenefon'un sözettiği Karduklar’ın şimdiki Gürcülerin veya eski bir aşiret adları ile Kartveli toplumunun ataları olduklarını ve Gürcülerin o yıllarda daha güneyde yaşarlarken sonradan şimdiki topraklarına göçettiklerini iddia etmektedir. Profesör Mar, bu iddiasını dil araştırmalarına dayandırmaktadır ve ayrıca Encyclopedia Britanica’nın açıklamasına göre, günümüzde Gürcü toplumunun üçte ikisi kendilerini Kartveli olarak adlandırmaktadır. Gürcistan Cumhuriyeti’nin kendi dillerindeki resmi adı ise, Sakartvelo veya Sakartvelos Respublika’dır. Görüldüğü gibi, Ksenefon’un anlatımında geçen Karduk sözcüğü ile Kartveli sözcüğü arasında da bir yakınlık vardır.

Gürcistan’ın tarihi 2.500 yıl geriye uzanmaktadır ve Gürcüce halen yaşayan en eski diller arasındadır. Kartpostal güzelliğinde renkli bir vadiye yerleşmiş ve Mtkvari nehri tarafından bölünen ülkenin başkenti Tiflis ise, aynı kaynağa göre, 1.500 yaşındadır. MÖ İlk bin yıla ait Asuri anallerinde (Kronika, günce) ilk Gürcü aşiretleri ile ilgili bilgilere rastlandığı iddia edilmektedir. Aynı yıllarda iki temel Gürcü aşiretler birliği şekillenmiştir. Güneybatı Gürcistan’da Diaohi (Taohi, Diaeni, Tao) ve Karadenizin doğu ucunda (şimdiki Türkiye- Gürcistan sınırının olduğu kıyılar) Kulha (Kolha, Kolhis) birliği çok daha geniş bir araziye yayılmıştır. Bu sonuncular yukarıda özetlenen Grek mitolojisinin “Altın Post” öyküsü ile bağlantılı olanlardır. Bölge, MÖ 700'lü yıllarda kuzeyden gelen savaşçı Kimmerler tarafından istila edilmiştir. Aynı yüzyıllarda yukarıda anılan aşiretler birliği parçalanıp dağılmıştır.

Gürcü halkının asıl ataları, MÖ 2000 yıllarında Önasya'da yaşayan ve buranın ilk yerlileri olarak bilinenler Hititler ve Subarlar'dır. Önasya'nın bu iki yerli halkları, tüm eski dünyanın Gürcüce Gali (şimdi Kızılırmak) olarak bildiği bu ırmağın büyük kıvrımında, Dicle ve Fırat'ın yukarı bölgelerinde tarım ve demir-çelik alanlarında büyük kültür merkezleri kurdular. MÖ birinci 1000 yılın ilk yarısında Urartu Devleti, Hitit -Subar uygarlık bayrağını eline alarak daha da geliştirdi. Bozkır fatihleri, Hald Devleti'ne son verdiler. Ama Gürcü halkı, zamanla kuzeye doğru yer değiştirerek yeni devletler ve kültür merkezleri kurdu. Böylece, yüzyıllardır sahip olduğu uygarlığın kesintisiz gelişebilmesi için gerekli yaşama gücünü kendinde buldu. Urartu Devleti'nin yerine, doğuda İberya, batıda Kolhida olmak üzere iki yeni Gürcü devleti kuruldu.

This article is issued from Vikipedi - version of the 3/19/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.