Kommagene Krallığı

Kommagene Krallığı haritası.

Kommagene Krallığı, Antik Çağda, Orta Anadolu'nun güneyindeki Ermeni[1][2][3] Helenistik dönem krallıklarından biri[4]. Batıda Kilikya ve kuzeyde Kapadokya ile çevriliydi. Doğu sınırını Fırat Nehri çiziyordu. Bugünkü Adıyaman, Gaziantep ve Kahramanmaraş illerini kapsıyordu. Asur kaynaklarında Geç Hitit döneminde Kummuh olarak anılan Kommagene Büyük İskender'den sonra Seleukosların egemenliğinde kaldı. Bulunduğu bölgenin Toros Dağlarındaki çeşitli yolların kavşak noktası olması Kommagene Krallığı'na, Roma ve Part imparatorluklarının arasında stratejik bir konum kazandırıyordu. Kommagene Krallığı Milattan Önce yaklaşık 162'de, çökmekte olan Seleukos İmparatorluğu'ndan ayrılarak bağımsız bir devlet oldu. Samosata (Samsat) bu küçük krallığın başkentiydi. Partlara karşı Romalıların gücünden ustaca yararlanan Kommagene kralı I. Antiokhos döneminde (MÖ y. 69- MÖ y. 34) krallığın gücü doruğuna ulaştı. Antiokhos adını yaşatmak için Nemrut Dağı'nın tepesine anıtsal heykellerle süslü görkemli bir mezar tepesi yaptırdı. Ancak Kral I. Antiokhos, Romalı komutan Lucullus'a boyun eğmek zorunda kaldı.

Antiokhos'un yaptırdığı mezar tepesi, Nemrut Dağı Millî Parkı, Adıyaman.

Kommagene Uygarlığı’nın ortaya çıkışı bir tesadüftür. Osmanlı İmparatorluğu Toros ordularında görevli Alman subay Helmut Von Moltke’nin 1838 yılındaki bir görev gezisi sırasında devasa heykelleri görmesi ve bu keşfin Prusya kraliyet ailesine bildirmesi üzerine olay Almanya’da yankı buldu. 2150 metre yükseklikteki bu heykellerin sırrını çözmek için ilk keşif gezisi 1882 yılında Otto Puchstein ve Karl Sester tarafından yapılır. Sistemli arkeolojik kazılar 1938 yılından sonra başlar. Kommagene Uygarlığı’nın gerçek anlamda ortaya çıkması ömrünü bu işe adayan Alman Karl Dörner ile Amerikalı Theresa Goel ‘in fedakarane çalışmaları ile mümkün olmuştur. Theresa Goel’ın vasiyeti üzerine öldükten sonra cesedi yakılarak klleri Nemrut Dağı, Anıt mezarı üzerine serpildi.

1838 yılından itibaren başlayan kazılar aralıklarla 1985 yılına kadar devam etti. 1953 yılında bu uygarlıkla ilgili çok sayıda kitabe ve eser ortaya çıkarıldı. Bu eserler içinde taşınabilenler civar illerin müzelerinde muhafaza altına alındı. Bugün Gaziantep müzesinde Kommagene uygarlığına ait birçok eser sergilenmektedir.

Kommagene uygarlıından kalan eserlerde iki önemli sonuç çıkarmak mümkündür. Birincisi, Kommagene Kralları ve krallık ailesi adlarına muhteşem anıt mezarlar yaptırarak ölümsüzlüklerini ilan etmek istemişlerdir. İkincisi ve önemlisi, Kommagene Kralları birçok halkın kralları olduğu gerçeğini kabul ederek, bölge halkının dini liderleri ile barış içinde yaşadıklarını ifade etmek üzere, her fırsatta tokalaşma seramonilerini kabartma heykellere resmetmişlerdir. 2000 yıl önce kurulan bu uygarlığın başarısı da krallık yönetimlerinin, bölge halkı ile barış içinde yaşamak istemesinde aramak mümkündür.

Kommagene uygarlığı derinlemesine araştırmaya değer zenginliklerle doludur.

Kommagene Krallığı MS 17'de Roma'nın egemenliğine girene değin bağımsızlığını, istikrarsız bir biçimde de olsa sürdürdü. III. Antiokhos'un ölümünden sonra, bölge Tiberius zamanında Romalılar'ın eline geçti. 38-72 arasında bir canlanma dönemi yaşandıysa da, daha sonra, Vespasianus döneminde Kommagene Roma'nın Suriye Eyaleti'ne katıldı.

Ayrıca bakınız

Dış bağlantılar

  1. Frank McLynn (2010). Marcus Aurelius: A Life. New York: Da Capo Press. s. 377. ISBN 0786745800.
  2. Lang, David M. (2008). "Iran, Armenia and Georgia". Ehsan Yarshater (ed.). The Cambridge History of Iran Volume 3: The Seleucid, Parthian and Sasanid Periods, Part 1 of 2. Cambridge, United Kingdom: Cambridge University Press. s. 535 (627). ISBN 978-0521200929. http://dx.doi.org/10.1017/CHOL9780521200929.016. Erişim tarihi: 20 February 2014.
  3. Robert H. Hewsen. Armenia: A Historical Atlas. Univ. of Chicago Press, Chicago, 2001. Page 42:
    The significance of Kommagene for us lies in the fact that its royal dynasty appears to have been of Armenian origin, an offshoot of the Orontids, who also ruled both Armenia and Sophene and perhaps once even Lesser Armenia as well, had we had more information on the founding of that elusive Armenian state. That Kommagene belonged to the Armenian kingdom in the Orontid period is demonstrated first by the fact that two of its cities (Samosata and Arsameia) appear to have been named after Orontid kings, and second by the fact that it was ruled by a branch of the Orontid dynasty itself.
  4. WHC
This article is issued from Vikipedi - version of the 12/7/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.