Rıza Nur

Rıza Nur
Türkiye Sağlık Bakanı
Görev süresi
24 Aralık 1921 - 27 Ekim 1923
Başbakan Fevzi Çakmak
Rauf Orbay
Fethi Okyar
Yerine geldiği Refik Saydam
Yerine gelen Refik Saydam
TBMM Maarif Vekili
Görev süresi
4 Mayıs 1920 - 13 Aralık 1920
Başbakan Mustafa Kemal Atatürk
Yerine geldiği Yeni makam
Yerine gelen Hamdullah Suphi Tanrıöver
Türkiye Büyük Millet Meclisi
1. ve 2. dönem milletvekili
Seçim Bölgesi 1920 – Sinop
1923 – Sinop
Kişisel bilgiler
Doğum 30 Ağustos 1879
Sinop, Osmanlı İmparatorluğu
Ölüm 8 Eylül 1942 (63 yaşında)
İstanbul, Türkiye
Partisi Cumhuriyet Halk Fırkası (1923-1926)
Mesleği Doktor
Ödülleri

Rıza Nur (30 Ağustos 1879, Sinop - 8 Eylül 1942, İstanbul), Türk siyasetçi, devlet adamı, yazar, Türkolog-tarihçi ve hekimdir.

II. Meşrutiyet'in ilanı ile açılan Osmanlı Meclisi Mebusan'ının ilk döneminde ve 1. ve 2. Dönem TBMM'de Sinop milletvekilliği yaptı, TBMM tarafından seçilen I. İcra Vekilleri Heyeti içinde Türkiye'nin ilk Maarif Vekili (Eğitim Bakanı) oldu, Moskova Antlaşması ve Lozan Antlaşması müzakerelerine katıldı.

Çocukluğu ve eğitimi

30 Ağustos 1879 tarihinde Sinop'ta doğdu. Zor bir çocukluk geçirdi. İlköğrenimini Sinop'ta yaptıktan sonra İstanbul'a gelerek Soğukçeşme Askeri Rüştiyesi'ne girdi. Sonra Tıbbiye İdadisi'ni (Tıp Lisesi) ve Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'yi (Askeri Tıp Okulu) tabip yüzbaşı olarak bitirdi. 1901 yılında Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde staj yaparken çalışkanlığı ile Alman hocaların ilgisini çekti ve orada asistan oldu. Önce Prof. Dr. Deike Paşa'nın yanında çalıştı, sonra cerrahi kısmına geçti. Prof. Dr. Wietin Paşa'nın yanında çalışarak operatör oldu. Bu arada fenni sünnet usul ve aletlerini anlatan özgün bir kitap yazdı. Önce padişaha sunulan kitap, daha sonra yayımlandı ve Prof. Wieting tarafından bir kısmı Almanca'ya çevrildi.

Memuriyeti

1903 yılında Rumeli Zibefçe gümrük kapısına bakteriyolog olarak atandı. 1905 yılında Gülhane'ye yardımcı öğretmen, 1907 yılında da Askeri Tıbbiye'ye cerrahi hocası oldu.

II. Meşrutiyet Sırasında

II. Meşrutiyet'in ilanından sonra yapılan seçimlerde Sinop'tan milletvekili seçilerek Meclis'e girdi. İttihatçılara yönelik ağır muhalefeti sebebiyle profesörlük yaptığı Askeri Tıbbiye’deki görevinden alındı. Daha sonra binbaşı rütbeleri de söküldü. Eleştirilerini keskin bir dille sürdürmesi üzerine üç ay hapis yattı ve Bekirağa Bölüğü'nde idamını beklerken Cemal Paşa'nın emriyle sürgüne gönderildi. 8 yıllık sürgünden sonra ancak Mütareke döneminde İstanbul'a dönebildi. 1920 yılına kadar kaldığı Mısır'da Cemiyet-i Hafiye ve Türkiye'nin Tarik-i Selameti (Türkiye'nin Kurtuluş Yolu) adlı eserlerini kaleme aldı. Balkan Savaşı'na da katıldığı bilgisi yer almaktadır.

TBMM ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti Fikri

TBMM 1. Dönem ve 2. Dönem'de Sinop milletvekili olarak yer aldı. Maarif Vekilliği yaptı. 1920 yılında Sovyetler Birliği ile dostluk ve yardım antlaşması yapmak üzere Moskova'ya gönderilen heyete delege olarak katıldı. Çiçerin ve Josef Stalin ile görüştü. TBMM hükümeti adına Moskova Antlaşmasını Ali Fuat Paşa ve Yusuf Kemal Tengirşenk ile birlikte imzaladı. Cumhuriyet'in ilanına kadar bütün hükümetlerde Sıhhiye Vekili olarak görev aldı. Sakarya Meydan Muharebesi'ne doktor olarak fiilen katıldı. Lozan Konferansı'na ikinci delege olarak katıldı. 2. dönemde yeniden Sinop milletvekili olarak Meclis'te yer aldı. 14 cilt tutan Türk Tarihi'ni bu sıralarda yazdı. 1926 yılında Sinop'ta bir kütüphane kurarak, gelir kaynakları ile birlikte kamuya vakfetti.

Atatürk ve Rıza Nur

Mustafa Kemal Paşa ile arası açıldı. Milletvekili olduğu halde, İzmir suikastine karışanların idam edilmeleri ve bunların kendisi gibi muhalif kimseler olmaları sebebiyle yurdu terk etti. 1926 yılında kitabında belirttiği bu gibi kuşku ve korkular nedeniyle Fransa'ya gitti ve Paris'e yerleşti. Mehmet Cavit Bey ve diğer suikastçı olduğu iddia edilenlerin, politik karşıtı olduklarından dolayı şahsen sevmemesine rağmen, onların komploda yer almadıklarını, dolaysıyla haksız yere öldürüldüklerini savundu.[1] Mustafa Kemal Atatürk'ün alkolizm iddiası hakkında geniş ölçüde yazdı.[2]

Daha sonra Fransa'dan Mısır'a geçti. İskenderiye'de bu kez 12 yıl süren bir gurbet dönemi yaşadı. Bu arada Türkbilik Revüsü adlı yıllık bir Türkoloji dergisini yayınladı. Leiden'de toplanan Şarkiyatçılar Kongresi'nde Reşit Saffet'le birlikte Türkiye'yi temsil etti. Öğrenciliğinden beri hayranı olduğu Namık Kemal üzerine 720 sayfalık bir inceleme yazdı. 1934 yılında Soyadı Kanunu'nun çıkmasından sonra "Nur" soyadını aldı.

1938 yılında, Mustafa Kemal Atatürk'ün vefat etmesinden sonra Türkiye'ye döndü. Vefat edene kadar İstanbul, Taksim'de kiraladığı 3 odalı bir apartman dairesinde yaşadı. Burası aynı zamanda Tanrıdağ dergisinin de idarehanesi oldu. 8 Eylül 1942 tarihinde İstanbul'da vefat etti.

Hayat ve Hatıratım olarak bilinen 4 ciltlik kitabın ilk iki cildinde kendi hayatını ve hatıralarını, ikincisinde İnönü ile ilgili anılarını son cildinde ise Atatürk ile ilgili anılarını anlatır. Bu kitabında her ikisine de ağır ithamlar mevcuttur. Anılarında İnönü'nün Kürt, Abdülhalik Renda'nın Arnavut, Rauf Orbay'ın ise Kafkasya kökenli olduğunu iddia etti. Atatürk'ün ise I. Dünya Savaşı'nda hızla yükseldiği Çanakkale Cephesi'nden beri Almanlarla iş birliği yaptığını öne sürdü.

Anılarını 1935 yılında, British Museum'a, 1960 yılına kadar yayımlanmamak kaydıyla gönderir. Altındağ Yayınları tarafından mikrofilm olarak getirilen Hayat ve Hatıratım'ın ilk iki cildi, 1967 tarihinde tek cilt olarak ve sansürlü bir şekilde yayınlanmış olmasına rağmen 5816 sayılı Atatürk'ü Koruma Kanunu kapsamında toplatılmıştır. Bunu üzerine, yayınevi son iki cildi aynı yıl içinde ayrı ayrı ciltler halinde sansürsüz bir şekilde yayınlanmış, ancak bu ciltler de toplatılmıştır.[3] Yıllar sonra ilk üç cilt sansürlü bir şekilde tekrar piyasaya sürülmüştür.[4] Kitabın orijinali ve sansürsüz baskısı Türkiye Cumhuriyeti'nde yasaklanmıştır.[5]

Rıza Nur'dan Lozan Antlaşması

Lozan, Türk zaferinin bedeli değildir. Eksiktir, noksandır, kusurludur. Oluk gibi akan Türk kanı ve zafere bağlanan Türk ümidinin karşılığı olmamıştır. İsmet'e beş on defa söyledim: "Bu muahedeyi yaptık. Bunda türlü gayeler vardır. Muahedenin tatbikatının bu gayelere doğru fiilen yürütülebilmesi için "muahedenin tatbikatı komisyonu" diye bir komisyon yap. Bir de bu gayeleri gizli olarak yazalım, bu komisyona ver. Başvekil idi, yapardı, yapmadı. Halbuki bir yıl sonra Yunanistan buna benzer bir heyet yaptı.
Hayat ve Hatıratım[3]


Rıza Nur eserlerinde ayrıca, Lozan'daki heyetle birlikte iken Atatürk ve İsmet İnönü arasında -kendisi de heyette olduğu halde içeriğini bilmediği- çok gizli telgraf yazışmaları olduğunu, bunların Türkiye'nin Lozan'daki bazı önemli kayıplarını ve Lozan'ın gizli kalmış yönlerini de açıklayabileceğini öne sürdü. Fakat iddialarını ispatlayamadı.

Eserleri

Kaynakça

  1. Mango, Atatürk, s. 452
  2. Mango, Atatürk, s. 274
  3. 1 2 Dr. Rıza Nur, Hayat ve Hatıratım (Paris 1929), Altındağ Yayınları, İstanbul 1967, 4 cild (şeklen 3 cild halinde), 2005 sayfa
  4. Rıza Nur, Hayat ve Hatıratım 1-2-3, Haz. Abdurrahman Dilipak, İşaret yayınları, 1992, 1655 sayfa, ISBN 9753500203
  5. İhlas ve Sadakat Abidesi Bayram Yüksel ve Ali Uçar
Siyasi görevi
Önce gelen:
Refik Saydam
Türkiye Sağlık Bakanı
24 Aralık 1921 - 27 Ekim 1923
Sonra gelen:
Refik Saydam
Önce gelen:
Önce gelen yoktur.
Türkiye Millî Eğitim Bakanı
4 Mayıs 1920 - 13 Aralık 1920
Sonra gelen:
Hamdullah Suphi Tanrıöver
This article is issued from Vikipedi - version of the 1/2/2017. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.