Böcek

Vikipedi:Taksokutu
Böcekler

sol üst: oynak sinek (Empis livida)
sol orta: Harpactorinae
sol alt: ökaliptüs güvesi (Opodiphthera eucalypti)
sağ üst: hortumlu böcek (Rhinotia hemistictus)
sağ orta: danaburnu (Gryllotalpa brachyptera)
sağ alt: yaban arısı (Vespula germanica)
Bilimsel sınıflandırma
Alem: Animalia (Hayvanlar)
Şube: Arthropoda
(Eklem bacaklılar)
Alt şube: Hexapoda (Altı bacaklılar)
Sınıf: Insecta
(Linnaeus, 1758)
Takımlar

Metne bakınız

Dış bağlantılar
Wikimedia Commons'ta Böcek ile ilgili çoklu ortam belgeleri bulunur.
Wikispecies'te Böcek ile ilgili detaylı taksonomi bilgileri bulunur.

Böcekler, eklem bacaklılar (Arthropoda) şubesinin sınıfı ve tür ve takson bakımından en kalabalık hayvan grubudur. 1 milyondan fazla olan tür sayılarıyla dünyadaki en fazla türe sahip canlılardır. Dünyanın hemen hemen her yerinde bulunurlar ve bazen çok yoğun popülasyonlarda görülebilirler.[1][2]. Her yıl birkaç bin tür buna eklenmektedir. Toplam tür sayısının 2.000.000 olduğu kabul edilmektedir. Tür, cins, familya gibi taksonomik kategoriler bakımından 6-10 milyon[1][3][4] sayıya ulaşırlar ve Dünyadaki hayvanların %90 kadarını oluştururlar[5].

Türce en zengin böcek familyası cepkenli böcekgiller (Staphylinidae) familyasıdır. 2010 verilerine göre 56.768 türle canlılar (bitki ve hayvanlar) arasında en çok tür barındıran familyadır. İkinci en büyük böcek grubu hortumlu böcekgiller (Curculionidae) familyasıdır.

İnsanlar tarafından evcilleştirilen bal arısı ve ipek böceği gibi türleri bulunduğu gibi, bazı türleri de dünyanın çeşitli yerlerinde özellikle de Meksika'da doğrudan besin olarak da kullanılırlar.

Adlandırma

Böcek adının Türkçede Insecta üyeleri için yoğun olarak kullanılması türlerinin çokluğu yüzündendir. Türkçenin tarihi gelişimi içinde böcek adı, Insecta dışındaki eklem bacaklıları da kapsayacak kadar geniştir. Bu kullanımı halk dilinde hâlâ görmemiz mümkündür. Insecta dışındaki eklem bacaklıları hatta diğer omurgasızları terim dışı olarak "böcek" adıyla anmak o kadar da yanlış sayılmamalı. Bu, adlandırmalarda kendini belli eder: kabuklulardan tespih böceği, örümceğimsilerden uyuz böceği, karından bacaklılardan sümüklü böcek gibi.

Takımın Latince bilim adı Insecta kelimesi Yunanca ἔντομον [éntomon] «parçalar halinde doğramak» kelimesinin 1600'lü yıllarda Latinceye insectum biçimindeki çevrilmesinden gelir. Yunanca kelime bugün böcek bilimi ya da böcekbilim de denilen entomoloji adında kalmıştır.

Genel tanımlama

Kural olarak karasal hayvanlar olmakla beraber, derin denizlerin dibi dışında tüm biyotoplara uyum yapmış birçok türe sahiptir. Kutuplardan okyanuslara kadar hemen her ekosistemde ayakta kalmayı başarabilmiş canlılardır. Canlılar aleminin belki de en kalabalık sınıfıdır. Bu sınıfta 32 takım yer almaktadır.

Dış iskelet bulunur. Büyüme esnasında dış iskeletin neden olduğu kısıtlama, deri değişimi ile telafi edilir. Vücutlarında sadece çizgili kas bulunur,bu yüzden çok hızlı hareket ederler. Solunum trake sistemiyledir. Açık dolaşım sistemi görülür. Vücutta dolaşan solunum sıvısı "hemolenf" adını alır ve çoğunlukla renksiz, bazen de soluk yeşil-sarı renktedir. Vücutları bez bakımından zengindir. Çekici veya itici koku, mum, zehir, ipek, yağ, tükürük, antikoagülan madde gibi birçok maddeyi salgılamak üzere özelleşmiş çok sayıda bez taşırlar. Duyu organları ve sinir sistemleri iyi gelişmiştir. Birçok grupta, özel görevleri olan duyu organlarına rastlanır (yeri geldikçe açıklanacaktır). Avlanmak veya avcılarından korunmak için son derece başarılı uyumlar kazanmışlardır. Renklenmeleri büyük çeşitlilik gösterir. Bazılarında ışık çıkarma özelliği görülür.

Kural olarak yumurta ile çoğalırlar ve gelişmelerinde çoğunlukla bir metamorfoz görülür.

Bazı gruplarda koloni hâlinde sosyal yaşam örnekleri görülür. Yaşam ve beslenme şekillerine göre, ağız parçaları, anten ve bacak yapıları farklılık gösterir.

Morfoloji ve Fizyoloji

Böcek anatomisi ♀
A – Baş (Caput)
B – Göğüs (Thorax)
C – Karın (Abdomen)

1. Duyarga (Antennae)
2. Yan Nokta gözler (Ocelli)
3. Dorsal Nokta gözler (Ocelli)
4. Birleşik gözler (Oculi Compositi)
5. Beyin (Cerebral Ganglia)
6. Ön Göğüs (Prothorax)
7. Sırt kan damarı (Arteria)
8. Trake (Trachea)
9. (Mesothorax)
10. (Metathorax)
11. Üst kanat
12. Alt kanat
13. Mide
14. Kalp
15. Yumurtalık
16. Göden (Rectum)
17. Anüs
18. Vajina
19. (Abdominal Ganglia)
20. Malpighi tüpleri
21. Tarsomer
22. (Pretarsus)
23. Ayak (Tarsus)
24. Baldır (Tibia)
25. Uyluk (Femur)
26. Uyluk bileziği (Trochanter)
27. Kursak
28. (Thoracic Ganglion)
29. Kalça (Coxa)
30. Tükürük bezi
31. (Subesophageal Ganglion)
32. Ağız parçaları

Vücut örtüsü

Vücut örtüsü (integument): Embriyonik olarak iki tabakaya ayrılır. Üstte ektoderm kökenli epidermis ve kaide zarı; altta peritondan meydana gelmiş, hücreli ince bağdoku yapısında ve kasların üzerine yığılmış olarak duran kutis bulıunur. Vücut örtüsü dıştan içe doğru şu katmanlara ayrılır:

Baş bölgesi

Baş (caput): Embriyonik olarak kaç segmentten yapıldığı tartışmalıdır. Başta bulunan segmentlerin her biri ayrı bir üye taşımadığından, ayrıca segmental gangliyonlardan bazıları da birbiriyle kaynaştığından dolayı, köken olarak segment sayısı kesin olarak söylenemiyor. 5 (en fazla 6) segmentten oluştuğu varsayılmaktadır:
1. preantennar : Embriyonik evrede görülür.
2. antennar : Duyargalar bu segmentteki gangliyona bağlıdır.
3. intercalar ; 4. mandibular ; 5. maksillar : Baştaki iç organları içine alan sert bir kapsül şeklinde birbiriyle kaynaşmıştır. Bağlantı yerlerine stur denir. Sturlar arasındaki alanlar alın (frons), tepe (vertex) ve yanaktır (genae).
6. labial

Duyargalar (antennae) : Kamçı şeklinde bulunan duyargalar içtençenelilerdeki gibi gerçek segmentli değildir. 3 bölümden oluşur. Kaide (scapus), ara bileziği (pedicellus) ve kamçı (flagellum). Böceklere özgü duyu organı olan Johnston organı, pedicellus bölümünde bulunur.

Gözler: Optik sistemlerine göre 2 çeşit göz tanımlanır:

Tabanus bovinus sineğinde birleşik gözler

renk görme: Böcekler 300-650 nm lik dalga boylarındaki ışınları algılarlar. Örnek olarak, Bal arısı (Apis mellifera) bu bant aralığında sarı, mavi-yeşil, mavi ve morötesi ışınları algılamalarına karşın, kelebeklerin aksine, kırmızıyı algılayamazlar. Ancak kırmızı çiçeklere, bu çiçekler mor ışınları yansıttığı zaman giderler. Güneş ışınlarındaki morötesi ışınları absorbe eden beyaz çiçekleri, morötesi ışının komplementeri olan mavimsi-yeşil; vişneçürüğü çiçekleri ise mavi olarak görürler. Bazı böceklerin (örn. Carausius morosus ve bazı kın kantlılar) renk görme yeteneği yoktur.

Ağız parçaları. A: çiğneyici, B: yalayıcı-emici, C: emici, D: sokucu-emici.
lr (kırmızı): üst dudak
md (yeşil): üst çene
mx (sarı): alt çene
lb (mavi): alt dudak
hp (D, uzun kırmızı): hypopharynx.

Ağız parçaları : Gerçek ağız üyeleri üst dudak (labrum), üst çene (mandibul), alt çene (maxilla) ve alt dudak (labium)tan oluşur.

Konumuna göre:

İşlev bakımından:

Boyun (cervix): Başa derimsi bir zarla yapışmıştır. Başla göğüs arasında sınırları belirsiz zarımsı bölgedir. Boynun ön kısmı başın son segmentine, arka kısmı ise göğsün ilk segmentine aittir.

Göğüs bölgesi

Göğüs (thorax): Baş ile karın arasında bulunur. Yapıları birbirinden farklı olan üç segmentten oluşur: 1. prothorax; 2. mesothorax; 3. metathorax. Son iki segmente birlikte pterothorax denir ve kanatlar buraya bağlanır. Yönlerine göre 1. sternum (göğsün karın tarafı); 2. pleurum/pleura (göğsün yan tarafları); 3. tergum/tergi (göğsün sırt kısmı) adlarını alır.

Böcek bacağı
1: kalça; 2: uyluk bileziği; 3: uyluk; 4: baldır; 5: ayak; 6: pençe.
sinek

Bacaklar (arthropodium): Her göğüs segmentinde bir çift olmak üzere toplam 3 çift bacak bulunur. Köken olarak, vücut yan duvarlarının segmentsiz uzantılarından meydana gelmiştir. Daha doğrusu halkalı solucanların (Annelida) parapodiumlarından türemiş, yere daha iyi dayanabilmek için zamanla karın tarafına doğru kaymışlardır (< A. Demirsoy, Yaşamın Temel Kuralları, sa:46). Bacak segmentleri birbirlerine ya esnek bir zarla ya da birbirine uyabilen bir eklem oluşumuyla bağlanırlar. Bacağın vücuda bağlandığı yere kalça (coxa) denir. Daha sonra sırasıyla uyluk bileziği (trochanter), uyluk (femur), baldır (tibia) ve ayak (tarsus) kısımları gelir. En uçta çift tırnaktan oluşan pençe (ungues) yer alır. Tırnaklar arasında, çoğunluk derimsi yapıda, bazen sırt tarafı kitinleşmiş arolium denen bir balon vardır. Dinlenme sırasında simetrik olarak ön bacaklar öne, orta ve arka bacaklar geriye uzanacak şekilde durur. Böcekler bacak-ayak uçlarında yürürler. Bitler ise pençeye dayanarak yürürler.

Bacak tipleri:

Kanatlar: Hayvanlar âleminde kanatlar ilk önce böceklerde çıkmıştır ve bunlar uçabilen tek omurgasız grubudur. Kuşlar ve yarasalardaki gibi ön üyelerin değişmesiyle oluşmamıştır. Pterothorax'ta bulunurlar. Kas ve segment taşımadıklarından üye olarak kabul edilmezler.

Boyuna (kaideden uca uzanan) damarların hepsi trake taşır. Bu trakeler bacaklara giden trakelerden türemiştir. Enine damarlar kanadın sağlamlaşması için oluşmuştur ve hiçbir zaman trake taşımazlar.

Kelebeklerde kanatlar pullarla kaplanırken, hamam böcekleri ve çekirgelerde ön kanatlar (tegmina) derimsi olarak kitinleşmiştir. Kın kanatlılarda ön (üst) kanatlar (elitra) kuvvetlice kitinleşip koruma görevi üstlenmişlerdir. Sineklerde arka kanatlar, Stepsiptera'da ise ön kanatlar denge organına (halter) dönüşerek uçma işlevini yitirmiştir.

İkincil olarak sonradan kanat yitimi, özellikle mağara böceklerinde ve bit gibi parazitlerde (kullanma gereği duymadıkları için), yüksek dağlarda yaşayanlarda (rüzgâra kapılıp sürüklenmemek için) ve saklanarak yaşayanlarda (engellere takılıp yırtılmaması için) görülür.

Uçulmadığı zamanlarda kanatlar kulağakaçan, çekirge, hamam böceği, peygamberdevesi, kın kanatlılar gibi gruplarda katlanmış olarak dururken, pul kanatlılar, kız böcekleri, zar kanatlılar ve çift kanatlılar gibi gruplarda katlanmayıp açıkta dururlar.

Karın bölgesi

çekirge (Leptophyes punctatissima') yumurtlama borusu

Karın (abdomen): Sindirim borusunun büyük bir kısmını, kalbi ve eşey bezlerini içine alır. Ön kısmıyla göğüse bağlanır ve arkaya doğru genellikle gittikçe azalır. 11 segment ve sölom kesesi ve gangliyonu olmadığı için segment olarak kabul edilmeyen bir telsondan oluşmuştur. Karın segmentlerinde göğüste görülen gerçek üyeler ve kanatlar yoktur. Segmentleri üç ana grupta değerlendirilir:

Solunum sistemi

Böceklerde temel solunum biçimi trake sistemidir. Altı bacaklılar (Hexapoda) ile çok bacaklılar (Myriapoda) alt şubeleri trakeliler (Tracheata) adı altında bir üst grupta toplanırlar. Çünkü her iki grupta da integümentin içeriye çökmesiyle trake sistemi oluşmuştur. Böceklerde trake sistemi her organa ulaşacak şekilde dallara ayrılmıştır. Dolaşım sisteminin solunuma katkısı pek azdır.

Kın kanatlı bir böcekte karın stigması

Özellikle iyi uçan böceklerin trake sisteminde ilave gelişmeler (trake kollarında çoğalma ve dallanma) görülür. En çok görülen şekli ana trake kollarının genişlemesiyle meydana gelen trake keseleri ya da hava keseleri denen oluşumdur. bu kesecikler, mayıs böceğinde (Melolontha) olduğu gibi, fazla sayıda fakat küçük olabilir. Diğer taraftan bal arısında (Apis mellifera) olduğu gibi birçok küçük hava kesesinin kaynaşmasıyla az sayıda fakat büyük yapıda hava keseleri ortaya çıkar. Hava keselerinin hepsi havanın depo edilmesi için kullanılır. Keselerden çıkan ince dallar ve borular dokulara kadar uzanır. Ayrıca bu keseler miksosölü sıkıştırmak suretiyle dolaşımı hızlandırır ve dokulara besin ulaşımının daha etkin olmasını sağlar. Trake duvarlarından kan sıvısına sızan oksijen kısmen erimiş durumda bu sıvıda taşınabilir.

Sindirim sistemi

Sindirim organları

Stilize edilmiş Malpighi tüpü (çekirge tipi) orta bağırsak (Midgut)
son bağırsak (Hindgut)
göden (Rectum)
sağ Malpighi tüpü (Malpighian tubule)

Ön bağırsak: Başta bulunan ağız açıklığı ile başlar. Ektodermal stomodeumdan meydana gelmiştir. Epiteli ektoderm epiteli gibi kutikula (intima) içerir.

Orta bağırsak (mesenteron): Endodermden meydana geldiği için ön bağırsakta olduğu gibi kitinle astarlanmamıştır. Genellikle önde göğüs içine kadar uzanmaz.

Son bağırsak: Ön bağırsak gibi ektodermal kökenli olduğundan kitinle astarlanmıştır. Kuvvetli yapıda iç tarafta boyuna kaslar, dış tarafta da halka kaslar bulunur.

Sindirim ve Beslenme

Bir bitki üzerindeki böcekler.

Böcekler öncelikli olarak bitki yiyicisidirler. Bununla birlikte canlı hayvanlarla beslenenlerden tek tür besine özelleşmiş (örn. balmumu güvesi) beslenenlere kadar her çeşit beslenme tarzına rastlanır. Kural olarak etle beslenenlerde bağırsak en kısa, bitkiyle beslenenlerde uzun ve dışkı yiyicilerde ise en uzundur.

Besinleri genel olarak üç ana grupta toplanır: Protein, karbonhidrat ve yağ. Bu besinleri parçalamak için enzimler (amilaz, maltaz, invertaz, laktaz, proteaz, karbohidraz, peptidaz, lipaz, selülaz) salgılanır. Bazı yırtıcı (Adephaga, Planipennia) ve leşçil (Panorpa) böceklerde dış sindirim görülür. Sindirim, çoğunlukla orta bağırsakta olur, fakat termitlerde arka bağırsaktadır. Ön bağırsakta emilme (daha çok hamam böceklerinde yağ emilir) pek azdır. Orta bağırsak emilmenin esas merkezidir.

Boşaltım sistemi

Böceklerde boşaltım sistemi Malpighi tüpleri denen özel yapılardan oluşur. Dışkının şekli bazı türlerde (odun güvelerinde ve odun yiyen diğer bazı böceklerde) karakteristik olup tanıma anahtarlarında kullanılırlar.

Dolaşım Sistemi

Sinir ve Endokrin sistemleri

Sinir sistemi
(A - termit B - dalgıç böcek C - sinek)
1 - yutak üstü gangliyonu
2 - yutak altı gangliyonu
3 - vücut gangliyonları

Sinir sistemi

Böceklerin sinir sistemi, boyuna ve enine bağlantılarla birbiriyle ilişkide olan, çok defa çift gangliyonlardan oluşmuş bir merkezi sinir sitemi ile, bu merkezlerden çıkarak tepkime organlarına uzanan periferik sinirlerden ve çeşitli şekillerdeki duyu organlarından meydana gelmiştir.

Sinir sisteminin yapı taşları olan sinir hücresi (nöron) farklı bölümlerden oluşur. Hücre gövdesi (perikaryon), omurgalı hayvanların nöronlarından farklı olarak, birçok glia hücresinden meydana gelmiş birkaç tabakalı bir kılıfla örtülmüştür. Omurgalı hayvanlar için çok karakteristik olan Nissl tanecikleri (İng. Nissl body) böceklerde pek az ya da tipik olmayan durumlarda belirgindir ve bunların perikaryon içerisindeki dağılımı da aşağı yukarı tekdüzedir. Endoplazmik retikulum, Golgi aygıtı, yaşlılık pigmentleri ve serbest ribozomlar, yalnız perikaryonda bulunmasına karşın, granüller ve mitokondriler düzenli olarak hücre uzantılarının içerisine de göç ederler. Sinir uzantıları, akson ve dendritlerden oluşur. Akson ve dendritler her iki yönde de iletim yeteneğine sahiptir. Bu iki yönlü iletimi engeleyip tek yönlü iletilmesini sağlayan yapıya sinaps denir. Merkezi sinir sisteminin sinir düğümleri gangliyonlardır. Sinir sisteminin dağılımı (tipografisi) gangliyonlar tarafından olur. Gangliyonlar üç ana gruba ayrılır: 1. Yutak (ya da özofagus) üstü gangliyon (cerebral ganglion), üç bölümden oluşur: protocerebrum, deutocerebrum, tritocerebrum. 2. Yutak (ya da özofagus) üstü gangliyon, mandibular, maksillar ve labiyal gangliyon biçiminde üçe ayrılır. 3. Vücut gangliyon zinciri, göğüs gangliyonları ve abdominal gangliyonlar diye ikiye ayrılır.

Sinir sistemi çoğu kez endokrin sistemiyle birlik oluşturur

Endokrin sistemi

Çok hücrelilerin hepsinde hormon sistemi filogenetik olarak sinir sisteminden gelişmiştir. Bu yüzden bütün hormonal olayların denetim mekanizması yüksek organizasyonlu hayvanlarda sinir merkezlerindedir. Böceklerde bu denetim mekanizması nörosekretorik hücrelerdir.

Nörosekretorik hücreler: Böceklerde hormon sisteminin en üst düzenleyici merkezidirler. Ektoderm hücrelerinin yeteneğini saklayan nöronlar salgı meydana getirirler. Salgı, granüller ya da sıvı halinde oluşur, hücre gövdesinde ve aksonlarda biriktirilir ve sinir uyarımıyla en azında aksonlar aracılığıya iletilir ve salgılanır. Daha sonra tekrar meydana getirilir. Bu böyle döngü olarak devam eder. Sinir salgıları her zaman hemolenfe verildiği için hormon olarak kabul edilir ve nörohormon adını alırlar. Hormon ya da salgı, hücre gövdesinden, tepki yapacağı organa, bir aksonla gönderilir ve orada hemolenfe verilir.

Nörohemal organlar: Uzun zamandan beri corpora cardiaca 'nın böceklerin tek nörohemal organı olduğu kabul ediliyordu. Bu organ, birçok böcekte aortun açık ön kısmında bulunur; ya birbirinden ayrı çift hâlindedir ya mediyan kısımda kaynaşarak tek bir vücut olmuştur ya da hiposerebral gangliyon ile kaynaşmıştır. Diğer bir nörohemal organ Rhodnius prolixus adlı böceğin abdomen sinirinde tespit edilmiştir. Son zamanlarda yapılan birçok araştırmada yeni nörohemal organlar bulunmuştur.

Böceklerde nörohormonlarla işlevleri düzenlenmeyen birçok hormon bezi (endokrin bezi) bulunur: protoraks bezleri, ventral ( ya da sevikal) bezler, perikardiyal bez.

Böcek hormonları içinde en dikkate değer olarak, larva evresini geçirmesinde etkili olan gençlik hormonu (juvenil hormon) ile deri değiştirmesini sağlayan deri değiştirme hormonu (metamorfoz hormonu, ekdizon hormonu) sayılabilir.

Yaşam döngüsü

Üreme

kelebek (Lepidoptera) çiftleşmesi
kız böceği (Odonata) çiftleşmesi

Eş bulma ve kur: Dişi, erkek tarafından aktif olarak aranır. Bu aramada en etkin faktör feromonlardır. Sesle bulma, çekirge ve ağustos böceklerinde yaygındır. Kur, birçok böcekte duyargalarla dokunmayla yapılır. Pul kanatlılarda ve günlük sineklerde özel kur dansı vardır.

Çiftleşme: Kural olarak, penisin dişi organına sokulmasıyla meydana gelir. Hemiptera'da olduğu gibi sperma ya doğrudan doğruya reseptakuluım içerisine boşaltılır ya da birçoğunda olduğu gibi vajina veya bursa kopulatriks içerisine boşaltılır ve spermalar daha sonra kendileri reseptakulum içerisine girerler. Birçoğunda spermalar spermatofor içerisinde iletilir. Spermatofor, erkeğin yardımcı bezleri tarafından salgılanan sert bir kabukla örtülü, içerisinde spermaların bulunduğu bir kese ya da pakettir. Bu paket ya penis tarafından bursa kopulatriks içerisine itilir (kelebeklerde ve bazı kın kanatlılarda) ya da dişinin eşey açıklığına yapıştırılır (çekirgelerin birçoğunda). Kız böceklerinde erkeklerin ikinci abdomen segmentinde yardımcı kavuşma organları oluşmuştur. Çiftleşmede her iki eşeyde de görülen yardımcı çiftleşme organları birbirine sıkıca uyacak şekildedir. Bu organlarda meydana gelecek bir değişiklik, çiftleşmeyi başarısız kılar. Bu sebeple böceklerde tür tanımlanmasında en çok bakılan ve taksonomik özellik açısından en çok güvenilen organlar bu yardımcı çiftleşme organlarıdır. Çiftleşmenin yeri, zamanı ve süresi değişkenlik gösterir.

Yumurtlama: Böceklerin bir kısmının yavrularını canlı olarak doğurdukları (vivipar), bir kısmının larva (larvipar) ya da pup (pupipar) halinde çıkardıkları bir yana bırakılırsa, çoğu tek tek ya da paket halinde (kokon) yumurta döker.

Gelişim

Yumurtadan çıkış: Koryonun parçalanmasında en sık görüleni yarılma çizgisi boyunca kabuktaki incelmedir. Patlama çizgisinin oluşmadığı durumlarda larva, yumurta dişi (oviruptor) denen kuvvetlice sklerotize olmuş çıkıntılar yardımıyla dışarı çıkar.

Yumurtadan ya ergine benzeyen (hemimetabol) nimf ya da hiç benzemeyen (holometabol) larva bir yavru çıkar. Çoğunlukla her ikisine de yani nimf'e de larva denir. Yumurtadan çıkan larva postembriyonik olarak gelişmeye devam eder. Büyüme, deri değiştirme ile olur. Son deri değiştirildikten sonra tamamen gelişmiş ergin (imago) meydana gelir. Gelişme evrelerine göre larva, pronimf, nimf, prepup, pup diye çeşitlere ayrılırlar. Deri değiştirme erginlikte de sürebilir (Apterygota ve Ephemeroptera).

Çekirgede yarı başkalaşım

Yarı başkalaşım (hemimetabol başkalaşım): Larva evresi ergine benzer. Gerçek pup evresi yoktur.

Tam başkalaşım (holometabol başkalaşım): Larva evresi ergine hiç benzemez. Gerçek pup evresi vardır.

Yaban arısında tam başkalaşım
Mayıs böceği pupu

Larva tipleri:

Bir ağustos böceğinin puptan çıkması (Tibicen sp.)

Pup (krizalit, koza): Larva evresi ile ergin evre arasında hareketsiz ve besin alınmayan evredir.

Başkalaşım sonrası gelişme:

Olgunlaşma: Ergin evresi kısa olan ve bu evrede çoğunlukla beslenmeyen Ephemeroptera, Plecoptera, bazı Homoptera ile Lepidoptera türlerinde eşey bezleri, puptayken işleve hazır hâle gelmektedir ve kısa olan ömürlerini cinsel olgunlukla geçirmezler. Bir başka deyişle erginliğe ilk adımlarını attıklarında, cinsel açından olgunlaşmışlardır. Diğer böceklerde ise erginlik sonrası eşey bezlerinin bir olgunluk süreci vardır.

Yaşlılık devresi: Erginlerde yaşam süresince sadece dış organlar (pul, kıl vs.) değil, aynı zamanda iç organlar da aşınır. Metabolizmanın etkinliğini kaybetmesinden dolayı atık maddelerin son türevlerinden olan pigmentlerin gittikçe çoğaldığı görülür. Birçok organ buna bağlı olarak işlevlerini büyük ölçüde yitirir. Yaşlanan böceklerde uçuş isteği azalır ve uyarılabilme yeteneği büyük ölçüde düşer. Gangliyon hücrelerinde, sitoplazma dejenerasyonu, kromatin yığılmaları ve hücre bağlantılarında gevşemeler olur. Atık maddeler atılmayıp vücutta birikir. Ölüm, beynin ölmesiyle değil, hücre metabolizmasının durmasıyla ortaya çıkar.

Bir yusufçuk türünün (Aeshna cyanea) atkuyruğu bitkisinin sapında an be an değişimi

Renklenme

dev leopar güvesinde (Ecpantheria scribonia) renk ve desen

Böceklere esas rengi veren deridir. Oluşumuna göre 2 gruba ayrılır:

Renklenme ve desen oluşumu: Vücut üzerinde, çoğunluk türlere özgü, çeşitli desenler bulunur. bunların şekli genellikle kalıtsal olmasına karşın, büyüklükleri ve koyulukları, çevre koşulları ve iç koşullarla denetlenebilir. kalıtsal renkler hemen her zaman simetrik olarak ortaya çıkar. Modifikasyon renklerde bu simetri bazen görülmeyebilir. Beslenmenin, sıcaklığın, eşey hormonlarının, parazitlerin renk oluşumu üzerindeki etkisi çok fazladır.

Uçma

Böcek kanadının temel uçuş hareketi
a kanatlar
b eklem yerleri
c dorsoventral kaslar
d longitudinal kaslar

Uçabilen tek omurgasız hayvan grubu böceklerdir. Göğsün (thorax) ikinci (mesothorax) ve üçüncü (metathorax) segmentlerinde yer alan pterothorax kaslarının büyük bir kısmı uçma işlevini yüklenmiştir. Epipleural kasın antigonistik etkisiyle keza subalar kasın katkısıyla büyük kanatlar katlanma yerlerinden açılarak uçmaya hazırlık yapılır. Uçma, göğüs kaslarının doğrudan doğruya ya da dolaylı etkisiyle gerçekleştirilir.

Kız böceklerinde (Odonata) iki tip kasın birleşik hareketini görmek olasıdır. Kural olarak ilkel böceklerde ya yatay (Odonata) ya da temel olarak dikey (Ephemeroptera) uçuş sözkonusudur. Kanatlar kural olarak yukarıdan aşağıya doğru çırpılır. Kanatların aşağıya doğru çırpılmasında arka kanadın arka kenarı zayıf damarlı olduğu için yukarıya doğru, yukarıya doğru çırpıldığında ise aşağı doğru bükülür.Birinci durumda havaya dayanma yüzeyi büyürken, ikinci durumda dayanma yüzeyi küçülür ve dolayısıyla hayvan, toplam değer bakımından yukarıya doğru iten bir güç kazanır. Böceklerin birçoğunda yatay ve dikey uçma yetenekleri birleştirilerek her yöne uçma niteliği kazanılmıştır. Bu yetenek, kanatları kulaç atar gibi döndürmek için gelişen kaslar aracılığıyla olur. Ayrıca manevra yeteneğini artırmak ve uçuş etkinliğini yükseltmek için kanadın kaidesine yakın anal sahada ve jugumda (bazen vannusda) büyük ölçüde küçülmeler görülür.

İlkel kanatlı böceklerde her kanat çifti kendi başına bağımsız olarak çırpılır; fakat senkronize edilir (yani her iki kanat çifti de aynı zamanda çırpılır). Yalnız kız böceklerinde kanat çiftlerinin çırpılması alternatiftir (yani biri diğerinden sonra çırpılır). Bu şekilde kanat çırpan kız böceklerinin uçuş hızı çok yüksektir. Bir ön kanadını bir arka kanadını çırpan kız böceklerinde vücudun takla atmasını önleyebilmek için özellikle karında uzama görülür.

Diptera (sinekler) takımı, böcekler içinde en iyi ve en hızlı uçan böceklerdir.

İnsan besini olarak tüketimi

Tayland'ın başkenti Bangkok sokaklarında kızartılmış böcek satılan seyyar tezgâh

Böcekler büyük bir protein kaynağı olup yağ ve diğer besin öğelerince zengindir. İnsan gıdası olarak 500 kadar böcek türünün yenildiği bilinmektedir. Bunların %40'ı Meksikalılar tarafından tüketilmektedir. Henüz dünyada yaygınlaşmayıp ulusal mutfak tadları olarak kalan, böcek yeme alışkanlığı görülebilen yerlerden bazıları:[6]

Sınıflandırma

Kaynaklar

  1. 1 2 Chapman, A. D. (2006). Numbers of living species in Australia and the World. Canberra: Australian Biological Resources Study. s. 60pp. ISBN 978-0-642-56850-2. http://www.deh.gov.au/biodiversity/abrs/publications/other/species-numbers/index.html.
  2. Wilson, E.O.. "Threats to Global Diversity". 28 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20151028190614/http://www.globalchange.umich.edu/globalchange2/current/lectures/biodiversity/biodiversity.html. Erişim tarihi: 2009-05-17.
  3. Vojtech Novotny, Yves Basset, Scott E. Miller, George D. Weiblen, Birgitta Bremer, Lukas Cizek & Pavel Drozd (2002). "Low host specificity of herbivorous insects in a tropical forest". Nature 416 (6883): 841–844. DOI:10.1038/416841a. PMID 11976681.
  4. Erwin, Terry L. (1997). Biodiversity at its utmost: Tropical Forest Beetles. s. 27–40. In: Reaka-Kudla, M. L., D. E. Wilson & E. O. Wilson (eds.). Biodiversity II. Joseph Henry Press, Washington, D.C..
  5. Erwin, Terry L. (1982). "Tropical forests: their richness in Coleoptera and other arthropod species". Coleopt. Bull. 36: 74–75.
  6. A. Sibel Velioğlu (Türkuçar) ve Sedat Velioğlu (1993), Neden Böcek Yemiyoruz?, TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi, Haziran 1993, cilt:26, sayı: 307, sayfa: 462-464
This article is issued from Vikipedi - version of the 1/7/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.