Yahudi diasporası

        
Yahudilik

Yahudi diasporası (ya da kısaca Diaspora, İbranice: גלות, Galut, Yidiş: Golus), Yehuda Krallığı ve Roma Yahudiyesi'nden sürgüne gönderilen ve ayrıca İsrail diyarı dışında yaşayan Yahudilere denir.

Modern İbranice'de "dağınık" anlamına gelen Tefutzot (תפוצות) kelimesi Alman asıllı Amerikan akademisyen Simon Rawidowicz tarafından 1930'larda kullanılmaya başlandı.[1]

Diaspora'nın başlangıcının, Tevrat'ta da anlatıldığı üzere, Yehuda Krallığı'nın fethedilişi, Süleyman Mabedi'nin yıkılışı (~MÖ 586) ve nüfusun kovulduğu zaman olan MÖ 6. yüzyıl olduğu kabul edilir. İkinci büyük sürgün olayı ise Kudüs Tapınağı'nın yıkılması ve akabinde gerçekleşen Bar Kohba İsyanı'nın ardından Yahudilerin Yahudiye'den kovulmasıyla 1. ve 2. yüzyıllarda gerçekleşti fakat uzmanlar bunu azletmektedir.[2]

Ardından Orta Doğu'da, örneğin Büyük Kiros'un hoşgörülü politikları sayesinde İran'da, bazı Yahudi cemaatleri kuruldu ve asırlar boyunca Yahudiliğin merkezini ve Tevrat yaşamını oluşturdu. 70 yılında Birinci Yahudi-Roma savaşı ve 135'te Bar Kohba İsyanı'ndan sonra Yahudiye'de Yahudilerin kontrolü kaybetmesi bu Yahudilerin kovulmasına veya imparatorluk içinde köle olarak satılmasına dolayısıyla Yahudi diasporası nüfusunun artışına sebebiyet verdi. 1948'de İsrail Devleti'nin kurulmasıyla "Yahudi diasporası" terimi İsrail dışında yaşayan Yahudileri tarif etmek için kullanılmaya başlandı.

Roma dönemi öncesi diaspora

V. Salmaneser komutasındaki Asurlular MÖ 722'de İkinci İsrail Krallığı'nı yıktı ve çoğu İsrailoğlu Horasan'a sürüldü. Yehuda Kralı'nın Nebukadnezar tarafından MÖ 586'da tahttan indirilmesinden sonra (bkz. Babil Sürgünü) yerlilerin büyük bir kısmı Mezopotamya'ya sürüldü; böylece iki ana Yahudi kültür merkezi oluştu: Babil ve İsrail diyarı. 2700 yıldan daha uzun bir süredir Parsimler halen İran'da yaşamaktadır.

Ahamenişler, Selevkoslar, Partlar ve Sasaniler dönemlerinde özellikle varlıklıların da dahil olduğu çoğu Yahudinin Babil'de bulunmasına rağmen, siyasi etkilerin de yoksunluğu nedeniyle Yahudilerin varlığının sebebi anlaşılması güçtür. Ahameniş hakimiyeti döneminde Yahudilerden en fakirleri fakat en ateşlileri Yahudiye'ye geri döndü. Burada, yeniden inşa edilmiş Kudüs Tapınağı merkezinde cemaatsel anlamda örgütlendiler. Bu çekirdek cemaate zamanla diğer Yahudiler de eklenince cemaat büyüdü, cemaat kimliklerinin farkına vardılar ve haklarının tanınması için uğraş verdiler.

İnişli çıkışlı dönemin ardından hem Selevkos hanedanlığındaki çekişmeler hem de Romalıların çıkarlarına uyduğundan verdikleri desteklerle sonunda Yahudiler bağımsızlığını kazandı. Haşmonayim prensleri altında önce başrahiplik olarak ardından krallık altında Yahudi devleti parlak bir döneme girip bazı bölgeleri fethettiler. Fakat kısa bir süre sonra kraliyet ailesindeki düzensizlik, dindarların düzene karşı hoşnutsuzluğu, kraliyetin halkını önemsememeye başlayınca halkın hissiyatı gibi nedenler Yahudi devletini Romalılar için kolay bir ava dönüştürdü. MÖ 63 yılında Pompey Kudüs'ü fethetti ve Gabinius Yahudileri haraca bağladı.

İlk diaspora nüfusu

MÖ 2.yy'da Oracula Sibyllina'nın Yahudi yazarı üçüncü kıtabında "seçilmiş halk"tan bahsedip "Her toprak ve denizin onlarla dolu olduğunu" belirtmiştir. Strabo, Philon, Genç Seneca, Luka, Cicero, ve Josephus gibi çeşitli kişiler Akdeniz havzasındaki şehirlerde Yahudi nüfusundan bahsetmiştir. (Roma öncesi ve sonrası diaspora nüfusu için bkz. Hindistan'daki Yahudilerin tarihi ve Çin'deki Yahudilerin tarihi.)

Kral I. Agrippa, Caligula'ya yazdığı mektupta doğu ülkerindeki hem Helenleşmiş hem Helenleşmemiş Yahudilerin yaşadığı eyaletlerin listesini sıralamıştır. Bu liste, İtalya ve Sirenayka'yı dahil etmediği için tam değildir. Yıldan yıla eklenmiş epigrafik bulgular mevcuttur lakin buradaki Yahudi cemaatinin nüfusuyla ilgili rakamlara delil yetersizliği nedeniyle dikkatle yaklaşılmalıdır. Jospehus'a göre İsrail diyarı ve Babil dışındaki en yoğun Yahudi nüfusu başta Antakya ve Şam olmak üzere Suriye'de bulunmaktaydı ve bunların 10,000 ila 18,000'i ayaklanmalar sonucu katledildi. Philon, Mısır'daki Yahudi nüfusun, genel nüfusa oranı sekizde birine denk gelen bir milyon kişi olduğunu belirtir. Ülkedeki en önemli Yahudi cemaati İskenderiye'de bulunmaktaydı.

115'teki katliamdan yola çıkarak, Sirenayka, Kıbrıs ve Mezopotamya'daki Yahudi nüfusunun yüksek olduğu söylenebilir. Caesar Augustus'un tahta geçtiği dönemde Roma'da 7000'den fazla Yahudi yaşamaktaydı. Son olarak, Promagistra Lucius Valerius Flaccus'un MÖ 62/61 yıllarındaki vergi bilgilerinden ortaya çıkan rakamlar Anadolu'da 45,000 yetişkin erkek Yahudinin yaşadığını göstermektedir.

Roma'nın Yahudiye'yi yıkımı

Roma'da bulunan, Yahudilerin köleleştiğini ve Tapınak'taki nesnelerin Roma'ya taşındığını gösteren Titus Takı

Romalıların hakimiyeti MÖ 63'ten, dünya Yahudilerinin milli ve dini merkezi olan Tapınağın yıkıldığı tarih olan 66 ila 70'e kadar sürdü.

Romalıların anti-Yahudiliği tam olarak ne zaman başladığı uzmanlar arasında tartışma konusudur fakat tarihçi H.H. Ben-Sasson, "karşılıklı ilk aleni hüsumetin" Caligula zamanındaki maddi kriz zamanında (37-41) başladığını ileri sürer.[3]

Kudüs'ün yıkımının tamamlanması ve birkaç Yunan ve Roma kolonilerinin Yahudiye'de kurulması, Roma hükümetinin Yahudi ulusunun siyasi rejenerasyonunu engellemeye çalışmasının direkt bir ifadesidir. Yinede kırk yıl gibi bir süre sonra Yahudiler eski özgürlüklerini kazanmak için çaba verdiler. İsrail tükendikten sonra Sirenayka, Kıbrıs, Mısır ve Mezopotamya'da yaşamlarını kurmaya çabaladılar. Çabaları azimli olmasına karşı bilgelikten uzaktı ve Trajan tarafından bastırıldılar (115-117) fakat Hadrian altında Yahudiler amacına ulaşıp İsrail'de bağımsızlıklarını kazandı (133-135). Bu zamandan itibaren, Antoninus, Marcus Aurelius ve Severus'un önemsiz akımlarına rağmen, Filistin Yahudilerinin sayıları azaldı, fakirleşti, bozguna uğradı ve dünya Yahudileri üzerindeki etkilerini yitirdi. Kudüs, "Aelia Capitolina" adı altında Roma'nın pagan sömürgesi haline geldi. Yahudilerin, 9 Av günü hariç şehre girmeleri yasaklandı. Buna rağmen, 6.yy'a kadar 43 Yahudi cemaati İsrail toprakları üzerinde varlıklarını sürdürdü: 12'si sahilde, Negev'de ve Ürdün'ün doğusunda; 31 köy de Galile ve Şeria Vadisi'nde yer almaktaydı. Yohanan ben Zakay ile bağdaştırılan sahil düzlüklerindeki Yavne, Rabinik Yahudiliğin önemli bir merkeziydi.[4]

Yahudilerin Roma İmparatorluğu'ndaki dağılımı

1. yy'daki Büyük İsyan ve 2. yy'daki Bar Kohba İsyanı'nın ardından Yahudiye'nin yıkılması hem Yahudilerin dünyaya yayılmalarında hem de ibadet yetkisinin Tapınak'tan Rabinik otoritelere geçmesinde etkili oldu.

Yahudilerden bazıları köle olarak satıldı, bazıları Yahudiye'nin çöküşünden sonra esir alındı, bazıları hali hazırdaki Yahudi diasporasına katıldı ve Yahudiye'de kalanlar Kudüs Talmud'u üzerinde çalışmaya başladı. Diasporadaki Yahudilerin genelde Roma İmparatorluğu'na girmesine izin verildiyse de Hıristiyanlığın yükselişe geçmesiyle kısıtlamalar getirildi. Zorunlu sürgünler ve baskılar uluslararası Yahudi merkezinin sürekli değişmesine sebep oldu. Hristiyanlaşan imparatorluk, Yahudileri, İsa'yı mesih olarak kabul etmedikleri için ilelebet cezalandırılmaya müstahak olarak gördü.

Yahudiler bu topraklarda yaşamasına rağmen bu kavram Hristiyan Roma kanunları altında zamanla gelişti ve Yahudiler yabancılaştırılıp pagan Greko-Romen ve Aramilere ayrıcalıklı davranıldı. Bu dönemde Yahudileri soyutlandırma politikası olarak Yahudiye "Suriye Filistini" adını aldı. Bu topraklarda yaşayan topraksız Yahudiler, ağır vergilere tabi tutulup sosyal ayrımcılık yapılmasına rağmen Yahudilerin sürgünleriyle ilgili Talmud tezlerini geliştirdiler.

Asırlar içinde Yahudiler anavatanlarında azınlık durumuna düştüler ve hahamler Tevrat'ın tek yetki olduğunu belirtip 2. yy'da Helenizm'den hızlıca uzaklaştılar. Dahili ve harici baskılar nedeniyle Greko-Romanlar ile Yahudiler arasındaki farklılıklar gözle görülmeye başlandı ve zamanla "Roman" (Romalı) terimi Hristiyanlar için ve "Greko" (Yunan) terimi paganlar için kullanılmaya başlandı.

Uzmanlar, Yahudilerin 1. yy'da kovuldukları fikrine katılmamaktadır çünkü toprakların terkedilişinin bir kerede olmadığına inanılmaktadır. Filistin'den sürülme miti çok az sayıda Yahudi tarihçi tarafından ciddi bir şekilde ele alınmaktadır.[2]

Roma dönemi sonrası Yahudi nüfusu

Orta Çağ'da Yahudiler bölgelerine göre kendilerine has gruplara ayrıldılar ve bunlar bugün iki ana başlık altında toplanmıştır: Kuzey ve Doğu Avrupalı Aşkenazlar ve İberyalı, Kuzey Afrikalı ve Orta Doğulu Sefaradlar. Yaşamlarında baskı ve kovulmalar gören bu iki grubun tarihleri birbirine paraleldir.

1764'de Lehistan-Litvanya Birliği'nde 750,000 Yahudi yaşamaktaydı; bugün ise dünya genelindeki Yahudi nüfusunun 1.2 milyon olduğu düşünülür.[5]

Siyonizm bakışıyla "Diasporanın olumsuz etkisi"

Eliezer Schweid'e göre, tüm Siyonist akımlarca diaspora yaşamı reddedilir.[6] Bunun altında yatan sebep, diasporada Yahudi milli yaşamının gelişiminin kısıtlanmasıdır. Örneğin, Hayim Nahman Bialik isimli şair şöyle yazmıştır:

Ve kalbim ağlıyor mutsuz halkım için...
Bir kısmımız nasıl yanmış, nasıl lanetlenmiş olmalı ki,
Böyle bir tohum toprağında solmuş...

Schweid'e göre, Bialik'in bahsettiği "tohum" Yahudi halkının potansiyelidir. Diasporada bu tohum sadece bozuk sonuçlar verir fakat durumları değiştirilirse tohum tekrar verimli olabilir.[7]

Bu anlamda Sternhell, Siyonizm'in iki ekolü olduğunu belirtir. Bunlardan ilki, liberal ve faydacı Herzl ve Nordau ekolüdür. Özellikle Dreyfus olayından sonra antisemitizmin asla yok olmayacağına ve bir Yahudi bireyi için çözümün Siyonizm olduğuna inanırlar. Diğeri ise organik milliyetçi ekoldür. Filistin'deki Siyonistlerin genel kanısına göre bu akım, Yahudi bireyinden ziyade Yahudi ulusunu kurtarma projesiydi. Onlar için Siyonizm'in tanımı "Ulusun yeniden doğuşu" idi.[8]

İsrail merkezli Siyonist görüşün aksine, aynı zamanda bir Siyoist olan Simon Rawidowicz gibi kişiler Yahudi kültürünün yeni 'dünyevi' varoluşa ayak uydurduğunu ve bu nedenle fiziksel, duygusal veya ruhani anlamda geri dönüş yapılmasına gerek olmadığını, yani halkın diasporada dağınık şekilde hayatlarını idame ettirebileceğini savunur.

Baskı, zulüm, sürgün, siyasi ve ekonomik durumlardan etkilenen diaspora dinamiğinin hem Yahudiler içinde hem de Yahudilere karşı dünya gözünde farkındalık yarattığı konusu ortaya atılan fikirler arasındadır.

Günümüzde diasporadaki Yahudiler

2010 itibariyle en yoğun Yahudi nüfusu İsrail (5,703,700), ABD (5,300,000), Rusya (900,000), Fransa (700,000), Kanada (375,000), Birleşik Krallık (295,000) ve Almanya (120,000)'dadır.[9] Bu veriler "çekirdek" Yahudi nüfusunu gösterip başka dini uygulayan Yahudi kökenlileri, Yahudiliğe ilgi duyup da Yahudi olmayanları veya Yahudi evinde yaşayan gayri-Yahudileri içermemektedir.

Yahudi Özerk Oblastı, halen Rusya'nın özerk oblastlarından biridir.[10] Birobican baş hahamı Mordechai Scheiner'ın dediğine göre, başkentte 4000 Yahudi yaşamaktadır.[11] Eyalet başkanı Nikolay Mikhaylovich Volkov, "yerel Yahudi örgütlerinin değerli insiyatiflerini desteklediklemeye devam" edeceğini belirtmiştir.[12] Oblastın 70. yıldönümü nedeniyle 2004'te Birobican Sinagogu açılmıştır.[13] Geniş Sibirya bölgesinde 75,000 Yahudinin yaşadığı düşünülmektedir.[14]

Şehirden şehire Yahudi nüfusu verilerinin elde edilmesi ülkeden ülkeye Yahudi nüfusu verilerinin elde edilmesine kıyasla daha zor olduğu için[15] aşağıdaki listedeki bilgilerin kimisi varsayım olup bazılarında hata payı bulunmaktadır.[9]

  1. Guş Dan (Tel Aviv ve çevresi) - İsrail - 3,300,000.
  2. New York - U.S. - 2,007,850.
  3. Kudüs - 705,000.
  4. Los Angeles - ABD - 700,000.
  5. Hayfa - İsrail - 680,000.
  6. Miami - ABD - 500,000.
  7. Beerşeba - İsrail - 370,000.
  8. San Francisco - ABD - 345,000.
  9. Paris - France - 285,000.
  10. Şikago - ABD - 270,500.
  11. Philadelphia - ABD - 265,000.
  12. Boston - ABD - 230,000.
  13. Washington, DC - ABD - 215,000
  14. Londra - Birleşik Krallık - 200,000.
  15. Moskova - Rusya - 195,000.
  16. Toronto - Kanada - 190,000.
  17. Buenos Aires - Arjantin - 180,000.
  18. Atlanta - ABD - 125,000.
  19. Baltimore - ABD - 91,500.
  20. San Diego - ABD - 90,000.
  21. Denver - ABD - 83,900.
  22. Phoenix - ABD - 82,900.
  23. Cleveland - ABD - 81,500.
  24. Montreal - Kanada - 80,000.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

Özel
  1. Simon Rawidowicz, Benjamin C. I. Ravid, Israel, the ever-dying people, and other essays‎, Associated University Presses, Inc., Cranbury, NJ., note p.80
  2. 1 2 Book Calls Jewish People an ‘Invention’ (New York Times, November 23, 2009 ) (page 2)
    Inventing an Invention (Haaretz, 7/2008) "Although the myth of an exile from the Jewish homeland (Palestine) does exist in popular Israeli culture, it is negligible in serious Jewish historical discussions." (Israel Bartal, dean of humanities at the Hebrew University)
  3. H.H. Ben-Sasson, A History of the Jewish People, Harvard University Press, 1976, ISBN 0-674-39731-2, The Crisis Under Gaius Caligula, ss 254-256
  4. Jewish Encyclopedia: Academies in Palestine
  5. Timeline: Jewish life in Poland from 1098, Jewish Journal, June 7, 2007
  6. E. Schweid, ‘Rejection of the Diaspora in Zionist Thought’, in ‘’Essential Papers onZionsm, ed. By Reinharz & Shapira, 1996, ISBN 0-8147-7449-0, p.133
  7. E. Schweid, ‘Rejection of the Diaspora in Zionist Thought’, in ‘’Essential Papers on Zionism, ed. By Reinharz & Shapira, 1996, ISBN 0-8147-7449-0, p.157
  8. Z. Sternhell, 'The founding myths of Israel', 1998, p. 3-36, ISBN 0-691-01694-1, p. 49-51
  9. 1 2 World Jewish Population Study 2010, by Sergio DellaPergola, ed. Dashefsky, Arnold , Sheskin, Ira M., published by Association for the Social Scientific Study of Jewry (ASSJ), North American Jewish Data Bank, The Jewish Federations of North America, November 2010
  10. Planting Jewish roots in Siberia
  11. World Jewish Population
Genel

Dış bağlantılar

This article is issued from Vikipedi - version of the 11/30/2015. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.