Faysal-Weizmann Anlaşması

1918. Emir I. Faysal ve Chaim Weizmann (solda, bir dostluk nişanesi olarak Arap kıyafeti giyiyor).

Faysal-Weizmann Anlaşması, Hicaz Kralı'nın oğlu Emir Faysal ile daha sonra Dünya Siyonist Teşkilatı'nın başkanlığına gelecek olan Chaim Weizmann arasında, Birinci Dünya Savaşı'ndan kaynaklanan anlaşmazlıkların çözüme kavuşturulması amacı ile toplanan 1919 Paris Barış Konferansı kapsamında, 3 Ocak 1919 tarihinde imzalanmıştır. Filistin'de Yahudiler için bir yurt, Ortadoğu'nun büyük bölümünde de bir Arap devleti kurulması amacıyla Arap-Yahudi işbirliğini öngören, ancak kısa ömürlü olmuş bir anlaşmadır.

Gizli olarak imzalanan Sykes-Picot Anlaşması'nda, "bir Arap şefin hükümdarlığı altındaki" … … "bir Arap Devleti veya Arap Devletleri Konfederasyonu" oluşturulması çağrısında bulunuluyordu. Fransızlar ile İngilizler, ayrıca "şekli önce Rusya, ardından da diğer Müttefikler ve Mekke Şerifi'nin temsilcileri ile yapılacak istişareler sonrasında kararlaştırılacak bir uluslararası yönetim" oluşturulması önerisini de getirdiler.[1]

Arka plan

Weizmann ile Faysal, ilk olarak Britanya'nın Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı İmparatorluğu karşısındaki güneyden ilerlemesini sürdürdüğü 1918 Haziran'ında buluştular. Temelleri henüz atılmakta olan bir "Siyonist Komisyonu'nun lideri sıfatı ile, Weizmann toplantı için bugünkü Ürdün, İsrail, Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ni içine alan Şark-ül Ürdün'ün güneyine gelmişti. Buluşma ile, Faysal ve Siyonist hareket arasında Filistin'de sırasıyla bir Arap Krallığı ve Yahudi yerleşiminin oluşturulmasına destek sağlamak üzere bir anlaşma sağlanması amaçlanıyordu. Filistinli Arapların istekleri göz ardı edilecekti. Hatta hem Weizmann hem de Faysal, Filistinli Araplara karşı ciddi küçümseme ile bakıyordu. Weizmann, Filistinli Arapları, "hain," "küstah," "cahil" ve "açgözlü" şeklinde tanımlıyor, İngilizlere Filistin'deki sistemin "Yahudiler ile Araplar arasında temel bir nitel farklılık olduğu gerçeğini hesaba katmadığı"ndan şikayet ediyordu.[2] Faysal ile gerçekleştirdiği toplantının ardından Weizmann, Faysal'ın "Arap olarak dahi görmediği Filistinli Arapları hor gördüğünü" bildirmişti.[3]

Toplantı öncesinde, Britanyalı diplomat Mark Sykes, Faysal'a Yahudi halkı hakkında şunları yazmıştı: "…hep hakir görülmüş ve zayıf olan bu ırk, tüm dünyaya yayılmış ve son derece güçlüdür ve engellenemez."[4] İngilizlerin gizli mesajında, bu koşullar altında, Faysal'a Siyonist harekete karşı çıkmak yerine güçlü bir müttefik olarak bundan yararlanması salık veriliyordu. Toplantıda, Weizmann ve Faysal gayrıresmi bir anlaşmaya varmışlardı. Bu anlaşma uyarınca, Faysal Filistin'de toplu Yahudi yerleşimine destek verecek, Siyonist hareket de Faysal'ın kurmayı umduğu devasa Arap devletinin oluşturulmasına yardımcı olacaktı.

Weizmann ve Faysal yine 1918 yılında önce Londra'da, bunun ardından da Paris Barış Konferansı'nda bir araya geldiler. Haziran 1918'deki ilk toplantılarında, Weizmann Faysal'a "Yahudilerin kendi hükümetlerini kurmayı planlamadıkları, bunun yerine, kimsenin meşru çıkarlarına tecavüz etmeksizin Filistin'e yerleşerek burayı geliştirmek için Britanya'nın himayesi altında çalışmayı arzuladıkları" konusunda güvence vermişti.[5]

Her ikisi de, 3 Ocak 1919 tarihinde, isimlerinin yer aldığı yazılı anlaşmanın altına imza attılar. Ertesi gün, Weizmann Barış Konferansı'ndaki Siyonist delegasyonunun başkanlığını yapmak üzere Paris'e geldi. Bu, Weizmann için bir zafer anıydı; yıllar süren müzakereler ve Ortadoğu ile Batı Avrupa başkentleri arasında dokunan sonu gelmez mekiklerin ardından zirveye ulaşan ve Filistin'deki iki başlıca etnik grup olan Araplar ile Yahudiler arasında bir barış ve işbirliği dönemini açacak bir uzlaşıya varılıyordu.[6]

Paris Konferansı'nda, Siyonistler tarafından teklif edilen Yahudi devletinin sınırlarını gösteren haritanın, günümüzdeki sınırlar üzerine yerleştirilmiş hali.

Anlaşma

Anlaşmada yer alan başlıca hususlar şöyledir:

Weizmann, anlaşmayı Siyonist Teşkilatı adına imzalarken, Faysal ise, imzayı kısa ömürlü olan Hicaz Arap Krallığı adına atmıştır.

Anlaşmanın imzalanmasından iki hafta önce, Faysal şunları söylüyordu:

Sami ailesinin iki ana kolu olan Araplar ile Yahudiler birbirlerini anlıyorlar ve kendi kaderini tayin etme ve millet olma ilkelerinin rehberliğinde yürütülecek olan Barış Konferansı'nda gerçekleştirilecek fikir teattisinin sonucunda, her iki milletin de amaçlarının gerçekleştirilmesi yolunda kesin bir ilerleme kaydedeceğini umuyorum. Araplar Siyonist Yahudileri kıskanmıyorlar ve onlara karşı adaletli bir şekilde davranmaya niyetliler ve Siyonist Yahudiler de kendi bölgelerinde adil bir şekilde davranılmasını sağlama niyetleri konusunda Arap Milliyetçilerine güvence vermişlerdir. Türklerin Filistin'de çevirdiği entrikalar Yahudi yerleşimciler ile yerel halk arasında kıskançlığa neden olmuştu, ancak Araplar ile Yahudilerın amaçlarına dair karşılıklı anlayış kısa sürede, bu eski şüphelerin son izlerinin de yok olmasını sağlayacaktır. Nitekim, son iki yıl içinde Arapların gerek Suriye'de gerekse diğer yerlerde elde ettiği askeri başarıların temellerini atan Arap Gizli Devrim Komitesi'nin çalışmaları sayesinde, aslında bu şüpheler savaş öncesinde zaten ortadan kalkmıştı.[7]

Görüşülen konulara daha sonra, Faysal tarafından Amerikan Siyonist Teşkilatı'nın Başkanı Felix Frankfurter'e gönderilen 3 Mart 1919 tarihli bir mektupta da kapsamlı şekilde değiniliyordu:

"Biz Araplar, özellikle de eğitimli olanlarımız, Siyonist harekete karşı büyük bir sempati beslemekteyiz. Paris'teki heyetimiz dün Siyonist Hareket tarafından Barış Konferansı'na sunulan önerilere tümüyle aşinadır ve bunları ılımlı ve uygun öneriler olarak değerlendirmekteyiz.""[8]

Filistin'in sınırları aşağıda belirtilen genel hatları takip edecektir: Kuzey'de, Sayda şehrinin Güneyi civarında, Akdeniz kıyısındaki bir noktadan başlayıp, Lübnan dağlarının eteklerini Jisr el Karaon'a kadar takip ederek, oradan El Korn Vadisi ile Et Teim Vadisi havzalarını birbirinden ayıran hattı takip ederek El Bire'ye, buradan güney istikametinde, Hermon Dağının Doğu ve Batı yamaçlarını birbirinden ayıran hattı izleyerek Beit Jenn çevresine, buradan Doğu istikametinde, Nahr Mughaniye'nin eteklerini izleyerek Hicaz Demiryolu'nun Batı'sına yakın bir noktaya gelecektir. Doğu'da, Hicaz Demiryolu'nun Batı'sı yakınlarındaki bir hat Akabe Körfezi'nde son bulacaktır. Güney'de, sınırlar Mısır Hükümeti ile yapılacak bir anlaşma ile belirlenecektir. Batı'sında ise Akdeniz ile çevrili olacaktır. Çizilecek sınırların detayları, veyahut söz konusu detaylar üzerindeki gerekli değişiklikler, içinde Yahudilerin de temsil edileceği bir Özel Komisyon tarafından kararlaştırılacaktır.[9][10]

Uygulama

Faysal, anlaşmayı Britanya'nın Birinci Dünya Savaşı sırasında, Osmanlı İmparatorluğu'nun büyük bir bölümünde bağımsızlık elde etmeyi arzulayan Araplara verdiği sözlerin yerine getirilmesi koşuluyla kabul edeceğini belirtmişti. Daktilo ile yazılan belgeye el yazısı ile şu ibareyi eklemişti:

"Arapların, Büyük Britanya Hükümeti'nin Dışişleri Bakanlığı'na hitaben şahsım tarafından kaleme alınan 4 Ocak 1919 tarihli [gelecek] Müzekkere'de talep edildiği şekli ile bağımsızlıklarını elde etmeleri koşulu ile yukarıdaki maddelere mutabık olduğumu kabul ederim. Ancak [taleplerimiz konusunda] en küçük bir değişiklik yapılması veya [bu taleplerden] sapma olması durumunda, mevcut Anlaşma fesh olmuş ve hükümsüz veya geçersiz kabul edilecek ve şahsım Anlaşma'daki hiçbir sözü yerine getirmekle yükümlü olmayacak ve hiçbir şekilde sorumlu tutulamayacaktır."

Faysal-Weizmann anlaşmasının ömrü sadece birkaç ay olmuştur. Barış Konferansı'ndan, bilhassa Britanyalılar ile Fransızların kendi aralarında gizlice imzaladıkları ve Ortadoğu'nun her iki ülke tarafından kendi nüfuz alanlarına bölündüğü 1916 tarihli Sykes-Picot Anlaşması yüzünden Faysal'ın arzuladığı geniş topraklara sahip Arap devlerinin kurulması sonucu çıkmadı ve çok geçmeden Faysal Siyonist hareket ile işbirliği yapma konusundaki tereddütlerini dile getirmeye başladı. Suriye'den çıkartılması ve kendisine Irak Krallığı'nın verilmesinin ardından, Faysal anlaşmaya eklediği koşulların yerine getirilmediğini, dolayısıyla da antlaşmanın bir hükmünün kaldığını ileri sürdü. Filistin'deki Britanya temsilcisi St. John Philby, daha sonraları, Faysal'ın adına hareket ettiği Mekke Şerifi ve Hicaz Kralı Hüseyin bin Ali'nin anlaşmayı dikkatine getirilir getirilmez tanımayı reddettiğini ifade etmiştir.[11] Ne var ki, Şerif Hüseyin Hicaz Kralı sıfatı ile, 10 Ağustos 1920 tarihli Sevr Antlaşması'nda, İttifak Kuvvetleri ile birlikte, Balfour Deklarasyonu'nu resmen desteklemiştir.

Birleşmiş Milletler Filistin Özel Komitesi, bunu hiçbir zaman geçerlilik kazanmamış bir anlaşma olarak görürken[12], Weizmann bunun halen bağlayıcı bir anlaşma olduğunu savunmayı sürdürmüştür. 1947'de, Weizmann şu açıklamayı yapmıştı:

"Antlaşmaya bir dipnot da düşülmüştü. Bu dipnot, Kral Faysal tarafından konulmuş ve söz konusu antlaşmadaki vaatlerini sadece taleplerinin karşılanması, yani Arap ülkelerinin bağımsızlığını kazanması, halinde yerine getireceği yönündeki bir çekinceyi içeriyordu. Kral Faysal'ın öne sürdüğü tüm bu şartların bugün gerçekleşmiş olduğuna dikkatinizi çekerim. Arap ülkelerinin hepsi de bağımsızdır, dolayısıyla da bu antlaşmanın gereklerinin yerine getirilmesi için gerekli koşul karşılanmıştır. Dolayısıyla, bu antlaşma esas itibariyle bugün de geçerli olması gereken bir belgedir." [13]

C.D. Smith'e göre, Suriye Ulusal Kongresi Faysal'ı Siyonistlerin hedeflerine verdiği geçici desteği çekmeye zorlamıştır.[14]

Arap-İsrail barış diplomasisi ve antlaşmalar

Dipnotlar

  1. The Sykes-Picot Agreement
  2. 'The Letters and Papers of Chaim Wizmann', Weisgal M.W. (ed.), Israel University Press, 1977, pp. 197-206.
  3. Chaim Weizmann to Vera Weizmann, ibid, p. 210.
  4. Book review, Philip C. Wilcox, Jr., Politicalreviewnet.com/Middle East Policy Journal, quoting 'Jews and Arabs under the British Mandate', Tom Segev, Metropolitan Books/Henry Holt & Company, New York, 2000
  5. C.D. Smith, 2001, 'Palestine and the Arab-Israeli conflict', 4th ed., ISBN 0-312-20828-6, p. 80
  6. Book Excerpt from A Shattered Peace: Versailles 1919 and the Price We Pay Today, David A. Andelman (Wiley)
  7. 'Jews And Arabs In Syria: The Emir Feisul Looks To A Bright Future', The Times, Thursday, December 12, 1918; pg. 7; Issue 41971; col B.
  8. Letter by Emir Feisal to Felix Frankfurter, published in full at amislam.com (collection of correspondence).
  9. Statement of the Zionist Organization regarding Palestine, 3 February, 1919. UNISPAL, accessed 17 August, 2006.
  10. Statement of the Zionist Organization Regarding Palestine, MidEast Web, accessed 17 August, 2006.
  11. News Chronicle, July 9, 1937, quoted by 'Palestine, star or crescent?', Neville Barbour, Odyssey Press, New York, 1947, p. 100
  12. Official Records of the Second Session of the General Assembly (A/364), United Nations, September 3, 1947
  13. Official records of the Second Session of the General Assembly (A/364/Add.2 PV.21), United Nations, July 8, 1947
  14. C.D. Smith, 2001, 'Palestine and the Arab-Israeli conflict', 4th ed., ISBN 0-312-20828-6, p. 111

Bibliografya

Dış bağlantılar

This article is issued from Vikipedi - version of the 12/12/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.