Gürcistan ve Kafkasların Moğollar tarafından istilası
Gürcü Krallığının Moğollar tarafından istilası | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
Moğol istilaları | |||||||
| |||||||
Taraflar | |||||||
Moğol İmparatorluğu | Gürcü Krallığı | ||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||
Sübedey | IV. Giorgi |
Gürcistan ve Kafkasların Moğollar tarafından istilası, Orta Çağda Gürcü Krallığı ve Kafkaslardaki ona bağlı vasal devletlerin 13. yüzyılda Moğol İmparatorluğu orduları tarafından istila edilmesidir. İlk muharebeler 1220 yılında Moğol öncü birlikleriyle yaşanır. 1236 yılında ise Moğol Ordusu bütün kuvvetiyle bölgeyi istila eder ve 1243 yılında Gürcistan Moğol egemenliğine boyun eğer. Devlet her yıl çok ağır bir vergi vermek zorunda kalacak ve bitip tükenmeyen Moğol seferleri için asker sağlamak durumunda kalacaktır. İlk dönemlerde güçsüz olan Gürcü direnişi gelişerek açık isyanlara dönüşecektir. Gürcistan devletinde Moğol yanlısı ve Moğol karşıtı grupların çekişmeleri ülkeyi bölecektir. 1320’li yıllarda tahta çıkan kral V. Giorgi diplomatik ve askeri alandaki başarılarıyla krallık topraklarında yeniden Moğolları yenerek egemen olacak ve devleti eski gücüne çıkaracaktır.
İlk muharebeler
Moğollar Gürcü topraklarında ilk kez görüldüklerinde Gürcü Krallığı hala güçlüydü ve Kafkasların çoğuna egemendi. İki ülke arasında ilk temas 1220 yılında yaşandı. Sübedey ve Cebe komutasındaki 20 bin Moğol Harezmşahlar Devleti hükümdarı Şah II. Alaaddin Muhammed’i Hazar Denizi kıyılarına kadar kovalamaktaydı. Cengiz Han’ın emriyle bu iki komutan ileri kol olarak bölgeye gelir. O dönemde Gürcistan egemenliğinde bulunan Ermenistan topraklarına girerler. Kotman Nehri civarında yapılan Khunan Muharebesinde Gürcü kral IV. Giorgi komutasındaki 60 bin kişilik Gürcü ve Ermeni ordusunu yenerler. IV. Giorgi savaşta ağır yaralanır. Moğol komutanlar savaşı kazanmalarına rağmen Kafkaslarda fetih peşinde değillerdir ve Hemedan’a geri dönerler. Moğollar Ocak 1221’de yeniden Gürcü topraklarına saldırsa da günümüzdeki Azerbaycan topraklarında bulunan Berde’de yapılan Berde Muharebesinde taraflar yenişemeyecektir. Sonrasında güney Rus steplerinde ilerleyen Moğol Orduları 1223 yılında Kalka Nehri Muharebesi'nde Rus ve Kıpçak Ordularını yenerek Moğol ana gövdesine katılmak için geri dönerler.
Gürcüler bir anda maruz kaldıkları kimliği bilinmeyen düşmanların saldırıları sonucu şaşkınlık içinde kalırlar. Döneme ait tarih yazmalarında saldıranların ismi verilemeyecektir. 1223 yılında Moğolların artık Gürcü topraklarıyla ilgilenmediğinin ortaya çıktığı anlaşılır. Kardeşi IV. Giorgi 1223 yılında öldükten sonra tahta geçen ve kraliçe Tamar’ın kızı olan Rusudan, Papa III. Honorius’a savaştıkları Moğolların başta Hristiyan olduklarını sandıklarını, ancak sonradan onların tanrıtanımaz olduklarını anladıklarını yazacaktır.
Gürcistan’ın Moğollar tarafından istilası
Kafkasların Moğollar tarafından üçüncü ve kesin istilası 1236 yılında gerçekleşir. Gürcü topraklarının yerle bir edileceği bu istilanın öncesinde de ülke güçsüz durumdadır. Dağılan Harezmşahlar Devleti’ni yeniden kurmaya çalışan Celaleddin Harezmşah bölge halklarından kurmak istediği orduyla Moğolların karşısına çıkmak istemektedir. Gürcülerden de askeri yardım talep eden Celaleddin Harezmşah red cevabı alınca Gürcü topraklarına saldıracak ve 1226 yılında Tiflis’i ele geçirerek talan edecektir. Gürcü Krallığı yaklaşmakta olan Moğol işgaline karşı artık iyice savunmasız kalmıştır. Moğol komutanı Cormagon Noyan 1236 yılında Gürcü Krallığı toprakları üzerine yürümeye başlar. Sınır bölgesindeki çoğu Gürcü ve Ermeni asilzade kalelerine çekilecek ve ciddi bir direniş göstermeden uzlaşarak boyun eğecek, halk ise Moğolların önünden kaçacaktır. Gürcü kraliçesi Rusudan başkent Tiflis’ten Kutaisi’ye çekilmek zorunda kalır. Bu durumda Gürcü Krallığı'nın doğudaki toprakları Moğollarla anlaşan Gürcü beyleri Avag Mkhargrdzeli ve Egarslan Bakurtsikheli'nin denetimlerine geçer. Moğollara tabi olmayı reddederek direnişe geçen tek asilzade Samtskhe Prensi Iwane Jakeli-Tsikhisjvreli olur. Toprakları işgalcilerce mahvedilen Iwane, sonunda kraliçe Rusudan’ın araya girmesiyle 1238 yılında Moğollara boyun eğer. Moğollar ise Gürcü kraliçesinin peşinden gitmezler ve aşılması zor dağlık Likhi bölgesinden öteye ilerlemeye çalışmazlar. Bu yüzden batı Gürcistan Moğol saldırılarından kurtulmuş olacaktır. Kraliçe Rusudan Papa IX. Gregory’den yardım talebinde bulunduysa da cevap alamayacaktır. Moğollarla anlaşan Gürcü asillerinden Avag aracılığında 1243 yılında teslim olur ve Gürcü Krallığı resmen Cengiz Han’a boyun eğmiş olur. Krallık artık Moğollara yıllık 50 bin altın vergi ve Moğolları destekleyecek bir ordu vermek zorundadır.
Gürcistan’da Moğol idaresi
Moğollar Gürcistan ve Kafkasları Gurjistan Vilayeti olarak tanımlayarak dolaylı olarak denetimlerine alacaklardır. Yönetim Gürcü hükümdarda olacak ancak bu hükümdarın tahta çıkışı Moğol Hanı tarafından onaylanacaktı. Kraliçe Rusudan’ın 1245 yılında ölmesiyle beraber Gürcü Krallığında fetret dönemi başlar. Moğollar tahta kimin çıkacağının bilinmemesini çok iyi kullanacak ve Gürcü asillerini iki kampa bölmeyi başaracaklardır. Bu iki kampın da iki farklı kral adayı bulunmaktadır; bunlar IV. Giorgi’nin evlilik dışı oğlu VII. Davit “Ulu” ile Rusudan’ın oğlu VI. Davit “Narin”dir. 1245 yılında Moğol egemenliğine karşı bir isyandan sonra Güyük Han 1247 yılında iki kralı da tahta çıkaracak ve ülke doğu ve batı olarak ayrılacaktır. Moğollar yönetime karışmasalar da vergilerin ödenmesini takip etmekte ve Moğol ordusu için asker temin edilmesini hızlandırmaktaydı. Moğol Ordusu içinde çok sayıda Gürcü asil ve askeri savaşacak ve özellikle Alamut (1256), Bağdat (1258) seferleri ile Ayn Calut Muharebesinde (1260) onbinlerce Gürcü askeri yer alacaktır. Bu sırada Gürcistan ve Kafkaslardaki Gürcü toprakları güçsüz kalacak, ağır vergilerden ve zoraki askerlikten dolayı patlak veren yerel isyanlar Moğollar tarafından bastırılacaktır.[1] Tarihin bir cilvesi olarak Moğolların Anadolu Selçuklu Devleti'ni yendiği Kösedağ Muharebesi (1243) sırasında iki tarafta da Gürcüler savaşmaktaydı.[2]
1256 yılında Gürcistan İlhanlıların egemenliğine girer. 1259 yılında Gürcü asilleri Davit Narin önderliğinde Moğollara karşı ayaklanır ve Batı Gürcistan’daki İmereti bölgesini özgürleştirmeyi başarırlar. Diğer kral olan Davit Ulu da aynı zamanda yeğeni olan Narin’e katılmaya çalışsa da Gori civarında Moğollara yenilir ve Moğol egemenliğine boyun eğer. 1261 yılından itibaren Kafkaslarda İlhanlılar ve Altın Orda arasında şiddetli mücadeleler yaşanmaya başlar.
Gürcistan’ın birliğinin dağıldığı bu dönemde Moğolların, özellikle güçlenen prensleri Gürcü tahtına karşı kışkırtıp bağımsızlıklarını tanıyarak merkezi bir Gürcü iktidarının oluşmasını engellemeye çalıştıkları görülür. 1266 yılında Samtskhe Prensi Sargis Jakeli Moğollar tarafından korunarak Gürcü tahtına karşı korunur. Doğu Gürcistan kralı II. Demetre (1259 - 1289) İlhanlılara karşı ülkesinde birliği sağlamaya çalışsa da başarısız olacak ve idam edilecektir. Ülkenin batısı çok zorlu koşullarda bağımsız kalabilse de doğusu ağır vergi ve siyasi belirsizlik altında ezilecektir. VIII. Davit (1292-1310) zamanındaki ayaklanmalar da başarısız olacaktır. Moğollar bu dönemde bazı prensleri ön plana çıkararak iç çatışma ortamı yaratmış ve duruma hâkim olmaya çalışmışlarsa da, İran’da egemenlikleri gerileyen İlhanlıların Gürcü topraklarındaki hâkimiyeti sarsılacaktır.
Bağımsızlık
V. Giorgi (1299–1302, 1314–1346) esnek ve uzun vadeli bir siyasetçi ve yönetici olarak ilk başlarda Moğollarla uzlaşma yanlısı olacak ancak İlhanlıların 1327 yılında içine düştükleri çöküş döneminin başlamasını fırsat bilerek vergi vermeyi bırakacak ve ülkeden Moğolları atacaktır. Gürcü Krallığının topraklarını neredeyse tamamen yeniden fethedecek ve Kafkaslardaki Moğol egemenliğine son verecektir.
Kaynakça
Konuyla ilgili yazılan eserler
- Ronald Grigor Suny, The Making of the Georgian Nation: 2nd edition (December 1994), Indiana University Press, ISBN 0-253-20915-3, s.39–44
- Georgian Soviet Encyclopedia (k’art’uli sabch’ota entsiklopedia) (1984), Tbilisi: cilt. 7, s.112-3
- Lang, D. M. (1955). "Georgia in the Reign of Giorgi the Brilliant (1314-1346)". Bulletin of the School of Oriental and African Studies 17 (1): 74–91. 28 Aralık 2009 tarihinde erişilmiştir.
|