Kumçelteği, Çorum
Koordinatlar: 40°35′31″K 34°30′00″D / 40.59194°K 34.5°D
Kumçelteği | |
— Köy — | |
Kumçelteği'nde Yağmur Sonrası | |
Çorum | |
Koordinatlar: 40°35′31″K 34°30′00″D / 40.59194°K 34.5°D | |
Ülke | Türkiye |
---|---|
İl | Çorum |
İlçe | Merkez |
Coğrafi bölge | Karadeniz Bölgesi |
Rakım | 501 m (1.644 ft) |
Nüfus [1] | |
- Toplam | 273 |
Zaman dilimi | UDAZD (+3) |
İl alan kodu | 0364 |
İl plaka kodu | |
Posta kodu | 19100 |
İnternet sitesi: |
Kumçelteği; Çorum ilinin Merkez ilçesine bağlı, 2007 verilerine göre 273[1] nüfuslu bir köy. Kızılırmak havzasında bulunan köy, İskilip-Çorum karayolu üzerinde ve Kızılırmak'ın güney kıyısındadır. Çeltek isminin TDK sözlüğüne göre kelime manası halk ağzında; çoban yamağı, yardımcı, uşak'dır. Köyün kurulduğu yerin kumlu bir alanda olması, adını da buradan almasına vesile olmuştur.
Çorum'a 47 km., İskilip'e ise 30 km. mesafededir [2]. Köy, 40° 35' kuzey enlemi ve 34° 30' doğu boylamının kesiştiği yerdedir. Denizden yüksekliği 501 metredir[3].
Kumçelteği; kuzeyde Kızılırmak sınır olmak üzere Karlık ve Edip Bey Çiftliği, doğuda Tozluburun ve Eskiören, güneyde İğdeli ve Kırkköy, batıda ise Çukurköy ve Eskiçeltek köyleri ile çevrilidir.
Tarihçe
Köyün ilk yerleşimcilerinin Hititler olduğu sanılmaktadır. Köy Hattuşa ile İskila arasındadır. Hattuşa'ya at sırtında 2 saatlik mesafede ve Kızılırmak üzerinden İskila'ya geçiş noktasında olması bölgenin önemini artırmaktadır.
Bugünkü köyü güneyden çevreleyen tepelerde hala çanak-çömlek kırıkları ile bol miktarda kül kalıntıları mevcuttur. Bunlardan Şarlak tepesi, höyük yığma bir tepedir. Tepenin altında eski çağlara ait mezarlık olduğu sanılmaktadır. Tepenin eteğinden çıkan sudan zaman zaman insan iskelet parçaları çıkmaktadır. Çorum Müzesi'nin köyün 10 km. batısında Resuloğlu'nda 2006 yılında yaptığı kazılarda, 4000 yıllık Hitit mezar alanları bulunmuştur[4]. Hititliler ölülerini topraktan yapılma küplere koyarak defnediyorlardı.
Su ihtiyacını karşılamak için döşenen ve günümüzde de faaliyette olan oluklu tuğlalardan yapılmış su yolları adı geçen yığma tepenin eteklerinde hala mevcuttur.
Bölge, 1074 'de Danişment Gazi tarafından fethedilmiş ve Türk hakimiyetine girmiştir[5]. Uzun süre konar-göçer Türk aşiretlerine ev sahipliği yapan bölgeye kökten yerleşim 1800'lü yılların ortalarında başlamıştır.1854 yılında Osmanlı kayıtlarında köy 7 hane olarak geçmektedir [6][7].
Başbakanlık arşivlerinde Osmanlı İmparatorluğu halkları üzerine yaptığı çalışmayla ünlü olan Cevdet Türkay; Ekrad-ı Çorum: Çorum, Kengıri Sancakları, Karaman Eyaleti. Türkman Taifesinden olarak tanımlamaktadır[7]. Osmanlı İmparatorluğunda Ekrad kelimesi etnik bir grubu tarif etmek için değil, konar-göçer olduklarını ifade etmek için kullanılmaktaydı[8].
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, Ekrad-ı Çorum ya da Badıllı Kürdü gibi isimlerle anılan Çorum ve İskilip çevresindeki bazı köylerin menşeileri Beğdilli Türkmenlerine dayanmaktadır. Prof.Dr.Faruk Sümer'in Oğuzlar isimli eserinde yazdığına göre; Beğdililer”in bir kısmı yazın Sivas’a doğru, kışın ise Halep civarlarına yerleşerek hayatlarını devam ettirmişlerdir.[9]. Prof.Dr.Faruk Sümer adı geçen eserinin 205 nci sayfasında Beğdili boyu “Kayı, Yazır, Avşar ve Eymür” gibi “Oğuz yabguları” çıkaran boylar arasında sayılır demektedir. Beğdilli aşireti Oğuzların Boz Ok kolundandır.
Köyün kurucusu Hasanoğullarından Umar Kağ namında bir şahıstır[10]. Köyün 1800'lü yılların ortalarında kurulduğu mevcut en eski mezar taşlarından da anlaşılmaktadır. Devecilik yapan konar-göçer Türkler tarafından ilk önce Kızılırmak kenarına kurulmuştur[11][12]. Sık sık su taşkınlarına maruz kaldığı için eski yerinden 500 metre güneye 1940'lı yıllarda taşınmıştır.
Kuruluşundan sonra köye, 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi ve I. Dünya Savaşı sırasında, Tercan ve Akçaabat'tan gelip yerleşmiş muhacir aileler de bulunmaktadır.
Köyde savaşlar sonucu ölen veya yaralananlar çıkmıştır. Osmanlı Devleti'nin son büyük savaşlarından biri olan Çanakkale Savaşları'nda bilinen hayatını kaybetmiş askerler vardır. Bunlar 1309 doğumlu Karamehmet oğlu İsmail[13] ve 1301 doğumlu Mehmet oğlu Osman'dır[14]. Her ikisi de Arıburnu Muhabereleri'nde yaşamlarını yitirmişlerdir.
Nüfusunun büyük kısmı Ankara ve Çorum'da ikamet etmektedir.
Köy, 2007 yılında su tutmaya başlanacak olan Obruk Barajı göl havzasında kalacağı için günümüzde terkedilmiş durumdadır [15]. Köyün yeni yerleşim alanı olarak şu anki mevkisinden, 500 metre güneydeki tepe yamacı belirlenmiştir.
Kültür
Köy Mutfağı
Köyün bamyası ve deli acı diye adlandırılan biberi meşhurdur. Kızılırmak sayesinde manda yetiştiriciliği yapılan köyün kaymağı oldukça meşhurdur ve üretilen kaymaklar Çorum, Ankara gibi büyük şehirlere günlük olarak servis edilir. Köyde yapılan çeltik üretiminden dolayı pilav çeşitleri ön plana çıkmaktadır. Bezelyeli, kayısılı, iç fıstıklı ve ciğerli pilav çeşitleri yapılır. Ayrıca tüm İç Anadolu köylerinde olduğu gibi yarma, bulgur, düğür, erişte, yeşil mercimek, fasulye, turşu kışları; madımak, yağlıca, tekecen gibi doğada yetişen otlar ile her türlü sebze ise yaz mevsiminde mutfaklarda tüketilir. Özellikle kırlarda doğal olarak yetişen kapari gerek ticari olarak gerekse tüketim olarak köylünün ilgisinden uzaktır. Köyde yapılan yemek çeşitlerinden birkaçı ise;
- İskilip Dolması: Düğün ve mevlütlerde yapılan hayır yemeğidir.
- Kaz Dolması
- Bulgur aşı: Bulgur pilavının sebzeli ve biraz sulusu. Yufka ekmek üzerine dökülerek servis edilir.
- Madımak aşı: Madımağa biraz bulgur katılarak yapılan yemek oldukça lezzetlidir.
- Keşkek: Yarmalık buğdaydan kışın yapılmaktadır.
- Çatal aşı: Yeşil mercimek ve erişteden yapılır. Süzme yoğurt ya da ayran katılarak ve üzerine naneli yağ yakılarak servis edilir.
- Pilav çeşitleri
- Livig aşı: Tırşik çorbası olarak da bilinir. Tirşik doğada bulunan yaban pancarı'dır. Hafif buruk ve ekşimsi bir tadı vardır.
- Yırtma aşı
- Toyga (Took) aşı
- Köfte aşı
- Ayran aşı
- Tarhana: Batı Anadolu’da muhacir tarhanası diye bilinen çeşidi yapılır.
- Kısır
- Düğür aşı
Hamur işlerinden kömbe diye adlandırılan kalın bir börek çeşidi yapılır. Ayrıca bazlama, fetir, bükme diye adlandırılan genelde yufka yapımı sırasında yapılan hemen tüketilmesi gereken ekmek çeşitleri de yapılmaktadır[16].
Örf ve Adetler
Köyde uygulanan belli başlı örf ve adetler şunlardır:
- Hıdırellez: Kara kışın bittiğini baharın geldiğini müjdeler. Topluca tepelere çıkılır, yemekler yenir.
- Tütsü yakılması,
- Kurşun dökülmesi,
- Üzerlik yakılması,
- Ellere ve ayaklara kına yakılması,
- Bayramlar: Bayram namazından sonra köylü toplu olarak bayramlaşır. Dargınlar barışır.
- Mezarlık ziyaretleri: Bayram dolayısıyla arife günü mezarlık ziyaret edilir.
- Düğünler : Cuma günü öğleden sonra düğün evine bayrak dikilerek düğün başlar. Pazar günü gelin damat evine indiğinde biter. İki gün boyunca gelen konuklar ağırlanır. Düğünlerde İskilip dolması ana yemektir.
- Asker Uğurlaması: Askere gidecek tertiplerin gitmeden 15 gün önce her gün ayrı bir evde verilen ziyafetlerle ve ceplerine konan harçlıklarla uğurlaması yapılır[17].
Yöresel Oyunlar
Oyunlar genelde düğünlerde veya uzun kış gecelerinde oynanır.
- Cirit
- Sinsin
- Halay: Çorum halayından ziyade Yozgat karşılamasıdır.
- Saklambaç
- Çelik-çomak
- Uzun eşek
- Yüzük kimde: Düğünlerde oynanır. Bir halka oluşturulur ve halkanın içinde birisi tüm oyuna dahil olanlardan birinin ellerine bir yüzük bırakır. Sonra sırayla “yüzük kimde?” diye sorar. Bilemeyenlerin ellerine kemerle vurur. Oyun sırayla devam eder.
- Köçek oyunu: Düğünlerde oynanır. Güzel oynayan birisi kadın kılığına girerek davul ve zurna karşısında oynar. Kadın versiyonunda da bir kadın, erkek kılığına girerek kadınları oyuna kaldırır ve onlarla oynar. Kadınlar erkeklerden ayrı olarak eğlenirler.
Kumçelteği Konuşma Ağzı
Köyde kullanılan bazı kelimelerin yöresel şive ile söylenişi ve anlamları:
- Abov: Şaşma ünlemi
- Asvap: Elbise
- Aş: Yemek
- Badı: Kaz
- Balak: Manda yavrusu
- Bayak: Biraz önce
- Bezemek: Güzelleştirmek
- Bıldır: Geçen yıl
- Böğür: Vücutta yan taraf
- Culuk: Hindi
- Çapıt: Kumaş parçası
- Çeç: Harmanda başağından ayrılmış buğday yığını
- Çığır: Karda açılan yol
- Çığırmak: Seslenmek
- Çıkı: Ekmek bohçası
- Çimmek: Yıkanmak
- Demin: Az önce
- Dıkmak: İçeri sokmak
- Döş: Göğüs
- Döşek: Yatak
- Dulda: Rüzgar almayan yer
- Dünürcü: Kız istemeye gidenlere verilen isim
- Dünür Gitmek: Kız istemek
- Ellehem: Herhalde
- Enik: Köpek yavrusu
- Eseme: Özellik
- Filik: Olgunlaşmaya yakın buğday başağı
- Gaçıl: Yol açılmasını istemek
- Garın: İşkembe
- Garı: Kadın
- Golan: Kıldan örülmüş kalın ip
- Göbel: Erkek çocuk
- Göbelek: Mantar.
- Göynek: Fanila
- He mi?: Tamam mı?
- heri: Çoğu cümlenin sonunda kullanılır
- Helke: Kova
- İt Dirseği: Gözde çıkan arpacık
- İyeğ: Kaburga
- Kele: Belirtme sıfatı olarak kullanılır (Kele bacım bak hele! gibi).
- Kömüş: Manda
- Mahana: Bahane
- Malamat olmak: Perişan olmak
- Mandik: Kadın donu
- Maşalama: Bahçelerde küçük sebze ekim alanları
- Mintan: Gömlek
- Muhanet: El, yabancı
- Neydiceğen?: Ne yapacaksın?
- Okuntu: Davetiye
- Oynaş: Hafif meşrep sevgili
- Öndüç: Ödünç
- Öteyçe: Bulunulan yerin karşı tarafı
- Ötüün: Bir gün önce
- Paça: Kadın şalvarı
- Pendir: Peynir
- Peşkir: Havlu
- Pırtı: Elbise
- Pırtmak: Aradan ayrılmak
- Sahan: Bakır tabak
- Soyha: İşe yaramaz
- Şaplak: Tokat
- Şora: Şurası
- Tanı canıgı ala.: Allah canını alsın (beddua).
- Tuman: Pantolon
- Tünek: Tavukların gecelediği yer
- Türkü çalmak: Türkü söylemek
- Uslu durmak: Akıllı durmak, yaramazlık yapmamak
- yağlık: Mendil
- Yayma: Çuval
- Yazı: Arazi
- Yoka: Sığ, derin olmayan
- Yumuş: Emir, görev, öğüt
- Zaar: Her halde
Coğrafya ve İklim
Bölge karasal iklim kuşağında olmasına rağmen mikro klima iklim özellikleri gösterir. Kızılırmak sayesinde kışlar biraz daha yumuşak geçer. Yaz ayları tamamen tropikal bir iklimi andırır. Nem ve sıcaklık yüksektir. Tablodaki veriler Çorum'a ait verilerin tekrar düzenlenmesi ile elde edilmiştir. Çorum, Köye göre 300 metre daha yüksektedir. Sıcaklığın her yüz metrede 1 derece artacağı esas alınarak veriler uyarlanmıştır. Obruk Barajına su tutulması ile beraber bölgede havadaki nem oranı ve yağışlı gün sayısının artması olasıdır.
Aylar | Oca | Şub | Mar | Nis | May | Haz | Tem | Ağu | Eyl | Eki | Kas | Ara | Yıl |
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Ort. En Yüksek °C | 5 | 8 | 13 | 19 | 23 | 26 | 29 | 30 | 27 | 20 | 13 | 8 | 11 |
Ort. En Düşük °C | 0 | -1 | 2 | 8 | 11 | 14 | 17 | 16 | 13 | 9 | 4 | 2 | 11 |
Yağışlı Gün Sayısı | 12 | 13 | 14 | 15 | 13 | 10 | 6 | 4 | 4 | 9 | 11 | 13 | 7 |
Kaynak: Weatherbase
Bitki Örtüsü ve Yaban Hayatı
Köy bitki örtüsü açısından fakir denecek konumdadır. Etraf sulak alan olduğu için bataklık bitkileri ağırlıktadır. Sazlıklar gerek evcil hayvanlar için gerekse yaban kuşları ve yaban hayatı için oldukça önemlidir. Kışın geceler özellikle turna ve ördek sesiyle dolar. Sibirya kazları, turnalar, yeşilbaş ördekler, karabataklar, balıkçınlar, üveyik, ibibik, sığırcık, serçe, kırlangıç, leylek, ve daha pek çok kuşun yaşam alanıdır.
Son yıllarda avcılığın kontrollü yapılması sayesinde bölgede bol miktarda yaban domuzu popülasyonu görülmektedir. Kırlarda tilki, tavşan, keklik, bıldırcın popülasyonunda da artış gözlenmiştir.
Kızılırmak ve üzerinde bulunan irili ufaklı birçok ada da bu yaban hayatı için sığınak konumundadır. Özellikle yaban domuzlarının yaşam alanlarını bu adacıklar oluşturmaktadır.
Kızılırmak’ta boyları 3,5-4 metreyi bulan yayın balığı, turna balığı, aynalı sazan mevcuttur.
Arazide bu güne kadar zehirli yılan vakasına rastlanıldığı görülmemektedir. Yine sazlık alanlarda su yılanları ve doğal olarak kurbağalar da oldukça fazladır.
Nüfus
Köyde nüfus her geçen yıl azalmaktadır. Bunun başlıca sebebi tarımsal arazilerin yetersizliği ve tarımsal üretimin getirisinin düşmesidir.
Yıllara göre köy nüfus verileri | |
---|---|
2007[1] | 273 |
2000[18] | 521 |
1997[19] | 477 |
Köyün Sosyo-Ekonomik Yapısı
Köyde göçebe hayatın gereklerinden olan küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinin yanı sıra dikkati çeken en önemli unsur develerdir. Halk develer sayesinde, 1500’lü yılların başında Amu Derya nehrinin yer değiştirerek Aral Gölü’ne akması sonucunda meydana gelen kuraklıktan ve Moğol baskılarından kaçıp Anadolu içlerine kadar gelebilmiştir. Yaşanan bu trajik olaydan sonra halkta kıtlık ve kuraklığa karşı aşırı bir korku bilinçaltına yerleşmiş ve en çok korku duyulan olay olmuştur[20].
Köy halkı bölgeye yerleşimden önce göçebe hayatı yaşarken 1800’lü yılların ortalarında yerleşik hayata geçmiştir[6]. Yerleşik hayata geçişle birlikte üretim biçimi ve çeşitliliklerinde farklılığa gidilmiştir.
Türklerde görülen halı - kilim dokuma geleneğinin bu köy halkında 1900’lü yılların başına kadar devam ettiği eski dokuma çuvallardan ve kilimlerden anlaşılmaktadır.
1900’lü yılların başında yaşanan ağır savaş koşulları sonucunda köyde yetişkin erkek neredeyse kalmamıştır. Tarımda üretimin asli unsurları olan insan ve hayvan sayısı savaşlarla erimiş, uzun süre topraklardan yeterli verim işlenemediği için alınamamıştır.
Osmanlı’dan günümüz Cumhuriyet dönemine kadar hayvansal ürünlerin üretimini yapan köylünün Cumhuriyetin ilk çeyreğinden itibaren tarımsal ürünlerin de üretim ve pazarlamasını gerçekleştirdiği görülmektedir.
1940’lı yıllara gelindiğinde köyde gerek hayvancılık gerekse tarımsal üretim ilkel şartlarda da olsa devam etmiştir. Üretilen buğday, at ve eşek sırtlarında şehirlere taşınarak gerek un yapımı için değirmenlere gerekse pazara sunulmaktadır.
1950’li yıllarda yeterli sermaye birikimi sağlayanların, İskilip ya da Çorum gibi büyük yerleşim yerlerinde yatırım yaptıkları ve hatta yerleştikleri görülmektedir.
1960’lı yıllarda büyük şehirlere ulaşım ve tarımda makinalaşma sayesinde refahın arttığı görülmektedir. Yine aynı yıllarda bölge halkının kurduğu çok ortaklı sulama şirketi Kızılırmak üzerine kurduğu bend sayesinde köy arazisini sulu tarıma açmıştır. Sulu tarımla beraber çeltik üretimine geçilmiş, alınan yüksek kalitedeki bol üretim ile köy halkı hızla zenginleşmeye başlamıştır.
1970-1980’li yıllar arasında köyülüye hazine arazilerinin kiralanması ve çeltik ekim alanları artmasıyla beraber refah düzeyi artmıştır.Tarımda makinalaşmada bu dönemde önemli artışlar olmuştur. Türkiye'de ki kalkınmaya paralel olarak köyde de kalkınmada gelişmeler olmuştur.
1980-1990’lı yıllar arasında çeltik üretiminde gerek maliyetlerin yükselmesi gerekse ithalatın serbest bırakılması sonucunda köy halkı yeni arayışlara girmiştir. Bu dönemde katma değeri yüksek sanayi ürünlerinden şekerpancarı üretimine geçilmiştir. Aynı zamanda büyükbaş hayvancılık önem kazanmıştır. Gittikçe ağırlaşan ekonomik sıkıntılar köylüyü şehirde yaşamaya zorlamaya başlamıştır.
1990-2000’li yıllar köyün 30 km. doğusunda inşa edilen Obruk Barajı’nın köyü yerinden kaldıracağı gerçeği ile gelişim durmuştur. Bu dönemde köylü ya Ankara’ya ya da Çorum’a yerleşmiştir. Köy evleri 57. Hükümet döneminde DSİ tarafından istimlak edilmiştir. Buna karşılık köyden daha çukurda olan ve baraja daha yakın olan köy arazisi istimlak edilmemiştir. 2006 yılı sonunda faaliyete geçeceği açıklanan baraj henüz faaliyete geçememiştir.
2000’li yıllarda köy halkının eğitim ve kültür seviyesi köyden uzaklaşmaya paralel olarak artmıştır.
Ziraat
Köyün başlıca gelir kaynağı hayvancılıkla birlikte pirinç (çeltik), şekerpancarı, arpa ve buğday tarımıdır.
Hayvan yetiştiriciliği, bölgede bulunan taze ot ve yem bolluğu sonucu öteden beri yapılmaktadır. Et üretimine yöneliktir. Yetiştirilen hayvanlar bölgeye yakın olan entegre et tesislerine verilir. 1960’lı yıllara kadar küçükbaş hayvancılıkta da ileri olan köy, çeltik ekimi ile küçükbaş hayvancılığı terk etmiştir. Günümüzde tamamen büyükbaş hayvancılık yapılmaktadır.
Arpa, buğday ve çeltik tarımı Çorum'da modern yöntemlerle yapılmaktadır. Çorum ve dolayısıyla Kumçelteği halen bölgenin en önemli makarnalık buğday ve çeltik üretim merkezidir. Aynı zamanda yıllık 878.843 ton üretimi ile buğday ambarı olarak da bilinen Çorum, Türkiye pirinç üretiminin %12,8'ini sağlamaktadır[21].
Devletin kota uygulamasından önce yoğun bir şekilde ve modern usullerle şekerpancarı ziraatı yapılmakta iken, günümüzde ancak izin verilen alan ve miktar ölçüsünde üretim yapılmaktadır.
Turizm
Bölge özellikle kuş ve balık avcıları için oldukça önemli bir sulak alana sahiptir. Av sezonunun başlaması ile birlikte avcılar gruplar halinde İskilip, Çorum, Ankara ve İstanbul gibi büyükşehirlerden bölgeye gelirler. Bunun yanı sıra balık avcıları da yoğun olarak hafta sonları büyükşehirlerden gelir ve 2-3 günlük kamplar yaparak avlanırlar.
Son yıllarda Kızılırmak üzerinde rafting yapanlara rastlanmaktadır. Raftingciler ilk başlarda yabancı kökenliyken günümüzde yerli rafting severler de bölgede görülmektedir. Genelde rafting alanı Taybı Ovası'ndan Çorum – İskilip karayolu köprüsüne kadar olan güzergahtır. Profesyonel raftingciler ise Kırıkkale’den Çorum - İskilip karayolu köprüsüne kadar olan güzergahı kullanırlar. Köy her iki güzergah için de mola yeri konumundadır.
Otel yerine kullanılan köy odası vardır [22]. Konaklama, yeme içme ücretsizdir.
Altyapı Bilgileri
Köy yeni yerine kurulma çalışmaları hızla devam ettiğinden alt yapısıda yenilenmektedir. Köye ulaşım Çorum-İskilip devlet yolundan sağlanmaktadır. Ayrıca Uğurludağ karayolu da köy içerisinden geçmektedir. Kızılırmak üzerinde kurulu olan bend üzerindeki köprüden de ulaşım mevcuttur. Bu köprüden İskilip'e kestirmeden gitmek mümkün olduğu gibi İskilip-Çankırı devlet yolundan da Ankara'ya ulaşım 20 km. kısalmaktadır.
Fotoğraflar
- Çeltik tarlaları
- Çeltik tarlaları ve uzakta Yivlik Tepesi
- Çeltik tarlaları ve Köy
- Çeltik tarlaları ve Köy
- Ortakırlardan köy yolu
- Uzaktan köy ve arka planda Kızılırmak
- Kızılırmak'tan bir bölüm
- Kızılırmak'tan bir bölüm
Kaynakça
- 1 2 3 TÜİK 2007 nüfus sayımı veri tabanı
- ↑ Yerelnet
- ↑ enlem ve boylam değerleri
- ↑ Bölgenin Tarihi Geçmişi
- ↑ Bölgenin Türkler Tarafından Fethi
- 1 2 Köye İlk Yerleşimin Başlangıcı
- 1 2 Cevdet Türkay, Başbakanlık Arşivine Göre, Osmanlı İmparatorluğunda Oymak, Aşiret ve Cemaatler, İstanbul, 1979
- ↑ Prof. Dr. Mehmet Ali ÜNAL, XVI. Yüzyılda Çemişgezek Sancağı , 1999 :75
- ↑ Prof.Dr.Faruk Sümer, Oğuzlar , 1972 :153,212
- ↑ Umar Kağ
- ↑ Köyün Kurulumu
- ↑ Ali Suavi, Hive Hanlığı, Deveciler
- ↑ Çanakkale Şehitleri
- ↑ Çanakkale Şehitleri
- ↑ Obruk Barajına 24 Eylül 2007'de Su Tutulacak
- ↑ Yöresel Mutfağı
- ↑ Çorum Köylerinde halen Süregelen Gelenek Ve göreneklerimiz
- ↑ Çorum belediyesi
- ↑ http://www.yerelnet.org.tr/iller/koy.php?koyid=242055
- ↑ Amu Derya Nehrinin Yatak Değiştirmesi ve Türkler Üzerinde Bıraktığı Etki
- ↑
- ↑ Çorum'da Köy Odaları Geleneği
- Cevdet Türkay, Başbakanlık Arşivine Göre, Osmanlı İmparatorluğunda Oymak, Aşiret ve Cemaatler, İstanbul, 1979
- Ali Suavi, Hive Hanlığı
- Yerelnet