Türk Kurtuluş Savaşı Batı Cephesi

Türk-Yunan Cephesi
Türk Kurtuluş Savaşı

Batı Cephesi'nde siper savaşı
Tarih15 Mayıs 1919 - Kasım 1922
BölgeBatı Anadolu
SebepMondros Ateşkes Antlaşması
SonuçKesin Türk zaferi[1]
Mudanya ve Lozan Antlaşması'nın imzalanması
Coğrafi
Değişiklikler
Batı Anadolu tekrar Türklerin eline geçti.
Taraflar
Türkiye Türk Ulusal Hareketi
Maddi destek:
Rusya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti Rusya SFSC[2]
Yunanistan Krallığı Yunanistan
Destek:
Birleşik Krallık Birleşik Krallık
Ermenistan Ermeni gönüllüler
Komutanlar ve liderler
Türkiye Mustafa Kemal Paşa
Türkiye Fevzi Paşa
Türkiye İsmet Paşa
Yunanistan Krallığı Leonidas Paraskevopulos
Yunanistan Krallığı Anastasios Papulas
Yunanistan Krallığı Yeoryos Hacıanestis
Yunanistan Krallığı Nikolaos Trikupis (Esir)
Güçler
19 Mayıs 1919: ~35.000 savaşçı[3][Not 1]
1922: 18 piyade tümeni, 5 süvari tümeni ve 3 bağımsız alay=[4][5][Not 2]
208.000 asker[4]
100.352 tüfek[Not 3]
2.025 hafif ve 839 ağır makineli tüfek
323 savaş topu
5.282 kılıç
198 kamyon[Not 4][5]
67.974 hayvan[Not 5][5]
33 oto ve ambulans
10 uçak[Not 6]
Aralık 1919: 80.000 asker[6]
Eylül 1920: 107.500 asker[6]
1922: 12 piyade tümeni, 1 süvari tümeni ve 9 bağımsız alay=[4][5][Not 7]
225.000[4]-250.000[7] asker
90.000 tüfek[5]
3.139 hafif ve 1.280 ağır makineli tüfek
418 savaş topu
1.300 kılıç
4.036 kamyon[5]
63.721 hayvan[5]
1.776 oto ve ambulans[5]
50 uçak[Not 8]
Kayıplar
Askeri:9.121 ölü[8][Not 9]
33.685 yaralı[8][Not 10]
+30.809 asker firari[9]
7.000-22.000 esir[10][11][Not 11]
19.362 ölü
18.095 kayıp
48.880 yaralı
4.878 muharebe dışı ölen
~10.000 esir[12][13]
Toplam zayiat: ~135.973
Sevres Antlaşmasına göre "Büyük Yunanistan" (Üstte solda Venizelos)
Yunan Ordusunun İzmir'e çıkışı
Yunan Ordusunun Bandırma'ya girişi
Yörük Ali Efe'nin gurbu.

Batı Cephesi (Garp Cephesi), Türk-Yunan Cephesi ya da Türk-Yunan Savaşı (Yunanca: Μικρασιατική εκστρατεία / Mikrasiatiki ekstrateia; anlamı: "Küçük Asya Seferi", Μικρασιατική καταστροφή / Mikraasiatiki katastrophi; anlamı: "Küçük Asya Felâketi", Μικρασιατικής περιπέτεια / Mikraasiatiki peripeteia; anlamı: "Küçük Asya Macerası"), Yunanistan Ordusu'nun 15 Mayıs 1919'da İzmir'e çıkmasıyla başlayıp aynı kentin 9 Eylül 1922'de Türkiye'nin TBMM Hükûmeti Ordusu tarafından geri alınmasıyla biten savaş veya Kurtuluş Savaşı'nın cephelerinden birine verilen ad. Aynı zamanda askerî tarih açısından, savaş sırasında Batı Anadolu’da Yunanistan Ordusu'nun genel taarruzuna karşı 25 Haziran 1920’de kurulup 1923’te kaldırılan askerî birimlerden birine verilen ad.

İşgalin başlaması, 15 Mayıs 1919

Yunanistan'ın İzmir'i işgali, Paris Barış Konferansı kararıyla gerçekleştirilmiştir. Konferans'ın bu kararı esasen Mondros Mütarekesi şartlarına aykırı idi.

İşgale karşı ilk cephe

Mudanya'da Yunan işgal askerleri. (1919)

Kurtuluş Savaşı’nda ilk cepheler Yunanların işgal ettiği bölgelerde kuruldu. Bunlardan ilki Ayvalık Cephesi’ydi. 172. Alay komutanı Yarbay Ali Bey (Çetinkaya), halkı da silahlandırarak 29 Mayıs 1919’da Ayvalık’ı işgal eden Yunanlara karşı direnişe geçti. Bu arada Yörük Ali Efe gibi çete reisleri de zaman zaman Yunanlara karşı baskınlar düzenliyordu. Aydın Cephesi’ndeki Kuva-yi Milliye, 28 Haziran 1919’da Yunan askerlerine saldırıya geçti ve üç gün süren kanlı çatışmalardan sonra işgalcileri Aydın’dan çıkarmayı başardı. Ne var ki Yunanlar kısa bir süre sonra kenti yeniden işgal ettiler. Bu bölgede faaliyet gösteren Çerkez Ethem Bey ise Salihli Cephesi’ni oluşturmuştu.

Batı Cephesi’nin kuruluşu

20 Eylül 1919 Cumartesi günü gecesi saat üçte Binbaşı İsmail Hakkı, Yüzbaşı İsmet ve Yüzbaşı Süleyman ve Mülazım Tahsin Beyler Kuva-yi Milliye teşkilatı yapmak üzre Kütahya'ya gelerek icabeten teşkilat yapıp, yardım olarak ahaliden yüzelli bin lira iane alınmasına karar verdiler. Kuva-yi Milliye Heyeti Reisliği'ne eski Kütahya ahızasker şubesi reisi binbaşı Nüzhet Bey seçildi.

Mütarekeyi müteakip Çanakkale Boğazı'nın düşman tarafından tazyiki üzerine pek çok cephanelik mühimmat Kütahya'ya nakledilip büyük bir handa muhafaza edildi. İngilizlerin bu cephanelere el koymak istemesi haberi üzerine Bedrettin oğlu Şeyh Seyfi Efendi, yazı işleri müdürü Hasan Sami ve polis başkomiseri Fevzi Beyler'in himmetleriyle bu cephanelerin bir kısmı geceleyin şehre ve civar köylere, köylüler vasıtasıyla naklettirildi.

Milli mücadelenin bilhassa ilk zamanlarında silaha çok ihtiyaç vardı. Düşmanın yavaş yavaş ilerlemesi ve muhacirlerin gelişi henüz halkı heyecanlandırmamıştı. Daha İsmail Hakkı Bey gelmeden Alaşehir'in düşman eline geçtiği duyulmuş ve elinde silahı olanların bir hizmet olmak üzre silahlarını hükûmete vermeleri ilan olunarak camilerde hocalar vasıtasıyla halka telkin yapılmıştı. Bazı kişilerin karşı propagandasıyla halk tereddüt etmiş ve vaziyeti iyice kavrayamamıştı. Bunun için Kuva-yi Tedibiye kumandanının şiddetli bir beyanname yazması gerekliydi. Nitekim böyle bir ilan yayımlanmış ve bu ilan üzerine üç gün zarfında Kütahya'da iki yüz işe yarar silah ve yüzlerce cephane toplandı ve bundan başka köylere de silahlar gelmeye başladı.[14]

Asıl olarak Yunanlar işgaline karşı Batı Anadolu’da verilen savaşları kapsayan Batı Cephesi ya da Garp Cephesi, 22 Haziran 1920’de Milne Hattı’ndan başlayan Yunanistan Ordusu'nun gelen taarruzunun hemen ardından, 25 Haziran 1920’de oluşturuldu ve komutanlığına Ali Fuat Paşa getirildi. Bu arada Yunan kuvvetleri 24 Mart 1920’de Dumlupınar’ı, 28 Mart’ta da Afyon’u ele geçirmişlerdi. Yunanlara karşı verilen asıl savaşlar da bu tarihten sonra oldu. Kütahya Milli Alay Kumandanlığı da Ali Fuat Paşa tarafından İsmail Hakkı Bey'e verilmiş ve bu olay Çerkez Ethem ile İsmail Hakkı Bey'in arasını açmıştır. Kütahya'dan kalkarak Gediz'e ulaşan Ethem Bey, İsmail Hakkı Bey'e şu telgrafı çekerek hazır bulunmasını bildiriyor:

"Teşkilâtınızı bir gün evvel ikmal ederek benden alacağınız talimata göre harekete amada bulununuz kardeşim. 27 Temmuz 336. Kuvaı Tedibiye K. Ethem"

İsmail Hakkı Bey telgrafta şu cevabı vermiştir:

"Efrada kaput ve başlık yapdırılmak üzre bin beşyüz kişilik kumaş almak için Uşak'a memur gönderilmiştir. Techizat nevakısı mülhakattan peyderpey vürut etmekte olan esliha ile ikmal ve iki taburun buna müteferri ihtiyacı müstaceliyetle temin edilmekte ve teşrifi kerimanelerinden sonra nezareti acizanem tahtında efradın az çok terbiyei iptidaiye ve sairesiyle iştigal olunmaktadır. Millî Kütahya alayının teşkili lüzumu Ali Fuat Paşa Hazretleri tarafından acizlerine akşam telgrafla emir buyrulmuştur. Arzu ve eseri teveccühü âlileri dairesinde tertip ve tensik edilecek olan bu alayın pek yakın bir zamanda emri âlilerine amade bulundurulacağı maruzdur ferman. 27 Temmuz 336"[15]

Ancak Ali Fuat Paşa, Yunanistan'ın genel taarruzu ve Çerkez Ethem Bey'in faaliyetleri karşısında başarısız bulundu ve Batı Cephesi komutanlığından alındı. TBMM Hükümeti, 9 Kasım 1920’de Batı Cephesi'nin iki kısma ayrılmasına karar vermiştir.

Bu karara göre Kuzey Cephesi, İzmit, Ertuğrul, Eskişehir, Kütahya sancaklarını kapsayacak ve Genelkurmay Başkanı Albay İsmet Bey (İnönü) komutasında olacaktır. Güney Cephesi ise Afyonkarahisar, Isparta, Burdur, Denizli, Aydın, Menteşe, Antalya, Konya, Silifke, Niğde ve Adana merkez sancağını kapsayacak ve İçişleri Bakanı Albay Refet Bey (Bele) komutasında kurulacaktır.

Yeni kurulan (Ekim 1920) düzenli ordunun Batı Cephesi Komutanlığı'nda bulunan kuvvetler, 1.728 subay ve 27.571 er idi.[16]

Yunan Taarruzları Özet

Bu arada Yunanlar 8 Temmuz 1920’de Bursa’yı, 12 Temmuz 1920’de İznik’i işgal etmişlerdi. Simav Cephesinde'de vaziyet iyi değildi. Yunanlar Demirci'yi zapt etmiş, Simav'a ilerliyorlardı. 20 Ağustos'ta Gediz'de bulunan üçüncü taburun Simav'a hareket etmesi emrolunmuştu.

Bu sırada Uşak sükût ediyor ve alayın başında bulunmak üzere Kütahya Milli Alay Kumandanı İsmail Hakkı Bey; Çerkes Ethem tarafından cepheye davet ediliyordu. İsmail Hakkı Bey 28 Ağustos 1920'de otomobille Gediz'e hareket ederek yerine vekil olarak Müdafaa-i Hukuk Reisi Binbaşı Nüzhet Bey'i bıraktıysa da Gediz'in de tehlikeye düşmesinden dolayı abluka tehlikesine maruz kalmamak için Kütahya'ya geri döndü ve istirahat için Eskişehir'e gitti (4 Eylül 1920). 5 Eylül'de düşman Gediz'i alarak Efendiköprüsü civarına kadar geldi. Son taarruzda muvaffak olunamaması işleri büsbütün bozmuştu. Efendiköprüsü Kütahya'ya 6 saat mesafede olduğundan Kütahya'da telaş baş gösterdi ve pek çok memur aileleri Eskişehir ve Ankara'ya gitmeye başladı.

Uşak'ın sükûtunu müteakip Afyonkarahisar'da vaziyet ciddileşmiş ve Simav da Yunan kuvvetleri tarafından işgal edilmiştir.

24 Eylül Cuma günü Garp Cephesi Kumandanı Ali Fuat Paşa cepheyi teftiş için Kütahya'ya geldi.[17]

6 Ocak 1921’de Bursa yöresinden saldırıya geçen Yunan birlikleri, 11 Ocak 1921’de Birinci İnönü Muharebesi’nden sonra geri çekildiler. Bir süre sonra Yunanlar, Londra Konferansı sürerken, Bursa’nın doğusundaki Dimboz’dan Eskişehir yönünde yeni bir taarruz başlattılar. Bu taarruz, 23 Mart-1 Nisan 1921 tarihleri arasında yapılan İkinci İnönü Muharebesi sonucu durduruldu. Bu muharebenin ardından, 3 Mayıs 1921’de Batı Cephesi İsmet Paşa (İnönü)’nın komutanlığı altında yeniden birleştirildi.

Uşak'ta Yunan kralını karşılama töreni için hazırlıklar yapılıyor. (21 Haziran 1921)

Bursa, Yunan kuvvetlerinin üslendiği en önemli merkezlerden biri durumuna gelmişti. Sevr Antlaşması’nı imzalaması için Ankara Hükümeti’ni sıkıştırmaya ve Batı Cephesi birliklerinin direncini kırmaya yönelik yeni bir Yunan saldırısı da Temmuz 1921’de Bursa ve güneyinden geldi. Türk birlikleri, bu saldırıya karşılık verecek gerekli hazırlıkları tamamlamış değildi ve bundan dolayı düzenli olarak geri çekilmeye karar verildi. Bu çekilme Sakarya Irmağı’nın doğusuna kadar sürdü. Bu arada Yunan kuvvetleri 13 Temmuz 1921’de ikinci kez Afyon’u, 17 Temmuz 1921’de Kütahya’yı[18] ve 20 Temmuz 1921’de Eskişehir’i işgal etti.

İkinci İnönü Muharebesi, 23 Mart 1921

Yunan askerleri siperde.

Londra Barış Konferansı’nın önerilerinin TBMM Hükümeti’nce reddedilmesi üzerine, İtilaf Devletleri’nin isteklerini zorla Türklere kabul ettirmekle görevlendirilen Yunanlar, Bursa üzerinden Eskişehir’e, Uşak üzerinden Afyon’a doğru 23 Mart 1921'de saldırıya geçtiler.

Yunanlar, Bilecik’i, İnönü’de Metris Tepe'yi ve Uşak’ı ele geçirmeleri üzerine, TBMM Muhafız Taburu cepheye gönderildi. Böylece güçlenen Türk kuvvetleri karşı saldırıya geçerek Yunan saldırısını püskürttü. Batı Cephesi Komutanı İsmet Bey’in savaş süresince verdiği “mevzilerin kesin olarak savunulması” emri başarının elde edilmesinde etken oldu.1 Nisan 1921’de Yunan ordusu Bursa’ya çekilmeye başladı. Böylece Yunanlar İnönü’de ikinci kez yenildiler.

Sonuç

Kütahya – Eskişehir Muharebeleri, 10 Temmuz 1921

Yunanistan Kral I. Konstantin zafer bayraklarına madalya takarken, (Kütahya, 1921)
20 Temmuz 1921'de işgal edilen Eskişehir'deki Yunan birliği
Yunan topçuları Türk siperlerine ateş ederken.

10 Temmuz’da Yunan saldırısı İnönü-Eskişehir, Afyon ve Kütahya hattında geniş bir cephede başladı. Bu durumda Mustafa Kemal Paşa fazla kayıplar verilmeden ordunun Sakarya Irmağı'nın doğusuna çekilmesine karar verdi. Ordu, Sakarya’nın doğusunda toparlanmaya başladı. Yunanlar da Sakarya Irmağı kıyılarına kadar ilerlediler. Yunanlar Sakarya Irmağı'nın batı tarafında durmuşlar, yeni bir saldırı için hazırlıklara başlamışlardı.Sonuçta Yunanlar kazanmıştı. Ordumuz, yok olmamak için Sakarya Irmağı'nın doğu kıyısına çekilmişti.

Sonuç olarak:

Mustafa Kemal ilk iş olarak ordunun gereksinimlerinin sağlanması için 7-8 Ağustos 1921'de Tekalif-i Milliye Emirleri (Ulusal Yükümlülükler) yayımladı. Tekalif-i Milliye emirlerinin uygulanmasında çıkacak aksaklıkları ortadan kaldırmak için çeşitli yerlerde İstiklal Mahkemeleri açıldı.

Sakarya Meydan Muharebesi, Ağustos 1921

23 Ağustos – 13 Eylül 1921 tarihleri arasında yapılan ve Türk milleti için bir ölüm kalım savaşı olan Sakarya Meydan Muharebesi; Kurtuluş Savaşı içinde kader tayin edici olmuştur.

Bu savaştan önce Yunanların başlıca hedefi; Ankara yönünde ilerleyerek, Türk Ordusunu yok etmek ve Kurtuluş Savaşı’nın sembolü ve direniş merkezi haline gelen Ankara’yı ele geçirmekti. Böylece Türk azim ve direnme gücü yok edilmiş olacaktı. Mustafa Kemal Paşa’nın emir ve komutasında, Türk ulusunun kanıyla yapılan en uzun meydan muharebesi; Türk Kurtuluş Savaşı tarihine de subay muharebesi diye geçen Sakarya Destanı 21 gün 21 gece devam etmiş ve 13 Eylül günü Yunanların Sakarya Nehri’nin doğusunu tamamen terk etmesiyle son bulmuştur.

Yunan Evzonlar (1/38 Evzon Alayından) Türk siperlerine hücum ederken. (Ağustos 1921)

23 Ağustos 1921’de Yunan ordusunun saldırısıyla başladı ve 22 gün-22 gece sürdü. Başkomutan Mustafa Kemal’in yönettiği Sakarya Savaşı, Yunan ordusunun 13 Eylül 1921’de Sakarya Irmağı’nın batısına çekilmek zorunda bırakılmasıyla son buldu. Sakarya zaferinin ardından ilan edilen seferberlik Büyük Taarruz’un ilk işareti oldu.

Yunan uçağı

Başkomutan Mustafa Kemal, Sakarya Meydan Muharebesi sırasında ülke savunmasını şu şekilde ifade etmiştir:

Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O sathı bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanı ile ıslanmadıkça bırakılamaz. Onun için küçük, büyük her birlik bulunduğu mevziden atılabilir; fakat, küçük büyük her birlik durabildiği noktadan yeniden Yunan birliklerine karşı cephe teşkil edip muharebeye devam eder. Yanındaki birliğin çekilmek zorunda kaldığını gören birlikler, ona uymaz; bulunduğu mevzide sonuna kadar durmaya ve direnmeye mecburdur

Sakarya Savaşı sonunda; Türk Ordusu’nun 1683 yılındaki II. Viyana Kuşatmasındaki yenilgisinden beri süregelen çekilmesi sona ermiştir. Bu savaş, Türk Ordusu’nun son savunma savaşıdır.

Sonuçları

Büyük Taarruz 26 Ağustos 1922

Türk topçular Yunan mevzilerini döverken, Türk piyade birlikleri hücum için siperlerde bekliyor.

Uzun bir hazırlık döneminden sonra, 26 Ağustos 1922’de Mustafa Kemal’in başkomutanlığında Büyük Taarruz başladı. Batı Cephesi birlikleri, 30 Ağustos 1922’de Dumlupınar Meydan Muharebesi’nde Yunanlara karşı büyük bir zafer kazandı. İzmir’e doğru çekilen Yunanları izleyen Türk birlikleri, 9 Eylül 1922’de İzmir’e girdi.

Hazırlık

Başkomutan Mustafa Kemal Yunan Ordusu'na kesin darbeyi indirmek için hızlı biçimde hazırlıklara girişti.

Taarruz

Sakarya savaşı ve ondan önceki muharebelerde Türklerin taarruza geçememesinin sebebi TBMM'nin yeterli güce ulaşamamasıdır.Fakat Mustafa Kemal Paşa'nın Tekalif-i Milliye emirlerinden sonra halkın desteğiyle ordu taaruz gücüne ulaştı. Mustafa Kemal Haziran 1922’de taarruz kararı aldı. 6 Ağustos 1922’de orduya gizlice taarruz için hazırlanması emri verildi. Mustafa Kemal Akşehir’e gelerek komutanlarla toplantı yaptı. Toplantıda 26 Ağustos taarruz günü olarak belirlendi. Taarruz Afyon’un güneyinden Dumlupınar yönüne doğru baskın şeklinde başlayacak ve sonra da meydan savaşına dönüştürülerek Yunan kuvvetleri tümüyle yok edilecekti.

2 Eylül'de esir alınan Yunan Ordusu komutanları: soldan sağa 4. Tümen komutanı Dimaras, 1. Kolordu komutanı (Başkumandanlığına yeni tayin edilen) Trikupis, Kurmay Albay Adnan Bey, 2. Kolordu komutanı Dighenis (Diyenis), Yüzbaşı Emin

26 Ağustos 1922 sabahı saat 05.30 da topçularımızın ateşiyle Kocatepe’den taarruz başladı.Başkomutan Mustafa Kemal de bu esnada taarruzu Kocatepe’den sevk ve idare ediyordu. Siklet merkezi 1 inci Ordu da olmak üzere, 1 inci Ordu güneyden, 2 inci Ordu kuzeyden taarruzla, harekat kısa sürede başarılı bir şekilde gelişti. Yunan savunma hattı parçalandı. 26/27 Ağustos gecesi Yunan mevzileri ele geçirildi. 27 Ağustos’ta Türk Ordusu Afyon’u Yunan işgalinden kurtardı. Dumlupınar mevzilerine çekilen Yunan birliklerine karşı 29 Ağustos’ta taarruz eden ordumuz, 30 Ağustos’ta Yunan ordusunu tamamen kuşatarak büyük bir kısmını imha etmiştir. Yunanistan Ordusu Başkomutanı General Trikopis esir alındı. Kütahya’daki Yunan Ordusu temizlenmiştir. Bu savaşı Başkomutan Mustafa Kemal doğrudan kendisi yönettiği için bu zafere Başkomutanlık Meydan Muharebesi denir.

Esir Yunan subayları. (29 Eylül 1922, Ankara)

İzmir'in Kurtuluşu, 9 Eylül 1922

Başkomutan Mustafa Kemal’in 1 Eylül 1922’de, Türk ordusuna verdiği emrinin son paragrafı

Ordular! İlk Hedefiniz Akdeniz'dir. İleri.

şeklinde 2 Eylül 1922 tarihli Hâkimiyeti Milliye gazetesinde yayımlanmıştır. Yunan işgalindeki tüm yerleri tek tek kurtaran Türk ordusu 9 Eylül 1922’de İzmir’e girdi.

Batı Cephesi’nin kaldırılması

Büyük Taarruz’un ardından Mudanya’da başlayan ateşkes görüşmelerine İsmet Paşa, Batı Cephesi komutanı olarak katıldı. Mudanya Mütarekesi’nin ardından İsmet Paşa Batı Cephesi komutanlığından ayrılarak hariciye vekili oldu. Batı Cephesi komutanlığını Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa üstlendi. Lozan Antlaşması’nın imzalanmasından sonra, savaş ortamı tamamen ortadan kalktı ve 1 Eylül 1923’te Batı Cephesi karargâhı kaldırıldı.

Dış bağlantılar

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. Mustafa Kemal Paşa'nın Mudanya Konrefenası Reisi Batı Cephesi Kumandanı İsmet Paşa'ya yazdığı telgraf (8 Ekim 1922), Atatürk'ün Bütün Eserleri, Atatürk'ün Bütün Eserleri, Cilt: 13 (1922), Kaynak Yayınları, İstanbul, Haziran 2004, ISBN 975-343-394-8, s. 401.
  2. Jelavich, Barbara (1983). History of the Balkans: Twentieth century. Cambridge University Press. s. 131. ISBN 978-0-521-27459-3. https://books.google.com/?id=Hd-or3qtqrsC&pg=PA131.
  3. News Times, Şubat 2011, Sayı 6, Sayfa 8.
  4. 1 2 3 4 Atilla Kollu, Büyük Zafer (Öncesi ve Sonrası İle) Atatürk Araştırma Merkezi, (Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, sayı 24, Cilt VIII, Temmuz 1992), Kaynaktan= Türk ordusu: 8.658 subay ve 199.283 er (=207.941 asker), Yunan ordusu: 6.546 subay ve 218.432 er (=224.978)
  5. 1 2 3 4 5 6 7 8 Büyük Taarruz Planı; 26 Ağustos 1922 ve Orduların Durumları Ntv Tarih Dergisi, Sayı 31
  6. 1 2 Atatürk Araştırma Merkezi: Kuva-yi Milliye'nin Askeri Açıdan Etüdü (Yrd. Doç. Dr. Kadir Kasalak; Sayı 42, Cilt: XIV, Kasım 1998, Türkiye Cumhuriyeti'nin 75. Yılı Özel Sayısı)
  7. T. Walter Williams: When Greek meets Turk; How the Conflict in Asia Minor Is Regarded on the Spot - King Constantine's View, New York Times, 10.09.1922 tarihli makale. (İngilizce)
  8. 1 2 Sabah, Mehmet Barlas: Kurtuluş Savaşı'nın bazı önemli rakamları!.., 28.08.1997.
  9. Tarih İçinde Polatlı, Ankara Polatlı Belediyesi, sayfa 111 (Pdf sayfa 7)
  10. Osman Akandere, 1923 Yılı Ortalarında Uluslar Arası Kızılhaç Komitesince Görevlendirilen Heyetin Anadolu’daki Teftiş Gezileri ve Hazırladıkları Rapor, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Sayı 53, Cilt: XVIII, Temmuz 2002
  11. Ahmet Özdemir, Savaş esirlerinin Milli mücadeledeki yeri, Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, Cilt: 2 Sayı: 6 Yayın Tarihi: 1990, sayfa 325-333 (PDF sayfa 5-13)
  12. Επίτομος Ιστορία Εκστρατείας Μικράς Ασίας 1919–1922 (Abridged History of the Campaign of Minor Asia), Directorate of Army History, Athens, 1967, Table 2 (Yunanca)
  13. Σειρά Μεγάλες Μάχες: Μικρασιατική Καταστροφή (Νο 8), συλλογική εργασία, έκδοση περιοδικού Στρατιωτική Ιστορία, Εκδόσεις Περισκόπιο, Αθήνα, Νοέμβριος 2002, σελίδα 64 (Yunanca)
  14. Uzunçarşılı, İ.H. Kütahya Şehri, İstanbul Devlet Matbaasıi 1932, s, 180, 181, 183
  15. Uzunçarşılı, İ.H. Kütahya Şehri, 1932, sayfa, 185
  16. Genelkurmay Başkanlığı, Türk İstiklal Harbinde Batı Cephesi, C.II, 2. Kısım, Ankara 1999, sayfa 225
  17. Uzunçarşılı, İsmail H, Kütahya Şehri, İstanbul Devlet Matbaası, 1932, sayfa, 198, 199
  18. Uzunçarşılı, İ. Hakkı, Kütahya Şehri, İstanbul Devlet Matbaası, 1932, s, 207

Dipnotlar

  1. Bütün Anadolu'da bulunan kuvvet.
  2. Yunan tümenlerinin, Türk tümenlerine göre ortalama yüzde 25 personeli fazladır.
  3. Türk tarafında piyade tüfeklerinin yüzde 10-15'i gerilerde depolara gönderilmişlerdi. Muharip birlikler'in elinde 92.792 tüfek vardı.
  4. 100 adedi birer tonluk Berliet, 98'i demir tekerlekli 2,5 tonluk eski kamyonlar.
  5. Bu miktarın 45.530'u ester ve beygir geri kalanı öküz ve eşek.
  6. 10 uçaktan 6'sı keşif, 4'ü avcı uçağı.
  7. 1919'da Yunanistan'nın başbakanı Venizelos Fransa başbakanı Georges Clemenceau ile yaptığı bir görüşmede, "Yunanistan'nın 12 tümenden oluşan 325.000 kişilik bir ordusu var, mütareke döneminden çok daha güçlü bir ordu. Mustafa Kemal'in ise sadece 70.000 adamı var." ifadesini kullanmıştır. (Documents on British Foreign Policy 1919-1939, (ed. E.L. Woodward and Rohan Butler) First Series, Vols:I-II, London, His Majesty's Stationery Office, 1947, sayfa 236)
  8. 50 uçaktan 40'ı keşif uçağı ama bombardıman görevi de verilebiliyor, 10'u avcı uçağı.
  9. Hastanede ve yaralarından dolayı ölenler dahil değil. 24.399 asker bütün cephelerde hastanede hastalıktan ve yaralarından dolayı öldü.
  10. Tüm Kurtuluş Savaşı'nda yaralanan askerler.
  11. Yunanistan’ın elinde bulunan Türk harp esirleri konusunda Türk ve Yunan tarafları farklı rakamlar vermişlerdir. Yunan Kızılhaç’ı Türk esir sayısını 510 subay, 6.012 asker 309 sivil olmak üzere 6.813 olarak verirken, mübadeleye esas olan Türk esir sayısı ise 329 subay, 6.002 asker ve 15.742 sivil esir olarak belirtilmiştir. Fakat başka kaynaklara göre farklı esir sayıları mevcuttur. (Ayrıntılı bilgi için bkz. a.g.e. Ahmet Özdemir sayfa 325-333)
Lozan Barış Antlaşması Lozan Barış Konferansı Ankara Anlaşması (1921) Kars Antlaşması Lozan Barış Konferansı Mudanya Ateşkes Antlaşması Sevr Barış Antlaşması Londra Konferansı San Remo Konferansı Paris Barış Konferansı Gümrü Antlaşması Londra Konferansı Mondros Ateşkes Antlaşması Misak-i Milli Amasya Protokolü Sivas Kongresi Alaşehir Kongresi Balıkesir Kongresi Erzurum Kongresi Amasya Tamimi King-Crane Komisyonu Ahmet İzzet Furgaç Mehmed Talat Paşa Başkomutanlık Meydan Muharebesi Sakarya Meydan Muharebesi İkinci İnönü Muharebesi Birinci İnönü Muharebesi İzmir'in İşgali İstanbul'un İşgali Türkiye Cumhuriyeti
This article is issued from Vikipedi - version of the 1/7/2017. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.