Türkiye'de siyaset
Bu makale serisinin bir parçasıdır: Türkiye devlet yapısı |
|
Ayrıca bakınız
|
Siyaset portali |
Türkiye'nin kuvvetler ayrılığı ilkesine dayalı bir yapısı vardır. "Yasama", "Yürütme" ve "Yargı" erklerinden oluşan üçlü kuvvet ayrılığı ilkesi temel alınmıştır.
Cumhuriyet rejimi ile yönetilen ülkede Cumhurbaşkanı, Devlet'in başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Türk Milleti'nin birliğini temsil eder; Anayasa'nın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir.
Şu anda Türkiye Cumhuriyeti siyasetinde;
- Mevcut Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,
- Mevcut TBMM Başkanı İsmail Kahraman,
- Mevcut Başbakan Binali Yıldırım,
- Mevcut Ana Muhalefet Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'dur.
Cumhurbaşkanı
Türkiye'de 1923'te Cumhuriyetin ilanı ile devlet başkanı Cumhurbaşkanı sıfatını almıştır. Cumhur kelimesi Arapça halk, topluluk anlamına gelmektedir. İlk önceleri Reis-i Cumhur biçiminde kullanılan unvân zamanla Cumhurbaşkanı olarak şekillenmiştir.
Cumhurbaşkanı devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Milletinin birliğini temsil eder. Anayasanın uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir.
Cumhurbaşkanının kendi başına imzaladığı kararlar ve emirler aleyhine Anayasa Mahkemesi dahil, yargı mercilerine başvurulamaz.
Cumhurbaşkanının hastalık ve yurt dışına çıkma gibi sebeplerle geçici olarak görevinden ayrılması hallerinde, görevine dönmesine kadar; ölüm, çekilme veya başka bir sebeple Cumhurbaşkanlığı makamının boşalması halinde de yenisi seçilinceye kadar, TBMM Başkanı, Cumhurbaşkanlığına vekillik eder ve Cumhurbaşkanına ait yetkileri kullanır.
Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip Türk vatandaşları arasından, halk tarafından seçilir.
2007 yılında yapılan referandumla Cumhurbaşkanı'nın görev süresi yedi yıldan beş (5) yıla indirilmiştir. Daha önce sadece bir dönem için seçilebilen Cumhurbaşkanının bir ikinci dönem daha seçilebilmesi kabul edilmiştir. Yine bu referandumla daha önce TBMM üyeleri tarafından seçilebilen Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi kabul edilmiştir.
Başbakan
Başbakan, Türkiye Cumhuriyeti'nde de yürütmenin başındadır. Devlet protokolünde 2 numaradadır. Bakanlar Kurulu'na başkanlık eder. Hükümeti ve icraatlarını yönetir. Türkiye Cumhuriyeti'nde her 4 yılda bir yapılan Türkiye'de genel seçimler ile halk tarafından seçilir.
Başbakan, Bakanlar Kurulu'nun Başkanı olarak, Bakanlıklar arasında işbirliğini sağlar ve Ülkenin genel siyasetinin yürütülmesini sağlar. Bakanlar Kurulu bu siyasetin yürütülmesinden birlikte sorumludur. Her Bakan, Başbakan'a karşı sorumlu olup, ayrıca kendi yetkisi içindeki işlerden ve emri altındakilerin eylem ve işlemlerinden de sorumludur. Başbakan, Bakanların görevlerinin Anayasa ve kanunlara uygun olarak yerine getirilmesini gözetmek ve düzeltici tedbirleri almakla yükümlüdür.
Bakanlıklar
Cumhurbaşkanı tarafından Hükümeti kurmakla görevli (TBMM'de en çok sandalyeye sahip siyasi partinin genel başkanı) milletvekili, öngörülen sürede temaslarını tamamlayarak kabine yani Bakanlar Kurulu listesini yine Cumhurbaşkanı'na sunarak onay alır.
Bakanlar Kurulunun üyeleri şunlardır;
- Başbakan
- Adalet Bakanı
- Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı
- Avrupa Birliği Bakanı
- Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı
- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
- Çevre ve Şehircilik Bakanı
- Orman ve Su İşleri Bakanı
- Dışişleri Bakanı
- Ekonomi Bakanı
- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
- Gençlik ve Spor Bakanı
- Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı
- Gümrük ve Ticaret Bakanı
- İçişleri Bakanı
- Kalkınma Bakanı
- Kültür ve Turizm Bakanı
- Maliye Bakanı
- Milli Eğitim Bakanı
- Milli Savunma Bakanı
- Sağlık Bakanı
- Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı
Meclis
Türkiye Cumhuriyeti'nin 23 Nisan 1920'de kurulmuş olan yasama organıdır.
Yasama görevi yasa yapma, yasa değiştirme ve var olan yasaları yürürlükten kaldırma yetkisidir. Türkiye Cumhuriyeti anayasasına göre Türkiye'de yasama görevi TBMM'ye aittir. Bundan yola çıkarsak TBMM ülkenin kanunlarını belirler.
Anayasanın 108'nci Maddesine göre, yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Milletvekili genel seçimleri, dört yılda bir, serbest, eşit, tek dereceli, genel oy esaslarına göre, yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılır.
Milletvekili seçilebilmek için, en az ilköğretim mezunu olmak ve ayrıca, Anayasada yazılı diğer seçilme yeterliliklerine sahip olmak gerekir. TBMM üyeleri, yasama dokunulmazlığına sahiptir.
Türkiye'de ilköğretim mezunu olmak, milletvekili olmak için yeterlidir.[1]
Milletvekilleri her ilin nüfus yoğunluğuna göre dağıtılır. Partiler her ilden çıkacak vekil sayısına göre seçim sürecinde aday listesini belirler ve seçmenin önüne koyar. Türkiye'de milletvekili seçimlerin siyasi partilere %10 barajı uygulanır. Baraj altında kalan bir siyasi partinin milletvekili adayı, bölgesinde yeterli oyu dahi alsa milletvekili olamaz[2]
Türkiye'de tek meclis vardır ve TBMM üyelerine milletvekili denir. Çoğu modern ülkede, iki aşamalı meclisler olduğu için, milletvekili genelde alt kanattaki üyelere verilen isimdir, üst kanadın senato gibi farklı bir ismi vardır.
Milletvekilleri genelde belirli siyasi partilere bağlıdır. Bağımsız olarak da istediği bölgeden seçime katılabilirler.
Milletvekili seçilme yeterliliği
MADDE 76. – (Değişik : 13.10.2006 - 5551/1 md.) Yirmibeş yaşını dolduran her Türk milletvekili seçilebilir.[1]
(Değişik : 27.12.2002 - 4777/1 md.)En az ilkokul mezunu olmayanlar, kısıtlılar, yükümlü olduğu askerlik hizmetini yapmamış olanlar, kamu hizmetinden yasaklılar, taksirli suçlar hariç toplam bir yıl veya daha fazla hapis ile ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanlar; zimmet, ihtilâs, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla, kaçakçılık, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma, terör eylemlerine katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar, affa uğramış olsalar bile milletvekili seçilemezler.
Hâkimler ve savcılar, yüksek yargı organları mensupları, yükseköğretim kurumlarındaki öğretim elemanları, Yükseköğretim Kurulu üyeleri, kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ve Silahlı Kuvvetler mensupları, görevlerinden çekilmedikçe, aday olamazlar ve milletvekili seçilemezler.[1]
Müsteşarlıklar
İstişare eden anlamına gelen müsteşar siyasi gücün programını uygularken devlet ilke, kural, teamülleri ve yasalara uygunluğunu Bakanlık için Devlet ve millet adına yürütür. Her Bakanlığa bağlı bir müsteşarlık olduğu gibi, birçok devlet kurum ve kuruluşu Müsteşarlar aracılığı ile yürütülür. Harici Müsteşarlıklar genelde Başbakan adına Devlet Bakanlıkları aracılığı ile yürütülür. Tek istisna MİT olup sadece Başbakana karşı sorumludur ve Devlet Bakanlıkları aracılığı ile idare edilemez.
- Milli İstihbarat Teşkilatı
- Hazine Müsteşarlığı
- Savunma Sanayii Müsteşarlığı
- Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı
Yargı
Türk Halkı adına bağımsız olarak görev yapar. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu hakim ve savcıların tayin, terfi ve atama işlerinden sorumludur.
En üst mahkeme Yargıtay'dır ve son karar verici mekanizmadır. Aldığı içtihat kararları bağlayıcıdır.
Anayasa Mahkemesi ise yasaların Anayasa'ya uygunluğunu denetleyerek, yürürlüğe girmesine ya da iptaline karar veren son mercidir. Ayrıca Yüce Divan olarak görev yapar.
Danıştay idari davaların bakıldığı yargı organıdır. Aldığı kararlara Yürütme uymak zorundadır.
Sayıştay ise tüm kamu kurum, kuruluş ve iktisadi teşebbüslerin muhasebat sistemini denetlemekle yükümlüdür.
Türkiye'de yargı yetkisi bağımsız mahkemeler ve yüksek yargı organları tarafından kullanılır. Anayasa'da yargı bölümü, hukuk devleti ilkesi esas alınarak mahkemelerin ve yargıçların bağımsızlığı ve yargıç güvencesi temeli üzerine oturtulmuştur. Bu, hak arama özgürlüğünün gereği, insan hak ve özgürlüklerinin güvencesidir.
Kolluk güçleri
Türk Silahlı Kuvvetleri, Türkiye'ye gelebilecek olan tehditlere karşı ülkeyi savunmakla görevlendirilmiş olan silahlı Devlet kuvvetidir.
Emniyet Genel Müdürlüğü, ülke içerisindeki tüm polis teşkilatının bağlı olduğu kurumdur. Asayişi sağlar ve gözetir, yargı kurumunun talebi üzerine kişileri mahkeme önüne çıkartır.
Jandarma, Türk Silahlı Kuvvetleri personelinden oluşmakla birlikte bir çeşit askeri polis görevi yapar. Sahil Güvenlik Teşkilatı da T.S.K. personelinden oluşup deniz askeri polisi görevi yapar. Bu iki kuruluşunda İçişleri Bakanlığına karşı sorumlulukları vardır.
Siyasi partiler
Siyasi Partiler Yasasına uygun olarak kurulan partiler, Türk halkından Genel Seçimlerde şu anda %10 (yüzde on) olan barajı geçtikleri takdirde ülkeyi yönetmek için veya TBMM'de yer almak için Yasama görevlerini yerine getirirler, çoğunluğa sahip olununca Yürütme erkine sahip olurlar.
Devlet Protokolü
Türkiye’de devlet protokolünün ve devletlerarası protokol işlerinin yürütülmesi için Dışişleri Bakanlığı'nda Protokol Genel Müdürlüğü kurulmuştur.
|