Avusturya Komünist Partisi
Avusturya Komünist Partisi Kommunistische Partei Österreichs | |
---|---|
Kısaltma | KPÖ |
Genel başkan | Melina Klaus ve Mirko Messner |
Kuruluş tarihi | 3 Kasım 1918 |
Öncülü | Alman-Avusturya Komünist Partisi |
Merkez |
Drechslergasse 42 A-1140 Viyana |
Üyelik | 3500 (2004)[1] |
İdeoloji | Komünizm |
Siyasi pozisyon | Aşırı sol |
İnternet sitesi | |
www.kpoe.at | |
|
Avusturya Komünist Partisi (Almanca: Kommunistische Partei Österreichs), Avusturya'da komünist bir siyasî partidir. Parti, 1918 yılında kurulmuştur. 2006 Millî Meclis Seçiminde 47.578 oy alan (1.01%) parti, parlamentoda herhangi bir koltuk kazanamamıştır. Partinin genel başkanları Melina Klaus ve Mirko Messner'dir.
Tarihçe
Siyaset serisinden |
Komünizm |
---|
Kavramlar
Diyalektik materyalizm
Marksist ekonomi Tarihsel materyalizm Artı değer Üretim biçimi Sınıf mücadelesi Sınıfsız toplum Proleter enternasyonalizm İşçi öz-yönetim Dünya devrimi |
Yönleri
|
Çeşitleri
Marksizm
Marksizm-Leninizm Troçkizm Maoizm Luxemburgizm Titoizm Stalinizm Castroizm Guevarizm Hocaizm Juche Sol komünizm Konsey komünizmi Anarşist komünizm Dini komünizm Hıristiyan komünizm Avrupa komünizmi Dünya komünizmi Devletsiz komünizm Ulusal komünizm İlkel komünizm Bilimsel komünizm |
Uluslararası
|
İlgili kavramlar
Antikapitalizm
Antikomünizm Soğuk Savaş Komünizmin eleştirileri Komünist parti kurallarına eleştiriler Proletarya diktatörlüğü Sol siyaset Yeni Sınıf · Yeni Sol Tasfiyecilik Sosyalizm Sosyalist ekonomi Sosyalist vatanseverlik Kapitalist yolcular Kızıl siyasi üs Öncü parti Devrimci durum Parti genel çizgisi Dünya işçileri, birleşin! Savaşa Hayır, Ancak Sınıf Savaşı Komünizmin 20 yılı |
Eserler
|
Partinin kuruluşu
Avusturya Komünist Partisi'nin Alman-Avusturya Komünist Partisi adı altında kuruluşu 3 Kasım 1918’de Sovyet Ekim Devrimi’nden sonra gerçekleşti. Kuruluş konferansı Viyana Favoriten’de yapıldı.
Komünist partinin ilk dönemi farklı ve kısmen birbiriyle çatışma halinde bulunan gruplardan oluşuyordu: Elfriede Friedländer çevresindeki grup, Franz Koritschoner çevresindeki sol sosyal-demokratlar, I. Dünya Savaşı sırasında Avusturya Sosyaldemokrat Partisi'nden (SPÖ) uzaklaştırılan gençlik derneği üyeleri ve daha sonraları aralarında Karl Tomann ve Johann Koplenig’in de bulunduğu Sovyetler Birliği’nden geri dönen eski savaş tutukluları.
Partinin ilk eylemi 12 Kasım’da cumhuriyetin ilanı nedeniyle yapılan kitlesel gösteri sırasında yapıldı. Parlamentonun önüne üzerinde “yaşasın sosyalist cumhuriyet!” yazılı bir pankart asan komünistler, ayrıca parlamentonun girişinde asılı bulunan kırmızı-beyaz-kırmızı çizgili Avusturya bayrağını indirerek, bayrağın ortasındaki beyaz şeridi çıkarttılar ve kırmızı şeritlerin uçlarını birbirine bağladılar. Böylece kendilerine göre yeni cumhuriyetin bayrağının hangi renkte olması gerektiğini gösterdiler.
Avusturya’da konseylerin (sovyetlerin) oluşması Almanya’nın ve Rusya’nın aksine sadece büyük kentlerle sınırlı kaldı. Ayrıca kurulan Kızıl Muhafızlar kısa süre sonra sosyal-demokrat güvenlik birlikleri içinde eridiler. 12 Kasım 1918’de komünistler tarafından gerçekleştirilen darbe girişimi birkaç saat içinde bastırıldı.
Birinci Cumhuriyet
Birinci Cumhuriyet döneminde KPÖ sosyal-demokrasiden kopan Josef Frey çevresinde örgütlenen geniş Yeni Sol grubunun 1921’deki katılımına karşın fraksiyon kavgaları nedeniyle etkisiz kaldı. Ulusal parlamentoya giremedi. Ancak Aşağı Avusturya, Yukarı Avusturya, Salzburg ve Steiermark’ta yerel parlamentolara katılabildi. Bununla birlikte KPÖ işsizler hareketinde ve yaklaşan faşizme karşı önemli bir rol oynadı.
1933 yılında KPÖ Engelbert Dollfuß’un yönetimindeki Avusturya Faşizmi tarafından yasaklandı ve çalışmalarını yasadışı olarak sürdürmeye başladı. Zaten parti 1920’lerden beri yeraltı çalışmasına hazırlanıyordu. Sosyal-demokrat partinin de yasaklanmasıyla birçok eski SPÖ taraftarı yeraltında KPÖ ile birlikte çalışmaya başladılar.
KPÖ 12 Şubat 1934’te Sosyal demokratlara yakın Republikanischer Schutzbund’un (Cumhuriyetçi Savunma Birliği) faşizme karşı başlattığı işçi ayaklanmasına aktif bir şekilde katıldı. Ancak ayaklanma başarısız oldu. 1920’li yıllardan itibaren dünya komünist hareketinde hakim olan sosyal-demokrasinin sosyal faşizm olduğu yolundaki tespitlerden vazgeçen KPÖ, Komintern’in 1935’teki 7. kongresindeki temel ilkeleri benimsedi ve kapılarını hayal kırıklığına uğramış sosyal-demokratlara açtı. Şubat ayaklanmasının bastırılmasından sonra kısa süre içinde KPÖ’nün üye sayısı 4.000’den 16.000’e yükseldi.
1930’lu yılların sonlarında KPÖ’nün önemli isimlerinden Alfred Klahr tarafından Alman ulusundan bağımsız bir Avusturya ulusu bulunduğuna dair ilk teorik yaklaşım ortaya atıldı. O zamana kadar birçok sosyal-demokrat için de Alman ulusuna dahil olmak normal kabul ediliyordu. Bu yüzden 1938 yılında Avusturya’nın Hitler Almanya’sı tarafından ilhak edilmesine karşı KPÖ tarihi “Avusturya Halkına!” başlıklı çağrıyla karşı koydu ve birçok siyasi partinin aksine bağımsız bir Avusturya’yı savundu.
Nazizme Karşı Direniş
Nazizm döneminde KPÖ Avusturya direnişinde önemli bir rol oynadı. Komünistler kısmen Hristiyan demokratlar, Katolikler ve Köylüler gibi eski politik rakipleriyle birlikte mücadele verdiler. Direniş sırasında 2.000’den fazla komünist yaşamını yitirdi.
İkinci Cumhuriyet
Avusturya Cumhuriyeti’nin yeniden kuruluşundan sonra KPÖ Sovyet işgal yönetiminin de desteğiyle ulusal bir öneme kavuştu. Karl Renner’in kurduğu ilk hükümette 10 sosyalist ve 9 hıristiyan sosyal bakanın yanında, 7 tane de komünist bakan görev yaptı. Johann Koplenig yardımcı şansölye, Franz Honner içişleri bakanı ve Ernst Fischer de eğitim bakanı oldu. Ülkenin yeniden kuruluş yıllarında KPÖ “kapitalist yeniden kuruluşa” karşı çıktı ve Marshall Planı’nı reddetti.
25 Kasım 1945’te yapılan ilk serbest genel seçimde sadece 174.257 oy (% 5,42) alan KPÖ sadece 4 üyeyle parlamentoda temsil hakkı kazandı.
Bununla birlikte kimi sanayi ve maden bölgelerinde (Grünbach ve Hüttenberg gibi) KPÖ % 30’dan daha yüksek oy aldı. Karintiya’nın Sloven bölgesinde de yüksek oylara ulaştı. Slovenlerin çoğunlukta olduğu Zell bölgesinde parti % 54,8 oy aldı. Ancak bu pozisyonunu Tito Yugoslavya’sının Sovyetler Birliği ile ilişkilerini kesmesinden sonra sürdüremedi.
Buna karşın Leopold Figl’ın kurduğu hükümet KPÖ’ye bir bakanlık önerdi. Karl Altmann enerji bakanı oldu. Soğuk Savaş’ın başlaması ve Marshall Planı görüşmeleri sonucu 1947’de Altmann bakanlıktan istifa etti ve KPÖ muhalefet partisi haline geldi. 1949 yılındaki genel seçimlerde sosyal-demokratlardan ayrılan Erwin Scharf’ın Sosyalist İşçi Partisi (SAP) ile seçim ittifakı yapan KPÖ 213.066 oy alarak oyların % 5,08’ini elde etti ve 5 sandalye kazandı. Scharf böylece yeniden parlamentoya girdi. 1953 Şubat seçimlerinde de parti Halk Muhalefeti (VO) adıyla 228.159 oy (% 5,28) elde etti ve parlamentoda 4 sandalye kazandı.
1950 Ekim Grevi
26 Eylül-6 Ekim 1950 tarihinde ücret artışlarının iki katı fiyat artışı öngören bir tasarıya karşı büyük bir grev hareketi başladı. Amerikan işgal bölgesinde başlayan grev daha sonra Sovyet işgal bölgesinde ağırlık kazandı. 4 Ekim’de girişilen genel grev başarısız oldu. Sosyalist partiye yakın duran sendika konfederasyonu ÖGB greve karşı çıktı. İnşaat ve Ağaç İşleri Sendikası’nın başkanı Franz Olah’ın örgütlediği grupların uyguladığı terör üzerinde grev sona erdi. KPÖ bu grevde yönetici rol oynadı. İktidarda bulunan Hıristiyan demokrat ÖVP ve sosyal demokrat SPÖ koalisyonunun temsilcileri grevi “halk demokrasisi kurmak yolunda bir darbe girişimi” olarak adlandırdılar. Komünistler bu suçlamaları reddettiler. Aslında komünistlerin ulaşmak istedikleri, burjuva-demokratik sistemi bu grev yoluyla istikrarsızlaştırarak yeniden politik önem kazanmaktı. İktidarı hedefleyip hedeflemedikleri günümüzde halen tartışmalıdır. Sendikanın şiddeti kadar Prag darbesinin hemen sonrasındaki greve karşı hükümetin antikomünist propagandasının da grevin yenilgisinde etkisi oldu. Amerikalılarla çatışma yaşamak istemeyen Sovyet işgal bölgesi yönetimi de grevcilerin beklentilerinin aksine, greve karşı mesafeli durdular.
Bağımsızlık Kavgası
Moskova’daki gizli dosyaların kısa süre önce yayınlanmasından sonra KPÖ ile Moskova’daki politbüro arasında yakın ilişki olduğu ortaya çıktı. Partinin lideri Johann Koplenig’in Stalin’le düzenli ilişkisi vardı. Sovyetler’in Avusturya ile ilgili planları ve ayrıca Sovyetler’in böyle bir planı olmamasına karşın, Almanya gibi Avusturya’nın da bölünmesi planı parti içinde tartışıldı, ancak parti tarafından bu proje reddedildi. Böyle bir bölünme Avusturya’nın bir kısmının NATO üyesi olması, Batı Almanya ve İtalya ile bağlantı kurması demekti. Bununla birlikte tarafsız bir Avusturya İsviçre’yle birlikte İtalya ve Avusturya arasında bağımsız bir hat çizecekti.
Böylece KPÖ Sovyetler tarafından bağımsızlığın koşulu olarak öne sürülen tarafsızlık politikasından yana tavır aldı. 15 Mayıs 1955’te imzalanan ve bağımsız Avusturya Cumhuriyeti’nin yeniden kuruluşunu sağlayan devlet sözleşmesi ve 26 Ekim 1955’te parlamentoda bugünkü FPÖ’nün öncüsü olan VdU’ya karşı ÖVP, SPÖ ve KPÖ tarafından sağlanan tarafsızlık kararı mücadelesinde KPÖ aktif bir rol oynadı. Soğuk Savaş’ın doruğuna varmasından sonra KPÖ tarafsızlık politikası yüzünden diğer partiler tarafından vatana ihanetle suçlandı.
Zayıflama ve Kriz
Savaş sonrası hızlı ekonomik kalkınma boyunca ve 1955’te işgal döneminin sona ererek İkinci Cumhuriyet’in ilanından sonra KPÖ etkisini yitirmeye başladı. Bu dönemde KPÖ de dünya komünist hareketinin genelinde olduğu gibi Stalin yönelimli bir Marksizm-Leninizm anlayışını savunuyordu. Ancak SBKP’nin 20. Kongresi’nde Kruşçev’in başlattığı Stalin karşıtı yönelim KPÖ’de de karşılık buldu. Parti Stalinizm’den uzaklaştı. Ancak stalinizmin ve buna bağlı sorunların derinlemesine analizine ancak reel sosyalizmin yıkılmasından sonra, 1990’lı yıllardan sonra başlandı.
Daha 1956’da Macaristan’daki ayaklanmanın öncesinde partinin izlediği çizgi KPÖ’yü gerek yerel seçimlerde (Salzburg 1954) gerekse Viyana’daki oy artışına karşın diğer eyaletlerdeki ağır kayıpların yaşandığı 1956 Mayıs genel seçimlerinde başarısızlığa götürdü. Seçimlerin sonunda SAP ve KPÖ birleşti.
Bu dönemde Macaristan’daki ayaklanmayla da bağlantılı olarak partiden kopuşlar başladı. Parti kimi önemli isimlerini kaybetti. Mayıs 1959 seçimlerinde de KPÖ 142.578 oyla (% 3,27) parlamentonun dışında kaldı.
1965 yılında yapılan 19. Kongre’de Franz Muhri partinin yeni başkanı seçildi ve parti Avrupa Komünizmi’ne yöneldi. Gerek bu yönelim, gerekse de partinin 1966 genel seçimlerinde SPÖ yararına seçimlerde aday göstermemesi parti içinde önemli tartışmalara neden oldu. Bu tartışmalar SSCB’nin 1968’de Çekoslovakya’ya askeri müdahalesiyle daha da şiddetlendi. KPÖ önceleri Çekoslovakya müdahalesini eleştirirken, 1971’de görüşlerini değiştirerek Sovyet çizgisini savunmaya başladı. Bu çizgiyi eleştiren eski eğitim bakanı Ernst Fischer partiden uzaklaştırıldı ve ancak 1998’de itibarı iade edildi. Ancak parti içi tartışmaların tek kaynağı Sovyet politikasına yönelik tutum değildi. Avusturya’daki ekonomik ilişkilere ve politikalara yönelik tahmin ve strateji sorunları ile sosyal-demokrasiyle ilişkiler sorunu da bu tartışmalarda önemli bir yer tutuyordu.
Hızla üye kaybeden partinin üye sayısı savaşın hemen sonrasında 150.000 iken 1965’te 36.400’e, 1974’te 20.000’e ve günümüzde de 2.500’e indi.
Reel sosyalizmin yıkılışından sonra
1990 Ocak ayında partiyi yenilemek ve hataları ortaya koymak adına Walter Silbermayr ve Susanne Sohn partinin başına geçirildi. Bu ikilinin 1990 genel seçimlerinde sol bir seçim ittifakı kurma çabası başarısız oldu. Parti üyelerinin üçte birini kaybetti. Seçimlerin sonrasında Silbermayr ve Sohn çevresinde bulunan merkez komite üyeleri partinin dağıtılmasını ve partinin “çoğulcu bir sol” harekete dönüşmesini savundular. Ancak bu çizgileri parti içinde karşılık bulmayınca Mart 1991’de görevlerinden çekildiler.
Bu dönemde Avrupa Ekonomik Topluluğu ve Avrupa Birliği karşıtı politika yapan parti, 1990’ların başlarında Avusturya’nın Avrupa Birliği’ne katılımını sıklıkla Hitler Almanyası’nın Avusturya’yı ilhak etmesiyle karşılaştırdılar. Bununla birlikte KPÖ bugün Avrupa Birliği Anayasası’na karşı bir çizgi izlese de, birlikten çıkmayı öncelikli bir hedef olarak görmemekte, uzun vadeli bir seçenek olarak kabul etmektedir. Ayrıca globalleşme karşıtı hareketin bir parçası ve feminist bir parti olarak KPÖ 2004 Avrupa Birliği seçimlerinde LINKE listesiyle birlikte Avrupa Sol Partisi’nin bir parçası olarak aday çıkartmıştır.
Novum Kararı ve mali kriz
Demokratik Alman Cumhuriyeti’nin yıkılışından sonra Sosyalist Birlik Partisi’ne (SED) ama aynı zamanda da KPÖ’ye ait olan Novum ihracat şirketinin mal varlığı dava konusu oldu. Bu şirketten elde edilen gelirler KPÖ’nün başlıca mali kaynağıydı. Alman mahkemesinin şirketin mal varlığının SED’e ait olduğuna dair verdiği karar sonucu KPÖ şirketteki malvarlığının tümümü yitirdi.
Böylece partide bir mali kriz baş gösterdi. Parti ücretli çalışan tüm elemanlarını işten çıkarttı ve haftalık yayın organı Volksstimme’yi kapattı. Partinin faaliyetlerine devam etmesi komünistlerin gönüllü faaliyetine bağlı hale geldi. Ayrıca 2003 yılına kadar her yıl geleneksel olarak Viyana Prater’de düzenlenen Volksstimme Festivali de 2004 yılında düzenlenemedi.
Mali sorunlarına çözüm arayışı içindeki Walter Baier yönetimindeki parti yönetimi partiye ait olan, ancak 1990 yılında anarşist gruplarca işgal edilerek bir kültür merkezi haline getirilmiş olan partinin eski merkez binası olan Ernst Kirchweger Haus (EKH) binasını 600.000 Euro’ya sattı. Binayı satın alanlar çok kısa bir süre sonra binayı 1,7 Milyon Euro’ya Viyana Belediyesi’ne devretti. Partinin sol bir kültür merkezinin bulunduğu binayı, binayı kullananlarla görüşmeden ve hatta parti içinde de konuyu tartışmadan satması ülke içinde ve dışındaki sol çevrelerde yoğun bir eleştiriye neden oldu. KPÖ özellikle binanın satılmaması için bütün olasılıkları denememekle eleştirildi. Ayrıca parti yönetimi, binanın satıldığı kişilerin 1970’li yıllarda Neonazi grubu Aktion Neue Rechte üyesi olduklarını bildikleri halde satışı gerçekleştirmekle suçlandı. Parti yönetimi binayı satın alanların Neonazi olduklarını bilmediklerini duyurdu.
Bu gelişmeler üzerine EKH yanlıları, Ocak 2005’te parti çalışanlarının arabalarına, evlerine ve parti merkez binasına yönelik şiddet eylemlerinde bulundular.
Parti içi çatışma
1994 yılından itibaren parti içinde partinin başında bulunan Walter Baier çevresiyle ile esas olarak nVs (neue Volksstimme) dergisi çevresinde birleşen muhalefet grubu arasında bir çatışma ortaya çıktı. Muhalefet Baier ekibini revizyonizm ve marksizme ihanetle suçlarken, Baier ekibi de muhalefeti stalinist eğilimler taşımakla suçladı.
2000 yılı yazında parti yönetiminden 12 üye yaklaşan parti kongresi için kurulan siyasi platforma karşı tavır aldılar. Onlara göre platform partinin çoğulcu sol adına nesnel olarak dağılmasına eğilimliydi ve Avusturya ve Avrupa’nın ekonomik ve politik ilişkilerini yeterince tahlil edemiyorlardı. Bu 12 üye merkez yönetimin siyasi platformuna karşıt tezler içeren bir bildiri sundular. Kongre platform kararı vermedi ve geniş bir program tartışması açılmasına karar verdi. Ancak bu tartışma parti içi çatışmalar nedeniyle yapılamadı.
Nisan 2001’de merkez yönetimin internette açılan tartışma forumunu kendilerine yönelik yoğun saldırılar yüzünden kapatması üzerine çatışma keskinleşti.
2002 Ocak ayında Attersee-Çevresi’nin partinin yeniden yapılandırılmasına yönelik bir konsepti yayınlandı. Bu konsept çeşitli parti çalışanlarının görevden alınmasını ve görece Ortodoks-marksist bir çizgiyi savunuyordu. Bunun üzerine partinin ücretli aygıtına dayanan parti yönetimi, parti basını üzerinden “fraksiyonculuk” suçlamasını ön plana çıkarttı.
2002 Mayıs ayında bir grup parti üyesi yayınladıkları açık mektupla Walter Baier’ın istifasını istediler. Gelişmeler üzerine merkez yönetim 32. Parti Kongresi’nin 2002 yılı sonunda yapılmasına karar verdiyse de, genel seçimlerin öne alınması sonucu kongre 2003 başına ertelendi. Kongrede birinde içerikle ilgili, diğerinde kişisel soruların ele alındığı iki oturum düzenledi.
İlk oturumda 27 Nisan 2003’te uzlaşma olarak Manfred Groß’un “KPÖ neyi savunuyor?” başlıklı metni üzerinde anlaşma sağlandı. 1997 yılında açıklanan kadın programının geçersiz ilan edilmesi önerisi çoğunluk tarafından reddedildi. Yine kongre katılımcıları stalinizmin reddedilmesini kabul etti. Partinin Avrupa Birliği’ne yönelik eleştirel tutumu güçlendirilirken sadece Birlik’ten çıkılmasına yönelik talepte bulunmak indirgemeci bulunarak reddedildi.
İkinci oturumda Walter Baier’ın karşısında KPÖ Tirol eyalet başkanı Manfred Eber ve kadın eşbaşkan Heidemarie Ambrosch’un yerine KPÖ Tirol çalışanı Petra Stöckl aday oldu. Baier 204’e karşı 183 oyla Eber’i geri bırakırken, Stöckl 197’ye karşı 188 oyla Ambrosch’a karşı üstünlük sağladı. Böylece partinin iki eşbaşkanı karşıt gruplardan seçilmiş oldu.
Şiddetlenen çatışma sonucu merkez yönetimde bulunan 4 Baier karşıtı görevlerinden ayrıldılar. Buna karşın kadın toplantısının önerisi üzerine Margit Kain istifa eden Stöckl’ın yerine eşbaşkan olarak atandı.
Çatışmanın keskinleşmesi
Çatışma 2004 yılında parti konferansında Avrupa Sol Partisi’ne katılım kararı alınmasıyla keskinleşti. Buna karşın KPÖ AB’den çıkma seçeneğini tümüyle dışarıda bırakmıyordu. Aralık 2004’te yapılan 33. Kongre’de kurulan platformda bu seçenek dile getirildi. Parti AB parlamentosu seçimlerine LINKE Liste (Sol Liste) ittifakı çerçevesinde Leo Gabriel’i ilk aday göstererek katıldı. Gabriel haftalık Profil dergisinde dayanışmacı bir Avrupa istediğini, ama sosyalist bir Avrupa istemediğini söyleyerek sosyalizm aleyhinde açıklamalarda bulundu. Bu açıklamalar parti muhalefeti içinde öfkeli eleştirilere neden oldu. Birçok parti örgütü seçim çalışmalarını boykot etti. Seçim sonuçları 19.530 oyla (% 0,77) yüzdelik oran olarak 1999’daki KPÖ oylarının (20.497 oy, % 0,73)biraz üzerindeydi.
Aynı zamanda çatışmalar son kongrede kurulan program komisyonu içinde Walter Baier taraftarlarının azınlığa düşmesiyle keskinleşti. Komisyon Baier taraftarları tarafından boykot edildi, bu komisyonun program taslağı merkez yönetimin geri kalanı tarafından reddedildi ve parti basınında yayınlanmadı.
2004 Nisan ayında parti içindeki ortodoks çevre tarafından Kommunistische Initiative (Komünist İnisiyatif) kuruldu ve Otto Bruckner, Gerhard Bruny ve Werner G. Murgg hareketin sözcüsü olarak seçildi. Bu grup 2004 Haziran’ında KPÖ yönetim üyelerini marksizme ihanetle suçlayan bir mektup yayınladılar. Bununla birlikte muhalefet bir bütünlük oluşturmuyordu. Farklı nedenlerle bir araya gelen üye ve sempatizanlardan oluşuyordu.
33. Kongre
Yeni bir kongre için parti yönetimi üzerindeki baskı üzerine yönetim 11 ve 12 Aralık 2004’te 33. Parti Kongresi’ni delege kongresi olarak Linz-Ebelsberg’te toplanmaya çağırdı. Ancak bu çağrı 32. Kongre kararlarıyla çelişiyordu. 32. Kongre bir delege kongresi değil, bir üye kongresiydi ve bu kongrenin kararları 33. Kongre’nin de bir üye kongresi olmasını ön görmüştü. Kongrenin KPÖ’nün en yüksek karar organı olması nedeniyle bir tüzük ihlali olduğunu savunan muhalefet, partinin böylesi durumlarda karar veren hakem komisyonunu göreve çağırdı. Ancak bu komisyon da, kongrenin kongre çağrısının biçimini belirleyemeyeceğine ve dolayısıyla bir tüzük ihlali bulunmadığına karar vermesine karşın, Ottakring ilçesi parti örgütü tüzüğe başvurarak kendi başlarına bir üye kongresi örgütlemeye çalıştılar. Ancak bu girişim parti yönetiminin mahkeme tehditleri sonucu iptal edildi. Delege kongresi 4-5 Aralık 2004’te 76 delegenin katılımıyla Ebelsberg’te toplandı. Kongre muhalefet, Tirol KPÖ ve yerel seçimlerde büyük bir başarı kazanan Graz ve Steiermark KPÖ tarafından boykot edildi. Kongrenin konuları AB anayasasının ve AB hizmetler yönergesinin reddedilmesi, kamu mülkiyetinin savunulması ve İkinci Cumhuriyet’in 50. yılı olan 2005 yılına yönelik faaliyetlerdi. Walter Baier karşıt hiçbir adayın katılmadığı seçimlerde % 89,4 oy alarak tekrar seçildi. Ayrıca parti tüzüğünde değişiklikler yapıldı.
Parti içi çatışma sırasında muhalefetten pek çok kişi partiden çıkartıldı ve yönetimi antidemokratik davranmakla suçlayan birçok üye de partiden ayrıldı.
Partinin şimdiki durumu
27 Şubat 2006’da Walter Baier 11 Mart 2006’dan itibaren parti başkanı görevinden ayrılacağını bildirdi. Her ne kadar Baier kendi politikasını savunduysa ve başarılı ilan ettiyse de bu istifanın merkezi KPÖ’nün girdiği krizin bir ifadesi olduğu dile getirildi. 11 Mart 2006’da merkez yönetim Melina Klaus ve Mirko Messner’i başkan seçti.
33. Kongre kararlarını kabul etmeyen Steiermark KPÖ o zamandan bu yana politikasını bağımsız bir şekilde belirlemektedir. Buna karşın kendisini KPÖ’nün bir parçası olarak görmektedir. Halen gerek Steiermark KPÖ gerekse de Salzburg KPÖ 33. Kongre temelinde oluşmuş olan merkez yönetime kendi temsilcilerini göndermeyi reddetmektedirler.
Parti içinde ortaya çıkan Kommunistische Initiative grubu günümüzde tümüyle partiden uzaklaştırılmıştır ve yeni bir komünist parti hazırlığı yapmaktadır.
KPÖ’nün komsomol örgütü Kommunistische Jugend Österreichs (Avusturya Komünist Gernçliği - KJÖ) de yeni bir gençlik örgütü kurmak isteyen parti yönetimiyle gergin bir ilişki sürdürmektedir.
Üniversiteli komünistlerin organizasyonu Kommunistische StudentInnen Verband (Komünist Öğrenciler Birliği - KSV) da merkez partinin politikasına karşı bir çizgiyi savunmaktadır. Özellikle Mayıs 2007’de yapılan öğrenci derneği seçimleri öncesinde parti yönetiminin Viyana Üniversitesi’nde KSV’ya karşı ama yine KSV adını kullanan yeni bir öğrenci örgütü kurması (KSV-Lili) öğrenci örgütünün parti yönetimine ağır suçlamalarda bulunmasına neden olmuştur.
Partinin Genel Başkanları
- Johann Koplenig (1927-1965)
- Franz Muhri (1965-1990)
- Walter Silbermayr ve Susanne Sohn (1990-1991)
- Otto Bruckner, Margitta Kaltenegger ve Julius Mende (Bundessprecher) (1991-1994)
- Walter Baier (1994-2006)
- Melina Klaus ve Mirko Messner (2006-günümüz)
KPÖ ve seçimler
KPÖ 1945'ten itibaren federal parlamentoda 1959'a, Salzburg eyalet parlamentosunda kesintilerle 1949'a, Aşağı Avusturya eyalet parlamentosunda 1959'a, Burgenland eyalet parlamentosunda 1956'ya, Viyana eyalet parlamentosunda 1969'a ve Karintiya ile Steiermark eyalet parlamentolarında 1970'e kadar temsil edildi. Yukarı Avusturya, Tirol ve Vorarlberg'te KPÖ eyalet parlamentolarına hiç giremedi. Federal parlamentonun ve eyalet parlamentolarının dışında kaldığından beri partinin çalışmalarında ağırlık işyerleri ve sendika çalışmalarına kaydı.
Sürekli bir yerel politikayla KPÖ Steiermark'ta güçlendi ve Graz KPÖ yerel seçimlerde % 20,75'lik bir oya ulaşabildi. Bu seçimlerdeki başarı daha çok sevilen aday Ernest Kaltenegger'in etkisiyle gerçekleşti. Fakat Graz 2008 yılındaki Yerel İntihâbında, KPÖ oylarını ikiye bölündü.
Ayrıca bakınız
Dış bağlantılar
Kaynakça
- ↑ [http://derstandard.at/2577301 "Hintergrund: Mitgliederzahlen sinken konstant"] (German). Der Standard. 19 September 2006. http://derstandard.at/2577301. Erişim tarihi: 19 April 2012.
|