OST-Arbeiter

OST-Arbeiter arması
Auschwitz'deki IG-Farben fabrikasında çalışan bir zorunlu işçi
Zorunlu işçi alımında önemli Nazi liderleri Alfred Rosenberg (ortadaki) ve Erich Koch (soldaki)
Lodz'daki kamptan kurtarılan bir OST-Arbeiter
OST-Arbeiterler tarafından para yerine kullanılan alışveriş pulu
Bir OST-Arbeiter tarafından evine yazılmış mektup

OST - Arbeiter (Almanca: Ostarbeiter) II. Dünya Savaşının Doğu Cephesindeki topraklarda yaşayan ve Nazi Almanyası tarafından esir işçi olarak çalışmaya zorlananlara Naziler tarafından verilen isim. OST-Arbeiter çoğunlukla Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti bölgesinden sağlanmaktaydı. Beyaz Ruslar, Ruslar, Tatarlar da bulunuyordu. Savaş döneminde OST-Arbeiter sayısının 3.5 ila 5 milyon dolayında olduğu öne sürülmektedir.[1]

16 yaşının üzerindekiler silah altına alındıkları için OST-Arbeiterlerin çoğu 16 yaşının altında idi. Almanya'ya götürülenlerin %30’unun 12-14 yaş aralığında olduğu ve 1943 yılı sonlarına doğru 10 yaşındakilerin bile zorunlu esir işçiliğe tabi tutuldukları bilinmektedir. Ukrayna’dan OST-Arbeiter olanların yaklaşık yarısı kadın ve genç kızlardan oluşmaktadır.[1] OST-Arbeiterler, işgal altındaki Ukrayna'daki Reichkommissariat yönetimi tarafından koyu yeşil ve beyaz renklerden oluşan ve üzerinde OST (Almanca: Doğu anlamında) yazılı bir arma takma zorunda bırakılmışlardır.

Adlandırma

1944 yılı sonlarında Nazi resmî verilerine göre III. Reich topraklarında çoğu zorla çalıştırılan 7.6 milyon yabancı işçi ve savaş esiri bulunmaktaydı.[2] O dönemde tüm Alman ekonomisinde kayıtlı işgücünün dörtte birini temsil etmekteydi. Yabancı işçiler hiyerarşik bir ayrım sistemi ile ayrılmıştı:

  1. Gastarbeitnehmer (Konuk işçiler): Cermen ırkına mensup, İskandinav ülkeleri ve Mussolini İtalya’sından gelen gönüllü işçiler
  2. Zwangsarbeiter (Zorla çalıştırılan işçiler): İki gruba ayrılmıştı. İlk grup Müttefik Devletlere bağlı savaş esirleriydi. İkinci grup ise sivilerdi. Sivillerin büyük çoğunluğu Polonyalı esirlerdi. Düşük maaş ve gıda alırlardı. Alman işçilerden daha uzun saatler çalışıp otobüs, lokanta veya kilise gibi kamu alanlarından faydalanamamaktadırlar. Mal edinmeleri yasa olan bu işçiler Polonya’yı temsil eden P harfinden oluşan armayı elbiselerinde taşımak durumundalardı.
  3. Ostarbeiter (Doğu’dan gelen işçiler): Çoğunlukla Ukraynalı olmak üzere işgal altındaki Sovyetler Birliği vatandaşlarından oluşmaktaydı. OST yazılı armaları elbiselerinde taşıyan bu işçiler en kötü koşullarda yaşayanlardı. Dikenli tellerle çevrili ve silahlı muhafızlarla korunan özel kamplarda kalırlar ve Gestapo ile fabrika güvenlik görevlilerinin sürekli baskısı altında çalışırlardı.

Tarihçe

Gerekçeleri

II. Dünya Savaşı sürmekteyken 1941 yılı sonlarında Nazi Almanyası silah altına aldığı çok sayıda Alman vatandaşı nedeniyle sanayi alanında çalışacak işçi bulmakta zorlanır duruma geldi. Hermann Göring özellikle yeni işgal edilmiş Doğu Avrupa halklarının III. Reich’a getirilerek işçi ihtiyacının giderilebileceğini ileri sürdü. Fritz Sauckel tarafından örgütlenen ilk işçi sevkiyatı Ukrayna’da gerçekleştirildi.[3]

Gönüllüler

Fritz Sauckel önderliğinde düzenlenen ilk kampanya 1942 yılı Ocak ayında düzenlenir. Kiev’den Almanya’ya 22 Ocak günü kalkan ilk trende boş yer yoktur. Bu ilgide özellikle Almanya’daki çalışma koşullarının çok iyi olduğuna dair yapılan propagandanın etkisi vardır. Gönüllü işçilik için yapılan propaganda çalışması artarak sürer. 3 Mart 1942 tarihli bir Kiev gazetesindeki ilanda 100 bin Ukraynalının Almanya’da çalıştığı söylenerek, güzel Almanya’ya gönüllü gidilmesi teşvik edilir.

Ancak Almanya’daki çalışma koşullarının hiç de bahsedildiği olmadığı haberi Ukrayna’ya ulaşır. İnsan yerine konmayan Ukraynalıların köle muamelesi gördükleri öğrenilince gönüllü başvurular kesilir. Bundan sonra Almanlar zorunlu işçiliğe başvururlar.

Zoralım

Çalışma koşullarının kötülüğü ortaya çıkınca Naziler kitlesel zoralım yoluna başvururlar. Bu iş için toplu halde bulunulan kiilise ayinleri, spor karşılaşmaları gibi sosyal etkinliklere baskın yapılarak silah zoruyla insanlar esir alınır ve Almanya’ya gönderilir.[4] Ukrayna’daki Nazi sorumlusu Erich Koch Ukrayna’dan yılda 450 bin işçinin Almanya’ya gelmesi için kota koyacak ve Ukraynalıların ölesiye çalıştırılmaları emredilecektir. Bu dönemde Silahlanma Bakanı Albert Speer sürekli yaşana işgücü kaybından yakınmıştır.[5] Sauckel tarafından Alfred Rosenberg’e gönderilen bir yazıda dört ay içinde 1 milyon işçiye ihtiyaç olduğu yazılmış, bunun için tüm Ukrayna’da Almanlar neredeyse yolda gördükleri herkesi tutuklayarak Almanya’ya göndermeye başlamıştır. 3 Eylül 1942 tarihinde Adolf Hitler 500 bin Ukraynalı genç kızın Almanya’ya getirilerek Alman ev kadınlarının yüklerini hafifletmesini emretmiştir. Ev işlerinde çalışmak için getirilen Ukraynalı genç kız sayısı 15 bin seviyesinde kalmıştır.[6]

Koşullar

OST-Arbeiterler Almanya’da çalıştıkları fabrikalara ait özel ve muhafızlı kamplarda kalırdı. Köle işçiler haftanın altı günü günde ortalama 12 saat çalışırdı. Aldıkları ücret ortalama bir Alman işçisinin aldığı ücretin %30’u seviyesindeydi ancak maaşlar çoğunlukla giysi, yiyecek ve konaklama için kullanıldığından yetersiz kalırdı. Çoğu fabrikanın Sovyet köle işçileri sivil esirler olarak gördüğü ve hiçbir ücret vermediği de bilinmektedir. Ödenen maaşlar ise özel basılmış kuponlar veya aışveriş pulu şeklinde ödendiğinden alış veriş yapılabilecek yerler ve alınabilecekler sınırlıydı. Yasalar uyarınca OST-Arbeiterlere verilebilecek en az yiyecek tayını veriliyordu. OST-Arbeiterlerin ikamet ettikleri kampın dışına çıkmaları ve Alman vatandaşlarıyla temas etmeleri yasaktı. Alt insan olarak tanımlandıklarından Alman toplumundan yalıtılıyorlardı. Kaçmaya çalışanlar ibret olması için asılmakta ve teşhir edilmekteydi. Bu işçileri çoğu ağır çalışma koşullarından, yetersiz beslenmeden, hastalıktan ve Müttefik bombardımanları yüzünden hayatını kaybedecektir. Özellikle iş kazası nedeniyle sakat kalan veya hamile olan genç kızlar evlerine geri gönderildikleri için çok sayıda genç kız kendisini bilerek sakatlamakta veya hamile kalmaktaydı.[1]

İstatistikler

Doğu Avrupa ve Sovyetler Birliği topraklarının 1941-44 yılları arasında işgal altınada olduğu dönemde 3 ila 5.5 milyon kişi Almanya’ya zorunlu işçi olarak gönderilmişti. Bu rakamın dörtte üçünün Ukraynalılardan oluşmaktadır. Ukrayna’nın ardından en çok zorunlu işçinin alındığı ülkeler diğer Sovyet Cumhuriyetleri, Polonya ve Fransa’dır.

Yapılan işler

OST-Arbeiterler arasında kadınların oranı erkeklere oranla daha çoktu. Çok çeşitli alanlarda kullanılan zorunlu işçiler özellikle tarım, madencilik, silah fabrikaları, metal fabrikaları ve demiryolları işlerinde kullanılmıştır. Almanya’ya gelen işçiler önce geçici kamplarda laıkonur, burada işçiye ihtiyacı bulunan fabrika temsilcileri tarafından kabiliyetlerine göre seçilirdi. Köln’deki Ford-Werke fabrikası ile Branderburg’daki Opel fabrikasının binlerce OST-Arbeiter kullandığı bilinmektedir. Savaş sırasında Almanya’daki en önemli sanayi kolu olan silah fabrikaları Müttefik Devletlere ait bombardıman uçaklarının doğal hedefi konumundaydı. Buralarda çalışan zorunlu işçiler canlı hedef konumundaydı. Ayrıca Peenemünde’deki gizli V-2 roket üretim fabikasında da çok sayıda zorunlu işçi çalışmıştır.

Hamilelik

Hamile kadınlar daha verimsiz çalıştıkları için hamilelik Naziler tarafından istenmemekteydi. Kürtajın Alman yasalarında yasak olmasına rağmen zorunlu işçilere istekleri dışında kürtaj yapılmaktaydı. Ancak çocuğun babası Cermen ırkından olması durumunda bebek değer kazanmakta ve doğuma izin verilebilmekteydi. Kadına doğum izni verildikten sonra bebek Cermenleştirilmesi için annesinden ayrılmaktaydı. Hamile genç kadınların sınırdışı edildikleri örnekler de yaşanmıştır.

İnsanlık suçları

6 Eylül 1944 tarihinde yayınlanan İçişleri Bakanlığı kararıyla III. Reich kapsamındaki bazı psikiyatri hastanelerinde özel OST-Arbetier bölümleri açılmıştır. Almanya’daki çok sayıdaki zorunlu işçinin içinde bulundukları kötü koşullar nedeniyle akıl sağlığının bozulması üzerine önlem olarak gösterilen bu kararın ardında çalışamayacak derecede rahatsız olan işçilerin el altından öldürülmesi veya ölümcül deneylerde denek olarak kullanılması yatmaktadır.[7]

Geri dönüş

Avrupa’da savaşın sona ermesinin ardından çok sayıda OST-Arbeiter geçici kamplara yerleştirilmiş ve milliyetlerine göre ülkelerine gönderilmiştir. İşçileirn çoğu sovyetler Birliği topraklarına geri dönmüştür. Zorunlu işçi olarak alındıklarında çocuk veya çok genç yaşlarda olan işçiler evlerine ve ailelerine geri dönmek istemekteydi. Ancak buna rağmen ülkelerine dönmek istemeyenler olduğu da görülmüştür. Müttefik Devletler arasında imzalanan Yalta Konferansı kararları uyarınca Sovyetler Birliği ve Yugoslavya vatandaşlarının ülkelerine dönmeleri kayıt altına alınmıştı.

Zorunlu işçilik döneminden önce bazı Ukraynalıların gönüllü olarak Almanya’ya çalışmaya gittikleri için OST-Arbeiterler Sovyetler Birliği’ne döndüklerinde şüpheyle karşılanmıştır. Çoğu yıkılmış olan ülkedeki yeniden zorunlu işçi olarak çalıştırılırken bazıları da sosyal olarak tehlikeli ilan edilerek tutuklanmıştır. Zorunlu işçiler gündelik yaşamlarına döndüklerinde de ülkeleri zor durumda ve işgal altındayken ülkelerine hainlik etmiş olarak görülecek ve toplumsal hayattan dışlanacaklardır.

Tazminat

2000 yılında Almanya tarafından kurulan Stiftung Erinnerung, Verantwortung und Zukunft[8] (Hatırlama, Sorumluluk ve Gelecek Vakfı) 6500 adet Alman sanayicisinin de katılımıyla zorunlu işçilere 4.4 milyar Euro ödenmiştir. 467 bin zorunlu işçiye 4300 Alman markı değerinde tazminat ödendiği belirtilmektedir.[9]

Kaynakça

  1. 1 2 3 Pavel Polyan makalesi 2005 (Rusça), 13 Temmuz 2010 tarihinde erişilmiştir
  2. Ulrich Herbert, Hitler’s Foreign Workers: Enforced Foreign Labor in Germany under the Third Reich, Cambridge University Press 1997 eserinden alıntı (İngilizce), 13 Temmuz 2010 tarihinde erişilmiştir
  3. Andrew Gregoroviç makalesi (İngilizce), 13 Temmuz 2010 tarihinde erişilmiştir
  4. İlgili makale (İngilizce), 14 Temmuz 2010 tarihinde erişilmiştir
  5. Almanya’daki işçilerin her ay binlercesinin hayatını kaybettiği anlaşılmaktadır. (İngilizce), 14 Temmuz 2010 tarihinde erişilmiştir
  6. Soykırım arşivleri (İngilizce), 14 Temmuz 2010 tarihinde erişilmiştir
  7. En az 49 zorunlu işçinin kasıtlı olarak aç bırakılarak veya ölümcül tıbbi deneylerde denek olarak kullanılarak öldürüldüğü bilinmektedir, , (İngilizce), 14 Temmuz 2010 tarihinde erişilmiştir
  8. Vakfın resmî sitesi (İngilizce), 15 Temmuz 2010 tarihinde erişilmiştir
  9. Vakfın ödeme raporu (Almanca), 15 Temmuz 2010 tarihinde erişilmiştir

Ayrıca bakınız

Dış bağlantılar

This article is issued from Vikipedi - version of the 9/4/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.