Osmanlı Türkleri
Osmanlı Türkleri, 13. yüzyılla 20. yüzyıl arasındaki dönemde, bölge değişiklikleriyle beraber, en geniş kapsamıyla Hazar Denizi batısında yer alan Urmiye Gölü civarından Balkanlar’a kadar yayılmış olan Türklerdir. Temelde Oğuzların çeşitli boylarına mensup olmuşlardır. İlk aşamada Anadolu’nun kuzeybatısında kurulan Osmanoğulları Beyliği’nin (veya Osmanlı Beyliği) kurucusu Osman Gazi’nin etrafında toplanan Türkleri belirtmiştir. Beylik sınırlarının genişlemesi, devlet ve imparatorluk süreçlerinin yaşanmasıyla Osmanlı Türkleri tabiri, Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşayan Türklerin tamamını kapsar hâle gelmiştir. 1922 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılışı sonrasında, imparatorluğun doğal devamı olan Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan Türkler, Osmanlı Türklerinin devamı olarak Türkiye Türkleri şeklinde adlandırılmaya başlanmışlardır. Osmanlı Türklerinin Türkiye dışında kalan kesimleri için Osmanlı Türkleri, Türkler, Türkmenler gibi tabirler kullanıma girmiştir.
Osmanlı Türkleri, Oğuzların Bozok kolundan Kayı boyuna mensup, Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu olan Türk boyudur. Bugünkü Türkiye Türklerinin atalarıdırlar. Aynı zamanda, günümüzde eski Osmanlı İmparatorluğu coğrafyasında yaşayan Türkler için (daha dar kapsamıyla Anadolu, Balkanlar ve Kıbrıs’taki Türkler) de kullanılmaktadır.
Şerefname adlı tarihte şunlar yazılıdır:
- “Osmanlılar; Selçuklular gibi Oğuz boyuna mensuptur. Bunlar Horasan’dan Anadolu’ya gelmişlerdir. Bunların bu tarafa gelişlerindeki sebep, Cengiz Han’ın zulümleri yüzünden bu havalinin darmadağın olmasıdır. Bütün musibetler her tarafı sardı. Bu felaketi her taraf duydu...”
Kurucu: Osman Gazi
1258 yılında Söğüt’te doğmuş, 1 Ağustos 1326 tarihinde Bursa’da vefat etmiş olan Osman Gazi, Osmanlı Beyliği ve Osmanlı Hanedanı'nın kurucusu ve beyliğin ilk padişahıdır.
1299 yılında Anadolu Selçuklu Devleti’nin uçbeyi olmaktan çıkıp bağımsızlığını ilan etmiştir. Moğol istilalarından kaçan Müslümanların, beyliğine sığınması ile siyasi ve askerî gücü artmıştır. Çöküş döneminde bulunan Doğu Roma İmparatorluğu'ndaki karışıklıkların da etkisiyle kısa sürede Anadolu ve Doğu Roma'nın hâkimi durumuna gelmiştir. Öldüğü zaman beylik, Eskişehir ile Bursa arasındaki topraklarda hüküm sürüyor, Doğu Roma İmparatorluğu'na ait İznik ve Bursa'yı abluka altında tutmaktaydı.[1]
Devlet
Osmanlı Türklerinin yaşamış oldukları ülke olan Osmanlı İmparatorluğu, 1299-1922 yılları arasında varlığını sürdürmüş Türk devletidir. Toprakları Doğu Avrupa, Balkanlar, Güneybatı Asya ve Kuzey Afrika'yı kapsamıştır. 16. yüzyılda dünyanın en güçlü imparatorluğu hâlini almıştır.
Dil
13. ile 20. yüzyıllar arasında Osmanlı İmparatorluğu'nun yayıldığı topraklarda kullanılmış olan tarihî Türk yazı dilidir. Alfabe olarak Arap alfabesinin Farsça ve Türkçe için uyarlanmış bir biçimi kullanılmıştır.
XVII. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun dünyada birçok alandaki üstünlüğü ve yaygınlığına bağlı olarak Osmanlı Türkçesi de İmparatorluk sınırlarını aşan bir yaygınlığa sahip olmuştur. İncil’in dili olan Latince başta Fransa olmak üzere Avrupa’da XVII. yüzyıl ortalarına kadar eğitim dili olarak varlığını korudu. Fransa’da anadilde eğitim ancak XVII. yüzyıl sonunda yapılabilmiştir ve yine söz konusu ülkede, Almanca ve İngilizce gibi yabancı dillerin öğrenim ve öğretimi ancak XIX. yüzyılda yaygın olarak gerçekleşebilmiştir. O nedenle Fransa’nın 1670’lerde Türkçenin yabancı dil olarak öğrenim ve öğretimine duyduğu ilgi, yabancı dil eğitimi tarihçileri açısından da dikkate alınması gereken bir durumdur. Fransa için XVII. ve XVIII. yüzyıllar, yoğun olarak Osmanlı medeniyeti ve kültürüne ilgi duyduğu yüzyıllar olarak tarihe geçmiştir. Bu eğilimin kaçınılmaz sonucu ise Osmanlı Türkçesiyle kaleme alınmış el yazmalarının Fransızcaya çevrilmesidir.[2]
Kaynakça
- ↑ Halil İnalcık, The Ottoman Empire. The Classical Age. New York: Aristide D.Caratzas, 1973, s. 479. (İngilizce)
- ↑ Suna Timur Ağıldere, “XVIII. Yüzyıl Avrupa’sında Yabancı Dil olarak Türkçe Öğretiminin Önemi: Osmanlı İmparatorluğu’nda İstanbul Fransız Dil Oğlanları Okulu (1669-1873)”, Turkish Studies, Volume 5/3, Summer 2010, s. 697, 700.
|