Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nde edebiyat

Sovyet Edebiyatı veya Sovyetler Birliği'nde edebiyat, Sovyetler Birliği'nde üretilen ve ayrıca Ekim Devrimi ile sonrasındaki edebi çalışmaları kapsayan bir dönemdir. Bu dönemde ülke içinde konuşulan 88 dilden de eserler verilmiş olması ile birlikte Rusça'nın bir hakimiyeti söz konusudur.

Tarihi

1931 yılında Stalin ve Maksim Gorki

1917’de Ekim Devrimi gerçekleştiğinde Rus edebiyatı gerek 19. yüzyılın büyük birikimi, gerekse 20. yüzyıl başlarındaki öncü akımların etkisiyle canlı bir yapıdaydı. Devrimle birlikte fütürizm, akmeizm, imgeciler gibi Devrim öncesinde doğan akımlar yeni boyutlar kazanırken yansıra kültürü yalnızca sınıfsal bir olgu olarak gören proletkult hareketi de gelişti. Dönemin Aydınlanmadan sorumlu halk komiseri Anatoli Lunaçarski, devletin yayın olanaklarını tüm akımlara açarak bu gelişimi hızlandırdı. Şiirde fütürizmin etkisindeki V. Mayakovski, akmeizmi izleyen Anna Ahmatova ve Osip Mandelstam, imgeci, lirik ve geleneksel şiiri sürdüren Sergey Yesenin’in yanı sıra, Boris Pasternak, Aleksandr Blok, Dimitri Furmanov, Yuri Oleşa, Aleksandr Fadayev gibi isimler ululararası ün kazandı. Devrim yıllarını izleyen bu dönemde, modernist, geleneksel ve gerçekçi akımlar sosyalist gerçekçilik anlayışı içinde oldular. Proletkült hareketi ise önemli bir temsilci çıkaramadan etkinliğini yitirdi. Aynı dönemde romanda ise, özellikle iç savaşı ve sosyalizmin kuluşu çalışmalarını konu alan ürünler verildi. Dimitri Furmanov’un Çapayef (1923), Feodor Gladkov’un Çimento (1925), Şolohov’un Durgun Akardı Don (1928-1934), Nikolay Ostrovskiy’in Ve Çeliğe Su Verildi(1934) vb. Maksim Gorki, devrim öncesi üretkenliğini devrimden sonra da sürdürdü. Boris Pilnyak, Konstantin Fedin, Mihail Zoşçenko, Leonid Leonov, A.N. Tolstoy vb. aynı dönemde etkin olan öteki yazarlar oldular.

1934’de tüm yazarları kapsayan tek bir yazarlar birliği kuruldu ve sanatta sosyalist gerçekçilik ilkesi benimsendi. Ancak Stalin döneminde sanata sekter yaklaşımlar, bir yöntem olarak sosyalist gerçekçiliği benimseyen yazarları da zora soktu. Bu yıllarda başlayan siyasal davalar sırasında kimi yazarlar da hüküm giydi, kimileri ise suskunluğu seçtiler.

II. Dünya Savaşı’ndan sonra, savaşın acıları ve sosyalist gerçekçiliğin yeniden yorumlanışı Sovyet Edebiyatı’nda yeni bir canlanmayı getirdi. N.N. Assev, N.S. Tihonov, Nikola Pagodin, V.M. Kirshon’dan sonra, İlya Ehrenburg, Konstantin Simonov gibi yazarlar savaşı konu alan eserleriyle, savaş sırası ve sonrasında dünya çapında ünlendiler.

1950’li yıllarda edebiyat alanında yeni yönelimler ortaya çıktı. Tarihsel ve güncel sorunlarla, insani değerler yazarların ilgi alanının merkezi oldu. Sekterce tutumlar yerine sosyalist hümanizmanın hoşgörüsü seçti. Şiirde Yevgeni Yevtuşenko ve Andrey Voznesenski, stadyumlarda onbinlerce kişiye okudukları şiirlerle tüm dünyda ünlendiler. Roman ve öykü ise Vasili Belov, Sergey Zaliyev, Fazıl İskender, Aleksandr Soljenitsin, Fyodor Abramov, Vasili Şukşin, Cengiz Aytmatov, Viktor Astafiyev, Valentin Rasputin, Yuri Bondarev başta gelen isimlerdi. Sovyet Edebiyatı’nda son dönemlerde bilimkurgu türüde, okurlarda bilim veteknik sevgisini geliştirme işlevine yönelik olarak büyük gelişme gösterdi. Vasili Askenov, Bella Ahmadulina, Yuri Kazanov, Yuri Nagibin, Vladimir Tendryakov, İvan Yefremov, Arkadi ve Boris Strugatskiy kardeşler bu türün başlıca yazarları oldular. 1920’de Fransa’ya yerleşen İvan Bunin 1933’de, Boris Pasternak 1958’de, Mihail Şolohov 1965’de, Aleksandr Soljenitsin 1970’de Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görüldüler.[1]

Genel bilgiler

Yapılan çeşitli araştırmalara göre sovyet insanları, diğer ülkelerde yaşayanlardan daha fazla kitap okumaktadır. Bu olgu UNESCO tarafından da doğrulanmıştır. SSCB yurttaşları daha çok sürekli yayın okumakta (aile başına ortalama 4 yapıt), daha sık sinemaya, tiyatroya, müzeye ve konserlere gitmektedirler. Bir Sovyet yurttaşı yılda ortalama 18 kez sinemaya gitmekte olup bu bir Amerikalıdan üç kez, bir İngiliz ve bir Fransızdan da altı kez ve bir Federal Almanyalıdan dokuz kez daha fazladır.[2]

Sovyet yurttaşlarının, geniş ölçüde kültürel değerlerden yararlandıklarını açıklayan iki neden olduğu belirtilmektedir. Bunlardan birincisi maddi bakımdan; kitapların, sürekli yayınların, tiyatro ve sinema biletlerinin vb. fiyatları, SSCB'de Batı'da olduğundan çok daha düşüktür. Bir sinema bileti hiçbir zaman 70 Kopek'ten (93 Cent) fazla tutmaz. Bolşoy Tiyatrosu'nda bir koltuk 3.5 Ruble (4.7 Dolar) tutar. Açıktır ki, tiyatrolar ve müzeler bu fiyatlarla harcamalarını karşılayamazlar ve dolayısıyla devletten ödenek alırlar. İkinci neden ise SSCB toplumunun, kültürel değerleri özümleme ve dolayısıyla bu alanda sunulan olanaklardan faydalanma gereksinimini üyelerinin bilinçlerine yerleştirmeye çalışmasıdır.[2]

Sosyalist Gerçekçilik

Şiir

Muhalif Yazı

Roman

Polisiye

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. Büyük Ansiklopedi, Milliyet, 1990. Cilt 13. Sayfa 5016-5017.
  2. 1 2 Sosyalizm 60 yılda Neler Getirdi - SSCB Üzerine Sorular ve Cevaplar, s. 129-30, Eğitim - Kültür ve Spor, Bilim Yayınları
This article is issued from Vikipedi - version of the 7/15/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.