Baklava

Baklava

Baklava, Türk, Orta Doğu, Balkan ve Güney Asya mutfaklarında yer etmiş önemli bir hamur tatlısıdır. İnce yufkaların arasına yöreye göre ceviz, antep fıstığı, badem veya fındık konarak yapılır. Genel olarak şeker şerbeti ile tatlandırılır. Ayrıca bal şerbeti de kullanılabilir. Bazı ticari firmalar kendi özel şerbetlerini kullanırlar.

AB Komisyonu tarafından 8 Ağustos 2013 Tarihinde baklavanın Türk tatlısı olduğu tescil edilmiştir.

Köken bilimi

Baklava sözcüğü Türkçe kökenlidir.[1] Eski Türkçede baklağu, baklağı olarak geçer. Buell (1999), "baklava" isminin Moğolca 'bağlamak, sarmak' anlamına gelen baγla- sözcüğünün üstüne Türkçe fiil eki -v getirilerek türetilmiş olabileceğini belirtmiştir ancak Moğolca'daki baγla- fiili de Eski Türkçe'den bir alıntıdır.[2] Kelimenin Arapça bakla kelimesi ile bir ilgisi yoktur.

Türkçeden diğer dillere de geçmiştir. Arapça بقلاوة , Farsça باقلوا, Somalice baqlawad, Ermenice փախլավա, Kürtçe, Zazaca baqlawa, Arnavutça bakllava, Rumence baclava, Macarca baklava, Bulgarca, Sırpça баклава, Hırvatça, Boşnakça baklava, Lehçe bakława, Çekçe baklava, Rusça пахлава, бахлава (okunuş: pahlava. bahlava) , Ukraynaca баклава, Yunanca μπακλαβάς, Azerice Paxlava, Gürcüce ფახლავა, Abhazca абаклау́а, Bengalce বাক্‌লাভা, Filipince baklava, İngilizce baklava.

Tarihçe

Tepside baklava.

Birçok ulusun mutfağında yer etmiş baklava birçok ulus tarafından da sahiplenilir. Baklavanın gelişim tarihi tutulmadığından bu konu belirsiz olsa da bulunan kanıtlar onun Orta Asya Türk kökenli bir tatlı olduğunu göstermektedir. Zamanla Topkapı Sarayı'nda bugünkü halini almıştır.[3]

Vrıonis (1971), Deipnosopiste'de belirtilen gastris, kopte, kopton veya koptoplakos gibi eski Yunan tatlılarını baklava olarak tanımlamıştır ve bunların Bizans tatlısı olduğunu iddia etmiştir. Ancak Perry (1994) bu tatlıların baklava olmadığını çünkü bu tatlıların hamur içermediğini göstermiştir. Bu tatlılar fındık ve balın karıştırılmasıyla yapılıyordu ve bugünkü pasteli veya helvaya benziyorlardı.

Perry ayrıca ince ekmeğin (yufka) arasına malzemeler koyularak yapılan yemeklerin (örn. börek) Türk kökenli olduğunu ve bu tekniğin Orta Asya Türk kökenli olduğunu belirtmiştir. Ayrıyeten her yıl Ramazan ayının 15'inde Osmanlı sultanları yeniçerilere tepsiler halinde baklavalar sunuyorlardı ve bu törene Baklava alayı deniyordu. (Wasti 2005)

Baklava'nın kökeninin Süryanilere dayandığı iddia edilse de[4] bu iddiayı destekleyen bir kanıt bulunamamıştır. Claudia Roden[5] ve Andrew Dalby[6] Osmanlı döneminden önceki Yunan, Arap ve Doğu Roma(Bizans) kaynaklarında baklavadan bahsedilmediğini belirtmişlerdir.

Baklava benzeri bir tatlıya dair ilk kayıtlar Çin Yuan (Moğol) hanedanlığı zamanındaki bir yemek kitabında (1330) rastlanır. Tarif edilen tatlının ismi güllaçtır ve büyük ihtimalle bugün bildiğimiz güllacı kastetmektedir.

Baklava Alayı

17. yüzyılın sonlarında veya 18. yüzyılın başlarında ortaya çıkmış olan baklava alayı geleneğinde, Ramazan ayının ortasında, padişahın askere iltifatı olarak, Saray’dan Yeniçeri Ocağı’na baklava giderdi. Her on askere bir sini baklava hazırlanır ve saray mutfağı önünde dizilirdi. Silahtar Ağa, bir numaralı yeniçeri olan padişah adına ilk siniyi teslim aldıktan sonra, diğer sinilerin her birini ikişer asker nizami olarak yüklenirdi. Her bölüğün amirleri önde, baklava sinilerini taşıyanlar arkada, açılan kapılardan dışarı çıkarak kışlalara doğru yürüyüşe geçerlerdi.

Türkiye'de Baklava

Yalvaç'a özgü Damat baklavası.

Türkiye'de, Gaziantep baklavasıyla tanınan şehirdir. İçersinde kullanılan malzeme, Gaziantep baklavasında antep fıstığı olsa da, bu coğrafi olarak büyük farklılıklar gösterir. Evde yapılan baklavalarda, Güneydoğu Anadolu'da antep fıstığı, Karadeniz'de fındık, İç Anadolu'da ceviz, Kıyı Ege'de badem, Edirne ve Trakya'da ise susam kullanılır. Genelde arananı antep fıstıklı tipi olsa da ekonomik nedenlerle sık sık cevizlisine de rastlanır. Yalın servis edilebileceği gibi, sade dondurma veya kaymakla da servis edilebilir. Baklavanın yufkalarının ince açılmış olması, ceviz veya fıstığının bol olması ve şerbetinin tam kıvamında olması o baklavanın kaliteli olduğunu gösterir.

Baklava denince akla ilk önce Gaziantep gelir. Orijinal Gaziantep Baklavası ustadan çırağa öğretilerek, üretim şekli ve lezzeti ile diğer baklavalardan farklılaşmıştır. Temel olarak bu farkı ortaya koyan en önemli özellik kullanılan hammaddelerdir.  Baklavaya giden yolda ilkin Harran Ovasının susuz tarlalarında yetişen sert buğdayından elde edilmiş un Gaziantep'in suyuyla bir araya getirilir. Böylelikle ortaya çıkan hamur Antepli ustaların elinde, mutlaka armut ağacından imal oklavalarla, her biri kağıttan daha ince 40 kat yufkaya dönüştürülür. Bu kırk katman arasına Ağustos ayının ilk haftasında Turfanda toplanan ve daha yeni yeni olgunlaşan ve halk arasında "boz-iç" diye tabir edilen, 1 kilosunda 110-170 gr fıstık içi veren, zümrüt yeşili rengi ve zengin aromasıyla en değerli  Antep fıstığı, Keçi ve koyun sütünden elde edilmiş ve tuz ve diğer içeriğinden arınarak %99.9 yağ barındıracak şekilde hazırlanmış  Sadece ot ve çiçeklerle beslenen koyun ve keçilerin sütünden elde edilen en rafine haliyle sadeyağ, Keçi, koyun veya inek sütünün 105-108 C°ye kaynatılıp, içine yine bölgeden elde edilen irmik konulur. Sonrasında fırınlanan tepsilerdeki baklavaların  üzerine hava koşulları dikkate alınarak belirlenmiş kaynama derecesinde stabilize edilen şerbet ilave edilmek suretiyle elde edilir. Baklavanın sayısız sırrı vardır. İyi baklava toprakta başlar. Hamurun yapıldığı un unun yapıldığı buğdayın türü buğdayın yetiştiği toprak önemlidir. Fıstığın hasat zamanından sadeyağı oluşturan sütün sağıldığı hayvanın bahar otlarıyla beslenmesi gibi birçok detay baklavanın lezzetini belirler. İyi baklavacı fıstık, yağ, un, şeker, nişasta, süt gibi bütün hammaddelerin en iyisini seçer. Baklavada malzemenin beraberinde Hava koşulları, üretim ortamındaki nem, şerbetin derecesi, ustaların el emeği de önemlidir. Prosesin en başından müşteriye sunumuna kadar olan aralıkta her çalışanın katkısı bilgisi ve tecrübesi değer katar. Ayrıca Orijinal Antep baklavası, bir de tazeyse ilk ısırışta kulağa çok hoş gelen bir hışırtı çıkarır. Nar gibi kızarmış incecik yufkaların birbiri ardınca kırılmasından gelen, kuru yaprakların rüzgarda çıkardıklarına benzer bir hışırtı. Baklava meraklıları için bu ses neredeyse baklavanın kendisi kadar haz vericidir.

Özel Kare Baklava

Ayrıca bakınız

Kaynakça

Dipnotlar

  1. "Baklava." Oxford Dictionary of English 2e, Oxford University Press, 2003.
  2. Sukhbaatar, O. (1997). A Dictionary of Foreign Words in Mongolian (PDF) (Moğolca), s. 25.
  3. Perry 1994, 87
  4. http://www.kitchenproject.com/history/Baklava.htm
  5. New Book of Middle Eastern Food, 2000, ISBN 0-375-40506-2
  6. Siren Feasts: A History of Food and Gastronomy in Greece, 1997, ISBN 0-415-15657-2
This article is issued from Vikipedi - version of the 10/10/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.