Abbâsîler

İslam Abbâsî Halifeliği
الخلافة العباسية الإسلامية
El Hilâfet El Abbasiyye El İslâmi
  İmparatorluk  

750–1258
 

Siyah Abbasi Bayrağı

Açık yeşil ile gösterilen yer halifeliğe bağlı yerler ve en geniş sınırlar (850)
Başkent Şam (750-819)

Bağdat (819-1258)

Dil(ler) Arapça
Din Sünni İslam ve Mutezili İslam[1]
Yönetim Halifelik
Halife
 - 750–754 Ebu'l-Abbas Seffah
 - 786–809 Harun Reşid
 - 1242–1258 Mustasım
 - 1261-1262 Mustansır
Yüzölçümü 10000000 km2
Nüfus
 -  50000000 
     Yoğunluk 5 /km2
Para birimi Dinar
Arap tarihi

Abbâsîler (Arapça: العبّاسيّون; al-'Abbāsīyūn), Emevî hanedanından sonra başa gelerek İslam Devleti'nin yönetimini ve halifeliği beş asırdan daha uzun bir süre elinde tutan Müslüman Arap hanedan.

Tarihçe

Muhammed'in ölümünden (632) sonra, İslam dünyasını Hulefa-yı Raşidin denilen dört halife ve ardından da Emevîler (661-750) yönetti. Emevîler, Ali’nin öldürülmesinin ardından yerine Muaviye halife oldu. Muaviye'nin de ölümünün ardından hakkı olmamasına rağmen oğlu Yezid hilafeti ele geçirdi. Yezid'in hilafette hakkı yoktu çünkü babası Muaviye zamanında Hasan ile bir anlaşma yapılmış ve bu anlaşmada hilafetin saltanata dönüştürülmemesi istenmişti. Aynı zamanda sahabe olan babası Muaviye, oğlunun anlaşmayı bozmamasını vasiyet etmişti. Lakin Yezid anlaşmaya uymayarak babası ölünce hilafeti ele geçirdi ve böylece hilafet saltanata dönüşmüş oldu.[2] Emevîlerin iktidarı Muhammed'in amcası Abbas bin Abdülmuttalip'ın soyundan gelen Abbâsîlerin, Emevî yönetimine karşı ayaklanarak 750'de halifeliği ve iktidarı ele geçirmesiyle son buldu. Bu tarihten başlayarak Abbâsîler 1258'e kadar İslam dünyasının büyük bölümüne egemen oldular.[3][4][5][6][7][8]

İlk Abbâsî halifesi Ebu'l-Abbas Seffah (750-754) idi. 754'te kardeşi Mansur (754-775) onun yerine geçti. Bu iki halife döneminde orduda Türk ve İran kökenliler önemli görevler üstlendiler.[9] Mansur, 762’de başkenti Şam’dan Bağdat'a taşıdı. Mansur'dan sonra sıra ile Mehdi (775-785) ve Hadi (785-786) halife oldular. Abbâsî Devleti Mansur'un torunu Harun Reşid (786-809) döneminde en geniş sınırlarına ulaştı.[9] Harun Reşid, Binbir Gece Masalları’na konu olan görkemli saltanatını Bermeki ailesine borçluydu. Bu aileden Yahya Bermeki ve iki oğlu, vezir olarak Abbâsî Devleti’ni 17 yıl boyunca fiilen yönettiler.

Harun Reşid’in oğulları Emin (809-813), Memun (813-833) ve Mutasım (833-842) babalarının politikalarını sürdürdüler.[9] Annesi Harun Reşid'in Türk asıllı bir cariyesinden olan Mutasım Türklerden özel bir askerî güç kurmuştur,[10] Türk unsurları yönetimde önemli görevlere getirmiştir. Daha sonra bu askeri gücün Bağdat'taki varlığı bazı huzursuzluklara neden olduğundan Samarra adıyla yeni bir kent kurdurarak devlet merkezini oraya taşıdı. 838 yılında Mutasım Anadolu'ya Bizans üzerine bir sefer düzenlemiş, ordusunun bir kolu Bizans imparatoru Theofilos ve ordusunu "Anzin Savaşı" adı verilen bir çarpışmada büyük yenilgiye uğratmış, Bizans'ın ikinci büyük kenti Amorium'u kuşatıp eline geçirmiş ve Abbâsî orduları İznik kentinin yakınlarına kadar ilerlemiştir.[11]

Yerine geçen oğlu Vâsık (842-847) döneminde Türk emirleri askerî işlerin yanı sıra yönetsel konularda daha etkili oldular.[9] Vâsık'ın ölümünden sonra Abbâsî Devleti parçalanma sürecine girdi. Abbâsî toprakları üzerinde Büveyhîler, Tâhirîler, Samânîler, Şirvânîler, Saffârîler, Hamdânîler, Mervânîler, Mirdâsîler, Ukâyliler, Zengîler, Karahanlılar, Tolunoğulları, Ihşidîler, İdrisîler, Murabıtlar, Muvahhidler, Hafsîler, Aglebîler ve Fâtımîler gibi bağımsız devlet ve beylikler kuruldu.

İran'da hüküm süren Büveyhiler, 945'te Bağdat'a egemen oldular. Bundan sonra Abbâsî halifeleri Büveyhilerin izniyle başta kalabildiler. Halife Kâim'in (1031-1075) çağrısı üzerine Büyük Selçuklu Devleti Hükümdarı Tuğrul, 1031 yılında Büveyhileri Bağdat'tan çıkardı ve Abbâsîlere yeniden saygınlık kazandırdı.

Harun Reşid'in Şarlman'ın elçilerini kabul etmesi
9. yüzyılda Abbâsî topraklarında de facto bağımsız ülkeler
Abbâsîler Dönemi'nden bir Kur'an sayfası. Sayfada Hac suresinden bazı ayetler bulunmaktadır.

Ne var ki Abbâsîler bu tarihten sonra hiçbir zaman eski askeri güçlerine ulaşamadılar ve Mustazhir dönemindeki Haçlı Seferleri karşı başarılı olamadılar. Büyük Selçuklu Devleti'nin parçalanmasıyla birlikte Abbâsîler yeniden gücünü yitirdi. Cengiz Han'ın torunu Hulagu'nun yönetimindeki İlhanlılar 1258'de Bağdat'ı yakıp yıktılar, Halife Mustasım'ı ve yakaladıkları hanedan üyelerini öldürdüler. Böylece 508 yıllık Abbâsî Devleti son buldu. İlhanlı hükümdarı Hulagu Han Bağdat'ta içlerinde on binlerce yazma kitap olan kütüphaneleri yakıp yıktırmıştır. Geri kalan kitapları da Dicle Nehrine attırmıştır. Eserlerin mürekkebi suya karışmış ve Dicle Nehri günlerce bulanık akmıştır.

Halife Zâhir'in oğlu Ahmed Mısır'a kaçtı ve orada Memlûk Sultanı Baybars’ın koruması altında Mustansır adıyla halife ilan edildi (1261). Mısır Abbâsî halifeliği, siyasal ve askeri yetkiden yoksun, yalnız dinsel otoritesi olan bir kurumdu. Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim 1517'de Mısır topraklarına girerek, halifenin yetkileri ile Kutsal Emanetler'i devraldı ve Mısır Abbâsî halifeliğine son verdi.

Abbâsîlerde devlet örgütlenmesi, "Divan" adı verilen ve değişik alanlarda görevler üstlenen resmi kurullara dayanıyordu. Maliyesinin ana gelir kaynağı ise toprak vergisiydi. Halktan toplanan zekât da önemli bir gelir kaynağıydı. Vergi gelirlerinin büyük bölümü orduya ve bayındırlık işlerine ayrılırdı. Halife Ömer döneminde kurulan divanı geliştirdiler. Divanı, devlet yönetiminde en etkili kurum haline getirdiler. Devlet ve memleket sorunları, önce divanda görüşülerek divanın önerdiği çözümleri uygularlardı.

Abbâsî Sanatı

Samara Ulu Camii minaresi.

İslam dininin sanata getirdiği en büyük yenilik cami mimarisidir. İslamlıkta her sınıf halkın ayrım gözetilmeden ön saflarda namaz kılabilmesi safların geniş tutulması isteği uyandırmış, bu nedenle kiliselerin aksine camilerde enine mekân tercih edilmiştir. Plan formunun ihtiyaçtan doğması gibi, mihrap, minber, minare türünden mimari ögeler de İslamlığın gelişmesine paralel olarak zamanla ihtiyaçtan doğmuşlardır.

Abbâsîlerden önceki İslam şehirciliği konusundaki bilgilerimiz çok kısıtlıdır. Bu konuda bilinen ilk örnek, 762-765 yıllarında Abbâsî halifesi Mansur’un kurdurduğu Bağdat şehridir. Kaynaklardan edinilen bilgilere göre ilk Bağdat şehri daire planlıydı ve iç içe iki sur duvarı dıştan bir hendekle çevrelenmişti. Şehrin dört kapısına bulundukları yöndeki komşu şehirlerin adı verilmişti. Haç planlı saray ve yanındaki cami şehrin merkezinde yer alıyordu. 766 yılında yapılan Bağdad Ulu Camii kerpiç duvarlı, ahşap sütunlu ve düz damlı basit bir yapıydı. Halife Harun Reşid, 808’de yapıyı planını değiştirmeden tuğla duvarlı olarak yeniden yaptırmıştır. Bağdat 892’de Abbâsîlerin başkenti olunca, artan nüfus nedeniyle camiye aynı planda ikinci bir bölüm eklenmiştir. Ancak, Bağdat şehrinin bu dönem yapılarından günümüze, ilk camiye ait basit bir mihraptan başka hiçbir şey gelmemiştir.

Samarra, Dicle kenarında Bağdat'ın yakınındadır. Bağdat'ın dairesel ve düzenli planı burada yerini araziye uydurulmuş, uzun bir plana bırakmıştır. Dicle kıvrımlarına paralel olarak uzanan şehrin büyük bölümü kazılarla ortaya çıkarılmıştır. Buluntular, Abbâsî cami, saray, türbe ve ev mimarisi ile zengin süsleme sanatı hakkında bilgi vermektedir. Samarra, 836 yılında Halife Mutasım tarafından Abbâsî hizmetindeki Türk birlikleri için “ordugâh şehri” olarak kurdurulmuş.

Samara Ulu Camii, öteki adıyla Mütevekkiliye Camii, İslam dünyasının en büyük cami yapılarından biridir. 150.000 kişi burada bir arada namaz kılabiliyordu. Basit mimarisi, ilk İslam cami planının anıtsal ölçüler içinde tekrarından ibarettir. Yapımında tuğla ve kerpiç kullanılan caminin ilginç bir minaresi vardır. Kare tabana oturan dev boyutlu bu anıtsal minareye geniş bir rampa ile çıkılır. Bu minare formu, yine Samarra’da Ebu Dulaf Camii’nde tekrarlanmış ve bir daha kullanılmamıştır. Bu minare modeli Kahire'de Tolunoğlu Ahmet camii'n de de karşımıza çıkıyor. Bununla beraber bu minare modeli toplamda üç (3) yerde karşımıza çıkmış oluyor.

Samarra’ın ikinci büyük camii olan Ebu Dulaf Camii, 860 yılında yapılmıştır. Kalıntılar daha gelişmiş bir mimarinin varlığını ortaya koymaktadır. Harem bölümü, kemerli duvarlarla birbirinden ayrılan neflerden oluşmuş ve üzeri düz bir çatıyla örtülmüştü.

Samarra’nın saray ve evlerinde kullanılan çeşitli süsleme arasında mermer tozu ve alçı karışımıyla yapılan “ıtuk” kabartmalar önemli bir yer tutar. Bu kabartmalarda iki farklı teknik kullanılmıştır: Dik kesim ve eğri kesim. Dik kesimde motifler yaş sıva üzerine dikine olarak oyulmakta, böylece ışık-gölge kesin çizgilerle birbirinden ayrılarak kuvvetli bir kontrast etkisi sağlanmaktadır. Eğik kesimde ise daha yumuşak bir plastik etki söz konusudur. Eğik kesim, Türklerin İslam sanatına belki de ilk katkısıdır. Bu teknik daha önceleri Orta Asya sanatında Türkler tarafından kullanılmıştır. Dik kesimde daha natüralist, eğik kesimde ise daha stilize bir üslup görülür.

Abbâsîler'de devlet teşkilatı

Dönemin altınları

Abbâsîler'de devletin başı halife tarafından icra edilmiş bir idari teşkilat söz konusudur. Abbâsîler ve bazı Müslüman devletlerde devlet memurluğu iki kademe şeklinde olmuştur. Bu kademelerden ilki herhangi bir nitelik ve yeterlilik şartı koşulmadan şahsi idare, uyum ve kontrole dayanmıştır. Bu tarzdaki memurlara "Erbab-ı Seyf" yani kılıç sahipleri denmekteydi. Diğer bir memurluk kademesinde ise bunun tam tersi bir durum söz konusudur. Niteliğe göre atanan memurlara ise "Erbab-ı Kalem" yani kalem sahipleri denmiştir. Bu gruba Osmanlı İmparatorluğu'nda İlmiye sınıfı denmiştir.[12]

Merkez teşkilatı

Abbâsî devletinin merkez teşkilatı divanlar ve divanları teşkil eden diğer idari birimlerden oluşmuştur.

Divanlar

Divan kelimesi Farsça kökenlidir fakat daha sonraları Arapça'da kullanılan bir kelime haline gelmiştir. Abbâsî devletinde divanlar en yüksek icra kurulu sayılmıştır. Zamanla da idari teşkilatın diğer bölümlerine de divan adı verilmiştir. Abbâsîler divana "Divan-üs Saltanat" ve "Divan-ül Adl" adını vermişlerdir. Vezirler, Kadil-Kutadlar ve benzeri yüksek memurlar divan kurumunun birer üyeleridir. Halifeler divan toplantılarına bazen katılır bazen de istedikleri hususi bir yerden yapılan toplantıyı seyrederdi. Divan-ı Saltanat'ın görevlerini dört başlık altında toplamak mümkündür. Birincisi: orduya mensup kişilerin alacağı ücretleri belirleyerek tahsis etmek. İkincisi: devlete ait vergi ve diğer hakların tahsili; haraç, cizye ve madenler gibi. Üçüncüsü: devlet memurlarının atanması ve azli. Dördüncüsü ise: Beytülmal'a yani hazineye giren ve çıkan malların denetimi. Divanda bu dört ana başlık altında müzakereler yapılıp kararlar alınmıştır. En yüksek icra kurulu olan divanın yanında idari mahiyeti bulunan diğer divanlar da vardır.

Vezirler

Vezirlere bakanlıklar da denir günümüzdeki başbakanlık makamına eş değerdir. Vezir kelimesi yardımcı, sığınak ve yük yüklenen gibi anlamlara gelmektedir. Vezirlik makamı ilk olarak Abbâsîler'de oluşturulmuştur. Abbâsî vezirleri halifeden sonra ülke içerisindeki en yetkili kişidir ve divanın (icranın) başıdır. Vezirlik makamı da tıpkı memurluk gibi iki kısıma ayrılmıştır. Birincisi; "Vezaret-i Tefyiz"dir. Bu mevkideki vezirler halifenin tayin veya azlettiği memurlar hakkında karar alması söz konusu olmamıştır fakat halifeye ait çoğu yetkiyi kullanmıştır. Bu vezirler halife adına devleti yönettikleri için yetkileri oldukça geniş ve etkindir. Bu vezirle Osmanlı İmparatorluğu'nda Vezir-i Azam denmiştir. İkinci vezirlik unvanı ise "Vezaret-i Tenfiz"dir. Bu makamdaki vezirler müstakil yetkiye sahip olmamışlardır. Halife ile halk arasında köprü rolü üstlendiğine dair görüşler mevcuttur. Bu tarzdaki vezirlere Osmanlı İmparatorluğu'na "Kubbealtı Vezir"i denmektedir. Vezirlik makamı iki başlı bir yapı göstermesine karşın en yüksek mertebeli memurluk makamı olmuştur. İki vezirlik arasındaki farklar sadece yetki farklılığı ile sınırlı değildir. Atama ve diğer adaylıklarda da mevki farkı öne çıkmaktadır. Halk arasından Müslüman olmayanlar birincil vezirliğe tayin edilmemiştir fakat ikincil vezirliğe Müslüman olmayan kişiler de tayin edilmiştir.[14]

Diğer memurluklar

Vezirlerden sonra haciplik (hicabet) makamı gelmektedir. "Sahib'üs Sitare" veya "Perdedar" denen hacib, Abbâsî halifesinin özel kalem müdürüdür. Halifeye bağlıdır ve nüfuz alanı geniştir. İslam peygamberi Muhammed'in soyundan gelenlere (seyidler) dair meselelere bakanlara ise "Nakib'ül Eşraf" denir ve bu kişiler devlet teşkilatında önemli bir yere sahip olmuşlardır. Nazır-ul Ceyş denen kişiler ise ordunun başındaki kumandanlardır. Muhtesip'ler, yani belediye başkanları da diğer memurluk görevleridir.[15]

Taşra teşkilatı

Abbâsîler'de taşra teşkilatlarının başında valiler görev yapmıştır. İhtiyaç duyulması durumunda kumandanların, kadıların veya belediye başkanlarının da bu görevi yürüttüğü bilinmektedir. Abbasi devleti hakimiyeti altındaki yerleri eyalet sistemi ile yönetmiş, valilere de sosyal ve siyasi kontrol görevini yüklemiştir. Abbâsîler'de eyaletlerdeki emirlik makamı ise üç şeklide ele alınmaktadır. Birincisi: genel imarettir ve tayin olduğu yerde halifeyi tam yetkiyle temsil ederler. Bu emirler yani valiler, bulundukları bölgede müstakil hükümdar gibi görev yapmışlardır. İkincisi: özel imarettir ve bu makamdaki valiler sadece idari fonksiyona sahiptirler Kadıların tayin edilmesi ilde halktan alınan vergileri tahsil etme yetkileri olmamıştır. Üçüncüsü ise: cihat imaretidir, yani ordu kumandanı olarak değişik bölgelere tayin edilen valilere verilen isimdir.[16]

Bağdad Abbâsî Hâlifeleri listeleri

Abbasi Halifeleri ecdadı

# Adı Adı + Lakâbı Künyesi Babası
0 Haşim bin Abdimenaf Haşim bin Abdimenâf Haşimoğulları Abdimenâf
1 Abdül Muttalib bin Haşim Abdül Muttalib bin Haşim
(Muhammed ve Ali'nin dedesi)
- Haşim bin Abdimenaf
2 Abbas Bin Abdülmuttalip Abbâs
(Muhammed ve Ali'nin amcası)
- Abdülmuttalib
3 Abdullah bin Abbas Abdullah bin Abbas
(Muhammed ve Ali'nin kuzeni)
- Abbâs bin Abdülmuttalib
4 Alî bin Abdullah Alî bin Abdullah bin Abbas
(Abbâsîler Halifeliği'nin adını aldığı Abbâs'ın torunu)
- Abdullâh bin Abbâs
5 "İmâm" Muhammed Muhammed "İmâm" bin Alî bin Abdullah bin Abbas - Alî bin Abdullah bin Abbas
6 "İmâm" İbrahim '[17] İbrahim "İmâm" bin Alî bin Abdullâh bin Abbas - Alî bin Abdullah bin Abbas

Bağdad Abbâsîleri nesli

Sıra Dönem Adı Tam Adı Künyesi Babası
1 750-754 Abdullâh Seffah Ebû’l-Abbâs Seffah Abdullâh bin Muhammed el-Imam Ebû’l-`Abbâs Muhammed İmâm
2 754-775 Abdullâh Mansûr Ebû Câfer Mansûr `Abdullâh bin Muhammed el-İmâm Ebû Câfer Muhammed İmâm
3 775-785 Muhammed Mehdî Ebû Abdullâh Mehdî Muhammed bin Abdullâh Mansûr Ebû Abdullâh Mansûr
4 785-786 Mûsâ Hâdi Ebû Muhammed Hâdî Mûsâ bin Muhammed Mehdî Ebû Muhammed Mehdî
5 786-809 Hârûn Reşîd Reşîd" Hârûn bin Muhammed Mehdî bin Abdullah Mansûr - Mehdî
6 809-813 Muhammed Emîn Ebû Abdullâh Emîn Muhammed bin Hârûn Reşîd Ebû Abdullâh Harun Reşîd
7 813-833 Abdullâh Memûn Ebû’l-Abbâs Memûn Abdullâh bin Hârûn Reşîd Ebû’l-Abbâs Harun Reşîd
8 833-842 Abbâs Mutasım Ebû İshâk Mutasım Abbâs bin Hârûn Reşîd Ebû İshâk Harun Reşîd
9 842-847 Hârûn 'Vâsık Ebû Câfer Vâsık Hârûn bin Muhammed Mutasım Ebû Câfer Mutasım
10 847-861 Câfer Mûtevekkil Mûtevekkil Câfer bin Muhammed Muʻtasım bin Harun Reşîd - Mutasım
11 861-862 Muhammed Muntasır Ebû Câfer Muntasır Muhammed bin Câfer Mûtevekkil Ebû Câfer Mûtevekkil
- - Muhammed bin Mutasım Muhammed bin Mutasım bin Harun Reşid - Mutasım
12 862-866 Ahmed Mûstain Ebû’l-Abbâs Mûstain Ahmed bin Muhammed bin Abbâs Mutasım Ebû’l-Abbâs Muhammed bin Mutasım
13 866-869 Muhammed Mutazz Ebû Abdullâh Mutazz Muhammed bin Câfer Mûtevekkil Ebû Abdullâh Mûtevekkil
14 869-870 Muhammed Muhtedî Ebû İshâk Muhtedî Muhammed bin Hârûn Vâsık Ebû İshâk Vâsık
15 870-892 Ahmed Mutemid Ebû’l-`Abbâs Mutemid ʿAhmed bin Câfer Mûtevekkil Ebû’l-Abbâs Mûtevekkil
- - Tâha Muvaffak bin Mûtevekkil Tâha Muvaffak bin Cafer Mûtevekkil bin Abbas Mutasım - Mûtevekkil
16 892-902 Ahmed Mûtedîd Ebû’l-`Abbâs Mûtedîd Ahmed bin Tâha Muvaffak bin Câfer Mûtevekkil Ebû’l-Abbâs Tâha Muvaffak
17 902-908 Alî Mûktefî Ebû Ahmed Mûktefî Alî bin Ahmed Mutemid Ebû Ahmed Mutemid
18 908-932 Câfer Muktedir Ebû’l-Fadıl Muktedir Câfer bin ʿAhmed Mûtedîd Ebû’l-Fadıl Mûtedîd
19 929 , 932-934 Muhammed Kâhir Ebû’l-Mansûr Kâhir Muhammed bin ʿAhmed Mûtedîd Ebû’l-Mansûr Mûtedîd
20 934–940 Muhammed Râdî Ebû’l-`Abbâs Râdî Muhammed bin Câfer Muktedir Ebû’l-`Abbâs Muktedir
21 940–944 İbrâhîm Mûttakî Ebû Ishâk Mûttakî İbrâhîm bin Câfer Muktedir Ebû Ishâk Muktedir
22 944–946 Abdullâh Mûstekfî Ebû’l-Kâsım Mûstekfî Abdullâh bin Alî Muktefî Ebû’l-Kâsım Mûktefî
23 946–974 Fadıl Mutî Ebû’l-Kâsım Mutî Fadıl bin Câfer Muktedir Ebû’l-Kâsım Muktedir
24 974 – 991 Abdülkerîm Tâi Ebû Bekir Tâi `Abdülkerîm bin Fadıl Mutî Ebû Bekir Mutî
- - İshâk bin Muktedir İshâk bin Câfer Muktedir bin Ahmed Mûtedîd - Muktedir
25 991–1031 Ahmed 'Kâdir Ebû’l-Abbâs Kâdir Ahmed bin İshâk bin Câfer Muktedir Ebû’l-Abbâs İshâk bin Muktedir bin Mûtedîd
26 1031–1075 Abdullah Kâim Ebû Câfer Kâim Abdullâh bin Ahmed Kâdir Ebû Câfer Kâdir
- - Muhammed Zâhîre bin Kaim Muhammed Zâhîre bin Abdulâh Kâim bin Ahmed bin İshâk Kâdir - Kâim
27 1075–1094 Abdullâh Muktadî Ebû’l-Kâsım Muktadî `Abdullâh bin Muhammed Zâhîre bin Abdullâh Kâim Ebû’l-Kâsım Muhammed bin Zâhîre bin Abdullah Kaim
28 1094–1118 Ahmed Mûstazhir Ebû’l-Abbâs Mûstazhir Ahmed bin Abdulâh Muktadî Ebû’l-Abbâs Muktadî
29 1118–1135 Fadıl Mûstarşid Ebû’l-Mansûr Mûstarşid Fadıl bin Ahmed Mûstazhir Ebû’l-Mansûr Mûstazhir
30 1135–1136 Mansûr Râşid Ebû Câfer Râşid Mansûr bin Fadıl Mûstarşid Ebû Câfer Mûstarşid
31 1136–1160 Muhammed Muktafî Ebû `Abdullah Muktafî Muhammed bin Ahmed Mûstazhir Ebû Abdullah Mûstazhir
32 1160–1170 Yûsuf "Mûstencid Ebû’l-Muzaffer Mûstencid Yûsuf bin Muhammed Muktafî Ebû’l-Muzaffer Muktafî
33 1170–1180 Hasan Mûstadhî Ebû Muhammed Mûstadhî Hasan bin Yûsuf Mûstencid Ebû Muhammed Mûstencid
34 1180–1225 Ahmed Nâsır Ebû’l-Abbâs Nâsır ʿAhmed bin Hasan Mûstâdhi Ebû’l-Abbâs Mûstadhî
35 1225–1226 Muhammed Zâhir Ebû’n-Nâsır Zâhir Muhammed bin Ahmed Nâsır Ebû'n-Nâsır Nâsır
36 1226–1242 Mansûr Mûstensir Ebû Câfer Mûstensir Mansûr bin Muhammed Zâhir Ebû Câfer Zâhir
37 1242–1258 `Abdullâh Mûstasım Bilâh Ebû Ahmed "Mûstasım Billâh" Abdullâh bin Mansûr Mûstensir Ebû Ahmed Mûstensir

Abbasi Halifeleri soyağacı

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Kureyş
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Haşim bin Abdimenâf
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Haşimoğulları
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
ʿAbdulmuttalib bin Haşim
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
ʿAbdullâh
 
Abbâs bin Abdülmuttalib
 
Ebâ Tâlib
 
Hamza
 
Ez-Zûbeyr
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Muhammed Mustafa
 
ʿAbdullâh bin Abbâs
 
Ali
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
`Alî bin Abdullâh
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Muhammed İmâm
 
 
İbrahim İmâm[17]
 
Mûsa bin Alî bin Abdullâh
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
ABBÂSÎLER HÂLİFELİĞİ
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Abdillâh Seffah
1. (750-754)
 
 
 
 
 
Abdullâh Mansûr
2. (754-775)
 
İsâ bin Mûsa bin `Alî bin Abdullâh
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Muhammed Mehdî
3. (775-785)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Mûsâ Hâdî
4. (785-786)
 
Hârûn Reşîd
5. (786-809)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Muhammed Emîn
6. (809-813)
 
Abdullâh Memûn
7. (813-833)
 
`Abbâs Mutasım
8. (833-842)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Hârûn Vâsık
9. (842-847)
 
Câfer Mûtevekkil
10. (847-861)
 
Muhammed bin Mutasım
 
Ahmed Mûstain
12. (862-866)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Muhammed Muhtedî
14. (869-870)
 
Muhammed Muntasır
11. (861-862)
 
 
Muhammed Mutazz
13. (866-869)
 
Ahmed Mutemid
15.(870-892)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Ahmed Mûtedîd
16. (892-902)
 
 
 
Tâha el-Muvaffak bin Câfer Mûtevekkil
 
 
 
Alî Mûktefî"
17. (902-908)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Câfer Muktedir
18. (908-932)
 
Muhammed Kahir
19.(929)(932-934)
 
 
 
 
 
Abdullâh Mûstekfî
22. (944 – 946)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Muhammed Râdî
20. (934–940)
 
İbrâhîm Mûttakî
21. (940–944)
 
Fadıl Mutî
23. (946–974)
 
İshâk bin Câfer Muktedir bin Ahmed Mûtedîd
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Abdülkerîm Tai
24. (974–991)
 
Ahmed Kâdir
25. (991–1031)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Abdullâh Kâim
26. (1031–1075)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Muhammed Zâhîre bin Abdullah Kaim
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Abdullâh Muktadî
27. (1075–1094)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Ahmed Mûstazhir
28. (1094–1118)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Fadıl Mustarşid
29. (1118–1135)
 
Muhammed Muktafî
31. (1136–1160)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Mansûr Râşid
30. (1135–1136)
 
Yûsuf Mûstencid
32. ( 1160–1170)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Hasan Mûstadhî
33. (1170–1180)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Ahmed Nâsır
34. (1180–1225)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Muhammed Zâhir
35. (1225–1226)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Mansûr Mûstensir
36. (1226–1242)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
`Abdullâh Mûstasım Billâh"
37. (1242–1258)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Kahire Abbasileri
Memlûk Devleti'
nin himayesi
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Kaynakça

  1. "İTİKADİ MEZHEPLER- 2- Mu'tezile", Din Ahlak Eğitimi Portalı. URL erişim tarihi: 16 Haziran 2007
  2. http://m.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=1632
  3. Oscar Chapuis (1995). A history of Vietnam: from Hong Bang to Tu Duc. Greenwood Publishing Group. s. 92. ISBN 0313296227. http://books.google.com/?id=Jskyi00bspcC&pg=PA92&dq=arab+mercenaries+song+dynasty&q. Erişim tarihi: 28 June 2010.
  4. Joseph Mitsuo Kitagawa (2002). The religious traditions of Asia: religion, history, and culture. Routledge. s. 283. ISBN 0700717625. http://books.google.com/?id=5LSvkQvvmAMC&pg=PA283&dq=arab+mercenaries+china&q=arab%20mercenaries%20china. Erişim tarihi: 28 June 2010.
  5. Bradley Smith, Wango H. C. Weng (1972). China: a history in art. Harper & Row. s. 129. http://books.google.com/?id=8rhPAAAAMAAJ&dq=arab+mercenaries+song+dynasty&q=arab+mercenaries. Erişim tarihi: 28 June 2010.
  6. Hugh D. R. Baker (1990). Hong Kong images: people and animals. Hong Kong University Press. s. 53. ISBN 9622092551. http://books.google.com/?id=6SACPP8mZQ8C&pg=PA53&dq=arab+mercenaries+song+dynasty&q. Erişim tarihi: 28 June 2010.
  7. Charles Patrick Fitzgerald (1961). China: a short cultural history. Praeger. s. 332. http://books.google.com/?id=CqkeAAAAIAAJ&q=arab+mercenaries+china&dq=arab+mercenaries+china. Erişim tarihi: 28 June 2010.
  8. Dennis Bloodworth, Ching Ping Bloodworth (2004). The Chinese Machiavelli: 3000 years of Chinese statecraft. Transaction Publishers. s. 214. ISBN 0765805685. http://books.google.com/?id=QivwtVwq8ykC&pg=PA214&dq=arab+mercenaries+china&q=arab%20mercenaries%20china. Erişim tarihi: 28 June 2010.
  9. 1 2 3 4 Üçok, Bahriye (1979) İslam Tarihi Emevîler- Abbâsîler, Devlet Kitapları, Ankara: Milli Eğitim Basımevi (1.Basım:1968)
  10. Muir William (1922)The Caliphate, Its Rise, Decline and Fall: Bölüm LXVII, Al-Mo'tasim and al-Wathik: (İngilizce) (Erişim tarihi: 30.8.2009)
  11. Huston Smith, Cyril Glasse (2002). The new encyclopedia of Islam. Walnut Creek, CA: AltaMira Press. ISBN 0-7591-0190-6.
  12. Türk-İslam Hukuk Tarihi I. cilt, Prof Dr. Halil Cin - Doç Dr. Ahmet Akgündüz, Timaş Yayınları, s.228
  13. Türk-İslam Hukuk Tarihi I. cilt, Prof. Dr. Halil Cin - Doç. Dr. Ahmet Akgündüz, Timaş Yayınları, s.229
  14. Türk-İslam Hukuk Tarihi I. cilt, Prof. Dr. Halil Cin - Doç. Dr. Ahmet Akgündüz, Timaş Yayınları, s.229/30
  15. Türk-İslam Hukuk Tarihi I. cilt, Prof. Dr. Halil Cin - Doç. Dr. Ahmet Akgündüz, Timaş Yayınları, s.230
  16. Türk-İslam Hukuk Tarihi I. cilt, Prof. Dr. Halil Cin - Doç. Dr. Ahmet Akgündüz, Timaş Yayınları, s.231
  17. 1 2 TDV, İslâm Ansiklopedisi, Cilt 25, Sahife 363, 2002. (Keysân’îyye maddesi.)

Ayrıca bakınız

Dış bağlantılar

This article is issued from Vikipedi - version of the 12/28/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.