Altıntepe
Koordinatlar: 39°41′48″K 39°38′48″D / 39.6965416667°N 39.646625°E
Altıntepe, Erzincan iliniin Üzümlü ilçesi sınırlarında Urartu, Bizans ve Osmanlı medeniyetlerine ev sahipliği yapmış eski bir yerleşim yeridir. Urartu döneminde kurulan yerleşim yerinde halen arkeolojik kazılar sürdürülmektedir.
Erzincan ovasının kuzey doğu kenarında yer alan volkan konilerinden en ilgi çekici olanı Altıntepe’dir. Ova seviyesinden 60 m. yükseklikteki bu tepe ilk kez 1938 daha sonra da 1956 yıllarında yasal olmayan yollardan iki mezar’ın soyulmasıyla adını duyurmuştur. Ardından 1959 yılında Ankara Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Tahsin Özgüç tarafından kazılara başlanmıştır. 1967 yılına kadar sürdürülen kazılarda Urartu Dönemine ait önemli mimari kalıntılar ve küçük eserler ortaya çıkarılmıştır. Kazılardan ele geçen malzeme yayınlanan birçok makalede ve iki cilt kitapta değerlendirilmiştir. Ortaya çıkarılan Urartu dönemi yapıları Anadolu arkeolojisine önemli katkılar sağlamış ve temsil ettiği kültürün tek örnekleri olarak değerlendirilmiştir. Yaklaşık 200 m genişliğindeki tepenin üst kısmında Bizans Surları tarafından tahrip edilmiş, Urartu Dönemine ait iç kale kapısı ve surları, tapınak-saray, apadana, iç surların hemen dışında depo binası ile tepenin güney yamacında açılan terasa yerleştirilen açık hava tapınağı ve yeraltına yapılan 3 taş örme mezar ortaya çıkarılmıştır.
Altıntepe’de kazıların ardından Kültür Bakanlığı’na devredilen kale gerektiği gibi korunamamış ve "Altıntepe" adından gelen cazibeyle ve çevre de oluşturulan masallarla definecilerin iştahını kabartmış, bilimsel kazılarda büyük bir kısmı korunmuş olarak ortaya çıkarılan kalıntılar yerle bir edilmiştir. 2002 yılında Erzincan Valisi Halil İbrahim Altınok’un duyarlılığı sayesinde kazı Bakanlar Kurulu kararıyla Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Prof.Dr. Mehmet Karaosmanoğlu'na verilmiştir. 2003 yılında başlanan kazı ve restorasyon çalışmalarına Tapınak alanında, Apadana’da, Kale Kapısı civarında, Kilise’de ve Sur duvarlarında devam edilmektedir.[1]