Gözlükule Höyüğü
Koordinatlar: 36°54′46″K 34°53′40″D / 36.91278°K 34.89444°D
Arkeolojik Höyük | |
Adı: | Gözlükule Höyük |
il: | Mersin |
İlçe: | Tarsus |
Köy: | Merkez |
Türü: | Höyük |
Tahribat: | Yapılaşma[1] |
Tescil durumu: | Tescilli[1] |
Tescil No ve derece: | 1291 |
Tescil tarihi: | 19.07.1985 |
Araştırma yöntemi: | Kazı |
Gözlükule Höyüğü, Mersin İl merkezinin 30 km. doğusunda[2] Tarsus İlçesi'nin güneybatısında, günümüzde İlçe'nin bir parkı olarak kullanılan bir höyüktür. Tepe, 300 metre çapında olup 25 metre yüksekliktedir. Bir Klasik Çağ kenti olan Tarsu ya da Tarse, hem tepede hem de günümüz Tarsus İlçesi'nin altındadır.[3] Günümüz Tarsus'unu oluşturan ilk yerleşimin, Toroslar'dan gelen bir akarsuyun kıyısında, MÖ 7. binyılda bir köy olarak kurulduğu belirtilmektedir.Höyük, Orta Anadolu'dan Akdeniz kıyılarına doğal bir geçiş olan Gülek Boğazı çıkışında, Antik Kilikya ovasında yer almaktadır. Diğer yandan Gülek Boğazı çıkışından Amik Ovası yoluyla Kuzey Suriye'ye ulaşımın da kavşağındadır.[2]
Kazılar
Höyükte çok uzun bir süreden beri kazılar yapılmaktadır. İlk kazılar 1934 ve 1936-37 yıllarında yapılmıştır. Daha sonra 1947-49 yılları arasında Amerikan Tarsus Araştırma ekibi adına H. Goldman tarafından kazılar yapıldı. Bu kazılarda Kalkolitik Çağ tabakalarına ancak 4,5 x 3,5 metrelik bir açmada ulaşılabilmiştir. Fakat ova taban suyu nedeniyle ana toprağa ulaşılamamıştır. İlk kazı ekibi üyelerinden Hollandalı arkeolog ve Anadolu Arkeolojisi'nin teorik temellerini kuran bilim insanlarından biri olan Machteld James Mellink[2] ve Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü'nden bir ekip 2000 yılı eylül ayında ön hazırlık yaparak 2001 yılında yeni dönem kazılarına başlamıştır. Yine Boğaziçi Üniversitesi tarafından 2007 yılında Aslı Özyar başkalığında yeniden kazılmıştır.[3]
Tabakalanma
Gözlükule Höyük, Anadolu'daki Neolitik Çağ'dan neredeyse günümüze kadar kesintisiz iskan gören bir yerleşmedir.[2] Neolitik ve Kalkolitik Çağ devamında Erken Tunç Çağı I., II. ve III. evreler, Orta Tunç Çağı, Geç Tunç Çağı I. ve II. evleler, Demir Çağı, Helenistik ve Roma dönemlerine tarihlenen yapı katları ortaya çıkarılmıştır.[3]
Gözlükule kazılarının Anadolu Arkeolojisi'ne getirdiği en önemli katkı, Kuzey Mezopotamya kültür evrelerinin, bu kazılarda edinilen bilgilerle Anadolu Arkeolojisi'ne uyarlanmasıdır. Anadolu Arkeolojisi'nde Erken Tunç Çağı'nın I., II. ve III. evrelere bölümlendirilmesi bu kazılar ışığında olmuştur.[3]
Buluntular
Höyüğün doğu tarafında Erken Tunç Çağı I. Evreye ait taş temeller ortaya çıkarılmıştır. Bu taş temellerin bir savunma duvarına ait olduğu ileri sürülmektedir. Sur duvarı kuzeydoğu – güneybatı yönünde izlenmektedir. Oldukça bozuk durumdadır. Açığa çıkarılan bir taş yığınının bu sura bağlı bir kule olması gerektiği ifade edilmektedir. Kuleden uzanan taş döşeli bir yolun iki yanına sıralanmış yapılarda sekiler, üzeri kerpiçle kapatılmış suyolları ve depolama alanları bulunmuştur.[3]
Erken Tunç Çağı II. Evrede, önceden daha ince olan surun kalınlaştırılması için o kesimdeki evlerin aceleyle yıkılıp kerpiçten ikinci bir duvar yapıldığı, iki duvar arası alanının dükkanların yer aldığı bir alan olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır.[3]
Erken Tunç Çağı III. Evrede megaron tipi yapılar ortaya çıkmıştır. Daha sonraki safhalarda doğu tipi olarak tanımlanan, bitişik düzendeki çok odalı yapılar yer almaktadır. Mimarideki bu değişiklik farklı kültüre sahip yeni bir halkın höyüğe gelip yerleştiği şeklinde yorumlanmaktadır.[3]
Erken Tunç Çağı III. Evrenin sonlarında, Erken Tunç Çağı – Orta Tunç Çağı Geçiş Evresi'nde yerleşmenin dışarıdan gelen bir yıkıma uğradığı anlaşılmaktadır. Bundan sonra zayıf ve dağınık bir yerleşim görülmektedir ve eski halkın, yeni halklar karışmadığı ileri sürülmektedir.[3]
Erken Tunç Çağı I. Evreye tarihlenen kilden yapılmış bir tanrıça heykelinin benzerlerine Kusura Höyük, Termi'de rastlanmıştır.[3]
Tahribat durumu
Höyüğün güney kesimi yol tarafından kesilmektedir. Bugün için park olarak kullanılmaktadır.[1]