Süleyman Hilmi Tunahan
Süleyman Hilmi Tunahan | |
---|---|
Doğum |
1888 Silistre,Ferhatlar köyü |
Ölüm |
16 Eylül 1959 İstanbul,Üsküdar |
Defin yeri | Karacaahmet mezarlığı |
Meslek | Din adamı, âlim, mutasavvıf |
Etkin yıllar | 1920-1959 |
Din | İslam (Sünni) |
Ebeveyn(ler) | Osman Tunahan |
Süleyman Hilmi Tunahan (1888, Silistre - 16 Eylül 1959; Üsküdar, İstanbul), din adamı, âlim, mutasavvıf.
Şahsiyeti
Osmanlı Devleti egemenliği döneminde Silistre olarak bilinen, bugünkü adıyla Bulgaristan'ın Silistre şehrinin bir köyü olan Ferhatlar'da doğdu. Babası Hocazade Osman Efendi, Annesi Hatice Hanım, kardeşler Fehime, İbrahim, Halil. İlk ve orta öğrenimini Silistre'de yaptıktan sonra birlikte Ailesi 1907'de medrese tahsili için İstanbul'a geldi.Nakşibendiye Silsile-i saadat büyüklerinden olup otuzüçüncü ve son halkası olarak sevenleri tarafından kabul edilir. İstanbul'da Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı olarak selatin camileri adıyla bilinen, aralarında Sirkeci'de bulunan Yeni Camii, Fatih semtine bağlı olan Şehzade Camii gibi dini mekanlarda görev yaptı. Vefatından önce Sultan Ahmet Camii'nde görevliydi.
Hayatı
Süleyman Hilmi Tunahan, İstanbul'da, 1924 ile 1959 yılları arasında insanlara Kur'an öğretmek için özel bir eğitim sistemi geliştirdi. Bu yolla çok sayıda öğrenci okuttu. Tunahan'ın medreseleri mevcut Cumhuriyet dönemi yasalarına aykırı olduğu için eğitim faaliyetleri gizlilik içinde yürütüldü. Süleyman Hilmi Tunahan, Süleymancılık akımını kesin bir dille reddetmiştir. Süleyman Hilmi Tunahan'ın, 1959 yılında devletin bir memuru olarak vefatından sonra da uzun bir dönem bu eğitim faaliyetleri gizli olarak devam etmiştir.
Tunahan, 1924 yılında Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nun çıkması üzerine merkezi İstanbul'da bulunan Müderrisîn Cemiyeti'ne mensup 500 civarında din adamını acilen toplantıya çağırdı. Kendisi o tarihte bu cemiyetin idare heyeti azası ve Katib-i Umumisi (Genel Sekreter) idi. Tunahan burada yaptığı tarihi konuşmasında, dinin devamının kendi ellerinde olduğunu, her birinin 2 öğrenci yetiştirmesi halinde 2 nesil daha dinin unutulmayacağını anlattı.[1] Aynı toplantı sonunda resmî makamlara gönderdiği bir telgrafta "Biz aşağıda isim ve imzaları bulunan dersiamlar hiçbir ücret talep etmeden Müslüman çocuklarından arzu edenlere din dersi vermeye hazırız" diyerek izin istedi, ancak resmi makamların "Memlekette Tevhid-i Tedrisat Kanunu yürürlüktedir. Hilafına hareket şiddetle ceza-i müstelzimdir" cevabı üzerine kendisi ve birkaç dersiam dışında din adamlarının tamamı geri adım attılar.[2] Okutmaya talebe bulamayıp kendi kızlarını okutarak başlamış, daha sonra birer ikişer talebeleri artmıştır. Kur'an dersleri gizlilik içinde, izbe ve soğuk mekânlarda, şehir içi taksi yolculuklarında, tren kompartımanlarında yürütülmüştür.
Daha 30 yaşındayken profesör unvanı alan Süleyman Hilmi Tunahan, aynı zamanda hukuk fakültesini yüksek dereceyle bitirmiştir. Çok sayıda Kur’an kursu hocası, vaiz ve müftü yetiştirmiştir. Tunahan’ın en önemli eseri Kur'an okumayı kısa zamanda öğreten “Elif Cüzü”dür. Kendisi kitap yazmaktan çok kitapları yaşayacak ayaklı kitap yetiştirmeyi uygun görmüştür. 1970 yılında dönemin hükümeti tarafından öğrencilerinin oluşturduğu grupların çalışmaları serbest bırakılarak okulları resmen tanındı.
Kaynakça
Dış bağlantılar
- Alman din bilimcisi Prof. Dr. Udo Steinbach'ın konuyla ilgili makalesinden çeviridir.
- "Süleyman Hilmi Tunahan İslâm Uğruna Harcanmış Bir Ömür."