Köprülü Damadı Abaza Siyavuş Paşa

Abaza Siyavuş Paşa
Osmanlı Sadrazamı
Görev süresi
23 Eylül 1687 - 2 Şubat 1688
Hükümdar II. Süleyman
Yerine geldiği Sarı Süleyman Paşa
Yerine gelen Nişancı İsmail Paşa
Kişisel bilgiler
Ölüm 1688
İstanbul

Abaza Siyavuş Paşa, II. Süleyman saltanatında, 23 Eylül 1687 - 2 Şubat 1688 tarihleri arasında beş ay dokuz gün sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır. Köprülü ailesi damadıdır.

Hayatı

Abaza asıllıdır.[1] Sivayuş Paşa Köprülü Mehmet Paşa'nın kölesi idi. Köprülü Fazıl Ahmet Paşa'nın sadrazamlığı sırasında kapıcılar kethüdası oldu. Köprülü Mehmet Paşa'nın bütün seferlerindeKöprülü Fazıl Ahmed Paşa ve Merzifonlu Kara Mustafa Paşa ile birlikte bulundu. Köprülü Mehmed Paşa'nın kızı ile evlenip onun damadı oldu. 1681'de kapıkulu sipahi ocağından Silahdar Bölüğü'ne ağa olarak atandı ve Viyana Kuşatması esnasında da cebecibaşı oldu. Viyana Kuşatması bozgunundan sonra 1684'de kapıkulu sipahi ağası olarak tayin edildi.

Bu görevde sadece iki ay kalan yine 1684'de Abaza Sivayuş Paşa vezirlik rütbesi ile Diyarbakır valisi olarak görevlendirildi. Fakat Sivayuş Paşa Diyarbakır'a gitmeyip bu eyalet timarlı sipahi askerleri ile Macaristan'da kaldı. Bu sırada düşman tarafından kuşatmaya alınmış olan Budin kalesine asker sokmakla görevlendirildi ve askeri yetenekleri dolayısıyla bu görevi başardı.

1687'de Halep Valisi olarak görev verildi ama yine o eyaletin timarlı sipahi askeri ile Macaristan'da kaldı.

5 Eylül 1687'de Avusturya cephesinde bulunan ordu İkinci Mohaç Muharebesi'ni kaybeden Sadrazam ve serdar-ı ekrem Sarı Süleyman Paşa'ya karşı ayaklandı. Sarı Süleyman Paşa askerler tarafından öldürüleceğinden korkarak, cepheden gizlice kaçıp, önce Belgrad'a ve sonra da İstanbul'a geldi. Bu askeri ayaklanmada elebaşılık yapanlar arasında Halep Valisi rütbeli Abaza Sivayuş Paşa'da bulunmaktaydı. Sarı Süleyman Paşa'nın kaçtığı anlașılınca ayaklanmayı edare eden askerler toplandılar. Bu toplantıda kendilerinden olduğunu bildikleri Halep Valisi Abaza Sivayuş Paşa'yı serdar ve "Sadrazam" olarak seçtiler. Fakat orduda disiplin kalmamıştı. Ayaklanmacıların kendilerine serdar ve "Sadrazam" seçtikleri Abaza Sivayuş Paşa orduyu disiplin almaya yetenekli değildi. Ordu bir keşmekeş içinde cepheden ayrılıp İstanbul'a dönmeye başladı. Asilerin elebaşıları olan sipahilerden Küçük Mehmed, Mülazımbaşı Ahmed, Kethuda-yeri Çolak Hüseyin, Ebu Yusufoğlu Hamza, Baltacı Kürt Hüseyin ve levent bölükbaşıları, güya komutan olacak, Abaza Sivayuş Paşa'yı istedikleri gibi idare etmekteydiler.[2]

İsyancı ordu Balkanlardan Edirne'ye geri dönmeye koyuldu. İstanbul'da padişah IV. Mehmet asi ordunun kendini tahtan indirebileceği endişeleri içine girdi. İstanbul'a kaçıp saklanmış Sarı Süleyman Paşa bulununca idam edilip kesilen kafası Balkanlarda yolda bulunan orduya gönderildi. Padişah isyancı ordunun emrivakisini de kabul edip isyancıların "Sadrazam" seçtikleri Abaza Sivayuş Paşa'ya mühr-ü humayun göndererek onun sadrazam olduğunu resmen kabul etti. Yoldaki orduya gönderilen mühr-i hümayun Abaza Sivayuş Paşa eline isyancı ordu Niş'e geldiği zaman erişti.[2]

Ordu Edirne'ye vardığı zaman padişah İstanbul'un idaresini İstanbul Sedaret Kaymakamı olarak tayin etmiş olduğu Boğaz Muhafızı görevini yapan ve Abaza Sivayuş Paşa'nın kayınbiraderi olan Köprülü Fazıl Mustafa Paşa'ya verdi. İsyancı ordu içinde padişah IV. Mehmed aleyhinde büyük bir çoğunluk bulunmaktaydı ve bunlar IV. Mehmed'in tahttan indirilmesini istemekteydiler. Bunun haberini alan IV. Mehmed isyancı orduya bir hatt-ı hümayun göndererek eğer kendisi hal'edilirse oğlu olan Şehzade Mustafa'nın yerine geçirilmesini istediğini belirtti.[2]

Ordu Edirne'den ayrılıp Silivri'ye erişdiğinde, Abaza Sivayuş Paşa İstanbul Kaymakamı olan kayınbiraderi Fazıl Mustafa Paşa'ya askerlerin IV. Mehmed'in haledilmesini ve yerine Şehzade Süleyman'ın çıkartılmasını istediklerini bildirdi. İsyancı ocak ağalarının imzalarını taşıyan bu konuyu içeren bir mazharı ona gönderdi. Ordu daha İstanbul'a girmeden 8 Kasım 1687'de İstanbul Kaymakamı Fazıl Mustafa Paşa tertibat alıp IV. Mehmed'i hal ederek yerine II. Süleyman'ı tahta geçirdi.

Ordu İstanbul'a geldiğinde şehrin dışında Davutpaşa sahrasına yerleşti. Bu Balkanlardan gelen ocaklar halkı ve diğer askerlere şehirden çıkan ve Çırpıcı Çayırı'na yerleşen levent taifesi ve kapıkulu sipahileri de katıldılar. Yeniçeriler ve sipahiler kendilerine verilen ulufeleri az bularak Davutpaşa'da bulunan Sadrazam'ın çadırına saldırdılar. Abaza Sivayuş Paşa bu hücumdan hayatını çok zor olarak kurtarabildi.[2]

Sonra Abaza Sivayuş Paşa güya zafer kazanmış bir komutanmış gibi büyük bir alayla İstanbul girdi; yeni padişahın huzuruna çıkıp onun ayağını öptükten sonra Sancak-ı Şerif'i ona geri teslim etti.[2]

Bunu izleyen günlerde Fetvacı Hüseyin Çavuş tarafından yönlendirilen yeniçeriler Etmeydanında ve Küçük Mehmet tarafından yönlendirilen sipahiler de Atmeydanında ayrı ayrı toplantılar yaptılar. Sipahiler kendi elebaşları olan Küçük Mehmed'in tutumunu beğenmedikleri için onu öldürüp parça parça ettiler. Sonunda her iki meydanda bulunan askerlerde de koordineli bir yönelim buldular. Bayrak açıp kente yayıldılar ve zengin ve servetli buldukları kişileri tespit edip onların konak ve büyük evlerine girip evi yağmalama işlemine koyuldular. İstanbul'da yaşayan servetliler ve konak ve büyük ev sahipleri çare olarak kendilerine destek sağlayacak bir asker zorbası ve onun emri altında kapıkulu askeri grubu bulmakta ve bunlara verdikleri epeyce yüksek paralar ile kendi ikametlerini korumakta buldular. Şehirde bu terör 15 Kasım'a kadar devam etti.[2]

15 Kasım'da II. Süleyman'ın tahta çıkması şerefine kapıkulu askerine çulus bahşişi verme töreni için askerler Atmeydanı'nda toplandılar. Yaklaşık 38.130 yeniçeri ve sınır kalelerinde bulunan 32.263 kapıkulu askerine cülus bahşişi olarak hazineden 3.905 kese altın çıkarıldı. Cebeci, topçu, top arabacıları ve silahdar ocakları mensuplarına da aynı miktarda bahşiş verildi. Toplam olarak 4.557 kesenin 1.256 kesesi Endurun hazinesinden ve kalanı Mısır gelirinden verildi. Bu kadar gümüş kuruş bulabilmek için Saraydaki değerli gümüş kapkacak ve süs eşyası; İç Hazinede bulunan murahassa kılıç ve silahlar ve hatta Has Ahır'da bulunan değerli tahtlar elden çıkartılıp gümüş para darpedilmesi için Darphane'ye gönderildi. Fakat bunlarda yetişmedi. İstanbul'un servetlilerinden "imdadiye" adlı özel ek bir vergi alınmasına karar verildi. Fakat bunun tahsil görevi ayaklanan askerin içinde bulunan zorba-başlarına verildi. Bir kısım İstanbul zengini hayatlarından korkarak İstanbul'u terk etmeye başladılar.

Sadrazam iş yaptığını göstermek için ayaklanmacı kapıkulu askerlerinin elebaşılarından Fetvacı Hüseyin'i, yeniçeri ağası Harputlu Ali Ağa vasıtası ile katlettirdi. Ama bu isyancı askerleri daha da körükledi. İsyancılar 28 Şubatta, önce kola çıkmış olan Harputlu Ali Ağa'yı kılıçla öldürdüler. Ertesi 1 Mart günü de Defterdar Hüseyin Paşa'nın konağını ele geçirip yağmaladılar. Sonra Abaza Sivayuş Paşa'nın konağını kuşattılar. Konakta şeyhülislam ve kazaskerlerin de katıldığı bir toplantı yapılmaktaydı. Abaza Sivayuş Paşa'dan zorla mühr-üi hümayunu aldılar. Bu konak isyancılar tarafından 1 gün 1 gece kuşatmada kaldı. Çevresinde olan Atmeydanı ve Paşa Sarayı cehenneme döndü. İsyancılar ertesi sabaha doğru konağa girdiler ve karanlıkta ellerine geçirebildikleri her şeyi talan ettiler. Abaza Sivayuş Paşa önce dışarı çıkmayı denediyse de isyancıların hareme girdiklerini görüp geri döndü ve içoğlanları ile haremini korumaya koyuldu. Bu sırada vurularak öldürüldü.[2]

Mezarı Üsküdar'dadır.

Değerlendirme

Uzunçarşılı'ya göre

Siyavuş Paşa fevkalade cesur, silahşör ve vakar sahibi bir vezir idiyse de saf-dil olup hükümet reisliğine liyakatı yoktu.

Kaynakça

  1. Uzunçarsılı, İsmail Hakkı, (1954) Osmanlı Tarihi III. Cilt, 2. Kısım , XVI. Yüzyıl Ortalarından XVII. Yüzyıl Sonuna kadar), Ankara: Türk Tarih Kurumu (Altıncı Baskı 2011 ISBN 978-975-16-0010) say.431-434.
  2. 1 2 3 4 5 6 7 Sakaoğlu, Necdet (1999), Bu Mülkün Sultanları, İstanbul:Oğlak say. 286

Dış bağlantılar

Siyasi görevi
Önce gelen:
Sarı Süleyman Paşa
Osmanlı Sadrazamı
23 Eylül 1687 - 2 Şubat 1688
Sonra gelen:
Nişancı İsmail Paşa
This article is issued from Vikipedi - version of the 12/23/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.