İbrahim Hilmi Paşa
Keçiboynuzu İbrahim Hilmi Paşa | |
---|---|
Osmanlı Sadrazamı | |
Görev süresi 14 Kasım 1806 - 18 Haziran 1807 | |
Hükümdar | III. Selim |
Yerine geldiği | Bostancıbaşı Hafız İsmail Paşa |
Yerine gelen | Çelebi Mustafa Paşa |
Kişisel bilgiler | |
Doğum | 1747 İstanbul |
Ölüm | 17 Haziran 1825 İstanköy |
İbrahim Hilmi Paşa veya Keçiboynuzu İbrahim Hilmi Paşa (d. 1747, İstanbul - ö. 1825 İstanköy), III. Selim saltanatında 14 Kasım 1806 - 18 Haziran 1807 tarihleri arasında yedi ay dört gün sadrazamlık ve çeşitli eyalet valiliği ve bu arada Girit valiliği yapmış Osmanlı devlet adamıdır.
Hayatı
İstanbul'da 1747'de doğdu. Yeniçeri ocağı beytülmalcısı Mehmed Ağa'nın oğludur.[1] Gençliğinde çok zayıf olduğu için Keçiboynuzu lakabı almıştır [2]. Yeniçeri ocağına girdi. 1802'de zağarcıbaşı, 1803'de kul kethüdası ve 1804'de Yeniçeri Ağası oldu.
Yeni kurulmakta olan Nizam-ı Cedid ordusuna karşı yeniçerilerin gösterdiği çok düşmanca reaksiyonu teskin etmek hedefiyle 4 Eylül 1806'da sadrazam görevine getirildi. Sadrazamlık dönemi çok olaylı geçti.
1804'de Kara Yorgi idaresinden başlayan Sırp İsyanı devam etmekteydi ve Ruslardan da aldığı destekle Kara Yorgi 13 Aralık 1806’da Belgrad’ı eline geçirdi.
Osmanlı devleti 24 Eylül 1805 tarihinde Osmanlılar Ruslarla bir dostluk anlaşması yapmasına rağmen 1806'da Rus yanlısı "Konstantin İpsilanti" adlı Eflak Beyi'ni ve "Alexander Murusis" adlı Boğdan Beyi'ni görevden almıştı. Aynı sıralarda Napolyon Bonapart imparatorluğu idaresindeki Fransa da Dalmaçya kıyılarına asker çıkartmış ve Rusları tehdide başlamıştı. Bundan hoşnut olmayan Rusya 40.000 civarında askerle Eflak ve Boğdan'ı işgale başlamıştı. Buna karşılık 22 Aralık 1806 tarihinde Osmanlı devleti Boğazları kapattı ve Rusya'ya savaş ilan etti. Böylece 1806-1812 Osmanlı-Rus Savaşı başlamış oldu.
Oamanlı devletinin bu savaşa girmesine neden, İngiltere tarafından, 1806'da İstanbul'a gönderilen Fransa elçisi Sabatini'ye bağlanmıştı. Bu Fransa elçisi İstanbul'a gelince Rus Çarı I. Aleksandr İngiltere'den yardım isteyince İngiltere büyükelçisi Arbuhnot III. Selim huzuruna çıkarak bir ultimatom vererek Fransız elçisinin geri gönderilmesini istedi; yoksa İngiltere'nin Akdeniz donanma filosunun Osmanlı devletine karşı hücuma geçeceğini bildirdi. 18 Şubat 1807'de Rusların müttefiki olan İngiltere'ye ait Amiral Duckworth komutasında 8 üç-ambarlı büyük kalyon ve 4 fırkateynden oluşan bir filo Çanakkale Boğazı'nı geçmeye başladı. İngilizlere destek sağlayan Amiral "Dmitry Şenyavin" komutasındaki 4 üç-ambarlı büyük kalyon boğaz girişinde kalıp bu hücuma iştirak etmedi. Bu İngiliz filosu nispeten az zayiatla Ramazan olduğu için iyi korunamayan Çanakkale Boğazı'nı geçip Marmara Denizi'ne girmeyi başardı. Amiral Duckworth'un filosu İstanbul önlerine gelip 19 Şubat'ta Yeşilköy önlerine demirledi. İstanbul ahalisi bu filonun şehri bombardıman edeceğinden çok paniğe kapıldı. Başta sadrazam İbrahim Hilmi Paşa, halk, esnaf, medrese öğrencileri savunma örgütleri kurdular. Uzak çevrelerden silahlı gönüllüler gelmeye başladı. Birkaç gün içinde kent sahillerine 1,200 kadar sayıda top yerleştirildi. Osmanlı donanması Haliç'ten çıkmadı, ama silahlı siviller kayıklarla sahillerini devriyeye başladılar. İngiliz Amirali Duckworth'un genç donanma subayı oğlu su ikmali için Kınalıada'ya çıktığında orada esir alındı. Amiral Duckworth Osmanlı donanmasının Haliç'den çıkmasını beklemekte idi. Ama İstanbul önlerinde bir buçuk hafta bekleyip Osmanlı donaması Haliç'den çıkmayınca bu operasyonun başarılamıyacağı anladı. 2 Mart'ta sahilden halkın yuhaları altında İstanbul'dan ayrıldı. Çanakkale Boğazı ağzında Osmanlı topçusu İngiliz filosuna yine zayiat verdirdi.[3]
Bu badirenin atlatılmasından sonra Rusya'ya karşı savaş için Serdar-ı Ekrem olan sadrazam İbrahim Hilmi Paşa komutasında Osmanlı ordusu 12 Nisan 1807'de Ruslara karşı sefere çıkarak Silistre önlerine geldi. Bulgaristan'dan Tuna Nehri üzerinden Eflak topraklarına girerek Eflak başkenti Bükreş'e taaruza başladı. Fakat bu ordu Mikail Miloradovic komutasındaki nispeten ufak bir Rus ordusu tarafından 2 Haziran 1807 tarihinde Obileşti Muharebesi'nde yenilip geri püskürtüldü.
Balkanlarda bu gelişmeler olurken Vahhabi İsyanı 1803-1804'den beri devam etmekte idi ve Abdül Aziz ibn Muhammad ibn Saud idaresinde olan Saudi Vahhabiler ellerine geçirdikleri Mekke be Medine şehirlerindeki kutsal anıtları ve dindar Sünnilerin önemli saydıkları bina, türbe ve mezarlıkları yıkıp yerle bir etmeye devam etmekteydiler. Bu kutsal yerlerin koruyucusu olan Osmanlı devleti diğer savaşlarla uğraştığı için hiç tedbir alamaz halde idi.
Bu gaileler devam ederken Sultan III. Selim ve yeni kurulan Nizam-ı Cedid aleytarlığı almış yürümüştü.[3]
III. Selim'in en yakın çevresini oluşturan Sır Katibi Ahmet Faiz Efendi, Valide kethüdası Yusuf Ağa, İbrahim Kethüda ile ilgili yolsuzluk iddiaları ortalığa yayıldı. Bunların servetinin kaynağının İrad-ı Cedid paraları olduğu ileri sürülmekte idi. Güven bulanımı, dedikodu, yolsuzluk savları ve hayat pahalığı giderek arttı.... Olanlara sırt çeviren zengin bir zümre de Avrupa'dan gelen yeniliklere özenirken; yobazlar ve cahil kesim dinin elden gittiği yaygarasıyla padişaha duyulan güvensizliği nefrete dönüştürme çabasındaydı... Batıl inançlara bağlılık, eskiye oranla kentte çok yaygınlaştı.
25 Mayıs 1807'de Rumelikavağı'ndaki Boğaz muhafızları yamakları Kabakçı Mustafa isyanı'nı başlattılar. İstanbul bir terör merkezi oldu. Nizam-ı Cedidciler kentte aranıp yakalanıp öldürülmeye başlandı. İmkanı olan Nizam-ı Cedid askerleri ve onları tutan ilerigelenler İstanbul'dan kaçmaya başladılar. Konaklar yağmalandı. Etmaydanında devamlı büyük toplantılar yapılıp şeriat geri getirilmesi çareleri arandı. Ayaklanmanın üçüncü günü Paşakapısı, Ayasofya ve Topkapı Sarayı çevresini dolduran isyancı güruh Babıali'deki ulema ve ricali önlerine katıp Sarayın iki kapısından girip Bâbüssaâde Kapısı önüne geldiler. Sedaret kaymakamı Köse Musa Paşa ve Şeyhülislam Ataullah Efendi'yi saray içine gönderildiler ve yeni padişahın cülusunu sağladılar. Böylece 29 Mayıs 1807'de III. Selim tahttan feragat etmiş oldu ve yerine IV. Mustafa padişah oldu.[3]
Bu olaylar sırasında Sadrazam İbrahim Hilmi Paşa serdar-ı ekrem olarak Rus cephesinde bulunmaktaydı. İstanbul'da görevini sedaret kaymakamı olan Köse Musa Paşa yapmakta idi. İbrahim Hilmi Paşa Balkanlarda dağılan ordunun başından ayrılarak Alemdar Mustafa Paşa'ya sığındı. Bunun üzerine 18 Haziran 1807'de sadrazamlıktan azledildi.[1]
Temmuz 1807'de İbrahim Hilmi Paşa Selanik valiliğine getirildi. Aralık 1807'de ise Hersek sancağı da bağlanmış olarak Bosna eyaleti valisi oldu. Alemdar Mustafa Paşa'in İstanbul'a girişi olaylarına, II. Mahmud'un tahta geçmesine; Alemdar Mustafa Paşa'nın öldürülmesi ve II. Mahmud'un yavaş yavaş idareyi eline alış olaylarına hiç katkısı olmadı. Ekim 1813'de bu valilikten azledildi; vezirliğü kaldırıldı ve Gelibolu'ya sürgüne gönderildi. 1816'da afedildi; vezirliği geri verildi ve Kandiye muhafızlığı görevi verildi. 1818'de bir rütbe düşümü ifade eden İçel mutasarrıflığı görevine atandı. Temmuz 1819'da Hanya muhafızlığına tayin edildi. Temmuz 1821'de ise Adana valisi görevi verildi.[1]
1823'de bu valilik görevinden de azledildi; vezirliği geri alındı ve İstanköy'de ikamete memur edildi. Fakat burada iken bir müddet sonra bir Rum isyanı çıkması muhtemel görüldüğü için İstanköy Muhafızlığı görevine getirildi. Bu görevde iken 17 Haziran 1825'de 77 yaşında vefat etti.[1]
Kaynakça
- 1 2 3 4 Beydilli, Kemal "İbrahim Hilmi Paşa (Keçiboynuzu Ağa)" (1999), Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi, İstanbul:Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık A.Ş. C.1 s.629-630 ISBN 975-08-0072-9
- ↑ Büyük Larousse, Cilt Xİ, s.5536 İstanbul:Milliyet yayınları (1986)
- 1 2 3 Sakaoğlu, Necdet (1999), Bu Mülkün Sultanları, İstanbul:Oğlak Yayınları ISBN 975-329-2996 s.395
Dış kaynaklar
- Beydilli, Kemal (1999) "İbrahim Hilmi Paşa (Keçiboynuzu Ağa)" , Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi, İstanbul:Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık A.Ş. C.1 s.629-630 ISBN 975-08-0072-9
- Sakaoğlu, Necdet (1999), Bu Mülkün Sultanlari, İstanbul:Oğlak Yayınları ISBN:975-329-2996
- Buz, Ayhan (2009) Osmanlı Sadrazamları, İstanbul: Neden Kitap, ISBN 978-975-254-278-5
- Danişmend, İsmail Hâmi (1971),Osmanlı Devlet Erkânı, İstanbul: Türkiye Yayınevi.
Dış bağlantılar
- Tektaş, Nazım (2002), Sadrâzamlar Osmanlı'da İkinci Adam Saltanatı, İstanbul:Çatı Yayınevi (Google books:
- Beydilli, Kemal (2000), "İbrâhim Hilmi Paşa" Türkiye Diyanet İşleri Vakfı İslam Ansiklopaedisi Cilt:21, Sayfa: 318-319, Ankara:TDV İslâm Araştırmaları Merkezi, Online: []
Siyasi görevi | ||
---|---|---|
Önce gelen: Bostancıbaşı Hafız İsmail Paşa |
Osmanlı Sadrazamı 14 Kasım 1806 - 18 Haziran 1807 |
Sonra gelen: Çelebi Mustafa Paşa |
|
Dış bağlantılar
- Tektaş, Nazım (2002), Sadrâzamlar Osmanlı'da İkinci Adam Saltanatı, İstanbul:Çatı Yayınevi (Google books:
- Beydilli, Kemal (2000), "İbrâhim Hilmi Paşa" Türkiye Diyanet İşleri Vakfı İslam Ansiklopaedisi Cilt:21, Sayfa: 318-319, Ankara:TDV İslâm Araştırmaları Merkezi, Online: []
Siyasi görevi | ||
---|---|---|
Önce gelen: Bostancıbaşı Hafız İsmail Paşa |
Osmanlı Sadrazamı 14 Kasım 1806 - 18 Haziran 1807 |
Sonra gelen: Çelebi Mustafa Paşa |
|
|